Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/8 E. 2021/117 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/8
KARAR NO: 2021/117
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- bulunan, ——– numaralı ———– bulunan, —- numaralı —- arasında —– tarihinde bir yüklenici sözleşmesi akdedildiğini, akdi ilişkideki hizmetleri dolayısıyla Davacı —-, Davalı—— vadesinde ifa olunmamış alacakları olduğunu, alacaklarının asıllarına ilişkin olarak —- tarihli, —- tarihli,— tarihli, iki tane de —- tarihli olmak üzere toplamda beş tane fatura düzenlendiğini, faturadaki toplam—- alacağın —– kısmının davalı şirket tarafından davacı şirkete ödenmediğini, davacı şirketin —- alacağın aslı hakkında, —- tarihinde ———-kaydını haiz dosyası kapsamında ilamsız takip başlatıldığını, davalı şirket tarafından ödeme emrine itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinde davalı şirket, davacı şirkete ——–borcunun bulunmadığını iddia ettiğini, davacı şirket ve davalı şirketin her bir kömür terminali /deposu marifetiyle verilecek hizmetlerin bedelinin ton başına——- olarak belirlendiğini,—— yürürlük tarihinden itibaren ilk —— hizmet bedellerinin %50’sinin, kömürün kömür terminaline/deposuna gelmesiyle, kalan %50’sinin ise kömürün kömür terminalinden / deposundan çıkmasıyla faturalandırılabileceği, müteakip dönemde (Sözleşme yürürlük tarihini izleyen 271. günden itibaren) ise hizmet bedelinin %100’ünün, kömürün kömür terminalinden/deposundan çıkmasıyla faturalandırılabileceğinin belirlendiğini, davalı şirketin yüklenici sözleşmesi süresince ödeme yükümlülüğü altında bulunduğu hizmet bedeli borçlarına suretle riayet etmediğini, davalı şirketin, —- sonunda davacı şirketten ton başına —– olarak belirlenmiş hizmet bedelinde indirime gitmesini talep ettiğini, davacı şirketin vadesinde ve nakit ödenmesi şartıyla hizmet bedelinde ton başına —- indirim yapabileceğini ifade ettiğini, —-ayından itibaren faturalarını ton başına —- bedel üzerinden tanzim etmeye başlandığını, buna karşın davalı şirketin —-vadeli çeklerle eksik ve gecikmeli ifada bulunmayı sürdürdüğünü, — tarihli toplantıyı müteakip davacı —– yeni bir yüklenicilik/hizmet anlaşmasına yönelik olarak; — taahhüt miktarı yıllık —— olarak belirlendiğini, —-kadar ton başına ——- arasındaki her ton başına —- üzerinde ise ton başına—–hizmet bedeli, Davacı —tarafından davalı —-sunulduğunu ve —— tarihine değin söz konusu icaba cevap verilmesinin talep edildiğini, davalı şirket tarafından cevapsız bırakıldığını, davacı şirketin —- keşide etmiş olduğu ——- yevmiye numaralı fesih bildirimi marifetiyle Yüklenici Sözleşmesi’ni feshettiğini, Davalı şikretin işaret edilen beş faturanın dördünde yer alan bedellerin tamamını ödemekten imtina ettiğini, işbu itirazın iptali davasına konu olan ve ilamsız takip prosedürüyle talep edilmiş —–alacak ise —- tarihli faturaya ilişkin olduğunu, davalı şirketin faturaya konu toplam —- alacağın —-kısmını davacı —— ödememekte ve böyle bir borcunun bulunmadığını ifade ettiğini, bu nedenlerle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararının verilmesini, davanın kabulü ile ———–sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masraflar ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından iddia edilen borcun kaynağı taraflar arasında akdedilen sözleşme ve aynı sözleşme’den kaynaklanan faturalar olmasına rağmen üç ayrı icra takibi ve üç ayrı dava açıldığını,————————– davacı şirket tarafından hukuka ve usul ekonomisi ilkesine aykırı olarak ayrı ayrı başlatılan icra takiplerinin ve davaların konusu, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden doğan alacaklarının ödenmediği iddiası olduğunu, bu durumun dahi tek başına usul ekonomisine aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle işbu davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, sözleşme’nin yürürlük tarihinden itibaren —– gün için davacı şirkete avans ödemesi yapılacağı, ancak —–günden sonra sadece hizmet bedelinin ödeneceği düzenlendiğini, buna göre sözleşmenin yürürlüğünü takiben ——günden sonra avans ödemesi yapılması gerekmezken, müvekkili şirket tarafından hizmet bedelinin yanı sıra hizmet bedelinin %50’si avans olarak sehven ödendiğini, müvekkili şirket tarafından sehven yapılan fazla ödemeler mevcut iken, davacı şirketin vermediği hizmetlere ilişkin düzenlediği fatura ile takip başlatarak alacaklı olduğunu iddia etmesi gerçeklikten uzak ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu ve alacağının dayanağı hakkında herhangi bir açıklamada bulunmadığını, davacı şirket, iddiasını ispata yarar açıklama yapmadığını, faturada belirtilen hizmetlere ilişkin bedellerin ödenmesi için önkoşul olarak belirtilen yükümlülüklerin