Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/706 E. 2023/231 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/706 Esas
KARAR NO : 2023/231

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı şirkete takip dosyasında numaraları belirtilen faturalar ile satışı yapılan malların toplam bedelinden ödenmeyen bakiye/cari alacak için—— esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun, icra takibinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, bunun üzerine taraflarınca ticari satımdan kaynaklı dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ve davalı taraf ile anlaşılamadığını, icra takibine konu borcun davalı şirketin müvekkili şirketten satın aldığı ve numaralı faturalara dayanan toplam alacağın ödenmeyen/bakiye kısmına ilişkin olduğunu, müvekkilinin satışını yaptığı tüm malları davalı tarafa eksiksiz teslim ettiğini, ancak davalının kötü niyetli olarak müvekkiline olan borcunu hayali olarak kapatmak için bir kısmı hayali, gerçek dışı, faturalar, reklamasyon faturaları kestiğini, müvekkilinin bu faturaları davalı tarafa iade ettiğini, hiç bir surette kabul etmediğini, davalı borçlunun—–İcra Dairesi’nin—— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli borca itirazlarının iptal edilerek, takibin devamı ve takip konusu asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere müvekkiline icra inkar tazminatı ödemesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekil cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından haksız ve mesnetsiz alacak talebine dayalı olarak —— esas sayılı icra dosyası ile yapılan icra takibine yönelik olarak haklı itirazıları üzerine dava konusu edilen itirazın iptali talebinin reddi gerektiğini, davacı tarafından —–İcra Dairesi’nin —— esas sayılı icra dosyasında alacak konusu yapılan ——no`lu faturalara yönelik olarak müvekkili firma tarafından elektronik fatura olarak komisyon, gecikmeden kaynaklı ceza veya iade faturası adı altında fatura kesilerek gönderildiğini, davacı firmanın da bu faturaları kabul ederek ticari defterlerine işlediğini, arıca icra takibi konusu yapılan faturalara yönelik bir kısım ödemenin de yine banka üzerinden yapıldığını, davacı firma ile müvekkili firma arasında 01.04.2018 tarihli komisyon sözleşmesinde de görüldüğü üzere, müvekkili firmanın davacı firma tarafından gönderilen ürünleri yurt dışına komisyon bedeli karşılığı ihraç eden—— firması olduğunu, bu nedenle müvekkili firmanın —– hizmeti nedeni ile davacı firmaya ihraç edilen ürünlere yönelik olarak komisyon faturası kestiğini ve cari hesap ekstresinde fatura bedellerinin mahsup edildiğini, davacının icra takibi konusu yapmış olduğu faturalara yönelik olarak müvekkili firma tarafından bankalar üzerinden yapılan ödemeleri ve bu faturalara konu ürünlerin müvekkili firma tarafından ihraç edilmesi nedeni ile müvekkili firma tarafından kesilen komisyon bedelini içeren faturaları ve bu nedenle cari hesapta yapılan mahsuplaşma işlemini görmezden gelerek haksız ve mesnetsiz şekilde alacak talebinde bulunduğunu, dava konusu olan faturaların 2019 yılının Eylül ve Ekim ayına ait faturalar olduğunu, bu faturalara yönelik olarak müvekkili firma tarafından 2019 yılının Aralık ve 2020 yılının Şubat aylarında komisyon faturası kesildiğini, ayrıca bankalar üzerinden yine davacı firma tarafından icra takibi konusu yapılan faturalara yönelik ödemeler yapıldığını, müvekkili firma tarafından bu tarihlerde kesilerek elektronik tebligat şeklinde gönderilen —— sıfatından kaynaklı komisyon veya gecikmeden kaynaklı faturaların yıl sonunda tek düzen hesap planında mahsup edildiğini, muhasebe işleyişi açısından ——-alıcılar hesabında, senetsiz alacağın doğması ile bu hesaba borç, tahsil edilmesi halinde alacağın kaydedileceğini, müvekkilinin firmanın muhasebe