Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/696 E. 2023/292 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/696 Esas
KARAR NO: 2023/292
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —– sevk ve idaresinde bulunan —— plakalı —– marka motosikleti ile 17/06/2019 tarihinde —- istikametinden —- bağlantı yolunu 20-30 km hızla seyir halinde iken; karşı istikametten gelen , sigorta şirketi tarafından —- poliçesi düzenlenmiş olan maliki —– ve sürücüsü —– isimli şahsın sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın (kamyonun) —– Sokağına yani sola dönüşü sırasında dönüş kurallarına riayet etmemesi sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini,çarpma neticesinde kafasından ve yüzünden darbe alan davacıya, hastanede müdahale edildiğini, Davacının kafasına ve yüzüne dikiş atıldığını,çarpma etkisiyle ağız içinde ve diş etlerinde yaralanma meydana gelen davacının —– gönderildiğini ve hastanede davacının ağız içine röntgen çekilerek dikiş atıldığını, çekilen röntgen sonucunda davacıya suratının sağ tarafında kırıklar olduğunun söylendiğini, davacının suratının kırık olan bölgesinde sinir zedelenmesi meydana gelmiş ve sinir zedelenmesinden kaynaklı olarak ise yüzünde his kaybı meydana geldiğini, davacının kaza nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını, kazanın oluşumuna sebebiyet veren davalı sürücü —— ve aracın maliki diğer davalı —– davacıya maddi veya manevi olarak hiçbir şekilde destek vermediğini, davacı tarafça 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 ‘deki dava şartı yerine getirildiğini, ancak sigorta şirketine yapılan başvurunun ardından sigorta şirketinden 15 gün içerisinde herhangi bir dönüş alınmadığını, davacının kazadan önce restoranda aşçı olarak çalışmakta iken 1 ay işsiz kaldığını ve maddi olarak geçimini sağlayamadığını, davacının kazadan önce en son 4.500,00 TL net maaş almış olup bir ay işsiz kaldığını , kazanç kaybı yaşadığını ileri sürerek, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile yapılacak inceme sonucunda dava değerinin kesin olarak belirlendiği anda arttırılmak üzere şimdilik 5.000.-TL maddi tazminat tutarının sürücü ve malik yönünden olay tarihinden; sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere arabuluculuk başvuru tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı araç sürücüsü —– ve araç maliki —— —— 17/06/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, malik ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına , mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan davalı sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile hasar aşamasında müracaat edilmediğini, dava açılmadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, davacının talebinin net olması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçede teminat limitinin kişi başına 360.000-TL olduğunu, kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, maddi tazminat istemine esas alınacak maluliyet raporunun 20.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmeliği’ne uygun alınması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —– cevap dilekçesinde özetle;huzurdaki davanın yetkisiz ve görevsiz Mahkemede açıldığını, görevli ve yetkili Mahkemenin —— olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğunu, davacı yanın maddi tazminata ilişkin taleplerinin somutlaştırılmadığını, kusur ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, manevi tazminata ilişkin taleplerin gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —— Tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Hasar dosyası celp edilmiştir
Trafik tescil kayıtları celp edilmiştir.
Davacı ve davalıya ait —– araştırmaları dosya içerisindedir.Davacıya ait tıbbi tedavi evrakları celp edilmiştir.Davacı vekilince UYAP sisteminden sunulan 13/04/2021 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketi ile sulh anlaşması yapıldığını, sulh anlaşması gereğince davalılar hakkındaki maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, davayı manevi tazminat talepleri açısından davalılar —–hakkında devam ettirdiklerini beyan etmiştir.