davacı şirket tarafından tam ve gereği gibi yerine getirilmediğini, ilk olarak taraflar arasındaki ilişki devam ederken, —– tarihinde bağımsız gözetme kuruluşu eliyle yapılan sayım neticesinde davacı şirkete ait —– sahasındaki depoda ve davacı şirketin sorumluluğunda bulunan müvekkil şirkete ait kömürlerde eksiklik olduğu tespit ediğini, bunun üzerine davacı şirketten eksik kömürlere ilişkin tazminat talebinde bulunulduğunu, bu durumun müvekkili şirket tarafından açılan ——- kapsamında bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu rapor aracılığıyla da tespit edildiğini, delil tespiti dosyası kapsamında ——– sahasındaki depoda incelemeler yapılmış, kömür numuneleri alınarak müvekkil şirkete ait ithal kömürler ile depoda bulunan kömürler arasında karşılaştırma yapıldığını, Bilirkişi heyeti tespit raporunda özetle, müvekkili şirkete ait ithal kömürler ile —– sahasındaki depodan alınan kömürlerin aynı olmadığı sonucuna varıldığını, buna rağmen davacı taraf müvekkili şirketin tazminat talebine karşı olumsuz yanıt verdiğini, müvekkili şirketin zararını karşılamadığını, davacı yanın —— tarihli bir ihtarname göndererek ödemelerin zamanında yapılmaması, satışlardaki düşüş ve iş yapmada yaşanılan zorlukları nedeniyle sözleşmenin ihtarname tarihi ile aynı tarihli olacak şekilde feshedildiğini bildirdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesinde belirtili koşullardan birinin gerçekleşmesi halinde taraflara derhal fesih hakkı tanındığını, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı şirketin sözleşmeyi derhal feshini gerektirecek bir ihlal yaşanmadığını, Sözleşme’nin 10.2.1. maddesi uyarınca; sözleşme kapsamında ödenmesi gereken miktarın ödenmemesi ve bu ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı bildirimin diğer tarafa tebliğinden itibaren temerrüt durumunun en az ——- sürmesi halinde fesih gündeme gelebileceğini, Ancak davacı şirket tarafından ödemelere ilişkin yazılı bildirimde bulunulmadığını, herhangi bir süre verilmediğini, davacı şirketin işbu ani feshinin geçersiz olduğunu, davacı şirket tarafından ticari ilişki çerçevesinde hem sözleşmeye aykırı davranılmış hem de müvekkili şirketin zararının doğmasına sebep olunduğunu, bunun üzerine davacı şirkettin ihtarlara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, farklı bir sahadaki kömürlerin çıkışını engellediğini, bu yolla müvekkili şirketi ödemeye zorlamaya çalışıldığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından —– yevmiye numaralı, —– tarihli ihtarname ile bir kez daha sözleşmeden doğan yükümlülükler davacı yana hatırlatıldığını, davacı şirket tarafından başlatılan ve ——- numaralı fatura dayanak gösterilen takibin kötü niyetli bir şekilde başlatıldığını, davacı şirket tarafından fatura kapsamındaki hizmet tam ve gereği gibi yerine getirilmediğini, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu bilmesine rağmen haksız olarak takibe girişildiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, bu talep kabul görmezse, sözleşmeye aykırı olarak düzenlenen ve müvekkil şirketin alacaklı olduğu ilişkide fatura alacağı iddiası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın haklı olduğunun kabulü ile neticeten davacının davasının esastan reddine, davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin işbu dosyası ile yine Mahkememizin —-numarasıyla açılan davanın aynı hukuki sebeplere dayandığı, toplanacak delillerin benzerlik göstereceği ve davanın taraflarının aynı olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK 166/1 maddesinde davaların birleştirilmesi hususu düzenlenmiştir. Aralarında bağlantı bulunması halinde davaların her aşamada talep üzerine yahut Mahkemece kendiliğinden birleştirilmesi mümkündür.
Bu kapsamda Mahkememizde açılan işbu —- sayılı dava ile Mahkememizin —–sayılı dava dosyası arasında bağlantı bulunduğu, davaların taraflarının aynı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği gözetilerek usul ekonomisi ilkesi uyarınca Mahkememizin işbu dosyasının Mahkememizin —– sayılı dosya ile birleştirilmesine, Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin işbu dava dosyası ile, yine Mahkememizin —– sayılı dava dosyalarında, tarafların aynı ve dava konusu uyuşmazlığın aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat göz önünde bulundurularak 6100 sayılı HMK.nun 166.maddesi gereğince Mahkememizin işbu dava dosyasının, yine Mahkememize ait —– sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-)Yargılamanın birleşen mahkememize ait —– sayılı dosyası üzerinden DEVAMINA,
3-)Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-)Esas hükümle birlikte istinaf kabil olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi.12/02/2021