Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/766 E. 2022/400 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/766 Esas
KARAR NO : 2022/400
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan ——- her türlü yapı ve bina projelerine yönelik olarak mimarlık, mühendislik ve danışmanlık faaliyeti verdiğini, davalı ile ticari faaliyetlerde bulunduğunu ve nedenle aralarında cari hesap ilişkisi doğduğunu, davacı şirketin dava dışı bir mağazanın konsept mağaza tasarımı ve mobilya imalatları işlerini aldığını bu işin mobilya imalat projelerinin ve mimari imalat projelerinin çizimi için —–anlaştığını, davalıya ödemlerin bir kısmının nakit olarak, kalanının da çek olarak yapıldığını ve son kalan ———olduğu müşteri çeki ile ödeme yapıldığını, davalıdan çekle ödeme yapıdığına ilişkin tahsilat makbuzu alındığını, davalı şirketin vade tarihiyle beraber çeki tamamen tahsil ettiğini, davalının çeki tahsil ettikten sonra uhdesinde kalan fazla ödemeyi davacı şirkete iade etmediğini, konu hakkında davalı tarafa ihtarname keşide edildiğini, ancak ihtarnameye cevap verilmediğini, defter ve kayıtlar incelendiğinde davalı taraftan cari hesap alacağı olduğunun ortaya çıkacağını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ileri sürerek fazlaya dair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla cari hesaptan kaynaklanan alacağın şimdilik ——–kısmının ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmeye göre işin bedelinin —- olarak belirlendiğini, davacının iddia ettiği gibi tarafların — üzerinden değil, —- üzerinden anlaştıklarını, Borçlar Kanununun 99. Maddesi uyarınca, aksine anlaşma olmadığı sürece, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinde —- çevrilerek ödeme yapılması gerektiğini, müvekkili olan davalı tarafından davacıya verilen teklifin tarihinin —– tarihi olduğunu ve teklifin davacı tarafça onaylandığını, ödemenin ——– tarihli olduğunu, dolayısı ile davalının kur farkıyla davacıdan alacaklı olduğunu, borcun muaccel olduğunun tarih ile ödeme tarihi arasındaki kur farkı nazara alınarak taraflar arasındaki alacak borç miktarın tespit edilebileceğini, yapılacak inceleme sonucunda davalının davacıya borçlu değil, davacıdan alacaklı olduğunun tespit edileceğini savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili istemiyle açılmıştır.
Taraflar arasında ticari ilişkiyi gösterir —— celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)—— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
—- tarihli ön inceleme duruşması —– numaralı ara kararı ile; Tarafların —– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde —-bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.—–tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; ”… Taraflara ait ticari defterlerin tasdik işlemlerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, Davacı taraf kayıtlarına göre dava tarihi olan —- itibariyle davacının davalıdan — alacaklı olduğu, davalı taraf kayıtlarına göre ise dava tarihi itibariyle davalı davacıdan — alacaklı olarak görüldüğü,—- dava tarihi itibariyle tarafların kayıtları arasındaki farkın davacının, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen ve banka ekstresinde görülen — tutarındaki ödemeyi kayıtlarına almamasından kaynaklandığı, davalının —- tarihinde davacı adına düzenlediği —- bedelli numune ürün bedelinin davacı kayıtlarında yer almadığı, davalının dava tarihinden sonra ——- tutarındaki faturayı düzenleyerek kayıtlarına aldığını , ancak davacı kayıtlarında bu faturaya da rastlanmadığını, davacının bu faturayı —- da ilgili dönemde beyan etmediğini, bundan dolayı davalı kayıtlarında —–tarihli bakiye —- olarak ortaya çıktığını, Sayın Mahkeme tarafından; Davalı taraf kayıtlarının kabul görmesi halinde dava tarihi itibariyle davalının davacıdan —- alacaklı olacağı , Davacı taraf kayıtlarının kabul görmesi halinde ise davacının davalıdan —— alacaklı olacağı…”belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerince sunulan beyan/ itiraz dilekçeleri dosyada mübrezdir.
