Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/680 E. 2021/980 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/680
KARAR NO : 2021/980

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden
Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka — sözleşmesi ile ——- kullandırdığını, kredi borcu vadesinde ödenmediği için hesap 12.10.2018 tarihinde kat edildiğini, borçlu …—- tarihinde muacceliyet ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen davacı bankanın alacağı ödenmediğinden yasal yollara başvurulmak zorunda kalınmış,—-borçlusu …— müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini imzalayan — sayılı dosyası ile — başlatıldığını, haciz yoluyla icra takipte ödeme emri borçlulara tebliğ edilmiş olup, borçlu …— ve borca itiraz ettiğini, bu haksız itiraz üzerine takip durmuş olup itiraz edilen borç ve takip için itirazın iptali ve tarafımızca başlatılan takibin devamına karar verilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, davalı borçlu aleyehine davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde; “Davacı banka ile ….—- kredi— kullandırdığını, kredi borcu vadesinde ödenmediği için hesap —borçlu ..——— —ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen davacı bankanın alacağı ödenmediğinden yasal yollara başvurulmak zorunda kalınmış, bu kapsamda kredi sözleşmesinin borçlusu .—- müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini —. sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, haciz yoluyla icra takipte ödeme — tebliğ edilmiş olup, borçlu—- takibe ve borca itiraz ettiğini, bu haksız itiraz üzerine takip durmuş olup İtiraz edilen borç ve takip için itirazın iptali ve tarafımızca başlatılan takibin devamına karar verilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, davalı borçlu tarafından aleyhine başlatılan icra takibine karşılık itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali ve takibin devamını sağlamak amacıyla sayın mahkemenizde itirazın iptali davası açılmadan önce 6102 sayılı TTK’nun S/A maddesi— arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, — hem davalı tarafın —– gerçekleştirilen toplantıda yapılan müzakereler neticesinde anlaşamama sonucuna ulaşıldığını,— son oturum —– tutanağına — işlenerek, hazır olan taraflar arasında imza altına alındığını, —- olumsuz sonuçlanması göz önüne alındığında davacı şirketin İtirazın İptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu, alacağın usulü dairesinde kat’edilerek icra takibine başlanılması; kredi sözleşmesine, usul ve yasaya, bu konudaki yargı içtihatlarına uygun olup muteriz borçlunun itirazları haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Davalı borçlu ….—. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun itiraz edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama——- verilmesini” talep etmiştir.
Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; “davacı—kredi kartım ve yine aynı banka aracılığıyla ———– bulunmaktadır.———- boğazdan kurtulması amacıyla —- konulan ——– türüdür. Ancak davacı banka bu krediyi bile haksız ve kötüniyetli olarak suistimal etmektedir. Şöyle ki davacı banka ile kredilerden öncede ilişkim bulunmakla birlikte davacı yan ile her daim uygulanan haksız faiz politikasına ilişkin tartışmalarım, düzeltmelerim taleplerinde bulunmaktaydım. En son —ödememi ilgili banka kredi kartı ile yapmış ve ısrarla müşteri temsilcime taksit istemediğimi belirtmeme rağmen banka politikası —- adı altında taksit yapıldığı ve tarafıma taksit faizi uygulandığını görmem sebebiyle üzere —- gittim ve müşteri temsilcim —– ile bu hususları görüştüğümde bana haklı olduğumu ama banka politikası olduğu söyledi.Bunun üzerine çıkan tartışmada — tartışmaya dahil oldu ve yaşanan olaylar neticesinde güvenlik eşliğinde ilgili şubeden çıkış yaptım. Bu tarihten itibaren davacı banka tarafından hesaplarım bloke edilip haksız bir şekilde faiz tahsilatları yapıldı tarafıma da herhangi bir bilgilendirme yoluna gidilmedi. Öncelikle davacı bankaya— borcu kabul etmekteysem de kredi kartı borç hesabının yanlış ve faizlerle şişirilmiş bir borç olduğunu bu sebeple bu miktarların borç bakiyesi olarak göründüğünü biliyorum. Huzurda ki davanın açılmasını sebebiyet veren husus bankanın tek taraflı olarak hesaplarımı bloke edip kendi politikalarına göre ödemeler alması ya da almamasıdır. Ek’te sunduğum—- planında görüleceği üzere —bakiyeli borcumun ödeme dönemleri 3 ayda bir olarak muaccel olmakta ilk iki taksidi de tarafımca ödenmiş bulunmaktadır.Ancak —bankanın tarafıma takındığı tutum nedeniyle hesabımı bloke etmesinden ötürü ödenememiştir. Şöyle ki kredilerimin ödendiği hesapta —- tarihi itibariyle —- bulunduğu bu bakiyeyi söz konusu kredi ödemesi için hesabımda tuttuğum aşikar olmasına rağmen — tarihinde iki farklı işlem ile—-ödemesi adı altında hesabım