Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/678 E. 2021/913 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/678
KARAR NO : 2021/913

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacının —– kaynaklanan 18.325,64 TL alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, ödeme emri davalıya tebliğ edildiğini, davalı da 10.08.2020 tarihinde icra takibinde haksız ve hukuka aykırı itirazda bulanarak icra takibini durdurduğunu, borçlunun itirazı haksız olduğunu, borçlu itirazının kötü niyetli olduğunu, icra dosyasına dayanak olan 14.07.2020 tarihli cari hesap/muavin defter dökümü, ticari defterler, yukarıda bahsedilen faturalar incelendiği takdirde davalını itirazı tamamen somut gerçeklikten uzak olduğunu, davalı taraf süreci uzatmak, icra takibini durdurmak amacıyla kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, itirazın iptaline, takibin devamına, itiraz edilen tutar üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı icra dosyası ile davalı şirket aleyhine takip başlattığını ve davalı tarafça itiraz edildiğini, takibe konulan alacağın neye dayanak olarak hesap edildiğine ilişkin taraflarına ulaşmış herhangi bir belge ve dayanak olmadığını, bu açıdan davalı şirket aleyhine yapılan ilamsız takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının icra dosyasındaki takibe dayanak olarak gösterdiği cari hesap alacağına ve söz konusu faturalara ilişkin olarak davalıdan alacağı olmadığını, davacı taraf
davalıdan hak etmediği veya olmayan bir hizmet nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ticari defterleri yerinde incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını, bu açıdan davacının davalı şirketten hiçbir alacağının olmaması sebebiyle alacağının olduğuna ilişkin takip ve iş bu davayı kabul etmediklerini, bu sebeple asıl alacağa, tüm ferlerine ve faize itiraz ettiklerini, icra dosyasına yaptıkları itiraz sebeplerini yenilediklerini, bu sebeple takibe, borca, faize ve tüm ferleriyle birlikte iş bu davaya itiraz ettiklerini, bu sebeple haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
———-celp edilmiştir.
Taraflara ait 2019 yılı ticari defterleri üzerinde——- tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve—- hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. —oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,— şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme,—-kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu —- uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf ——– — Davalı taraf bir —- olup — Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın—– olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların 2019 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır.—- tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının
18.325,64 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından Cari Hesap Alacağının tahsili amacıyla——– tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda —-sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının — defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
davacının ticari defterlerine göre; davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde
kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi — alacaklı olduğu, davalı taraf incelemeye katılmadığı, Davalı vekili —- —– numarasına defter sunması
için —- gönderildiği ancak ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden davalı taraf
ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı,
mahkemece müzekkere yazısı ile —— Davalı tarafa ait —- istendiği, —–malarında yer aldığı görüldüğü, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak
asıl alacak olarak 18.325,64 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği belirtmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan 18.325,64 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit —- mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—— Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 18.325,64-TL üzerinden yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 18.325,64-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 1251,82-TL harçtan peşin alınan 221,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 1030,49-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan—-ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 40,50 TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 840,50 TL yargılama gideri ve 221,33 TL peşin harç toplamı 1.061,83 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.