Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/760 E. 2022/452 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/760 ESAS
KARAR NO: 2022/452
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde müvekkili olan davacı şirket sigortalısının — plakalı aracı ile — seyir halinde iken karşıdan gelmekte olan —- plakalı aracı fark etmediğini ve aracı ile karşı aracın sağ ön köşesine vurduğunu, kazanın akabinde davacı sigorta şirket sigortalısının kusuru ile kazaya sebep olması üzerine karşı araç olan —-aracın hasarını karşıladığını, ancak akabinde karşı aracın kaza tarihinde sigortasının olmadığı tespit edilmiş olduğundan ödenen bedelin iadesi için öncelikle davalı sigortaya başvurulduğunu, olumsuz yanıt alınması üzerine de davalı/borçlu aleyhine ——–dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız şekilde itiraz edildiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkili olan davalının davaya konu poliçesinde davaya konu kaza ile ilgili herhangi bir sorun olmadığını, davacının taleplerinin sebepsiz zenginleşmesine matup bir talep olduğunu savunarak haksız davanın reddine, zamanaşımı defiileri sebebi ile esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen ödenen bedelin istirdatı talebine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—– Esas sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Hasar dosyası celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisinde mübrezdir.
Mahkememizin—— tarihli celsesinde dosyanın — makine mühendisi ve —— sigorta alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdiine karar verilmiş, tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; ”… Dava konusu olayın ——-maddi hasarlı trafik kazası olduğu, Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU, Dosya muhteviyatında dava konusu kazaya yönelik hasarlı aracın kazalı fotoğrafının ve onarım faturasının bulunmadığı, bu nedenle dosya muhteviyatına sunulmuş olan —-belirtilen çarpma noktası baz alınarak yapılan değerlendirme yapılmış olduğu, Bu kapsamda Ekspertiz Raporu baz alındığında söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, Ekspertiz Raporunun baz alınması durumunda —– meydana gelmiş olduğunu, bu kapsamda talebe bağlılık ilkesi gereği talep edilmiş olan ———- piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, Söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte basit işçilikler ile giderilebilecek hasar oluşmuş olduğu ve onarımının yaklaşık — iş günü süreceği —- Dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle kazadan önceki — piyasa rayiç değerinin yaklaşık — civarında olduğu, Dava konusu kaza kapsamında; — ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu, Dava konusu kazanın Kök nedeninin — plaka sayılı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olması nedeni ile — plaka sayılı araç sürücüsünün KUSURSUZ olduğu, davacı —- düzenlendiği, araç sürücüsünün Asli ve Tam Kusurlu olması nedeniyle davalı taraf, sigorta şirketinden tazminat talebinin yerinde olmadığı, kaza tarihi —–olduğu görüldüğü, tazminat talebinin biran için yerinde olduğu düşünüldüğünde zamanaşımı nedeniyle tazminat talebinin yerinde olmadığı görüldüğü…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazlarının hukuki nitelikte olduğu anlaşılmakla; gerekçesi gerekçeli kararda karşılanmak üzere reddine karar verilmiştir.
—- sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı tarafından—-işlemiş faiz olmak üzere toplam ——- üzerinden sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu, işbu davanın süresi içerisinde harçlandırılmak suretiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazda bulunduğu görülekle, öncelikle yetkiye ilişkin itirazın incelenmesi gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 114/1. maddesinde dava şartları tek tek düzenlenmiş olup, 114/2. Maddesinde “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir. İtirazın iptali davaları da HMK 114/1 maddesinde belirtilen genel dava şartları yanında; Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, Borçlunun geçerli bir itirazının bulunması, Davanın süresinde açılmış olması, Hukuki yarar bulunması, Takibi geçersiz kılacak diğer sebeplerin bulunmaması şeklinde özel dava şartlarına tabidir. Bu nedenle, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin yada edilmesin, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın;
6. maddesinde; (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
10. Maddesinde; Sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği,
Yetki sözleşmesi başlıklı 17. Maddesinde ise; “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 50. ——-maddesinde ise; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunacağı, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 89. maddesinde; Borcun ifa yerinin, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirleneceği, aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde… ifa edilebileceği düzenlenmiştir.
Davalı tarafından her ne kadar icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazda bulunulmuş ise de, icra dosyasında yapılan yetki itirazında yetkili icra müdürlüğü gösterilmediği anlaşılmakla usule uygun şekilde yapılmadığı anlaşılan yetki itirazının hukuken yerinde olmadığı anlaşıldığı gibi davacı tarafından HMK 6. Maddesi kapsamında genel yetkili olduğu anlaşılan —– İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu da açıktır.
Sunulu poliçe örneklerinden; Davacı sigorta şirketinin dava dışı —- adına kayıtlı — plakalı aracın — tarihleri arasında — davalı sigorta şirketinin ise dava dışı — tarihleri arasında —-sigortalı olduğu görülmüştür.
Sunulu dekont örneğinden; Davacı sigorta şirketi tarafından — tarihinde davalı — plakalı araç için —- rücuen tazminat ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin kaza tespit tutanağında — tarihinde—- plaka sayılı aracın karşıdan gelmekte olan ——- plaka sayılı aracın sağ ön köşesine vurması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanu’nun 91/1. Maddesinde “işletenlerin bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere ——– yaptırmaları zorunludur.”, aynı yasanan 85/1. maddesinde de “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/ son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurlarından kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verildiği, Karayolları ——-Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Düzenlemeler karşısında ——- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya birşeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılmasını zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiş olup, dosya kapsamında yer alan ödeme belgesi dikkate alındığında aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından talebin zamanaşımına uğradığı ileri sürülmüşse de; Kazaya konu olay tarihi —- ve davacı tarafından yapılan ödeme tarihi — olmakla birlikte icra takibinde sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanıldığı ve takibin —— tarihinde başlatıldığı anlaşılmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 77. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılacak davalarda zamanaşımı süresinin aleyhine sebepsiz zenginleşilmiş olan hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı ve sürenin —— yıl olduğu, somut olayda davacının geri isteme hakkını daha önce öğrendiği hususu ispat edilemediğinden davacının öğrenme tarihinin icra takibinin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla zamanaşımı def’inin reddi gerekmiştir.
İddia, savunma, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili tarafından her ne kadar ——- tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemiyle huzurdaki dava açılmış ise de yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davaya konu trafik kazasında davacı sigorta şirketi nezdinde —- sigortalı aracın olayda asli ve tam kusurlu olduğu ve karşı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığı, alınan raporun kaza tespit tutanağı ile somut olay özelliklerine ve oluşa uygun olduğu, raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek Mahkememizce benimsendiği, davacı şirket tarafından sunulan hasar dosya içeriğine göre olay akabinde taraf sigorta şirketleri nezdinde mutabakat sağlandığı ve davacı sigorta tarafından davalı sigortanın banka hesabına ödeme yapıldığı, ödeme öncesi yapılan mutabakat, ödeme şekli ve davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı karşı aracın olayda kusursuz ve davacı nezdinde—— poliçesiyle sigortalı aracın ise olayda asli ve tam kusurlu olması karşısında davacı sigorta şirketinin davalıya rücu talebinin yerinde olmadığı ve ödenen bedel yönünden sebepsiz zenginleşme iddiasının dinlenemeyeceği sonuç ve kanatine varılmış olmakla yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 80,70-TL harcın peşin alınan 201,59-TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,89‬-TL harcın kararın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla birlikte, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. Uyarınca 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça yatırılan 11,50-TL vekalet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. m. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.28/06/2022