Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/676 E. 2021/865 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/676 Esas
KARAR NO : 2021/865

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı, dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı hakkında çeke dayanılarak —- Esas sayılı icra takip dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin müvekkilinin işçisi olduğundan bahisle — adına müvekkili olan davacının tanımadığı bir şahsa tebliğ edildiğini, müvekkili olan davacının icra takibinden çalıştığı iş yerine 04/09/2020 tarihinde maaş haciz gönderilmesi üzerine haberdar olduğunu ve takip dayanağı çekin incelediğinde müvekkili olan davacının imzası içermediğini, çek üzerindeki ciranta imzasının müvekkiline ait olmadığını, çek üzerindeki lehtar, keşideci, ciranta ve son hamil olarak gözüken kişilerle de herhangi bir akdi, hukuki ve ticari ilişkisinin bulunmadığını dermeyan etmiş, müvekkilinin mağduriyetinin de dikkate alınarak öncelikle—- tedbiren durdurulmasına, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde teminatsız olarak icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine, davaya ve takibe konu edilen çekten dolayı müvekkili olan davacının borçlu olmadığının tespiti ile — 66.779,96-TL güncel takip tutarlı takibinin iptaline %20 oranından az olmamak üzere haksız takip tazminatın hükmedilip, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kambiyo senetleri takip usulünün özel kanun hükümleri ile düzenlendiğini, davacının icra mahkemesinde imzanın kendisine ait olmadığı yönünde talep ile dava açması gerektiğini, davacı ile temlik —- bulunmadığını, çekin son hamilinin de kredi ilişkisi nedeni ile bankaya çeki tevdi ettiğinden kredi ilişkisinden kaynaklanan ihtilafları hal merciinin de Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davacının banka ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını ve alacak her iki tarafın ticari işletmesinin aynı anda ilgilendirmediğini, öncelikle görev yönünden itirazları olduğunu, davaya ve takibe konu çek i ile hiçbir şekilde bağlantısı olmayan davacının 7 sene boyunca irca dosyasından haberdar olunmadığı iddiasının gerçek hayata uygun olmadığını, temlik eden takip alacaklısı bankanın takibi yapar iken lehdar ve ciranta olan davacının imzasının kendisine ait olmadığını bildiğini ve bu nedenle icra inkar tazminatı dahi talep ettiğini, bankanın böyle bir işlemi yapmayacağının izahtan vareste olduğunu beyan etmiş, haksız davanın reddine, Mahkeme masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına, davacının kötü niyetli olması halinde %20 den aşağı olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—- Esas sayılı dosyasında davacının, davalıya borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
——- sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizin — inceleme duruşmasında, davacı vekilinin takibin durdurulması talebinin reddine, icra takibine konu çekten dolayı icra vezneseine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir uygulanmasına, dava değerinin %15’i karşılığı teminat ile tedbirin uygulanmasına, teminat yatırıldığında ve talep halinde icra dairesine bildirilmesine karar verildiği, ancak Mahkememiz dosyasına teminat yatırılmamış olduğundan ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu çek aslı —– Esas sayılı dosyasından celp edilmiştir.
Mahkememizin —- inceleme duruşmasında davacıya ait imza örneklerinin Mahkeme yazı işleri müdürünce alınmasına karar verilerek dosyaya kazandırılmıştır.
Davacıya ait mukayese imzalarını içerir belgeler kurumlardan celp edilerek dosyaya kazandırılmıştır.
Dosyaya kül halinde—- gönderilmiş ve davaya konu çekteki imzanın davacı —- ait olup olmadığının tespiti ile rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verilmiştir. —-raporunda özetle; ”… İnceleme konusu çekin arka yüzünde “—– mukayese imzaları arasında; —– derecesi, alışkanlıklar,— hız ve — derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına—- eli ürünü olmadığı …” belirtilmiştir.
Mahkememizin 19/10/2021 tarihli 3. celsesinde, davalı vekiline cevap dilekçesinde belirttiği tanıklarını hangi hususlarda dinletmek istediklerini bildirmek üzere 1 haftalık kesin süre verilmiş, davalı vekili tarafından 01/11/2021 tarihli dilekçesi ile beyanda bulunmuş, Mahkememizin 30/11/2021 tarihli celsesinde davalı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; Takip alacaklının ——- takibe konu alacağın ….—– temlik edildiği, huzurdaki davanın da temlik alacaklısına karşı açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu çek sureti incelendiğinde ise keşidecisinin——. olduğu, —— lehine keşide edildiği,—– ciranta olduğu anlaşılmıştır.
Huzurdaki dava, davaya konu çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, keşideci, lehtar ve cirantalar ile aralarında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığı iddiasına dayalı olarak açılmış olup, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde icra mahkemesinde imzanın kendisine ait olmadığı yönünde dava açılması gerektiği, davacının banka ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı, 7 sene boyunca icra dosyasından haberdar olunmadığı iddiasının gerçek hayata uygun olmadığı, çek keşidecisi ve davacıdan sonraki cirantanın tanık olarak dinlenmesi gerektiğini savunmuştur.
—— sayılı raporunda davaya konu çek üzerinde davacıya atfen atılı bulunan imzanın davacının mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacının eli ürünü olmadığının belirtiltiği, mukayese imzaların ve kullanılan inceleme tekniğinin usule uygun olduğu anlaşılmakla, rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Dosyada mübrez belgeler ve yapılan bilirkişi incelemesiyle; İcra takibine konu çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının yapılan imza incelemesiyle anlaşıldığı, davalı tarafın tanık dinletme talebinin alacak miktarı ve ispat kuralları çerçevesinde red edildiği, davacının talebine konu çek nedeniyle borçlu olduğuna dair dosya içerisinde delil bulunmadığı, menfi tespit istemine ilişkin dava açılmasının yasaca süre sınırlamasına tabi kılınmadığı, bu kapsamda davacının çekten kaynaklı olarak davalıya borcu bulunmadığı, ancak davalının ve dolayısıyla takibe konu borcu temlik eden bankanın imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek bir durumda olmadığından kötü niyetli kabul edilemeyeceği, icra takibinde huzurdaki davacı yanında birden çok borçlu bulunması nedeniyle ayrıca takibin iptaline yönelik bir karar verilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak—- dosyasında dayanak çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin ise koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davacının — Esas sayılı takibe konu —- yer ve tarihli, —— bedelli çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3-)Davacının kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-)Alınması gereken 4.561,739 -TL harçtan, peşin alınan 1.140,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.421,299 -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6. Maddesi uyarınca 9.481,39-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-)Davacı tarafça yatırılan 1.202,64-TL harç ile iş bu dosyada yapılan 950-TL—– posta, tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.264,64‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.