Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/815 E. 2022/565 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/815 Esas
KARAR NO: 2022/565
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/10/2020
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, davalı, davacı şirketten satın aldığı malların bedelini ödemediğini ve bu nedenle davacı tarafından icra takibi başlatıldığını, arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanmadığını, Davalı şirketin haksız ve kötü niyetli şekilde borca ve yetkiye itiraz ettiğini ve takibi durdurulduğunu, yetkili ————– sayılı dosyasında borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edildiğini ancak davalı yine haksız ve kötü niyetli şekilde borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, iş bu nedenle borçlunun icra takibine itirazının iptali için dava açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, Tarafların ticari kayıtları incelendiğinde davalı şirketin icra takibine kötü niyetli şekilde itiraz ettiğinin anlaşılacağını, İcra takibine yönelik itirazın iptali ile icra takibinin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket aleyhine——- nezdinde davalı tarafın yaptığı şikayetler çerçevesinde ——devam ettiğini, —- ve yetkisini kullanarak davacı——-içerikleri ve açıklamaları farklı olan ve yapılan iş ile ilgisi ve alakası bulunmayan ürünler hakkında satın alma siparişleri oluşturduğunu, işle ilgisi kurulmayan faturalar düzenlediği, bu faturaların işle ilgisinin kurulamaması nedeniyle davalı şirkete şu an için tespit edilebilen
—– zarara uğrattığı konusunda şüpheleri olduğundan savcılık nezdinde şikâyet hakkı kullanıldığını, Davalının —- yapmış olduğu şikayetin sonucunun beklenmesi gerektiğini, Yukarıda açıklanan nedenlerle——Dosyasının ve kovuşturmanın bekletici mesele yapılmasına, Davacının genel ispat kurallarına göre faturalarına konu edilen ürünlerin kime ne zaman tespit ettiği konusundaki ispat yükünü yerine getirmesinin istenmesine, Davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, %20den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporu sonuç kısmında; “Davacı ve Davalı —– ticari defteri ile yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
5.1- Dava Konusunun; Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının —- tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu,
5.2- Davacı tarafından — tahsili amacıyla——-dosyası ile — tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu,
5.3-Davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda——–sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği,
5.4- Davacının —– yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
5.5- Davalının —— yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu
5.6- Davacının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi —itibariyle davalı yandan— alacaklı olduğu,
5.7- Davalı yanın —- formunda; Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen —- bedelli faturaların davalı tarafından —— bildirimde bulunulduğu, takibe konu—- adet faturada yer aldığının tespit edildiği,
5.8- Tüm bu hususlar dikkate alındığında Davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak Asıl Alacak olarak —— tutarında Alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır
5.9- Alacağın cari hesaba dayanması sebebiyle borçluyu temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmadığından davacının takipten önce işlemiş faizde bulunamayacağı değerlendirilmiştir.
5.10- İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaati ” hususlarında görüş bildirildiği görüldü.
Teknik bilirkişi ek raporu sonuç kısmında : ” Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren——- aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir. Davacı tarafından başlatılan icra takibinde ———– İşlemiş faiz talep edilmiş ise de aşağıda ayrıntılı yapılan hesaplama neticesinde; Davacı yanın takip tarihi olan— tarihinden itibaren değişen oranlarda——
faiz talep edebileceği ” görüşünün bildirildiği görüldü.
DELİLLER
—— sayılı icra dosyası
*Davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ——-
*Bilirkişi kök ve ek raporu,
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKCE;
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan alım satım işlemi karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının satın aldığı malların bedelini ödemediğini, davalı aleyhine başlatılan——-sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı ise —– adındaki —— şahsın şirket konum ve yetkisini kullanarak davacı —— adına içerikleri ve açıklamaları farklı olan ve yapılan iş ile ilgisi ve alakası bulunmayan ürünler hakkında satın alma siparişleri oluşturduğunu, işle ilgisi kurulmayan faturalar düzenlediği, bu faturaların işle ilgisinin kurulamaması nedeniyle davalı şirketi zarara uğrattığı, bu hususta savcılığına suç duyurusunda bulunduğu, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini talep etmiştir.
——- esas sayılı icra takibinde alacaklı davacı borçlu davalıdan fatura bakiyeleri ile işlemiş faiz olmak üzere toplam ——- ödenmesini talep etmiş, borçlu davalı ise takibe itiraz etmiş, takip durmuştur.
Tarafların ticari defterlerinin sunulması istenmiş her iki tarafta ticari defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı HMK ;Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —–Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde — —— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, ———- saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir ———-
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır.——–Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda davacı ve davalı arasında, satın alma ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının şirket çalışanın işlemlerinden şirketin sorumluluğunun bulunmadığına yönelik iddiası 3. Kişileri etkilemeyeceği, şirketin çalışanı ile sorunlarının şirket ve çalışanını iç ilişkide ilgilendireceği bu nedenle davalının savunmalarına itibar edilmemiştir. Tarafların ticari defterleri ve vergi dairesi kayıtları incelenmiş davalı tarafın—–yılına ait ticari defterlerinde —- bedellerindeki —– ——faturaları defterlerine kaydettiği ve—-bildirdiği, faturalara itiraz etmediği ve herhangi bir ödeme yapmadığı anlaşılmakla davacının davalıdan— asıl alacağı ve işlemiş faiz yönünden yapılan hesaplama neticesinde ——- işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam —— alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının işlemiş faize ilişkin fazladan talepte bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının—– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin —– üzerinden ve asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 17.934,58-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.508,08-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 13,426,50-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——– bütçesinden ödenen 1320-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 1312,85-TL nin davalıdan tahsili, 7,15-TL ücretin davacından tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 996,00-TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 990,60-TL’si ile davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4508,08-TL peşin harç, başvuru harcı 54,40-TL ve vekalet harcı 7,80-TL toplam 4.570,28-TL harç ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 21.702,82-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 1.412,52-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ———- yüzüne karşı davalı vekilini yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022