Davacı tanığı —– Mahkememizin 11/01/2022 tarihli celsede alınan beyanında; ”—– benim kardeşim olmaktadır. Olay anını ben görmedim ancak telefon ile öğrenmem üzerine hastaneye gittim. Gittiğimde kardeşim yaralanmıştı. Olayın olduğu gün —– oğlu olduğunu hastanede öğrendiğim —– hastanede idi.karşı tarafı o gün dışında bir daha görmedim. Karşı taraf herhangi bir iletişime geçmedi. Kaza sebebi ile kardeşimin yüzüne pilatin takıldı. His kaybı oluştu. Bir süre çalışamadı. Psikolojisi bozuldu. Kardeşim şu anda çiftçilik yapıyor. Kaza zamanında restoranda şef olarak çalışıyordu. Ben de fotoğrafçılık yapıyorum. Tanıklık ücreti talebim yoktur. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda:” Kardeşim —– sevk edildi. Bu sevk süresi de dahil —– oğlu hastanede 4 saat kadar kalmış olabilir diye hatırlıyorum.” şeklinde devamla beyanda bulunmuştur.Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda:” bu sevk işleminde —– oğlunun yardımı olmuş olabilir ancak net bir bilgim yoktur. ” şeklinde devamla beyanda bulunmuştur.Davacı vekili aynı tarihli celsede diğer tanığının dinlenmesini ve hazır edeceğini beyan etmiş, 18/10/2022 tarihli celsede; tanıklarını yeniden getirmelerinin mümkün olmadığını, daha önceki celse getirip dinletemedikleri hususunun da dikkate alınarak aleyhe değerlendirilmeyip ilgili tanığın dinletmesinden vazgeçtiklerini imzası tahtında beyan etmiş, davalı —— vekili aynı tarihli celsede tanık dinletilmesinden vazgeçilmesine muvafakat ettiklerini beyan etmiştir. Davalı tanığı —– Mahkememizin 21/09/2021 tarihli celsede alınan beyanında:”Davalı —– benim babam olmaktadır. Kaza anında orada değildim ancak babam kaza yaptıktan sonra beni aradı. Babam o sırada karakolda idi. Ben de hemen yaralının yanına hastaneye yardım amacı ile gittim. Yaralının durumunu görmek için acil servise girdim. Uzman doktorlar ile iletişim kurarak durumunu öğrendim ve —— sevkini sağlamak için görüşmeler yaptım. Normal süreçte bu işlemler uzun sürer ancak ben de —– çalıştığım için süreci hızlandırdım. Ambulans ile —– sevkini sağladım ve gece 03:00 a kadar yanlarında bulundum. Daha sonra hastaneden hayati tehlikesi olmadığını duyana kadar bekledim, duyduktan sonra babama da moral olmak için onun yanına gittim. Daha sonra 19/06/2019 ‘da —– bana mesaj attı, müsait olduğunda arar mısın diye bir mesaj attı. Ben de mesajı babama ilettim. Bilgim görgüm bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur. Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda; ”Hastaneye gittiğimde hasta yakını olan —— bir ihtiyaçları olur ise bana ulaşabilsinler diye telefonumu ben vermiştim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.—— Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından 17/06/2019 tarihinde meydana gelen kazada yaralandığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat istemiyle huzurdaki davanın açıldığı,
Davalı ——– vekili tarafından Mahkememiz yetkisine itiraz edildiği görülmüş ise de davalı sigorta şirketi ile diğer davalı şirket yönünden Mahkememiz yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının reddi gerektiği,Kazaya karışan —– plakalı aracın kaza tarihinde davalı şirket adına kayıtlı olduğu, yine 21/11/2018-2019 tarihleri arasında geçerli olduğu anlaşılan —– poliçesi ile davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu,Olaya ilişkin yapılan ceza kovuşturmasında bilirkişi refakate alınmak suretiyle Mahkemesince keşif yapıldığı; Ceza dosyasına sunulan 16/06/2022 tarihli Trafik Bilirkişi Raporunda; —— plakalı aracın sürücüsü ——- 2918 sayılı KYTK’nın 53/1-B maddesi gereği asli kusurlu olduğu, —— plakalı aracın sürücüsü ——- 2918 sayılı KYTK’nın 52/1-B maddesi gereği tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, Yine ceza dosyasına sunulan 19/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; —– plaka sayılı kamyon sürücüsü —– 2918 Sayılı KTK’nın 53/1-b-5(Sürücüler dönüş sırasında, karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemek zorundadırlar) kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu; —– plaka sayılı motosiklet sürücüsü —– 2918 Sayılı KTK’nın 52/1- a(Sürücüler kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar) kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, —— 24/09/2020 tarihli raporunda; kaza nedeniyle yaralanmanın; Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, Vücuttaki kemik kırıklarının yaşam fonksiyonlarına etkisi; HAFİF (1), ORTA (2-3) ve AĞIR (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında; birden fazla kemik kırığı olması nedeniyle skorlama yapılarak kişide saptanan (zigoma ve maksilla) kırıkların yaşam fonksiyonlarını AĞIR (4) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, Yaralanmanın yüzünde