boşaltılmış dolayısıyla hesabım ödeme yapma bakiyesinin altında kalmıştır Bunun üzerine 3.Taksit ödenememiş 08.10.2018 tarihinde ödemenin yapılmadığını öğrenir öğrenmez hesabıma bakiye olarak 3000 TL bir borçlum tarafından geçilmiş bu ödeme de kredi ödemesini yapmaya elverişli olmasına rağmen bankaca kredi ödemesi yapılmayıp hesabın blokeli olması bahane edilerek kredimin kat edilmesine sebebiyet verilmiştir. Tarafıma çekilen kat ihbarnamesinin düzenlenme tarihi bile bu olaylardan sonra yani 12.10.2018 tarihindedir.Bakiye olan bir hesaptan kredinin kat edilerek tüm borcun muaccel edilmesi bankanın tekel durumunu açıkça kötüye kullanmasından başka bir hususa işaret etmemektedir. Hesaplarım biokelendiği için 3 ayda bir vadesi gelen faizsiz kredim bir anda tüm borç üzerinden muaccel edilmiş ve faizle birlikte ödemem talep edilmiştir. Hiç şüphesiz ki zaten ekonomik dar boğazdan kurtulup firmamızı yaşatmak için tabiri caizse — çekmiş olduğumuz —- kredinin bankanın—– kötüniyetli işlemi ile muaccel hale getirilmesi sebebiyle tarafım geri dönüşü olmayan ekonomik bir dar boğaza girmiş ve bir anda — bakiyeli bir borca ödemem mümkün olmamıştır. Tabiri caizse bu borcun yasal yollara başvurulacak hal almasının temel sebebi—— konumunda olan—- dönemler şeklinde ödemesi olan kredimi o tarihe kadar düzenli olarak ödemiş bulunmaktayım. Bankanın tarafıma uyguladığı bu tutumun temel sebebi ihtarnamede görünen kredi kartı borcu ve faizine ilişkindir. Banka ile kartı kullanmaya başladığım dönemden itibaren bu sorunları — yaşamamız en son yukarıda bahsettiğim —- ödemesinde zirve noktası yapmış ve bu aşamada banka tarafıma —- —- indirerek keyfi işlemlerle muacceliyet kazandırıp huzura çıkmama sebebiyet vermiştir. Bu haksız ve kötüniyetli tavırlarını sayın mahkemeniz eliyle yasallaştırma çabalarına girmeleri bu yüzdendir. Banka ile olan hesap hareketlerim incelendiğinde bankanın haksız ve kötüniyetli bir faiz politikası uyguladığı çok açık bir şekilde ortadadır. Bankanın uygulamış olduğu tek taraflı tutum ticari hayatıma mal olmuş itibarım zedelenmiş ve yaşananlar neticesinde ilgili firmam daha fazla dayanamayıp kapatılmak zorunda kalmıştır. Tarafımın haklılığı bir bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağı kanaatindeyim. Bana bu haksız ve hukuka aykırı kan emici tavrını takip talebinde bile göstererek tarafımdan haksız ve kötüniyetli olarak —- oranlarında takip sonrası faiz talep etmektedir. Hiç şüphesiz ki bu hususun herhangi bir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Tarafıma tekdüze bir şekilde imzalatılan sözleşmelerde bulunan hükümlerin tarafımla tartışılmadığı ve tarafıma —–kullanabilmek için dayatıldığı sayın mahkemenin bilgisi dahilindedir. Bu yüzden tarafım aleyhine yazılan şartların — işlem şartları hükmünce geçersiz sayılmasını gerektiği malumunuzdur. Tekrar olarak bankaya kendi belirttiğim meblağlarda bir borcum olduğu muhakkaktır. Ancak bu borcun takibe düşmesi tamamen bankanın kötüniyetli olması sebebiyledir. 3 er ayda bir ödenen kredi ödemesini hesapta bakiyeler olmasına rağmen kat edip resmen dayatma şeklinde bir anda ödenmesini talep etmiş olmaları sebebiyle söz konusu borcu ödeme durumum bulunmamıştır. Bu borç en başta belirlenen ödeme— kalınarak talep edilse tarafımca zaten ödenmekteydi hiçbir yasal yola başvurma durumu oluşmayacaktı ve tarafım herhangi bir faiz, masraf adı altında herhangi bir yükümlülüğe girmeyecekti. Davacı yanın dilekçesinde belirttiği şekilde tarafımın başkaca bankalara borcu olduğu bu sebebiyle ihtiyati haciz kararı alındığı belirtilmişse de ülkemizde ihtiyati haciz kararının biri hakkında herhangi bir şekilde verildiği malumunuzdur. Bankaca tek taraflı olarak düzenlenmiş bir kat ihtarnamesine binaen ihtiyati haciz verilmiştir. Yoksa tarafımın herhangi bir bankaya borcu kesinlikle ve kesinlikle bulunmamaktadır. Bankanın ihtiyaten haciz koyduğu mal varlığım incelendiğinde borca fazlasıyla yeter mal varlığı olduğu görülecektir. Huzurda ki davada ki itirazlarım borcum tamamına ilişkin değildir. Öncelikle banka müdürü ile yaşadığım küfürleşmelere varan tartışmalar sebebiyle haksız ve kötüniyetli olarak kat edilip muaccel edilmesine ve kredi kartı ekstrelerimin haksız ve hukuka aykırı olarak faiz adı altında şişirilmesi sebebiyledir. Şirket bilançolarım ve ekstrelerim incelendiğinde ———– dönemlerde ve kredi kartı borcunun da normal bir işleyiş içerisinde tarafımca ödenebileceği aşikardır. Yukarıda arz ve izah ettiğim sebeplerle; Davanın reddine, Karşı tarafın icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, Takipte talep edilen haksız ve fahiş miktarda takip öncesi ve sonrası faizlerin reddine, Yargılama gerektiren bir hususta kötüniyetli olarak takipte bulunan davacı tarafın — aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—– celp edilmiştir.
