Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/658 E. 2023/82 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/658
KARAR NO: 2023/82
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 31/08/2020
KARAR TARİHİ: 27/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —- arasında ticari bulunulmuş olup —- tarihinde——imzalanmış, ——- kapsamında —— tarihleri arasında davalının davacı tarafa —– tutarında bakiye borcu oluşmuş olup, bakiye borcun bildirimi ve ödenmesi hususunda e- posta yazışmaları dahi gerçekleştirilmesine rağmen davalı tarafça cevap verilmediği, ödeme yapılmadığı, davacı tarafından ——–yevmiye numarası ile ihtarname ile —— tutarındaki cari hesap bakiye borcunun —— içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ayrıca davacının ———- de ticari ilişkilerde bulunmuş olup—- tarihinde———— altında sözleşmenin akdedildiği; söz konusu ticari ilişki kapsamında —- tarihleri arasına tekabül etmek üzere — Davacı firmaya —tutarında cari hesap bakiye borcu olduğu; davacı tarafından—- yevmiye numarası ile ihtarname ile —- tutarındaki cari hesap bakiye borcunun 3 gün içerisinde ödenmesi ihtar edildiği; davacı ile —– arasındaki ihtilafın Davalıya yöneltilmesinin sebebinin —- Davalı firma birleşmiş; ——–yayımlandığı üzere — tarihi itibariyle ———birleşme nedeniyle infisah etmiş olup, Davalı tarafın devralan sıfatına sahip olduğu; davacı tarafından ödeme yapılmadığını, bu sebeple——— esas numarası nezdinde — takip açılış tutarı ile icra takibi başlatıldığı, davalı firma tarafından —- tarihinde yetki itirazında bulunularak yetkili yer olarak ——— İcra Müdürlükleri gösterilmiş, Davalı takibin —— İcra Müdürlüklerine gönderilmesini talep etmiş ve takibe ——–nolu dosyası üzerinden devam edilmiş, Davalı’nın —- tarihli borca itirazı üzerine —— tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; davalının şirket, ticari etik ve teamüllere aykırı şekilde borcunu inkar etmekte olup, borca itirazın hiçbir somut ve haklı dayanağı olmadığı belirtilmiş ve ——- nolu dosyasına sunduğu itirazın iptaline ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren TTK m.1530/7 uyarınca “mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faizi” işletilerek takibin devamına, likit alacağa kötüniyetle itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile birlikte davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ev bakım ürünleri ve ev temizleyicileri olmak üzere iki farklı kategoriden oluşan ürünlerle ilgili olmak üzere müzakerelerle koşullarını oluşturdukları, tedarikçi sözleşmeleri ile çalıştıkları, sözleşmelerde alacağın vadelerini satıştan ödeme olarak kararlaştırdıkları; davacıya yapılacak ödemelerin “90 gün ödeme vadesini takip eden her ayın ——– Cuma günleri yapılır” şeklinde belirlendiği, bu hüküm gereğince davacıya vadesi gelen tüm ödemelerin yapıldığı, borcun bulunmadığı; davacının sözleşmeye aykırı olarak davalı aleyhine alacaklı olduğundan bahisle——sayılı dosyası ile icra takibi başlatarak 182.987.08-TL asıl alacak, 410,10-TL ihtarname gideri ve 13.068,20-TL işlemiş faiz toplamı olmazk üzere 196.465,38-TL alacak talebinde bulunduğu; takibe———nolu dosyası üzerinden devam edilmiş, Davalı 23/10/2019 tarihli borca itirazı üzerine 25/10/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; dava dilekçesinde bahsi geçen ———- Yev.nolu ihtarname ile davacı şirket, davalı şirketin sözleşme ve ticari koşullara aykırı olarak kampanya vs. —— adı altında fatura düzenleyerek davacı şirkete gönderdiğini davacının ise bu faturaların tümüne sözleşme ve ticari şartlara aykırı olduğu için itiraz ettiği ve ticari kayıtlara işlemediğini beyan edildiği, yapılan görüşmelerle reddedilen faturaların cari hesaplardan düşülmesi gerektiği bilgilerinin verildiği ve bakiye borcun istendiği, davalı tarafından bu faturaların kesilmeye