kayıtlarının da bu çerçevede tutulduğunu, aynı ürünün bedeline yönelik davacı firma tarafından kesilen faturalara yönelik komisyon vb. faturaların müvekkili firma tarafından kesilerek elektronik fatura şeklinde gönderildiğini, bu faturaların davacı firma tarafından kabul edilerek ticari defterlere işlendiğini, aynı ürüne yönelik bu faturaların muhasebe kayıtlarında mahsup edildiğini, bu mahsup işlemi sonrasında müvekkili firmanın, banka üzerinden yapılan ödemeler düşüldükten sonra herhangi bir borcu kalmadığını, davacı vekilinin bütün bu hususları görmezden gelerek haksız şekilde alacak talebinde bulunduğunu, bu alacak talebine yönelik icra takibine taraflarınca haklı olarak itiraz edildiğini, bu hususların arabuluculuk aşamasında da kendilerine iletildiğini ve muhasebe birimlerinin kendilerine hatalı bilgilendirmede bulunduğunu, müvekkili firma tarafından kesilen ve davacı firmaya gönderilen faturaların mahsup edildikten sonra herhangi bir alacağın kalmadığının özellikte anlatıldığını, buna rağmen hakkaniyete ve muhasebe kayıtlarına aykırı şekilde davacı vekili tarafından haksız icra takibine yönelik itirazıların iptali talebinde bulunulduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalı aleyhine İİK 67.maddesi gereğince —–.İcra Dairesi’nin —— esas sayılı icra dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline yöneliktir.Davacı tarafça davalıdan, aralarında düzenledikleri sözleşmeden kaynaklı, faturaya dayalı alacak nedeniyle, —–.İcra Dairesi’nin—– esas sayılı icra dosyasında icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, davacının iş bu itirazın iptali davasını açtığı, taraflar arasında 01.04.2018 tarihli “SÖZLEŞME” başlıklı komisyon sözleşmesi düzenlendiği, dosya kapsamına göre uyuşmazlığın esas olarak, davalının reklamasyon faturalarına dayalı yaptığı kesintilerde sözleşmeye göre haklı olup olmadığı ve davacının alacağının TL cinsinden değil döviz cinsinden (56.689,62 İngiliz Sterlini) olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmektedir.Davacı tarafından davalıya kesilen dava konusu faturaların; 21.09.2019 tarihli, —- sayılı, 9.982,82 İngiliz Sterlini, 25.09.2019 tarihli, —–sayılı, 2.256,66 İngiliz Sterlini, 28.09.2019 tarihli,—– sayılı, 18.513,09 İngiliz Sterlini, 12.10.2019 tarihli, —– sayılı, 26.374,63 İngiliz Sterlini, 15.10.2019 tarihli, —- sayılı, 4.140,23 İngiliz Sterlini, 25.10.2019 tarihli, —— sayılı, 4.918,32 İngiliz Sterlini, 25.11.2019 tarihli,—– sayılı, 10.682,23 İngiliz Sterlini olmak üzere 76.867,98 İngiliz Sterlini olmak üzere toplam 553.610,36 TL olduğu, davacı tarafından davalı firmaya 2019 yılında 76.867,98 İngiliz Sterlini değerinde ve TL karşılığı olarak 553.610,36 TLolan 7 adet fatura kesildiği ve bu faturaların toplam alacağın ödenmeyen/bakiye kısmına ait olduğu görülmüştür.Mahkememizce yargılama sırasında bilirkişi heyetinden 23.06.2021 tarihli kök ve 16.01.2022, 14.08.2022 ve 08.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporları alınmış, alınan raporlar denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Bilirkişi raporuna göre, davacının—–davalıya ait (——) tutulan 10.09.2018 – 07.08.2020 tarih aralığını kapsayan 14.12.2020 tarihli “Muavin Defter Kaydı-Cari Hesap Ekstresi” incelenmesinde; davacının, davalıya ait cari hesap muavin kayıtlarını——hesabı altında açtığı muavin kayıtlarında izlediği, davacının, davalıya belirtilen tarih aralığında müteaddit defa satış faturaları kestiği ve özellikle icra takibine konu edilen faturaların da (7 adet) bu tarih aralığındaki muavin kayıtları içinde yer aldığı, davacı şirketin—– davalı şirket (—— 07.08.2020 tarihi itibariyle 363.046,34 TL alacağının bulunduğu, davalının, davacıya ait cari hesap muavin kayıtlarını —— hesabı altında açtığı muavin kayıtlarında izlediği, davalının, 