Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/809 E. 2022/835 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/809
KARAR NO: 2022/835

DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacının 2016 yılı beton satışı nedeniyle takip tarih itibariyle 3.194,00 TL borcu bulunduğunu, davalıya——Esas sayılı dosyasıyla icra takibi açıldığını, davalının borcunun olmadığından bahisle borca ve yetkiye itiraz ettiğini, davalı-borçlunun, İcra takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü, bu nedenle icra takip tarihinden asıl alacağa ticari avans faizi yürütülmesini talep ettiklerini, alacağın likit olduğunu, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu ancak anlaşılamadığından, bu davanın açıldığını, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.——- Esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada davacının ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış —–Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —– bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davalının yasal defterlerinin incelenmesi amacıyla —–Talimat dosyasına yazı gönderilmiş ancak bu dosyadan atanan —— bilirkişi 01.07.2021 tarihinde düzenlediği tutanakla inceleme yerine gidildiğini, davalı şirketin bu adreste olmadığını, defterlerin kendisine sunulmadığından incelemenin yapılamadığını rapor ettiğini, Davacı——yasal defterler açılış-kapanış ve muhasebe kayıtlarında; Davacı ——sicil numarasında kayıtlı olduğu, yasal defterlerin açılış onayı hem 2013 yılı Vergi Usul Kanunu’nda hem de TTK’da düzenlendiği, yasal defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için kanuna uygun bir surette tutulması ve defterlerin birbirini teyit etmesi, tasdike tabi olan defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırılmış olması gerektiği, davacının, 2016 ile 2017 yılına ait yasal defterlerinin e-defter olduğu, yasal defterlerin birbirini teyit ettiği, defterlerin genel olarak —— ile tek düzen hesap planına uygun olarak tutulduğu, görülmüştür. Davacının incelenen yasal defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu anlaşıldığı, davacının Muhasebe kayıtlarında; Davacının, belgeleri ile defterlere yapılan kayıtlar yasal defterlerden kontrol edilmiş ve defterlerle, kayıt edilen bilgilerin dayanağı olan belgelerin birbirini teyit ettiği görüldüğü, davacının yasal defterlerinde, davalı taraf müşteriler/alıcılar hesabında —— muhasebe hesap kodunda işlem gördüğü, davacı, davalı tarafa 2016 yılında toplam 563.253,99 TL.-lik satış faturası düzenlemiş, faturalara ilişkin sevk irsaliyeleri de görülmüştür. Bu tutar içinde 2015 yılından devir eden 101.657,20 TL alacakta yer aldığı, satış faturalarına karşılık davalıdan 556.838,00 TL çekler alınmış, 2016 yılı sonunda davalıdan kalan bakiye alacak tutarı 6.415,99 TL olarak 2017 yılına devir edildiği, 2016 yıl sonu alacak bakiyesi 6.415,99 TL olarak 2017 yılına aynı tutarda alacak devir ettiği, davacının yasal defterlerinde 2017 yılında ise sadece 1 adet 275,01 TL’lik satış yapılmış ve bu fatura tahsil edildiği, satış faturası ve tahsilata ilişkin işlemler yasal defterlere kayıt edildiği, 2017 yılında ayrıca davalı 90,00 TL ödeme ile dava dilekçesi ekindeki 3.132,00 TL lik fatura bedeline karşılık ödeme yaptığı, 2017 yılı sonunda 2016 yılındaki 26.09.2016 tarihli 9.181,41 TL lik faturanın ödenmeyen kısmından 3.194,00 TL bakiye alacak kaldığı tespit edildiği, davacının, davalıdan kalan alacağı İcra ve dava tarihi itibarı ile davacının yasal defter ve belgelerine göre 3.194,00 TL olarak tespit edildiği, davacının 2016 ile 2017 yılına ait incelenen, sahibi lehine delil kudretine haiz yasal defterleri ile belgelerinden ve tüm dosya kapsamından yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda; Davacının, davalı aleyhine 14.01.2019 tarihinde ——- Esas dosyası ile 2016 yılı satış faturasının ödenmeyen kısmı kadar 3.194,00 TL lik alacak nedeniyle icra takibi başlattığı, takipte işlemiş faiz talebinde bulunmuşlar ise de faize ilişkin temerrüt olmadığı ve dava sırasında faiz talebinden vazgeçtiklerinden, likit alacağa icra takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilebileceği, davalının yasal defterlerinin ibraz edilmediği, davalının adresinde bulunamadığına dair dosyaya atanan diğer ——tarafından tutanak düzenlendiği, tutanağın dosyada yer aldığı, davacının yasal defterlerine göre 2016 yılı satış faturasının ödenmeyen kısmından kalan alacağın 3.194,00 TL olduğu ve icra ve takip tarihine kadar davalıdan yapılan tahsilata dair belge ve davacının yasal defterlerinde de herhangi bir kayda rastlanmadığı,—— ayı itibarıyla davalıdan kalan alacağın geçmiş yıllardan devir ederek gelen toplam alacak tutarı 3.194,00 TL olarak tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmamış olduğu, bu sebeple 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi gereğince davacının ticari defterlerin kendisi lehine delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 3.194,00 TL asıl alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2——Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 3.194,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 3.194,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 218,18-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 163,78-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.865,05 TL yargılama gideri ve 54,40 TL peşin harç toplamı 1.919,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.