Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/7 E. 2021/946 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/7 Esas
KARAR NO: 2021/946
DAVA: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/01/2020
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı-alacaklı müvekkilim tarafından davalı-borçlu aleyhine —- girişilen takipte, davalı-borçlu tarafça borca itiraz
etmekle takip durduğunu, davalının itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu, itirazın iptali gerektiğini,
1-Davacı müvekkilim takip konusu çekin iyi niyetli, yasal ve meşru hamili hak sahibi olduğunu, davalı şahıs ise takip konusu çekin keşidecisi-borçlusu olduğunu, müvekkilinin takip konusu çeki ciro yoluyla aldığını, ancak çeki yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edemediğini, arkasına karşılıksız şerhi
alamadığını, çek bedeli bugüne kadar ödenmediğini, bu hususta müvekkilinin davalı borçlu ve çekte cirosu bulunan diğer cirantalarla yapılan görüşmelerden de olumlu bir netice elde edilemediğini, çek bedeli bugüne kadar ödenmediğini, taraflarca haklı olarak davalı aleyhine—-sayılı dosya ile takibe girişildiğini, davalı taraf bu dosyaya itiraz etmekle takip durduğunu,
2-Davalı borçlu taraf takip konusu çeki bildiğimiz kadarıyla çekte lehtar olan şirkete keşide edip verdiğini, şirket tarafından da sonraki cirantalara ciro yoluyla devredildiğini, son olarak da müvekkilinin alacaklarına istinaden bu çeki aldığını, davalı şahıs ve ilk ciranta olan şirket defter, banka ve kayıtlarından ve davalının banka hesap kayıtlarından çekin bedelinin ödenmediği, bu çekten dolayı davalı borçlunun halen borçlu bulunduğu açıkça görüleceğini, davalı taraf itiraz dilekçesinde ödeme itirazında bulunmadığını, sadece soyut bir şekilde borcunun olmadığını beyan etmekle yetindiğini, ödeme veya başkaca bir itirazda bulunmadığını, ödeme veya başkaca bir hususa dair somut delil de sunmadığını,
3-Çekin vasıf ve mahiyeti ve tutarı itibariyle davalı tarafın borçlu olmadığını ispat etmesi ve bu hususta somut deliller sunması yani ödendiğine veya başkaca bir şekilde çekin bedelinin ödendiği ya da başka bir nedenin ispatına dair somut yazılı delil ve belge sunulması gerektiğini, davalı tarafın yazılı bir delil sunmayıp sadece soyut bir şekilde borcunun olmadığını iddia ettiğini, davalı tarafın işbu çekten dolayı bir borcu bulunmadığını, çekin kendisinde veya bankasına iade edilmiş olması gerektiğini, somut bir delil ile sabit olacak şekilde borcu olmadığına dair yazılı delili bulunduğunu, çekin ciro yoluyla el değiştirmiş ve müvekkiline kadar gelmiş, ancak müvekkilime keşideci davalı taraf veya diğer cirantalar tarafından ödeme yapılmadığını, davalı tarafın çekten dolayı borçlu olmadığını somut delillerle ispat etmesi gerekli olup bu husustaki ispat külfeti davalı tarafa ait olduğunu,
4-Takip konusu yapılan çek hakkında ne davalı taraf ve ne de çekte cirosu bulunan diğer kişi veya şirketlerce herhangi bir yasal başvuru yapılmadığını, zayi, bedelsizlik vs. gibi davalar —– edilmediğini, davalı tarafça borcuna karşılık olmak üzere keşide edilip tedavüle çıkarılmış, ciro yoluyla da el değiştirerek müvekkilime kadar geldiğini,
5-Gerek davalı taraf ve gerekse de ciranta olan şirketlerin kayıtları incelenir ise takip konusu çekle ilgili ödemelerin yapılmadığı, çekten dolayı davalı şahsın borçlu olduğu sabit olacağını, davalı taraf itiraz ederken çekin varlığına, sıhhatine veya başkaca bir nedenle çeke dair bir itirazda bulunmamış, müvekkilimin yasal ve iyi niyetli hamil olduğuna dair de bir itirazda bulunmadığını, çekin müvekkil yedinde bulunması tek başına alacağın varlığını ve davalının bu çekten dolayı borçlu olduğunun açık bir delil olduğunu,
6-Davalı tarafça, borca itiraz edildiğini, fakat itirazlarında somut bir delil veya gerekçe gösterilmediğini, davalı tarafın itiraz gerekçesi de açıkça haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafça sunulan itiraz dilekçesindeki itirazları tahdidi olarak sunulmuş olup bundan böyle davalı tarafın itirazlarını ve savunmalarını genişletmesine bundan böyle muvafakatimiz bulunmadığını,
7-Davalı borcunu —-tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi oranından
hesaplanacak faizi ile birlikte ödemek zorunda olduğunu, davalı itirazları haksız ve mesnetsizdir, itirazın iptali gerektiğini,
8-Davalı, müvekkilime olan borçlarını ödemek yerine soyut ve mesnetsiz bir şekilde borca itiraz etmekle haksız ve kötü niyetli hareket ettiğini, Açıklanan nedenlerle davalı taraf itirazı hem haksızdır hem de kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine,—- alacağımızın varlığının kabulü ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
1-Müvekkilim tarafından keşide edilen çek süresinde bankaya ibraz edilmemekle birlikte kambiyo niteliği vasfını kaybetmiştir. Bu itibarla, davacı tarafından icra takibine konu edilen çek adi belge niteliğindedir. Müvekkilim, aleyhine yapılan söz konusu takibe, çekten dolayı herhangi bir borcu olmaması nedeniyle haklı olarak itiraz etmiştir.