01.01.2019 – 31.01.2020 tarih aralığında kendisine müteaddit defa kesilen alış faturalarını kayıtlarına aldığı (borç olarak kaydettiği) ve özellikle icra takibine konu edilen faturaların da (7 adet) bu tarih aralığındaki davalının muavin kayıtları içinde yer aldıkları, buna göre davalı şirketin davacı şirkete 2019 yılından gelen devir rakamı 291.426,72 TL de dahil etmek üzere 01.01.2020-31.01.2020 tarih aralığı itibariyle toplam 171.726,25 TL borcunun bulunduğu, davacı taraf cari hesap ile davalı taraf cari hesabı arasında 191.320,09 TL fark çıktığı, davalı şirket tarafından davacı şirkete 2019 yılında kesilen 5 adet reklamasyon faturası bedeli 145.374,71 TL ile 2020 yılında kesilen 3 adet hizmet faturası bedeli 58.635,97 TL’den meydana geldiği, nitekim bu son iki rakamın toplanmasıyla aradaki fark kapandığı gibi davalının alacağa bile geçtiğinin görüldüğü tespiti yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda yapılan BA-BS kayıtlarının incelenmesinde ise;
Davacı-imalatçı şirketin, 79 adet belgenin toplamı olan 321.599,00 TL tutarındaki KDV hariç alış tutarını 161.293,00 TL ve 11 adet belgeyi eksik beyan ettiği bunun sebebinin, ihracatçı şirketin kendisine kestiği reklamasyon faturalarını kabul etmeyip iade etmesinden kaynaklandığı, davalı-ihracatçı şirketin, davacıya yapmış olduğu satışlardan oluşan 85 adet belge karşılığının 365.230,00 TL tutarındaki KDV hariç satış tutarını davacıya göre tam olarak beyan etme sebebinin, davacıya kestiği reklamasyon faturalarını kendisince kabul edilerek beyan edilmesinden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.
Taraflar arasındaki 01.04.2018 tarihli sözleşme incelendiğinde, davalının, davacının mallarının yurt dışına satışını üstlendiği, bu hizmetine karşın faturalardan %5 komisyon alacağının belirtildiği, Sözleşmede reklamasyon faturaları kesilmesine ilişkin bir bilgi bulunmadığı, davalc tarafın, kendilerine gönderilen reklamasyon faturalarını kabul etmeyip iade ettiklerini belirttikleri, faturalar incelendiğinde, geç yüklemeden dolayı mallara reklamasyon uygulandığının belirtiltiği, ancak geç yüklemeye ilişkin zaman ve yer belirtilmediği, fatura içeriğinin izah edilemediği, ayrıca anılan reklamasyon miktarı oranında zarara uğradığını gösteren belgelerin dosyaya sunulmadığı, dolayısıyla davalı tarafından dayanak reklamasyon fatura içeriklerinin kanıtlanamadığı görülmüştür.Döviz alacağıyla ilgili olarakta, yasalar ve ilgili mevzuat gereği faturalar ticari deftere işlenirken, yabancı para cinsinden değil, sadece fatura işlenme tarihindeki kur üzerinden TL olarak defterlere işlenebileceği, ticari teamüller gereği, dövize bağlı hesapların şirketlerin defter kayıtlarında TL olarak kaydedilse bile, döviz aslına bağlı başka bir cari hesapta her zaman ilgili döviz hesabı cinsinden takip edilebilmektedir. Bu şekilde yapılan ödemeler, ödeme tarihindeki ilgili döviz kuruna çevrilerek, borç veya alacaktan mahsup edilmek suretiyle takip edilmekte ve cari hesap ekstresi sonucunda ödemeden kalan döviz bakiyesi belirlenmektedir. Borçlu veya alacaklı taraf söz konusu bakiyeyi arzu ederse döviz cinsinden, yada o günkü döviz kuruna çevirmek suretiyle kalan bakiyeyi ödeme hakkına sahip bulunmaktadır.Bu çerçevede yapılan inceleme sonucunda, dosyaya sunulan 08.01.2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda, davacının alacağının —–olarak hesaplanması durumunda; davacının ödenmeyen faturalar olarak dava konusu ettiği 553.610,36 TL tutarındaki alacağının– (İng. Sterlini) olarak karşılığının 76.867,98 — olduğu, davalı tarafa ait, davacının cari hesap ekstresinden alınan banka ödemeleri toplamı olan 385.277.21 TL tutarındaki yapılan ödemelerin —-(İng. Sterlini) olarak karşılığının 53.383.90 —- olduğu, davalı tarafça, davacıya kesilen komisyon