Mahkememizce işbu dosyada, bankacı bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. Bankacı bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; 1 adet —- Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, —tutarlı kefaletname alındığı, dava dışı —-müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak kefaletname imzalamış olduğu kefaletnamelerde kefalet türü, kefalet tutarı, tarih,—-ile doldurulduğu tespit edildiği, Davacı ——-Dava dışı—-arasında akdedilen 23.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 31.Maddesi son hükümler önceki sözleşmelerle bağlantı ve limit artışı “Müşteri, Müteselsil Kefil/Kefiller ve Banka Müzakereleri neticesinde sözleşmenin tüm hükümlerini karşılıklı olarak kabul etmişlerdir. Müşteri ve Müteselsil Kefiller sözleşmede yer alan menfaatlerine aykırı olabilecek düzenlemeleri de sonuçlarını bilerek ve anlayarak kabul ettiklerini, sözleşme kapsamında menfaatlerine aykırı olabilecek düzenlemeler ile bu sözleşme kapsamında kullanılacak kredilerin getireceği menfaat dengesi göz önüne alındığında ticari kararlarının bu sözleşmenin bu şekliyle taahhüt edilmesi olduğunu ve — — sayfadan oluşan –Sözleşmesinin her sayfasını paraf etmeye gerek olmadığını, tüm sözleşme hükümlerinin haklarında geçerli olacağını, sözleşmenin birer nüshasını teslim aldıklarını beyan ve kabul ederler” ‘hükmün altına Davalı ….– tarih yazıp imzaladığı görülmüştür. Davalının ilgili sözleşmeyi imzalamakla borçtan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden 25,000 TL tutarlı —– kullandırılmıştır. Davacı Banka, —- Takip tarihi itibariyle; 25.443,31 TL asıl alacak, 470,19 TL işlemiş faiz, 25,15 TL gider vergisi, —– kredi alacağına ilişkin —–asıl alacak, 447,98 TL işlemiş faiz, 23,97 TL gider vergisi olmak üzere toplam 45.855,04 TL üzerinden, kredi kartı asıl alacağı 25.443,31 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 temerrüt faizi ve —- asıl alacağı — bilindiği üzere ticari kredilerde, hesap kat tarihi itibariyle, hesap bakiyesine tahakkuk eden faiz ve fer’iler de eklenmek suretiyle oluşan tutar asıl alacak niteliğine haiz olup bu tutara temerrüt tarihine kadar akdi, temerrüt tarihinden sonra ise temerrüt faizi uygulanmak suretiyle icra takip tarihi itibariyle alacak bakiyesi hesaplanabilmektedir. Talebe bağlılık ilkesine göre; takip tarihi itibariyle Davalı ….— toplam 45.900,37 TL ve Davalı .—–. Toplam —–borçlu olduğu, davalı …—-kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine, davacı banka 12.10.2018 tarihinde kredi hesaplarını kat ederek ihtarname keşide ettiği——–sayılı dosya ile icra takibi yapıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporu incelenmiş olup; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmış olduğu,—— olduğu, davalı …—– kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine, davacı banka —– tarihinde kredi hesaplarını kat ederek ihtarname keşide—-sayılı dosya ile icra takibi yapıldığı, taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan kredi kartı alacağına ilişkin —– asıl alacak, —- işlemiş faiz, 23,97 TL gider vergisi olmak üzere toplam 45.855,04 TL alacaklı olduğu görülmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan davacı tarafından talep edilen asıl alacak belirlenebilir — olduğundan; davacının icra inkar tazminatı talebi dikkate alınarak; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarıca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Red edilen kısma ilişkin davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşturacak bir neden bulunmadığından, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2——– Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin kredi kartı alacağına ilişkin 25.443,31 TL asıl alacak, 470,19 TL işlemiş faiz, 25,15 TL gider vergisi, —asıl alacak, 447,98 TL işlemiş faiz, 23,97 TL gider vergisi olmak üzere toplam 45.855,04 TL üzerinden, kredi kartı asıl alacağı 25.443,31 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 temerrüt faizi ve— takip tarihinden itibaren yıllık %37,70 temerrüt faizi ve bu faizlere uygulanacak %5 gider vergisi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 44.887,75 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Karar ve ilam harcı olan 3132,35-TL harçtan yatırılan peşin harç 610,76-TL’nin mahsubu ile geri kalan 2521,59-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 610,76 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 962,70 TL yargılama giderinin davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; 871,24-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 6.761,15 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
11-Davalı kendisini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —– arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1196,82 TL’nin davalıdan, 123,18 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.