devam edildiği, mutabakatsızlığın oluştuğunun beyan edildiği, oysa davalı tarafından düzenlenen faturaların dayanağı —- sözlemesi ve anlaşma formları olup, sözleşmelerde yer alan hükümler ve oranlar, CRM primi, iadeler, alış iskonto oranları, kampanyalar vs.tarafından karşılıklı müzakereler ile oluşturulduğu,— sözleşmesinin——maddesi gereğince promosyon ve kampanyaya ilişkin yükümlülükler başlığı altında; parekendeci tarafından satışı arttırıcı, tüketici hedefli kampanyalar düzenleyebilir. Bu halde tedarikçi, bu kampanyalara ilişkin tüm maliyeti karşılamakla yükümlüdür. Davacı taraf sözleşme ile birlikte bu hususu da kabul ve taahhüt etmiştir. Davacı tarafla yapılan görüşmeler ve ekli yazışmalardan görüleceği üzere, kampanyalı ürünlerin maliyetinden davalının sorumlu tutulamayacağının açık olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın davacının——–alacaklı olmasına ve —— birleşmesinden kaynaklandığı, Davacı ——–döneminde anlaşma formları ile çalışmış ve kesilen tüm faturalar anlaşma formlarına uygun olarak kesildiği, davacının kayıtlarına almadığı teşhir bedeline ilişkin protokol ——başlangıç tarihli —– yılına ait geçerliliğe devam eden —— anlaşma formuna ilgili koşulların eklendiğine dair protokele davacı tarafından onay verildiği, tarafların hesaplarındaki mutabakatsızlığın davacının kayıtlara almadığı faturalardan kaynaklandığı, davacı haksız ve kötüniyetli olarak sözleşmeye uygun olarak davalı tarafından tanzim edilmiş faturaları kayıtlara almadığı beyan edilmiş davanın esastan reddine, davacının haksız ve kötüniyetli icra takibinden dolayı alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——— Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde ——— bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1):——– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Tİcari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi ve bir nitelikli hesaplama alanında uzman —— marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve tarafların ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. ——bilirkişi ve bir nitelikli hesaplama alanında uzman —- tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine—–sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ve cari hesap alacağı olarak —— işlemiş faiz alacağının ödenmesi ——-talep edilmiş olup takipte “borcun kaynağı” olarak —- tutarlı cari hesap alacağının, —- sayılı yönetim kurulu kararı ile—– birleşme kararı almış olması nedeniyle alacaklının (davacının) —– tutarlı cari hesap alacağının —-yevmiye numaralı ihtarname masrafının ——- numaralı ihtarname masrafının taraflar arasında ticari ilişkinin varlığının mevcut olduğu, davacı tarafın incelenen ——yıllarına ait ticari defterlerin tasdik onaylarının zamanında yapıldığı ve lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı tarafın incelenen —— yıllarına ait ticari defterlerin tasdik onaylarının zamanında yapıldığı ve lehine delil niteliğinin bulunduğu;Davalı ——- olan ticari ilişkide; Davacı ve davalının mali kayıtlarındaki ——- cari hesap hareketlerinin incelemesinde satış faturaları, ödemeler, alış iskonto faturaları, ciro prim faturaları mali kayıtlarında olduğu, bakiyeyi oluşturan —- alacak bakiyesi, davalı tarafından kesilmiş olan ve kayıtlarda yer almadığı tespit edilen “ciro primi, ——- açıklamalı faturalardan ibaret olduğu;