2-Müvekkilimin, çeki keşide ettiği şirket olan —–herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Ayrıca, davacı şirket ile müvekkilimin arasında herhangi bir ticari ilişki, alacak-borç ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı şirket kendisine söz konusu çeki ciro eden cirantaya müracaat hakkı olmakla birlikte, bankaya ibraz edilmeyen ve kambiyo niteliğini kaybeden çek sebebiyle müvekkilime müracaat hakkını kaybetmiştir. Zira, icra takibinde konu edilen çek kambiyo niteliği vasfını kaybettiğinden davacı tarafın müvekkilimden alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.
3-Kısaca, müvekkilimin çeki ciro ettiği dava dışı şirkete herhangi bir borcu olmaması, davacı şirket ile ise; herhangi bir ticari ilişkisi bulunmaması sebebiyle davacıya borçlu değildir. Kambiyo niteliğini kaybeden çek sebebiyle davacı müvekkilime müracaat hakkını da kaybetmiştir. Çek sebebiyle borcu bulunmayan müvekkilime yöneltilen işbu davanın esasdan reddi ile davacının asıl alacağın %20 si oranında talep ettiği icra inkar tazminatının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil —- tarihli duruşmadaki beyanında; kendisinin çeki keşide edip — verdiğini, —- de kendisinin hiç tanımadığı birine çeki verdiğini, davacıyı tanımadığını, hiçbir alışverişinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili —- tarihli duruşmadaki beyanında; önceki beyanlarını tekrar ile çek kambiyo vasfını yitirdiği için kambiyo senedine ilişkin alacak talebinde bulunulamayacağını, davacının talebi sebepsiz zengilişmeye dayanmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki alacak verecek ilişkisi olmadığı için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosyaya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
A)DAVACI ALACAĞI: Tacir olan taraflardan davalının defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu çekin kayıtlarında yer almadığı, davacının alacağını olduğu yönünde, usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen defter, belge ibrazında da bulunmamasının yanı sıra çekin kendisine geçtiğine ilişkin belge sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, huzurdaki itirazın iptali davasında,
 Davacı —— takip tarihi
itibariyle ticari defterleri ibraz edilmediğinden incelenememiş ve Davalı firma—–olduğuna dair bir —— olmadığı,
 Davalı—- ait ticari defterlerinde, açılış ve kapanış
yevmiye maddelerinde Davacı —- ait her hangi bir cari hesap yada dava konusu çeke ait kayda rastlanılmamış olduğu, Çekin hatır çeki olabileceğini bildirir görüş ibraz etmiştir.Teknik bilirkişi Ek raporunda; Verilen yetki ile tacir olan Davacının ve Davalının defter kayıtları incelenmiş, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu,
 Davalının defterlerinde takip konusu çekten kaynaklı alacağını oluşturan icra takip tarihi —- itibari ile davacıya herhangi bir borç yada alacak bakiyesi olmadığı,
 Davacının defterlerinde takip konusu çekten kaynaklı alacağını oluşturan icra takip tarihi — itibari ile davalıya ait doğrudan kaydın bulunmadığı ancak dava dışı—- kaynaklı Davalı— dava konusu —bedelli çekten kaynaklı çek bedelinin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibi başlattığı ve bu minvalde Davacı’nın Davalı’dan — alacağı olduğu,
A- DAVACI ALACAĞI: Tacir olan taraflardan davacının defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu çekin kayıtlarında yer aldığı, davalının borcunun olmadığı yönünde sunmuş olduğu defterlerinde kayda rastlanmadığı ancak dava konusu çekin -düzenlenmiş olduğu — arasındaki ticari işle alakalı borcuna karşılık ciro edilmiş olduğu ve davacı—-Alınan Çekler koduna işlenerek kayıt altına alınmış olduğu, çekin vadesinde karşılıksız çıkmış olduğu— takip tarihi itibariyle ticari defterleri incelendiğinde Davalı firma —- düzenlemiş olduğu çekten kaynaklı Davacıya BORÇ bakiye tutarının— DAVACININ ASIL ALACAĞININ OLDUĞU görülmüş,
B-FAİZ: Davacının takip öncesi faiz talebi mevcut olduğu, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında Ticari defter kapanış yevmiyelerinde ASIL ALACAK BAKİYESİNİN OLMASI HASEBİYLE asıl alacağı için Yıllık —- tutar olup hesaplaması aşağıdaki gibi olduğu, Talebe bağlılık ilkesi gereğince —Faiz isteyebileceği,
Başlama Tarihi Bitiş Tarihi Gün Sayısı Oran (%) Tutar
—–bildirir görüş ibraz etmiştir.
DELİLLER
*—– sayılı icra dosyası
*Davacı—-
*Taraf şirketlere ait—
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; Zamanaşımına uğrayan çeke dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İtirazın iptali davası itiraz üzerine duran takibin devamını amaçlayan bir dava türüdür. Dava konusu çekin zamanaşımına uğradığı hususu ihtilafsızdır. Zamanaşımına uğrayan çek nedeniyle hamil keşideciye karşı 1 yıllık süre içerisinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açabileceği ancak işbu dosyadaki davanın dayanağının sebepsiz zenginleşme davası olmadığı, kaldı ki 1 yıllık süre içerisinde davanın açılmadığı, davanın eski TTK 690. Maddesi yollamasıyla 590. maddesine, yeni TTK 778. Maddesi yollamasıyla 679. Maddesine dayanıldığı ancak çekin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle cirantanın kambiyo hukukuna dayalı haklarını kaybetmiş sayılacağı ve temel ilişkiye de dayanılmadığı, taraflar arasında da temel ilişki bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.004,93 TL harçtan mahsubu ile kalan 945,63 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 11.616,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2021