Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/777 E. 2022/189 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/777
KARAR NO : 2022/189

DAVA : MENFİ TESPİT (KAMBİYO SENETLERİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, davacı ve dava dışı borçlular aleyhine —- bedelli çek alacağına istinaden — Esas dosyasından kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, icra takibi davacı yönünden T.K. 21/2 ye göre kesinleştiğini, bu nedenle davacının süresinde borca itiraz edemediğini, — esas dosyasından ——— dosyasından davacı adına çıkartılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün tespiti ve öğrenme tarihinin ——– olarak kabulü talepli dava açılmış, yerel mahkemece davamızın kabulüne karar verildiğini, kabul kararı —–Esas dosyasında incelenmiş ve davanın reddine karar verildiğini, davanın şu an temyiz aşamasında olduğunu,— dosyası için borca itiraz davası açılmış olup, mahkemece —- dosyasının sonuncunun beklenmesine karar verildiğini, davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığını, takibe konu ——düzenlendiğini, davacının çek üzerinde —– veren olmadığını, çek ile ilgili geçerli bir cironun mevcut olması için çekin arka yüzünde cirantanın —- bulunması gerekmekte olduğunu, çekteki ——- incelendiğinde —— olduğu, davacının çekin arka yüzünde en üstte adı yazdığı halde imzasının bulunmadığını, buna rağmen davacı davalı tarafından başlatılmış olan icra takibinde borçlu olarak gösterildiğini, çekin arka yüzünde davacının imzası olsaydı dahi aleyhine icra takibi yapılmasının yine hukuka aykırı olacağını, çekte ilk ciroyu lehtar yapmak zorunda olduğunu, lehtarın cirosundan önce başka cironun bulunması ve daha sonra lehtarın cirosunun yer alması durumunda, lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayıldığını, lehtardan önce yapılan cirolar yok sayıldığından İİK 170/a maddesine göre davacının icra takibinde borçlu olarak gösterilmesi hukuka aykırı olup müvekkil yönünden takibin resen iptal edilmesi gerekmekte olduğunu, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı haksız ve kötü niyetli davranmış, çek arkasında usulsüz bir —— olmasına rağmen davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, İİK 72/5 maddesinde “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” söylendiğini, madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötü niyetli olması gerektiği, çek arkasındaki ciro zincirinde davacının imzasının bulunmadığı ve ilk ciroyu lehtarın yapmadığı yargılama gerektirmeyen çek üzerinde kısa bir inceleme ile tespit edilebilecek bir husus olduğu halde davalı tarafından haksız ve kötüniyetli bir şekilde icra takibi başlatıldığını, başlatılmış olan icra takibi neticesinde davacının —- haciz tehdidi altında kaldığını, hakkında açılmış olan icra takibi nedeniyle—– nezdinde kredi kullanamaz hale geldiğini, bu nedenle davalının kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesi gerekmekte olduğunu, her ne kadar —– Esas takibi için——dosyasından borca itiraz davası açılmışsa da dava devam ederken menfi tespit davası açmamızda hukuki bir engel bulunmamakta olduğu, davacının davalıya borçlu olmaması, çekin arka yüzünde imzasının olmaması, ciro zincirinin kopuk olması ile ilk ciroyu lehtarın yapmak zorunda olması nedeniyle davamızın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacının davalıya —- borçlu olmadığının tespiti ile davacı yönünden takibin iptaline, davalının takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının takip konusu çekte —–veren olmadığı ve çekte ciro zincirinin kopuk olduğu, davacının çekte imzası olmadığı halde icra takibinde borçlu olarak gösterildiğini ileri sürdüğünü, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğu ortada olduğunu, icra takibine dayanak çekte davacının isminin altında bulunan imza davacıya ait olup imzanın üzerine şirket kaşesinin basılmış olması davacının çekte —- veren sıfatıyla sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, davacının imzasının üzerinde mevcut — kaşesinin sehven basıldığını, TTK 701. Maddesinde; “Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, ——— mevcut olduğunu,—- dışında çekin arka yüzüne atılan her imzanın —-ile atıldığının ve imzası bulunan kişilerin sorumluluğunun doğduğunun kabulü gerektiğini, bu durumda —- sıfatıyla atılan imzanın da—- bozduğundan söz etmek mümkün olmadığını, takibe konu çekte davacının isminin altında bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacıyla davacının yazı ve imza örneklerinin alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, davacı tarafından takibe dayanak çekte kendisinin —– —–dahi borçlu olarak gösterilemeyeceğini çünkü—- kopukluk olduğu ileri sürülmekte ise de yukarıda yapılan açıklamalarda belirttiğimiz üzere davacının isim ve altında bulunan imzası gereği davacının çekte —— olarak bulunduğu ve bu durumda çekte ciro —– bozulduğunun kabul edilemeyeceğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine konu çek dolayısıyla borçlu olunmadığından bahisle, icra takibinin iptaline ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
—- Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
”…Ayrıca —-ilk ciro lehdara ait olmalıdır. Lehtarın cirosundan önce başka cironun bulunması ve daha sonra lehtarın cirosunun olması halinde lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayılır…” —
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davaya konu icra takibinin çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takip olduğu, takibe konu çekin lehtarının dava dışı —–Olduğu, çekin arka yüzünde ilk ciranta imzasının davacı .— şirketin kaşesi üzerine atılı olduğu, takip eden ciranta imzasının —- kaşesi üzerine atılı olduğu ve takip eden cirantanın davalı … olduğu görülmektedir. Lehtarın cirosundan önce başka cironun bulunması ve daha sonra lehtarın cirosunun olması halinde lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayılacağından, somut olayda da lehtarın cirosundan önceki … cirosu ve imzasının yok hükmünde olduğu görülmektedir. Davacı ….— karşı davaya konu çek dolayısıyla icra takibi yapılamayacaktır. Bu anlamda söz konusu imzanın davacıya ait olup olmadığının bir önemi bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davalının davacı hakkında takip başlatmasının kötü niyetli olduğuna dair bilgi ve belge bulunmaması, mahkemece kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmaması sebebi ile davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—— Esas sayılı icra dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacı yönünden takibin İPTALİNE,
3-Davalının davacı hakkında takip başlatmasının kötü niyetli olduğuna dair bilgi ve belge bulunmaması, mahkemece kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmaması sebebi ile davacının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-Karar ve ilâm harcı olan 11652,23-TL harçtan peşin alınan 2913,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 8739,17-TL harcın davalıdan alınarak——- gelir kaydına,
5-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 37,50 TL müzekkere ve posta gideri ve peşin harç — davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.