——–olan ticari ilişkide ise¸ ay bazında cari hesap hareketlerinde oluşan bakiye tutarları;——- cari hesap hareketlerinin incelemesinde satış faturaları, ödemeler, alış iskonto faturaları, ciro prim faturalarının mali kayıtlarında olduğu, bakiyesini oluşturan 26.833,83 TL alacak bakiyesinin, davalı tarafından kesilmiş olan —— faturalarının kayıtlara alınmadığı, dava dilekçesinin ekinde— olarak sunulmuş adi yazılı şekildeki, ——– başlıklı —– sözleşme incelendiğinde davacının —- olarak anıldığı;sözleşmede——– başlıklı maddenin altında ———— hakkında farklı yüzdeler ve zamanlamalar ile hesaplanacak kalemlerin kararlaştırıldığı, dava dilekçesinin ekinde——– başlıklı ——– sözleşme incelendiğinde davacının———-olarak anıldığı; sözleşmenin ——başlığında “parekendeci davalı tarafından satışı arttırıcı, tüketici hedefli kampanyaların düzenlenebileceği; bu tür kampanyalar davacı tedarikçi tarafından temin edilen ürünlerin satışının arttırılmasına yönelik faaliyetler olduğundan davacı tedarikçinin bu kampanyalara ilişkin tüm maliyeti karşılamakla yükümlü olduğu”nun kararlaştırıldığı; sözleşmenin ilk sayfasındaki “—— anlaşmaya varıldığı görülmüş olup TBK m. 1/I hükmüne göre “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile” davacı tedarikçi tarafından temin edilen ürünlerin satışının arttırılmasına yönelik davalı perakendeci tarafından yapılan faaliyetlere ilişkin tüm maliyetin davacı tedarikçi tarafından karşılanacağının açık bir şekilde kararlaştırıldığı, Davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan ——-yazışmaları incelendiğinde davacı çalışanının—— tarihinde davalı çalışanına gönderdiği mailde davacının —- alacaklı olduğunun beyan edildiği; ——— yevmiye numaralı ihtarnamenin davacı tarafından davalıya gönderildiği, ihtarnamenin —– tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarnamede, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak kampanya vs. adı altında birçok fatura düzenleyerek davacıya gönderdiğini, bunların kayıtlara işlenmediğini, cari borç olarak —- tebliğden itibaren üç gün içinde ödenmesi ihtar edildiği; ayrıca —— yevmiye numaralı ihtarnamenin davacı tarafından davalıya gönderildiği, ihtarnamenin —- tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarnamede, davacı ile —- arasında imzalanan —– tarihli sözleşme gereğince cari hesap borcunun ödenmediğinden bahisle —- tebliğden itibaren üç gün içinde ödenmesi ihtar edildiği,——- olarak gösterilen—- tutarlı cari hesap alacağı” bakımından değerlendirme yapıldığında ise —- başlıklı sözleşmenin ilk sayfasında ———- hükmünün; ayrıca —— şeklinde kararlaştırıldığı; bu kapsamda alacağın hesaplanması hususunda yukarıda yapılan mali inceleme neticesinde davacı tarafından düzenlenen faturaların sözleşmeye aykırı olmadığı kanaatine varıldığı; takdirinMahkeme’ye ait olduğu, —— İcra takibinde “borcun kaynağı” olarak gösterilen—— birleşme kararı almış olması nedeniyle alacaklının (davacının) —— tutarlı cari hesap alacağı” bakımından değerlendirme yapıldığında ise davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan ——davalı tarafından devralındığının görüldüğü; davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan e-posta yazışmaları incelendiğinde davacı çalışanının —–tarihinde davalı çalışanına gönderdiği mailde davacının———- alacaklı olduğunun beyan edildiği ve fakat kabul anlamına gelen karşı bir e-postanın bulunmadığı; alacağın hesaplanması hususunda yukarıda yapılan mali incelemeyi takdirin Mahkeme’ye ait olduğu, —- İcra takibinde “borcun kaynağı” olarak gösterilen kalemler incelendiğinde dosya kapsamından—–ihtarnameye ilişkin Noterlik Makbuzu incelendiğinde—— numaralı ihtarnameye ilişkin —— incelendiğinde ise yine —— ödendiği görülmekte olup bu yönden davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundaki takdirin Mahkeme’ye ait olduğu bildirilmiştir.Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup;
