Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/80 E. 2020/516 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/80 Esas
KARAR NO: 2020/516
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirketin davalı şirket ile iş sağlığı ve güvenliği hizmeti vermek üzere —–tarihinde yapılana sözleşme ile anlaştıklarını, davalı şirkete verilen iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili olarak çalışılan her ayın faturasının düzenli olarak gönderildiğini, müvekkili olan davacı şirket ile davalı firma arasında oluşan cari hesaba ait ekstre raporu neticesinde davalı yanın müvekkili olan şirkete toplam —- borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine ——-sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili olan davalıdan talep edilen alacak tutarı ile müvekkili olan davalı şirket kayıtlarının birbiri ile örtüşmediğini, davacı şirketin müvekkili olan davalı şirketi temerrüde düşürmediğinden ödeme emrindeki işlemiş faiz miktarını ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizin — celsesinin – nolu ara kararıyla davacı ve davalı tarafa ait— yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının sunulması istenmiş, ayrıca —– yıllarına ilişkin BA-BA formları——- celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU / TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI –
Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): —— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri yargılamaya esas alınacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların——– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi ——- tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “.. Taraflara ait ticari defterlerin açılış tasdikleri ve yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, tarafların defter kayıtlarına göre takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan — alacaklı (asıl alacak) olduğu, temerrüd tarihinin — tarihi olarak kabulü halinde davacının davalıdan asıl alacak ve temerrüd faizi olmak üzere —- alacaklı olduğu …” belirtilmiştir.
Davacı şirket ticari defterleri Mahkememizce görevlendirilen SMMM bilirkişinin incelemesine sunmuştur. Davacı ticari defterlerine göre; davacı şirketin davalıdan —- alacağı vardır.
Davalı şirket ticari defterlerini Mahkememizce görevlendirilen SMMM bilirkişinin incelemesine sunmuştur. Davalı şirketin ticari defterlerine göre, davacı şirkete —– borcu bulunduğu SMMM bilirkişice tespit edilmiştir.
HMK. m. 222 ve devamı ile TTK. m. 64 ve devamı uyarınca delil olma niteliğini haiz tarafların ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen bilirkişi raporu, ticari defter içerikleri, BA-BS formları dosya kapsamıyla birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, işbu ticari ilişkiden kaynaklı davacı şirketin davalı şirketten—- alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket dava dilekçesinde harca esas değeri —- olarak belirtmiştir. İcra takiyle takip öncesine döneme ilişkin —- faiz talep etmiştir. Davacı şirketin takip öncesi döneme ilişkin davalı şirketi temerrüde düşürdüğüne dair ihtarname/ bildirim vs. dosya içeriğinden anlaşılamadığından; davacının faiz talebi karşılanmamıştır. Davalı, icra takip tarihiyle birlikte temerrüde düşürüldüğünden davacı takiple birlikte davalıdan faiz talep edebilecektir.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının davalıdan alacağı bulunduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —- üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın Kısmen Kabulüne – Kısmen Reddine,
2-)—– takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin asıl alacak olan —– üzerinden ticari faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —-üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-A)Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 1.254-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-B)Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıkarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 66-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 496,31-TL harçtan peşin alınan 92,21-TL harcın mahsubu ile bakiye 404,10-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davanın reddedilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca 368,75-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 146,61-TL harç ve 650-TL bilirkişi ücreti, 81,50-TL posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 878,11-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak toplam 835,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalı tarafından yatırılan 7,80-TL vekâlet harcından davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; 0,38-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/12/2020