Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/695 E. 2021/838 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/695 Esas
KARAR NO : 2021/838
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle;Davacı tarafından davalıdan—- düzenlenmiştir. — ürünler davalıya teslim edilmiş ve faturalar davalıya tebliğ edilmiş, fatura içeriklerine itiraz edilmemiştir. Borçlu aleyhine —–dosyası ile takip yoluna gidilmiş, takibe itiraz edilmiş, takip durmuştur. Davalı icra takibini sonuçsuz bırakmak amacıyla itiraz etmiştir. İtirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun kötü niyetli itirazı sebebiyle %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle;Dava hak düşürücü sürede açılmadığından davanın reddini talep ederiz. Taraflar arasında alım satım sözleşmesi olmadığı gibi cari hesap sözleşmesi de bulunmamaktadır. Davacının teslimi ispatlaması gerekmektedir. Davacının iddiasını ispatlaması için cari hesap sözleşmesinin ve ticari defterlerini sunması gerekmektedir. Faturalar müvekkile teslim edilmemiş olup,—- — temerrüt oluşmaktadır. Yahut ihtarname gönderilmek suretiyle borçlu temerrüde düşürülebilecektir. Oysa somut olayda fatura teslimi olmadığı gibi ihtarname de bulunmamaktadır. İcra takibine faiz işletilmesi yerinde değildir. İcra inkar tazminatı için alacağın likit olması gerekir. Davacı alacaklı olduğu iddiasını somut belgelerle ispatlayamamıştır. Davanın reddine, davacı taraf aleyhine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekilinin —- tarihli beyan dilekçesinde özetle; —- yıllık hak düşürücü süre dolmadığından ve itiraz evrakı tarafımıza tebliğ olmadığından ikame edilen davaya uygulanması mümkün değildir. Faturalar ve cari hesap dava dilekçesi ekinde sunulmuştur. Diğer taraftan faturalar e-fatura olarak düzenlenmiş ve elektronik ortamda adresine ulaştığı tarihi izleyen—— sonunda tebliğ edilmiş sayılır. Davalı yanın icra takibine konu faturalara itiraz etmediği, yada da bu hususu ispat edemediğinden dolayı davalı yanın faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağı tartışma dışıdır. —- gereğinde ihtarsız temerrüt söz konusudur. İcra takibi hukuka uygun olduğundan icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı vekilinin—– tarihli beyan dilekçesinde özetle;Müvekkil firmaya e-fatura ulaşmamıştır. Fatura irsaliyesi ve cari hesap bulunmamaktadır. Fatura teslimi olmadığı gibi ihtarname de bulunmamaktadır. Faturanın muhataba ulaşıp ulaşmadığının ispat yükü alacaklıya aittir. Davacının teslim ettiğini iddia ettiği malların teslimini ispat etmesi gerekmektedir. Davacı —- tarihleri arası faiz iletmiştir. Ancak hangi anda temerrüde düşmüş sayılacağı ve faize ne zaman hak kazanılacağı hususu önemlidir. Müvekkilin böyle bir borcu yoktur. İcra inkar tazminatı için alacağın likit olması gerekir. Davacı ise alacağını somut belgelerle ispatlayamamıştır şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Davacı vekili tarafından verilen —– tarihli beyan dilekçesinde dilekçesine özetle;Müvekkil, davalı yana e-fatura düzenlemiş ve tebliğ etmiştir. Ticari defter deliline dayanmaktayız. Müvekkile, davalı tarafından yapılmış ödemeler bulunmakta olup, cari hesap ilişkisi mevcuttur. Faturalara karşılık da —- kısmi ödeme yapılmıştır. Faturalar e- fatura olduğundan faturalar elektronik ortamda tebliğ edilmiş olup, ulaştığı tarihi izleyen—- sonunda tebliğ edilmiş sayılır. Takip hukuka uygun olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş;
Teknik Bilirkişi —- tarihli Rapor sonuç kısmında:
1)— takip tarihi itibariyle davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacı davalıdan —alacaklı, davalı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davalı davacıya—- borçlu gözükmekte olup, taraf kayıtlarının tamamen örtüştüğü ve birbirini teyit ettiği, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu takip dayanağı faturaların her iki tarafın delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında da kayıtlı olduğu görülmekle, davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı faturaların davacı tarafından davalıya tebliğ edilmiş olunduğu ve takibe dayanak fatura konusu gıda ürünlerinin de davacı tarafından davalıya teslim edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı,
2) Davacın davalıya keşide etmiş olduğu temerrüt ihtarnamesi bulunmamakta olup, —- uyarınca davalının fatura tarihlerinden itibaren —süre sonunda temerrüde düştüğü kanaatine varıldığı, davacının takip talebindeki —- tarihi itibariyle işlemiş faiz talebi gözetilerek bu kapsamda yapılan hesaplamalar sonucunda;
3) Davacı— takip tarihi itibariyle talep ve tespitlerimiz gibi — asıl alacak ve tespitlerimiz gibi —-takip tarihinden itibaren—- değişen oranlarda avans faizinde bulunulabileceği, hususlarının rapor edildiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun tebliğ edildiği, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda takip öncesi işlemiş faize yönelik hesaplamanın detaylı bir şekilde yapılması için ek rapor talebinde bulunulduğu görüldü.