Davanın itirazın iptali davası olduğu, davacının icra takibinde takibe konu cari hesap alacağı olarak —– işlemiş faiz alacağının ödenmesi—- talep edilmiş olduğu, davacının cari hesap alacak taleplerinin —- cari hesap alacağının,——— birleşme kararı almış olması nedeniyle alacaklının (davacının)—– tutarlı cari hesap alacaklarının ödenmesine ilişkin olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelendiği, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş oldukları görülmektedir. Davacı tarafın cari hesap alacağının temelini, davalının kesmiş olduğu faturaların davacı tarafından kabul edilmemesi oluşturmaktadır. Uyuşmazlık, davalının kesmiş olduğu faturaların taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olup olmadığı temelinde toplanmaktadır.Dava dilekçesinin ekinde —-olarak sunulmuş adi yazılı şekildeki,———– başlıklı —— sözleşme incelendiğinde davacının — olarak anıldığı; sözleşmede——-başlıklı maddenin altında ———hakkında farklı yüzdeler ve zamanlamalar ile hesaplanacak kalemlerin kararlaştırıldığı, dava dilekçesinin ekinde —— olarak sunulmuş adi yazılı şekildeki, ——-başlıklı (kurulduğu hususunda ihtilaf bulunmayan) sözleşme incelendiğinde davacının—– olarak anıldığı; sözleşmenin — maddesinde ——– kampanyaların düzenlenebileceği; bu tür kampanyalar davacı tedarikçi tarafından temin edilen ürünlerin satışının arttırılmasına yönelik faaliyetler olduğundan davacı tedarikçinin bu kampanyalara ilişkin tüm maliyeti karşılamakla yükümlü olduğu”nun kararlaştırıldığı; sözleşmenin ilk sayfasındaki “Ay sonu primleri” başlığı altında “ciro primi (alım) %28,3, B2B primi (alım) %1, CRM primi (alım) %1” hakkında anlaşmaya varıldığı görülmüş olup TBK m. 1/I hükmüne göre “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile” davacı tedarikçi tarafından temin edilen ürünlerin satışının arttırılmasına yönelik davalı perakendeci tarafından yapılan faaliyetlere ilişkin tüm maliyetin davacı tedarikçi tarafından karşılanacağının açık bir şekilde kararlaştırıldığı görülmektedir. Tarafların ticari defterleri incelenerek sunulan bilirkişi raporunda 24.05.2019 tarihli, 155.927,07 TL tutarlı cari hesap alacağ bakımından; 01.01.2017 tarihli, ———- başlıklı sözleşmenin ilk sayfasında “ödeme şekli: satıştan ödeme- 90 gün ödeme vadesini takip eden her ayın 2. ve 4. cuma günleri yapılır”. hükmünün; ayrıca “Ay sonu primleri” başlığı altında istenebilecek kalemlerin “ciro primi (alım) %28,3, B2B primi (alım) %1, CRM primi (alım) %1” şeklinde kararlaştırıldığı; bu kapsamda alacağın hesaplanması hususunda yapılan mali inceleme neticesinde davalı tarafından düzenlenen faturaların sözleşmeye aykırı olmadığı tespit edilmiştir. 27.060,01 TL tutarlı cari hesap alacağı bakımından davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan ——-davalı tarafından devralındığının görüldüğü; davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan e-posta yazışmaları incelendiğinde davacı çalışanının ——-tarihinde davalı çalışanına gönderdiği mailde davacının ——alacaklı olduğunun beyan edildiği ve fakat kabul anlamına gelen karşı bir e-postanın bulunmadığı görülmektedir. Her ne kadar bilirkişi raporunun bazı kısımlarında davacı-davalı kelimelerinde sehven karışıklık yapılsa da, bu husus ek rapor alınmasını gerektirmeyecek kadar açık niteliktedir. Davacının davaya konu ettiği alacak kalemleri davalı ticari defterlerinde bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle davalının düzenlemiş olduğu faturaların taraflar arsındaki sözleşmeye uygun olduğu, bu sebeple davacının cari hesap alacağının bulunmadığı görülmekle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Davaya konu alacağın olup olmadığı, davacı tarafından istenip istenemeyeceği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, davacının kötü niyetli takip başlatmış olduğuna dair kanaat oluşturacak bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmamıştır. Bu nedenle şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gereken 179,90- TL harçtan peşin yatırılan 2.372,81 TL harcın mahsubu fazla yatırılan 2.192,91 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 30.469,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 27/01/2023