—– bilirkişi raporunda tespit edilen —– bedelli çekin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise kime ödendiği hususlarında müzekkere yazılmış, banka tarafından verilen cevabi yazı dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde dosyanın ek rapor tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, tanzim edilen ek bilirkişi raporunda özetle;—- tutarındaki çek ile ilgili —tarafından dava dosyasına gönderilen —— ödendiği, —– de ortaklığının bulunmadığı ve davalı taraf çalış—— yetkili olduğu…” belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince bilirkişi ek raporuna karşı sunulan beyan/ itiraz dilekçeleri dosya içerisinde mübrezdir.
Davacı vekilinin—- tarihli dilekçesi ile dava değerini —–yükselttiği, bakiye harcı tamamladığı, ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından;
Davacı şirketin dava dışı mağazanın konsept mağaza tasarımı ve mobilya imalatları işlerini aldığı, mobilya imalat projeleri ve mimari imalat projelerinin çizimi için davalı ile anlaşma yapıldığı, davacı tarafından bir kısım ödemelerin nakit ve bir kısmına karşılık —– bedelli çek ile ödeme yapıldığı hususları taraflar arasında sabittir.
Davacı tarafından iş bedeli olarak — üzerinden anlaşma yapıldığı iddia edilmiş, davalı taraf davaya cevaplarında iş bedelinin —–olduğu, Borçlar Kanununun 99. Maddesi uyarınca aksine anlaşma olmadığı sürece, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden —– çevrilerek ödeme yapılması gerektiğini, kur farkından doğan alacağın dikkate alınması halinde davalının davacıdan alacaklı olduğunun tespit edileceği yönünde savunmada bulunduğu görülmüştür.
Kök bilirkişi raporunun tanzim edilmesi sonrasında ise davalı tarafından itirazlarında ———bedelli çekle ödeme yapıldığı savunmasının dile getirildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyanlarında; Raporda yapılan 2 tespitin (numune faturası ve çekle ödeme) de dava tarihinden sonraya ilişkin olduğu, numune bedeline yönelik faturaya konu malların teslim edilmediği ve faturaya 8 gün içinde itiraz edilerek davalı tarafa iade edildiği, —–çekin tahsil edildiğine ilişkin davacı şirketin bilgisi bulunmadığını, davalı tarafından çekin teslim edildiği iddia edilen —— şirkette müşterek yetkili olduğunu, davacı şirket adına asaleten ya da vekaleten yapılan bir tahsilat bulunmadığı, çeki tahsil ettiği anlaşılan —–çalışanı olduğu yönünde itirazda bulunduğu görülmüştür.
—– tarihli cevap yazısından; —— bedelli çekin davalı şirket tarafından davacı şirket lehine keşide edildiği, ——-tarafından tahsil edildiği görülmüştür.
Mahkememizce re’sen alınan ————- müştereken müdür olarak yetkili olduğu görülmüştür.
İddia, savunma, kurumlara yazılan müzekkerelere verilen cevaplar, bilirkişi kök ve ek rapoları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından iş bedelinin —–üzerinden kararlaştırıldığı ve kur farkından doğan alacak bulunduğu iddia ve savunmasında bulunulmuş olup, uyuşmazlık öncelikle bu yönden değerlendirildiğinde; —— kararında özetle kur farkının talep edilebilmesi için sözleşmede açık hüküm bulunması, alım-satımın döviz üzerinden yapılması, asıl faturada açıkça —- belirtilmesi ve döviz karşılığının süresinde ödenmemesi gerektiği, yine —– kur farkını öngören sözleşme bulunmamakla birlikte satış faturalarında malların döviz karşılığı satıldığı ve —– karşilığının gösterilmiş olmasını yeterli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda her ne kadar ——olarak yazılması karşısında icap ve kabulün bu yönde olduğu dikkate alınmakla birlikte davalı tarafından davacı adına keşide edilen asıl işe konu —- tarihli konsept çalışma bedeli faturasının tamamen —— bedelli keşide edildiği, ilgili faturaya konu iş bedelinin döviz karşılığı olarak düzenlendiğine dair fatura içeriğinde kaydın yer almadığı, yine taraf ticari defter ve kayıtlarında faturanın——-olarak kayda alınarak işlem gördüğü, bu halde emsal yüksek mahkeme kararları dikkate alınarak davalı tarafından ileri sürülen kur farkı alacağının dikkate alınması talebinin hukuken yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, dava tarihi itibariyle davalının davacıdan— alacaklı, davacı taraf kayıtlarının kabul görmesi halinde ise davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun tespit edildiği ve devamında da ——dikkate alındığında taraf kayıtları arasındaki farkın davacının, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen ve banka ekstresinde görülen —– tutarındaki ödemeyi kayıtlarına almamasından kaynaklandığının ayrıca davalının——tarihinde davacı adına düzenlediği —- bedelli numune ürün bedelinin davacı kayıtlarında yer almadığı yönünde tespitte bulunulmuşsa da, huzurdaki dava tarihi —— olmakla her dava dava açılış tarihindeki duruma göre değerlendirilmesi gerektiğinden dava tarihinden sonra ——- tarihinde davalı tarafından keşide edilen numune faturasına dayalı olarak bir inceleme ve değerlendirme yapılması mümkün olmamakla birlikte, davacı vekili tarafından da işbu faturaya yönelik mal teslimi yapılmadığı ve 8 gün içinde itiraz edilerek faturanın iade edildiği, savunmanın genişletilmesine muvaffakat edilmediği yönünde itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda —-bedelli çekin dava tarihinden sonra —- tarihinde tahsil edildiği yönündeki tespite ilişkin olarak her davan dava tarihine göre değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, davaya konu alacağın dava sırasında da bulunmasına ilişkin hukuki menfaatin dava şartları arasında yer alması nedeniyle uyuşmazlık bu yönden değerlendirildiğinde; —- ait—— bedelli çekin davalı şirket tarafından davacı şirket lehine keşide edildiği, —— tarafından tahsil edildiği, davalı tarafından çekin teslimine ilişkin tevdii bodrosu sunulamamakla birlikte, sunulan belgede çek suretinin yer aldığı ve altında “—–yazı ve imza yer aldığı, Mahkememizce re’sen alınan ———– kayıtlarından —- davacı şirkette ——– birlikte müştereken müdür olarak yetkili olduğu, bu halde teslim evrakında isim ve imzası bulunan kişinin çeki almak hususunda ancak müşterek temsil ile yetkili olduğu, davacı tarafından teslim hususu da inkar edilmekle birlikte, bir an için teslim belgesinde yer alan imzanın adı geçen kişiye ait olduğu düşünülmesi halinde ise olayda “eksik temsil” durumunun oluşacağı ve bu halde de işlemin ancak temsil edilen tarafından onaylanması halinde hukuken geçerli hale gelebileceği, buna karşın davacı vekili tarafından bu husus kabul edilmediği gibi sunulu internet çıktısı ile çeki tahsil ettiği anlaşılan ——-çalışma ilişkisi içinde olduğu ve uyuşmazlık konusu çekin davacı şirket ticari kayıtlarında yer almadığı anlaşılmakla bilirkişi tarafından dava tarihi ile tespiti yapılan alacak borç durumunun dava süresinde de geçerliliğini koruduğunun anlaşıldığı, raporun somut olay özelliklerine uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan mahkememizce benimsendiği, netice olarak davalı tarafından davaya cevaplarında ikrar edilen —-bedelli çekin tahsili sonrasında mal/hizmet karşılığı olamadığı anlaşılan —— davalı nezdinde sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği, davadan önce keşide edildiği anlaşılan ihtarname ile davalı tarafa 3 iş günü ödeme süresi verildiği, ihtarnamenin —–tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalının —– tarihinde temerrüde düşürüldüğü, davanın kısmi dava şeklinde açıldığı, davacı tarafından değişik iş dosya masrafları ile ihtarname giderlerinin yargılama giderleri olarak değerlendirilerek gerekçeli kararda hüküm altına alınması talep edilmiş ise de; dava dosyası içerisinde yargılamaya ilişkin bir değişik iş dosyası bulunmadığı gibi delil ibrazı süresi ve yargılama içerisinde ihtarname giderlerine yönelik masraf makbuzu sunulmadığı dikkate alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile toplam ——— bakiye 4.035,72-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 8.583,80-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 1.222,60-TL harç ve 1.131,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 2.353,6‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/06/2022