Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/703 E. 2021/817 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/703 Esas
KARAR NO: 2021/817
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/09/2020
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı borçlu —– ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, davalı itiraz’inin alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli olduğundan, itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek;
Davalı-borçlu —– numaralı dosyasında icra takibi başlatıldığını,
Takip talebinde alacağın nedeni olarak, cari hesaptan doğan — tutarlı muhtelif faturadan kalan alacak bakiyesi gösterdiğini, davacı icra talebinde — asıl alacağın, icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık —- oranlardaki faiz’i ile tahsili talebinde bulunulduğunu, ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiğini, davalı——- tarihinde takibe itiraz ettiğini ve İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
1.Davacı ve davalı taratın dosya ekinde bulunan tıcarı delterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğundan 6102 sayılı T.T.K 64-65-66 maddelerine göre sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu,
2.Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığından, ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirildiği, takibe konu olan faturaların ve bu faturalara ilişkin ödemelerin defter kayıtlarında yer almış olması, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu,
3.Takibe konu olan faturaların muhteviyatı hizmetin davalıya teslim edildiği ve fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığından dolayı, 6102 sayılı T.T.K. 21/2 maddesine göre— gün içinde itiraz edilmeyen fatura muhteviyatının kabul edilmiş olduğu,
4.Davalı şirketin—– tarihi itibariyle davacı şirket’e —– ana para tutarında borçlu durumda olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı,
5.Davalı şirketin takip konusu faturalar muhteviyatı hizmeti alamadıkları veya bahsi geçen faturaların kendilerine tebliğ edilmediği şeklinde bir itirazın bulunmadığı,bu sebeple bahse geçen fatura bedellerinin davacı tarafa ne şekilde ödendiğinin ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu,
6.Davacı şirketin davalı şirketten toplam —- tutarlı alacağı için,taraflar tacir olduğundan ticari işlerde işlemiş faiz için öngörülen Avans faiz oranı ile ve icra takip tarihi olan —- tarihinden dava tarihi olan—- tarihine kadar hesap edilen tedarik temerrüt faiz hesabıyla,—- ise faiz olmak üzere toplamda — Olacağını bildirir görüş ibraz etmiş,
Teknik bilirkişi Ek raporunda; davalı ve davacı vekillerinin itirazları üzerine yapmış olduğu ek inceleme neticesinde; kök raporunda ulaşmış olduğu sonuçları değiştirecek herhangi bir husus olmadığını, —– tarihli raporumda ulaştığı sonuçların aynen geçerli olduğunu bildirir görüş ibraz etmiştir.
DELİLLER
—-
—-


*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.—- sayılı dosyası —— üzerinden celp edilmiş ve incelenmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığın çözümü için ticari defterlerin incelenmesine karar verilerek taraflara defterlerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, taraflar defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Teknik Bilirkişi tarihli kök ve ek raporu sonuç kısmında özetle; 1.Davacı ve davalı taratın dosya ekinde bulunan tıcarı delterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğundan 6102 sayılı T.T.K 64-65-66 maddelerine göre sahibi lehine kesin delil olma özelliğine haiz olduğu,Davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığından, ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirildiği, takibe konu olan faturaların ve bu faturalara ilişkin ödemelerin defter kayıtlarında yer almış olması, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu,Takibe konu olan faturaların muhteviyatı hizmetin davalıya teslim edildiği ve fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığından dolayı, 6102 sayılı T.T.K. 21/2 maddesine göre— gün içinde itiraz edilmeyen fatura muhteviyatının kabul edilmiş olduğu,Davalı şirketin —– tarihi itibariyle davacı şirket’e —–ana para tutarında borçlu durumda olduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı,Davalı şirketin takip konusu faturalar muhteviyatı hizmeti alamadıkları veya bahsi geçen faturaların kendilerine tebliğ edilmediği şeklinde bir itirazın bulunmadığı,bu sebeple bahse geçen fatura bedellerinin davacı tarafa ne şekilde ödendiğinin ispat külfetinin davalı tarafa ait olduğu,Davacı şirketin davalı şirketten toplam — tutarlı alacağı için,taraflar tacir olduğundan ticari işlerde işlemiş faiz için öngörülen Avans faiz oranı ile ve icra takip tarihi olan — tarihinden dava tarihi olan — tarihine kadar hesap edilen tedarik temerrüt faiz hesabıyla,——–Olacağını bildirir görüş ibraz etmiş, hususlarının rapor edildiği görüldü.
Somut Olayda ; Davacının davalıya ürün satışı nedeni ile davalıdan alacaklı olduğuna dair davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı , davalının başlatılan takibe itiraz ettiği, davacının yapılan itiraz ile duran takibin devamı için süresinde mahkememize itirazın iptali davası açtığı, davalının ürünleri teslim almadığını, teslim hususunu davacının ispat etmesi gerektiğini savunduğu, bilirkişi inceleme raporunda davacının ticari defter ve kayıtları açılış ve kapanış tasdiklerinin usulune uygun yapıldığı, davacının — takip tarihi itibariyle davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan —-alacaklı , davalı ticari defter ve cari hesap kayıtlarına göre davalı davacıya —- boçlu gözüktüğü, taraf kayıtlarının tamamen birbiri ile örtüştüğü ve birbirini teyit ettiği, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu takip dayanağı faturaların her iki tarafın delil vasfı taşıyan ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davacının davalının imzasının bulunduğu mutabakat mektubunu delil olarak dosyaya sunduğu görülmekle bu durumun davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı faturaları davalıya tebliğ ettiğine, ürünleri davalıya teslim ettiğine karine oluşturduğu aksini davalının ispat etmesi gerektiği ancak davalının faturaya itiraz ettiğine ve malları teslim almadığına dair ispata elverişli delil sunmadığı anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu 1530 maddesi uyarınca davalının fatura tarihlerinden itibaren —— günlük süre sonunda temerrüde düştüğü kanaatine varılmakla , Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —- işlemiş faiz olmak üzere —— alacaklı olduğu kanaatine varılarak davalının itirazının işlemiş faiz yönünden kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam — asıl alacak ve—- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacak üzerinden işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli — toplamı— harçtan mahsubu ile bakiye———-harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.023,40 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 455,66 TL harç toplamı 1.479,06 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin —— yüzüne karşı davalı mahkemede hazır olması ile yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021