Teknik Bilirkişi —- tarihli ek raporu sonuç kısmında özetle;
1) Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda yapılan ek incelemeler sonucunda, kök raporda sunulan tespit ve değerlendirmelerimizde herhangi bir değişikliğin olmadığı, takip öncesi işlemiş faiz hesabında maddi herhangi bir hatanın bulunmadığı,
2) Davacı—- takip tarihi itibariyle talep ve tespitlerimiz gibi —asıl alacak ve tespitlerimiz gibi —- alacaklı olduğu,
— tutarındaki asıl alacağa —- oranlarda avans faizinde bulunulabileceği, hususlarının rapor edildiği görüldü.
DELİLLER
—–
—-



İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
——– üzerinden celp edilmiş ve incelenmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığın çözümü için ticari defterlerin incelenmesine karar verilerek taraflara defterlerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, taraflar defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. —-Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Teknik Bilirkişi —- tarihli kök ve ek raporu sonuç kısmında özetle; Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda yapılan ek incelemeler sonucunda, kök raporda sunulan tespit ve değerlendirmelerimizde herhangi bir değişikliğin olmadığı, takip öncesi işlemiş faiz hesabında maddi herhangi bir hatanın bulunmadığı, Davacı — tutarındaki asıl alacağa —- değişen oranlarda avans faizinde bulunulabileceği, hususlarının rapor edildiği görüldü.
Somut Olayda ; Davacının davalıya et ürünleri satışı nedeni ile davalıdan alacaklı olduğuna dair davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı , davalının başlatılan takibe itiraz ettiği, davacının yapılan itiraz ile duran takibin devamı için süresinde mahkememize itirazın iptali davası açtığı, davalının savunmasında davacının müvekkiline dava ettiği fatura ve cari hesaba konu etleri teslim etmediğini savunduğu, bilirkişi inceleme raporunda davacının ticari defter ve kayıtları açılış ve kapanış tasdiklerinin usulune uygun yapıldığı, davacının— takip tarihi itibariyle davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan — alacaklı , davalı ticari defter ve cari hesap kayıtlarına göre davalı davacıya —- boçlu gözüktüğü, taraf kayıtlarının tamamen birbiri ile örtüştüğü ve birbirini teyit ettiği, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu takip dayanağı faturaların her iki tarafın delil vasfı taşıyan ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu görülmekle bu durumun davacının davalı adına düzenlediği takip dayanağı faturaları davalıya tebliğ ettiğine, ürünleri davalıya teslim ettiğine karine oluşturduğu aksini davalının ispat etmesi gerektiği ancak davalının faturaya itiraz ettiğine ve malları teslim almadığına dair ispata elverişli delil sunmadığı anlaşılmaktadır. —- uyarınca davalının fatura tgarihlerinden itibaren —- süre sonunda temerrüde düştüğü kanaatine varılmakla , Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —işlemiş faiz olmak üzere —-alacaklı olduğu kanaatine varılarak davalının itirazının işlemiş faiz yönünden kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının —— icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin —- işleyecek faiz yönünden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtiraz haksız ve alacak likit bulunduğundan takdiren kabul edilen alacağın %20 oranında -icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 103,16- TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40- TL harçtan mahsubu ile bakiye 48,76- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 760,50-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 482,65-TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 116,60- TL harç gideri toplamı 599,25- TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 200TL bilirkişi yargılama gideri bulunduğundan davanın kabul -red oranına göre belirlenen 126,93-TL’nin davacıdan tahsili iile davalı tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 1.510,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul-red oranına göre belirlenen 869,47-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile verilen karar kesin olarak açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021