Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/858
KARAR NO : 2022/190
DAVA : ALACAK (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yan nezdinde bulunduğunu bildirdiği davacı şirkete ait “——– numaralarını da zikrederek —-davacı yana aynen iadesi yönünde hüküm kurulmasını, haksız olarak bu —- elinde tuttuğunu —- davalı yandan aynen iade sağlanamaz ise, şimdilik kaydı ile —-bedeli olarak —- tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber alınıp davacıya verilmesine, ayrıca, kira bedeli ve sair giderim zımnında —-dava ikame anından başlayacak faiziyle birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı yan dosyaya —–tarihinde —— sunmuştur.—- davacının istediği iadesini —– davalı —- bulunduğunu ifade etmiş, ancak buna ilişkin sürecin farklı surette tekemmül ettiğini ileri sürmüş, —- kendi işyerinde iadeye —— olduğunun cevabi ihtarla ve —- sürecinde davacı yana dava öncesinde de bildirildiğini beyan etmiş, davalının—— kötüniyetli olduğunu —–, neticede —-; haksız ve mesnetsiz olduğunu ifade ettiği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacıya ait davalıda bulunan ——- davacıya iadesi, iadesi mümkün olmaması durumunda bedelinin ödenmesi,—- kullanılmaması sebebiyle oluşan kira ve sair zararların tazmini istemine ilişkindir.
Makine Yüksek Mühendisi ve Nitelikli Hesaplamalar alanında uzman borçlar-ticaret hukukçusu bilirkişisinden alınan raporda özetle; dosya mündericatı tetkik edilmiştir. Netice itibariyle, dava yanları, “—– olarak——, davalı yana —- intikal ettiğine dair farklı anlatımlarda bulunmakta iseler de, nihayetinde —-davalı —– bulunduğu hususunda çekişme olmadığı anlaşılmaktadır. —- davacının dava dilekçesinde anlattığı gibi mi, davalının — tarihli dilekçesinde anlattığı gibi mi davalıya intikal ettiği hususunda, — birinin doğru olduğunu söylemeye elverişli —–dosyada görülmemiştir; ancak takdir Mahkemeye ait kalarak somut çekişme yönünden bu noktanın önemli olmadığı düşünülmektedir. . Davalının —— davacıya gönderildiğini bildirdiği, —–, davalı —– —- olduğunu kabul etmekte, davacının ——- reddedip, “davacının ——— davalıdan gelip alması iradesini açıkladığı görülmektedir. Bu irade, davalının — dilekçesinin– numaralı bendinde de mevcuttur. —-, davalının bu iradesi, —– —-müşahede edilmektedir. Dava dilekçesine bakıldıkta ise, davaya —- davalı yana ——— ihtarını gönderdiğini bildirip o bildirimin tebliğ şerhi ihata etmeyen suretini de dava dilekçesi ekinde ibraz eden davacı —- (ayırıcı nitelikleri ile belirlenmiş) olmayı işaret eder yönde “davacı şirkete ait —— olmadığı takdirde, —— bedelinin şimdilik —- (davacının anlatımına göre…) ihtarnamelerinin tebliğ tarihi olan —–tarihinden itibaren işleyecek faizi İle birlikte davacı şirkete ödenmesini, ayrıca ikame —- kira bedeli ve sair giderim zımnında şimdilik —meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle hüküm altına alınmasını talep ederken, —–davacı şirkete getirilip orada teslim edilmesi” olarak gerçekleşmesini mezkur istemi kapsamında izhar etmektedir, bu yön yukarıda ifade olunan “—- niteliktedir. Bu noktada bakılacak şeylerden —– şudur: yanlar arasında sözleşmesel ilişkisi tamam olmuş — emiş) mudur?.. —- davalı yana -davacanın anlattığı gibi veya davalının anlattığı gibi ulaşması, tamir için bir — vasfını somut olay bakımından haizdir. Davalı, bunun üzerine, tamir için, iki farklı tarihte iki farklı fiyat teklifini davacı yollamıştır. Bu da —” mahiyetindedir. Davacı, bu teklifin/tekliflerin (icap) kabul olmayacağını, gerek ihtarıyla gerek davranışlarıyla ortaya koymuştur. Bu noktadan sonra (yani; — tekemmül etmediği ortaya çıkmakla…), “— davalının —- kalması, onun zilyetliğinin artık “—- olarak tavsifine imkân vermez. Binaenaleyh, davalı, — davacıya iade etmek mevkindedir. Bu noktada ikinci konu gündeme gelmektedir: —– edilecektir? Eğer —-arasında sözleşme tamam olmuş (tekemmül etmiş) olsa idi, borcun konusu “parça borcu” olduğundan TBK md. 89/2 hükmünden hareketle, ifa yerinin (parçanın teslim edileceği yerin) “sözleşmenin yapıldığı 1K in nakartın lunduğ r” olarak belirlenip ona göre değerlendirmede bulunmak mümkün olur idi. Ancak, sözleşme tekemmül etmediğine göre -…asli takdir tamamen —Mahkemeye ait kalarak—–teslim borcu olan davalının (borçlunun) teslim etme yükümünü yerine getireceği yeri belirlemek açısından TBK md. 89/3 hükmüne bakmak gerektiği düşünülmektedir ki; zaten davalı şeyi teslim etme borcu/yükümü olduğunu da kabul etmektedir. Bu teslim “..maddi ve hukuki ayıptan —–ve bu anlamda şeyin — kendisine teslim edildiği gibi ‘—- teslim’ şeklinde” olmalıdır ve “borcun doğumu anında borçlunun oturduğu yerde” —–.) şeklinde ifa edilmelidir görüşündeyiz; bu yaklaşım Mahkemece benimsenecek olursa, şeyi ——- teslim ile yükümlü olan davalının işyerinden almayan davacı “alacaklı temerrüdüne” düşmüş olacaktır. davacının —— istemleri yönünden ise, eğer delillerle temas eden mahkeme bu istem kaleminin kabul koşullarının mevcut olduğu mütalaasında ise —– edici olmayan fikrimizce davacının dediği gibi —- kiralaması yapıp yapmadığının, ——- çalışsa idi, —- sonrası davacının ne kadar kar edileceği,—– kiralanmışsa, kira bedeli, vergi ve giderler sonrası filen ne kadar gelir elde edildiği, tüm bunlara göre giderime —- zararın olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, konunun bu yanı, davacı yanın defterlerinin — tetkiki ile mümkün olup bu konular bilirkişiliğin uzmanlığı dışında kaldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davacıya ait —– davaya konu —— davalıda bulunduğu, tarafların —- iadesi gerektiği hususunda ihtilaflarının bulunmadığı, tarafların — davacının mı yoksa davalının mı yerleşim yerinde iade edilmesi gerektiği hususunda ihtilaf içerisinde oldukları, davacının — kendi iş yerine getirilmesini, davalının ise —- davacı tarafından gelinip alınması gerektiği belirttikleri görülmektedir. Taraflar arasında — onarılmasına ilişkin sözleşme tekemmül etmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89/3. Maddesi gereğince sözleşme dışındaki borçlarda, borcun doğumu sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Bu doğrultuda, davalının işyerinde —– iade edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Davalının işyerinden —- almayan davacı alacaklı temerrüdüne düşmektedir. Alacaklı temerrüde düşerek —-teslim almaması sebebiyle, bu yüzden uğramış olduğu zararların tazminini ve —— bedelini davalıdan isteyemeyecektir. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —– vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
6-)Karar tarihinde alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan 68,31 TL harcın mahsubu ile 12,39 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile—– — ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.