Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/666 E. 2021/691 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/666
KARAR NO: 2021/691
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlunun davacı şirkete olan borcunu ödememesi nedeni ile —- icra takibine başlandığını, borçlu borcunu ödememiş ve kötü niyetli olarak borca, faize, tüm ferilerine ve yetkiye itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalı şirketin davacı şirketten servis hizmeti aldığı ancak hizmet bedellerini ödemediğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından alacağını tahsil etmek amacıyla usulüne uygun şekilde icra takibine girişildiğini, davalı şirketin borcu olduğunu bildiği halde borcunu ödemek yerine takibi sürüncemede bırakmak maksadı ile kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı şirketin asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, davalı şirketin haksız itirazı nedeni ile duran takipte borca, faize, tüm ferilerine ve yetkiye itirazının iptali ve takibin devamına, kötü niyetli davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
— dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait — yılı ticari defterleri üzerinde — tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): —- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle — borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —– yılına ait ticari defterleri üzerinde—–marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —- bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; huzurdaki dava, davacı tarafından davalıya verilen, fatura içeriği mal veya hizmet karşılığı cari hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ olduğu ve —tarihinde davaya itirazlarına ilişkin cevap dilekçesini sunmuş olduğu, verilen yetki ile, tacir olan davacının defter kayıtları incelenmiş, — uygun tutulduğu, takip konusu alacağını oluşturan faturalardan kaynaklı davacının defterlerinde davalıdan — ana para alacak bakiyesinin olduğu görülmüş ve tespit edildiği, davalı şirketin defter-belge ibraz edilmediğinden defterinin incelemediği, dava dosyasına sunulan takip konusu faturalarının teslim tesellümü yönünden yapılan incelemede —- tabloda da görüleceği üzere faturaların temele fatura olarak
üzenlenmiş olduğu ve sistemden otomatik olarak gönderilmiş tebliğ olduğu görüldüğü, tarafların —– dava konusu faturaları beyan edip etmedikleri açısından — istenen bilgiler ışığınca davalı tarafın —cevap bilgisinde — yılında düzenlenen faturaları teslim almış olduğu ve ticari defter kayıtlarına alarak — bildirmediği, davalı tarafın faturaları kısmen kabul ettiği, kısmen kabul etmediği anlamına geldiği, somut olayda davacının takip konusu fatura içeriği malı davalıya teslim ettiğini ispat ettiği konusunda ihtilafın yukarıdaki tespitler muvacehesince bulunmadığı, buna karşılık davalının takibe itiraz dilekçesinde borcu olmadığından usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen defter, belge ibrazında bulunmamasının yanı sıra ödeme yaptığına ilişkin dekont yada başkaca belge
sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davalının borcunun olmadığının ispat edemediğinin kabulü gerektiği, tarafların —– dava konusu faturaları beyan edip etmedikleri açısından
— istenen bilgiler ışığınca davacı firmanın — –yılındaki faturaları gelir kaydı yaptığı —olarak faturaları bildirdiği, — yılındaki faturalara ait — — bildirimde bulunmadığı, davalı firmanın— yılındaki faturaları gider kaydı yaparak
—- olarak faturaları bildirdiği, — yılındaki faturalara ait — bulunmadığı, tacir olan taraflardan davacının defterlerinin — hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı, davalının borcunun olmadığı yönünde, usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen defter, belge ibrazında da bulunmamasının yanı sıra ödeme yaptığına ilişkin belge sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, huzurdaki itirazın iptali davasında, davacının — takip tarihi itibariyle ticari defterleri incelendiğinde davalı firma —cari hesabında davacıya borç bakiye tutarının —olarak, davacının asıl alacağının olduğu görüldüğü, mahkemenin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, avans faizi işletilebileceği değerlendirilmiş, takip sonrasında ticari defter kapanış yevmiyelerinde asıl alacak bakiyesinin olması — — faiz tutarı olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan —- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—– sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin — üzerinden yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan — üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 1.943,34-TL harçtan peşin alınan 485,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.457,50-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.018,00 TL yargılama gideri ve 485,84 TL peşin harç toplamı 1.503,84 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 01/10/2021