Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/763 E. 2022/685 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/763 Esas
KARAR NO : 2022/685 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilin davalı borçlu ——İle ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, dava itirazının alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli olduğundan, itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek; Davalı-borçlu —–aleyhine 07.02.2020 tarihinde——- İcra Müdürlüğünün —— Esas numaralı dosyasında icra takibi başlatıldığını, Takip talebinde alacağın nedeni olarak, cari hesaptan doğan 232.491,95 TL. tutarlı muhtelir faturadan kalan alacak bakiyesi gösterilmiştir. Davacı icra talebinde 232.491,95 TL. astl alacağın, icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz oranı ile tahsili talebinde bulunmuştur. Ödeme emri davalıya 10.07.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ——-14.07.2020 tarihinde takibe itiraz etmiş ve İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. 04.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Ticari davalardan,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuk ‘a başvurulmuş şartı olması nedeniyle taraflar 22.07.2020 tarihinde başvurularak görüşmelerin yapıldığını ve 20.08.2020 tarihli son tutanakla da anlaşmanın sağlanamadığından, Davalı borçlunun yaptığı itirazım iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından düzenlenerek müvekkiline gönderilen ve müvekkili tarafından kabul edilmeyip iade faturasının kesilerek iade edildiğini, davacıya iade edilen faturaların 01.06.2020 tarihinde tekrar düzenlenerek müvekkiline gönderildiği ve yine gönderilen bu faturaların tekrar iade edildiği, Davacı tarafından gönderilen fatura içeriklerindeki işlemlerin neye göre ve nasıl belirlendiğinin bilinmediği,gerçekte yapılmış işlemlere ait bedellerin emsal mal – hizmet bedelleri ile uyumlu olarak düzenlenmediği, uyumlu olsa bile bu faturalardaki mal-hizmet konularına ait hasarların müvekkilin zilyetliğinde iken olmadığını, “Faturalar içerisinde yer alan km aşım bedellerinin kabul edilemeyeceğini zira taraflar arasında km. bazında herhangi bir anlaşme ve sözleşme yapılmamış olup kim aşım bedellerinin neye göre hesap edildiğinin ispat yükü davacıya ait olduğunu, Davacı tarafından yönetilmiş olan borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesindeki beyan etmiş olduğu tüm alacaklarının ödendiğini, Açılan iş bu davanın Haksız ve Hukuki Dayanaktan Yoksun olduğunu, Haksız ve dayanıksız açılan iş bu davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Mahkememizce dava konusu uyuşmazlık konularında ticari defterlerin incelenmesi için—— bilirkişisine rapor düzenletildiği görüldü.
Teknik bilirkişi raporunda sonuç kısmında:
“Bilirkişi görev tanımı doğrultusunda, dava dosyası ile taraflarca ibraz ediler ticari defter kayıtları ve uzmanlık alanımızla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
1.Davacı ve davalı tarafın dosya ekinde bulunan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğundan 6102 sayılı T.T.K 64-65-66 maddelerine göre sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu,
2. Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi almadığından, ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirildiği,
3.Takibe konu fatura ile faturaya dayanak teşkil eden belgelerin davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin belgelendirildiği ve bu nedenle 6102 sayılı Yeni TTK’nın 21/2 maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturalara itiraz ve lade ettiğini kanıtlama yükümlülüğünün davacı firmaya alt olduğu,
4.Davacı tarafından düzenlenip davalıya gönderilmiş ancak davalı tarafından kabul edilmeyerek iade edilmiş olması ile davalı defterlerinde kayıtlı olmayan faturalara ilişkin olarak mal ve hizmetin teslim edildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği,
5.Davalı tarafın,takip konusu faturaların,ticari defterlerine kaydedildiği,süresinde faturaları iade ettiğini,davalının faturalara dayalı borcunun olmadığını HMK’nın 222.maddesi uyarınca ispatlanmış olduğunu,
6, Davalı kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalının davacıya açık hesap işlemlerinden kaynaklanan bir borcun bulunmadığını,” hususlarında rapor tanzim edildiği görüldü. Taraflara usulüne uygun bilirkişi raporunun tebliğ edildiği görüldü.İtirazlar doğrultusunda Dosyanın bir nitelikli hesaplar alanında —— eklenmek sureti ile dosyada ek rapor alınmasına dair karar verildiği görüldü.Bilirkişi heyeti 07/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporu sonuç kısmında:
