Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/813 Esas
KARAR NO : 2023/191 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2020
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin ——markası ile ——- alanında faaliyet gösterdiğini, müşterilerine yemek satışı ve satılan yemeklerin farklı proje ve organizasyonlarda servisi hizmeti verdiğini, davalı şirketin ise, “——–” markası ile eğitim ve bilimsel iş toplantıları ile panel, sempozyum, konferans gibi organizasyonlarda yeme-içme dahil her türlü servis organizasyonunu sağladığını,
organizasyonu davalı şirket tarafından yapılan ——Kampüsünde 07.02.2020 ve 08.02.2020 tarihlerinde gerçekleştirilen Baş Boyun Kanserleri Buluşmaları II- isimli sempozyumda katılımcılara sunulacak yiyecek-içecek ikram servislerinin davacı müvekkili tarafından yapılması konusunda davalı şirket tarafından fiyat teklifi talep edilmesi üzerine gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda belirtilen organizasyondaki ——-
işinin davacı müvekkili tarafından yapılması konusunda mutabık kalındığını, anılan
sempozyumdaki ——-hizmetinin kararlaştırılan şartlarda ifa edilerek mutabık kalınan tutarda
fatura tanzimi ile davalı şirkete gönderildiğini ve faturanın davalı şirket yetkilisi—— tarafından tebliğ alındığını, düzenlenen faturanın herhangi bir itiraza uğramadığını,davalı şirketin proje müdürü ——- ile yapılan görüşmede de faturanın davalı şirkete tebliğ edildiği kabul edilerek fatura tutarının ödeme listesinde olduğunu ve 26.03.2020 tarihinde ödeme yapılacağının bildirildiğini, 27.03.2020 tarihinde yapılan görüşmede ise ödemelerin durdurulduğunun beyan edildiğini, davacı müvekkili tarafından davalı şirket yetkilisi ——- ulaşılmaya çalışılmış ise de, davalı şirket yetkilisine ulaşmanın mümkün olmadığını,davalı borçlu şirket tarafından uzunca bir süre davacı müvekkili tarafından keşide edilen fatura karşılığı borcun ödenmemesi ve taraflar arasında bu hususta yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine, ——- esas sayılı dosyası ile
icra takibi yapıldığını, ancak borçlu tarafından haksız ve uzatmaya yönelik olarak borca ve
ferilerine itiraz edilerek takibin durmasının sağlandığını, bunun üzerine TTK 5/A maddesine
istinaden arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, ancak bundan da sonuç alınamadığını,
davalı takip borçlusunun kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; davalı borçlu şirketin
——- esas sayılı dosyasındaki haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, uzatmaya matuf itirazının iptali ile takibin devamına, anaparanın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı borçlu şirketten tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, davalı borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle ve borç miktarını
bilmesi gerektiğinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçludan
tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya
tahmiline karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir.
Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın edimini eksiksiz olarak yerine getirmediğini,
davacı tarafından organizasyon için sunulan yemeklerin geç geldiğini ve mutabakat sağlanan
miktarın yarısından az ve kalitesiz bir şekilde sunulduğunu, sektörel bazda, bir dernek daveti
olan özel bir organizasyondaki bu durum nedeniyle müvekkili şirketin büyük bir prestij ve itibar
kaybına uğradığını, müvekkili şirketin müşterilerinin rahatsız olduğunu, bir daha aynı alanda
müvekkili şirketle herhangi bir anlaşma yapılmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin büyük bir
zarara uğratıldığını, bu durumun müvekkilinin aynı dernek lehine yapılacak bir organizasyonda
doğrudan karşısına çıktığını ve iş kaybına sebep olduğunu, bununla birlikte bu durum davacıya
bildirildiğinde ise davacının bunu hiç dikkate almadığını ve umarsız bir tutum içerisine girdiğini,
taraflar arasındaki uyuşmazlığın bundan kaynaklandığını, her ne kadar davacı taraf dava
dilekçesinde sunmuş olduğu faturayı dayanak yaparak haklılığını ispata girişmişse de davacının
sunmuş olduğu belgenin herhangi bir durum için, herhangi bir tarafça hazırlanabilecek nitelikte
olup edimlerin gereği gibi ifa edilip edilmediğini açıklamadığını, nitekim her firma haklılığını
ortaya koymak adına vergisel yükümlülüklerini göze alıp diğer tarafa fatura düzenleyebileceğini,
ancak bu düzenleyen tarafın haklı veya alacaklı olduğu anlamına gelmediğini, bununla birlikte
müvekkili şirkete davacı tarafından iddia edilen faturanın tebliğ edilmediğini, kabul anlamına
gelmemekle birlikte, davacı tarafın iddia ettiği gibi, faturanın tebliğ edilmesi gibi bir durum söz
konusu olsaydı ve bu durum ticari deftere işlenseydi dahi bu durum herhangi bir borç ikrarı
anlamına gelmediği gibi verilmesi taahhüt edilen hizmetin de tam ve eksiksiz olarak ifa edildiği
anlamına gelmediğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir borcun bulunmadığını, davacının işbu