faturalarının toplamı olan 65.635,97 TL tutarındaki kesilen faturaların — (İng. Sterlini) olarak karşılığı 8.591.55 —- olduğu, davalı tarafça, davacıya kesilen reklamasyon faturalarının toplamı olan 145.374,71 TL tutarındaki kesilen faturaların —- (İng. Sterlini) olarak karşılığının 19.582,87 —– olduğu, tarafların alacak/borç durumlarına ait hesaplamalar yönünden; reklamasyon faturaları dahil olarak, davacının alacağının değil, aksine borcunun çıktığı, diğer bir ifadeyle davalının borcu olmadığı sonucuna varıldığı, reklamasyon faturaları hariç olarak, davacının davalıdan 36.137,50—– veya bunun TL karşılığı olan: 340.024,37 TL alacağının olduğu, reklamasyon faturalarının reddi veya kabul edilmemesi durumda, davalının davacıya 36.137,50 — ve bunun TL karşılığı olan 340.024,37 TL borcunun bulunduğu, halihazırda davalı tarafından ödenmediği varsayılan dövize çevrili bu rakamın ise, ödemenin yapıldığı tarihteki —-döviz kuru esas alınarak ödemesinin yapılması gerektiği, taraflar arasında ihtilafa konu olan reklamasyon faturaları yönünden, davalı tarafından, davacı tarafa gönderilen reklamasyon faturalarının davacının bu faturaları kabul etmeyip davalıya iadesiyle ilgili, davalı vekilinin mahkemeden taraflar arasındaki mail yazışmalarının tekrar incelenmesi talebi üzerine, taraflar arasında gerçekleşen reklamasyon konusundaki / mail yazışmaları yeniden incelendiği, 06.11.2019 ve 27.12.2019 tarihlerinde taraflar arasında gerçekleşen mail yazışmalarının özet olarak, teslimin gecikmesine bağlı gecikmeden kaynaklanan ve uçakla yapılan navlun bedellerinin yüksekliğinden kaynaklandığı, kendilerine bu yolla yansıtılan rakamların yüksek olduğu ve ödemelerinin mümkün olmadığı, ayrıca gümrük giderleriyle noter masraflarının tamamının da kendilerine yükletildiği şeklinde reklamasyon faturalarına itirazlarının bulunduğu tespitleri yapılmıştır.Sonuç olarak yukarıda yapılana açıklamalar ışığında, davalı tarafça kesilen reklamasyon faturalarının içeriklerinin davalı tarafça kanıtlanamadığı, taraflar arasında yapılan ödemelerin döviz üzerinden ödeme günündeki TL üzerinden gerçekleştirildiği ve davacının alacağını döviz olarak talepte haklı olduğu, 08.01.2023 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, buna göre davacının talepte haklı olduğu kısmın 36.137,50 —— olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜYLE,
—– İcra Dairesi’nin —— esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin 36.137,50 ——üzerinden asıl alacağın talebi aşmamak kaydıyla takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının —— yabancı parayla açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına,
Asıl alacak likit olmadığından şartları oluşmayan icra inkar tazminatı ve fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 23.227,06 TL harcın peşin alınan 5.410,60 TL peşin harç ve 4.136,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile kalan 13.680,46 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre takdir olunan 50.063,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın red kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre takdir olunan 17.194,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5.410,60 TL peşin harç, 4.136,00 TL tamamlama harcı, 54,40 TL başvurma harcı, 3.128,00 TL dosya masrafından davanın kabul red oranına göre harçlar bu orana katılmaksızın toplam 2.374,15 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 11.975,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 700,00 TL dosya masrafından davanın kabul red oranına göre toplam 168,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre 318,12 TL’sinin davacıdan, 1.001,88 TL’sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara ödenmesine,Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.