“1.Davanın tarafları arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, kiralama konusu araçlara ilişkin kilometre aşım ücreti alınacağı ve bedeli hususlarında taraflar anlaştıklarına yönelik ispat yükünün davacı tarafta olduğu, dosya kapsamında söz konusunun iddianın ispatlanmasına yönelik herhangi bir belge bulunmadığı,
2.Davalı tarafın, takip konusu faturaların kaydedildiği süresinde faturaları iade ettiği, davalının faturaya dayalı borcunun olmadığı HMK’nun 222. Maddesi uyarınca ispatlamış olduğu, Kök raporda ulaşmış olunan mali sonucu değiştirecek herhangi bir hususun olmadığı,
3. Dava konusu araçlar üzerinde davacı ve davalı taraf yetkilileri tarafından yapılan —–incelemesi ile bu inceleme neticesinde yapılan servis işlemlerinin uyumlu olduğu, servis işlemi ücretlerinin kadri maruf olduğu, —– plakalı araç için düzenlenen—–no’lu faturalarda yer alan km aşım bedeli ücretinin 2 kez faturalandırıldığı, sağ arka sürgülü kapı sökme-takma işlemi için miktar olarak 3 adet girildiği, sağ sürgülü kapı değişimi yapıldığı halde faturada sağ sürgülü kapı boya işleminin de yer aldığı, bu kapsamda —— araç için düzenlenen fatura tutarının 1 adet km aşım bedeli: 8.131,20 TL, 2 adet sağ arka sürgülü kapı sökme-takma bedeli: 800,00TL ve sağ arka sürgülü kapı boya: 1.400,00 TL olmak üzere toplamda 10.331,20 TL daha düşük olması gerektiği, faturalarda yer alan km aşım bedellerinin makul seviyede olduğu sonuç ve kanaatine ” ilişkin rapor takdim edilmiştir.Dosyanın itirazlar neticesinde yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor düzenletildiği, 18/08/2022 tarihli bilirkişi heyet rapor sonuç kısmında: “
1. Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı
hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu,
2. Davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu,
3. Davacı yanın ticari defterlerinde, davalıdan 20.12.2020 tarihi itibariyle kaydi olarak 288.156,92 TL alacak bakiyesinin bulunduğu,
4.Davalı yanın ticari defterlerinde, davacıya 16.12.2020 tarihi itibariyle kaydi olarak borç ya da alacak bakiyesinin bulunmadığı,
5. Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde davacı ve davalı taraf arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla kiralama konusu araçlara ilişkin kilometre aşım ücreti alınacağı ve bedeline ilişkin bir anlaşmanın varlığını davacının
ispatlamasının gerekeceği, zira TMK m. 6 hükmü gereği “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla
yükümlüdür.” Dosya kapsamında davacının iddiasını ispatlamaya yönelik sözleşme, araç ilk teslim tutanağı vb. belgenin bulunmadığı, takdirin Sayın Mahkemenin olduğu, ” görüşlerini bildirir rapor düzenlendiği görüldü.
DELİLLER:
——-Esas numaralı dosyası,
*Davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait—–(vergi kayıtları) formları
*Biiirkişi raporları,
*Tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİMESİ VE GEREKÇESİ:
Dava , icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—— Esas numaralı dosyası uyap kayıtları celp edilerek incelenmiştir.
Uyuşmazlığın konusu taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı arasında araç kiralama , kilometre aşım bedeli, işçilik ve onarım bedeli hizmetlerinden kaynaklandığı iddia olunan alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflara ticari defterlerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, taraflar ticari defter ve kayıtlarını sunmuştur.
6100 sayılı HMK ;
Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.——- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.Davacı yanın ve davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı ve davalı defterlerinin HMK 222 ye göre delil niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Davacı yanın ticari defterinde davalıdan 20.12.2020 tarihi itibariyle kaydı olarak 288.156,92 TL alacak bakiyesinin bulunduğu, davalı yanın ticari defterlerinde davacıya 16.12.2020 tarihi itibariyle kaydi olarak borç veya alacak bakiyesinin bulunmadığı, dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde davacı ve davalı arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla kiralama konusu araçlara ilişkin kilometre aşım ücreti alınacağı ve bedeline ilişkin bir anlaşmanın varlığını davacının ispatlamasının gerekeceği, zira TMK m. 6 hükmü gereği davacının iddiasını ispatlamaya yönelik sözleşme araç ilk teslim tutanağına dair belgelerin bulunmadığı bu nedenle davanın ispatlanamadığından reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.Davacının kötü niyetli olarak icra takibi başlattığına dair kanaat oluşturacak bilgi ve belge bulunmadığından, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davalının kötü niyet tazminat talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.807,93-TL harçtan mahsubu ile kalan 2.727,23-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzene karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.