Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/864 E. 2021/752 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/864 Esas
KARAR NO: 2021/752
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/11/2020
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ile davalı şirket arasında —–imzalandığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete ——— —– —– kullandırıldığını, davalı şirketin ——-asıl alacak tutarındaki fatura borcu ve cayma bedellerinin ödenmediğini, fatura borçlarının ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine — —dosyasında icra takibine başlandığını, davalı şirketin —- tarihinde yetki ve borca yönelik itirazda bulunduğunu ve İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek —– dosyasında ödeme emrinde yazılı borca ve tüm ferilerine ilişkin itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının—–uyarınca—— —- adet fatura borcunu ödemediğini iddia ettiğini, ancak davacının huzurdaki davanın temelini oluşturan fatura alacaklarnın kaynağı hakkında hiçbir açıklamada bulunmadığını, davaya konu edilen faturalar incelendiğinde toplam tutarı — açıklaması ile —- ilişkin olduğunu, toplam tutarı ——-ücretine ilişkin olduğunu, müvekkili olan davalı şirketin—— nedeniyle davacıya ödenmemiş herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili olan davalı şirketin davacıdan—- altında herhangi bir hizmet almadığını, dava dışı — müvekkili olan davalı şirketin —-üstlendiği —– etkinliğinin tanıtımına destek olmak üzere davacı’nın —- ——- duyurmayı taahhüt etmesine rağmen Dava dışı —- söz konusu hizmeti verip vermediğine; verdiyse ne şekilde ifa ettiğine dair Müvekkili olan davalı şirkete bir veri sunamadığını, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını, davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, sözleşmenin ——- ve icra dairelerinin yetkili olacağının belirtildiğini, davacı ile müvekkili olan davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin sadece ——- ile sınırlı olduğunu, uyuşmazlığın ana konusunu oluşturan ve —— tutarlı ——- kapsamadığını, davacı tarafça müvekkili olan davalı şirkete taahhüt edilen hizmetin ne şekilde ifa edildiğinin kanıtlanamadığını, ayıplı bir hizmet için ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, icra inkar tazminatı şartları oluşmadığını veyan etmiş, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Mahkemeye gönderilmesini, haksız davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; —–doğan alacağa—-ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—— üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacı şirkete, davalı adına kayıtlı abonelik ile ilgili sözleşme, taahhütname, ödeme ve fatura bilgisi gibi tüm bilgi ve belgelerin onaylı suretlerinin gönderilmesi için müzekkere yazılmış, —- tarihli cevabi yazı dosya içerisine alınmıştır..
6100 sayılı HMK’nın;
6. maddesinde; (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2) Yerleşim yeri, — tarihli ve —– göre belirlenir.
10. Maddesinde; Sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği,
Yetki sözleşmesi başlıklı 17. Maddesinde ise;” (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzelenmiştir.
———- maddesinde ise; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunacağı, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olacağı, düzenlenmiştir.
———-Borcun ifa yerinin, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirleneceği, aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde— edilebileceği düzenlenmiştir.
——- kararında; “İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmiş olması, —-maddesi anlamında özel bir dava şartıdır.
HMK’nun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmü yer almaktadır. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Bu hüküm, icra dairesinin yetkisi açısından da geçerlidir.” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olayda taraflar arasında sözleşme bulunmakta olup, sözleşmeden kaynaklanan alacak iddiasına dayalı olarak —— dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının takibe —- olduğundan uyuşmazlıkta —– ilişkin yetki itirazı ve devamında da borca yönelik itirazda bulunduğu, takibin durdurulduğu ve süresi içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içinde bulunan sözleşme sureti incelendiğinde sözleşmenin — tarihli olduğu ve sözleşmenin —-olduğuna—— yine ——şartına ilişkin ayrıca bir düzenlemenin bulunmadığı görülmüştür.
Taraflar tacir olmakla her ne kadar sözleşmede kararlaştırılan yetki şartının tarafları bağladığı akla gelebilir ise de sözleşme tarihi —– olmakla sözleşmenin imza tarihinde —- yürürlükte bulunmadığından, imza tarihinde yürürlükte olan —– “Mahkemenin salahiyeti intizamı amme esasına binaen tayin edilmemiş olan hallerde iki taraf bir veya mütaaddit muayyen hususa mütaallik ihtilaflarının salahiyettar olmıyan mahal mahkemesinde görülmesini tahriren mukavele edebilirler. Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez.” şeklindeki düzenleme nedeniyle somut olayda taraflar arasındaki yetki şartı genel yetkili mahkemenin yetkisini kaldırmamaktadır.
Bu halde, davacı yetki sözleşmesi gereği talebini —– yapabileceği gibi, uyuşmazlıkta akdi ilişki icra takip aşamasında borçlu tarafından kabul edildiğine göre —— somut olayı uygulaması gerekeceğinden davacı/alacaklının para alacağına ilişkin talebini konu ettiği icra takibini kendi ikametgahının bulunduğu yer —–yapabilecektir. —— düzenlemesine göre de ayrıca yetkilidir.
—— maddesinde dava şartları tek tek düzenlenmiş olup, —–Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
İtirazın iptali davaları da —– maddesinde belirtilen genel dava şartları yanında; Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, Borçlunun geçerli bir itirazının bulunması, Davanın süresinde açılmış olması, Hukuki yarar bulunması, Takibi geçersiz kılacak diğer sebeplerin bulunmaması şeklinde özel dava şartlarına tabidir. Bu nedenle, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin yada edilmesin, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta taraflar arasındaki yetki şartına ilişkin düzenleme ——yürürlükte olduğu dönemde yapılmış olduğundan bu çerçevede yapılan incelemede, davacı/alacaklının talebini yetki şartına ilişkin düzenleme gereği —– yapabileceği gibi, para alacağına ilişkin talepte davacı — olan —- takip başlatabileceği, ayrıca davalı ikametgah adresi — olmakla genel yetkili icra dairesinin—–olduğu, davacı tarafından seçim hakkının bu yerler içinde kullanılmadığından seçim hakkının davalı tarafa geçtiği ve davalı tarafından HMK 6. Maddesine dayalı ve usulüne uygun şekilde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, dava dayanağı ilamsız takibin yetkili olmadığı anlaşılan —– başlatılmış olduğu, neticede davalı/borçlunun yetki itirazının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu halde, yetkili icra dairesinde usûlüne uygun takip yapılmaması karşısında, geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmadığından eldeki itirazın iptali davasında dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usûlden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Dava şartı yokluğundan DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan—– harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)—-Tarifesi uyarınca —– arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 7/2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça ödenen 7,80-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/10/2021