kalıcı iz niteliği yönünden muayene edilmek üzere Şube Müdürlüğüne müracaatının gerektiğinin bildirildiği, Kusur tespiti Mahkemenin takdirinde olduğu, kazanın meydana geliş şekli ile ceza dosyasından alınan kusur raporların uyumlu olduğu, Mahkememizce yeniden kusur raporu alınmasının usul ekonomisi de dikkate alınarak dosyaya katkı sağlamayacağı, bu kapsamda yapılan değerlendirmede davaya konu kazanın meydana geliş şekli dikkate alındığında —– plakalı araç sürücüsü davalı —– % 75 asli kusurlu olduğu, —– plakalı araç sürücüsü davacı —– ise %25 tali kusurlu olduğunun anlaşıldığı, Davacı vekilinin 13/04/2021 tarihli dilekçesi ile sigorta şirketi ile sulh olduklarını davalılar aleyhindeki maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini ve davaya manevi tazminat talepleri yönünden devam ettiklerini bildirdikleri, davalı sigorta şirketi vekilinin 20/09/2021 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile yapılan ibra sözleşmesi gereği vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığının bildirdikleri, bu kapsamda davacı vekili tarafından maddi tazminat taleplerinden tarafların sulh olması nedeniyle feragat ettikleri bildirilmesiyle her ne kadar maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmekte ise de kısa karada sehven “Maddi tazminat talebi yönünden açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm kurulduğu gerekçeli karar yazım aşamasında anlaşılmış ise de kısa karar ile gerekçeli karar arasında farklılık oluşmaması açısından yanlışlığa değinilmekle yetinilmesi gerektiği, ancak somut olaya Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) madde hükmü uygulanması da gerektiğinden hükmün fer’ileri yönünden bir yanlışlık da oluşmadığı, Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise; Davaya konu kazanın meydana gelmesinde kazaya karışan —— plakalı araç sürücüsü davalı —- %75 asli kusurlu ve fakat davacının ise %25 tali kusurlu olduğu, ayrıca kaza tespit tutanağında motorsiklet sürücüsü davacının kaza anında kask takılı olmadığının belirtildiği, aracın kaza tarihinde davalı şirket adına kayıtlı olduğu, davaya konu olay nedeniyle davacının kafa kemiklerinde kırık meydana geldiği, meydana gelen kırığın yaşam fonksiyonlarını ağır şekilde etkilediği, huzurda dinlenen tanıklar tarafından da benzer beyanlarda bulunulduğu, davalı araç sürücüsü ve davalı araç maliki yönünden manevi tazminat yasal koşullarının oluştuğu, yapılan —– araştırmaların dosya kapsamına celp edildiği anlaşılmakla tarafların kusur durumu, meydana gelen zararın niteliği ve sosyal ekonomik durum araştırmaları ile meydana gelen zarardan davalı araç sürücüsü ve malikinin müteselsil sorumlu olduğu dikkate alınarak takdiren manevi tazminata karar verilmesi gerektiği, kazaya karışan araç “kamyon” niteliğinde olmakla birlikte davacı tarafından “yasal faiz” talep edildiği, davalı araç sürücüsü ve maliki yönünden haksız fiil tarihinde temerrüd meydana geldiği sonuç ve kanaatine varılmakla manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.Ayrıca, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesinde; ”Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde düzenleme yer almakta olup, davalı —– ile davalı —— arabuluculuk ilk oturumuna mazeretsiz katılmadıklarından anılan düzenleme gereği yapılan yargılama giderlerinin tamamından adı geçen davalıların sorumlu tutulmasına yönünde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine,
1.a)Maddi tazminat talebi yönünden açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
1.b)Manevi tazminat talebi yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 6.000,00-TL manevi tazminatın davalı —– ile davalı —— 17/06/2019 (olay tarihi) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 409,86‬-TL harçtan, peşin alınan 256,17-TL’nın mahsubu ile bakiye 153,69‬-TL harcın davalı —— ile davalı —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11 ve 13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalı —– ile davalı —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 6.000,00-TL vekâlet ücretinin davalı —– ile davalı —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-)Maddi Tazminat istemi yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi dikkate alınarak davalı —— lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)Maddi Tazminat istemi yönünden; Talep olmadığından davalı sigorta şirketi yönünden vekalet ücretine karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davacı tarafça yatırılan 318,37-TL harç ve 537,00‬-TL, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 855,37‬-TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalı —– davalı —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.28/03/2023 Hâkim 21199