davayı açmasında korunmasını gerektiren bir hukuki yararının olmadığını, davacı tarafın, davayı
açmasına dayanak olarak sadece düzenlemiş olduğu faturaya sunduğunu, edimlerin gereği gibi
ifa edilip edilmediğini, ayrıca alacak-borç ilişkisini ortaya koyacak başkaca hiçbir bilgiyi ve
belgeyi dosyaya sunamadığını, davacı tarafın iddiasını ispat edemediğini, davacının iddialarının
soyut, mesnetsiz ve afaki olduğunu, ayrıca dosyaya sunduğu bazı ——— mesajları ile mail
yazışmalarının bazı yerlerini karalayarak sanki kendi lehine alacak varmış gibi dosyaya
sunmasını da kabul etmediklerini, açıklanan nedenlerle; kanuna ve hukuka aykırı işbu davanın
açılmasında hukuki yarar olmadığından öncelikle usulden ve nihayetinde de esastan reddine,
davacı tarafın haksız ve kötü niyetli icra takibinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere kötü
niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf
üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
Teknik İnceleme neticesinde;”
1- Davacı—–davalı ——
——hakkında, ——-sayılı dosyası ile 22.07.2020 tarihinde; 7.128 TL asıl alacak üzerinden (alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren asıl alacak
için hesaplanacak 3095 sayılı Yasa uyarınca —— kısa vadeli kredilere uyguladığı 7.128 TL için yıllık %13,75 avans faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faizi, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte Borçlar Kanununun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve giderlere mahsubuyla tahsili istemi) ilamsız icra takibine geçtiği, takipte borcun nedeninin “10.02.2020 tarih—— numaralı 7.128 TL meblağlı fatura” olarak belirtildiği, İcra dosyasında, davalı takip borçlusunun itiraz dilekçesinin bulunmadığının görüldüğü,ancak, dava dilekçesinin ekinde dosyaya sunulan ve——-davalı borçlu Vekili tarafından yazılan 04.08.2020 tarihli dilekçede; müvekkilinin alacaklı gözüken tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle, icra takibine, borcun tamamına, ödeme emrine, faize, faiz oranına, fer’ilerine ve dayanaklarına, faturaya, takip dayanağı ekli tüm belgelere itiraz ettiği ve takibi durdurduğu,
Huzurdaki davanın bu takibe yapılan itirazın iptaline yönelik bulunduğu,
2-Taraflar arasında dava konusu işle ilgili olarak yazılı bir sözleşmenin bulunmadığının
görüldüğü,
3-Dava konusu işle ilgili olarak düzenlenen faturanın tarafların yasal defter kayıtlarında
karşılıklı olarak yer aldığı ve—— formlarına da konu edildiği,
4-Tarafların yasal defterlerinin tasdik işlemlerinin cari yasal mevzuata uygun olarak
yapıldığı, ayrıca yasal defterler ile yardımcı kayıt ve belgelerin birbirlerini teyit ettiği dolayısıyla
söz konusu defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
5-Tarafların hukuki yorum gerektiren iddia, savunma ve kanıtlarının değerlendirilmesinin
Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmeliğine istinaden Muhterem Mahkemeye ait olduğu ” hususlarını bildirir rapor tanzim edildiği görüldü.Taraflara usulüne uygun bilirkişi raporunun tebliğ edildiği görüldü.
DELİLLER:
——esas sayılı dosya aslı,
*Taraf şirketlerin —— formları,
*Bilirkişi raporu ,
*Tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı arasındaki cari hesap işlemi karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.——esas sayılı icra dosyası aslı celp edilmiş olup dosya arasına alınmıştır.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 22/07/2022 tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlular aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği, huzurdaki davanın 28/10/2020 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre, itiraz üzerine takibin 22/07/2020 tarihinde durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, tarafların yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ve faizine ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği ve takip tarihi olan 22/07/2022 tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi 7.128,00-TL alacaklı olduğu, davanın taraflarının Form——- ile ilgili vergi dairesine bildirdiği, Tarafların Beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği, davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin belirlenen miktarlar üzerinden itirazın iptali, takibin belirtilen miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının——-Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 7.128,00 -TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle DEVAMINA,
3-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 486,91-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 121,73TL harçtan mahsubu ile bakiye eksik kalan 365,18-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.186,00- TL yargılama gideri ve davacı tarafından dava açılışta yatırılan 183,93- TL harç toplamının davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.128,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda dava miktarı itibariyle kesin olarak karar verildi.