Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/652 E. 2021/861 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/652
KARAR NO : 2021/861

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davaya konu cari hesap alacağının mevcut ise de davalı tarafından ödeme yapılmadığını. İş sebepten ötürü davacının alacağını talep etme hakkının hasıl olduğunu, davacının ve davalının hesap hareketleri ve defter incelemesi
yapıldığı takdirde kendisine gönderilen faturaları tüm uyarılara rağmen ödemesini yapmamış olup haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini. Davalının, ödemesi gereken tutarı ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla——Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını beyan ederek; davanın kabulü ile itirazın iptaline, alacak üzerinden takibin yasal faiz ile birlikte devamına,
haksız ve kötü niyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur. ——– Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde —- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin—– hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş—–,— saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, ——– veya— olsalar, tarafların —- ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir —–olup tacirdir. Davalı taraf bir—– Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın—olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın — kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —–üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve davacı tarafın ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır.—- tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle;
Tarih ——
—— tablosunda görüldüğü gibi, taraflara arasındaki ticari ilişkinin davacı satıcının —— satış faturası ile başladığı, davacı satıcının
—– tarihine kadar davalı tarafa 2 fatura ile 4.650,00 TL mal ve hizmet satışı yaptığı, davalı taraftan herhangi bir ödeme alınmadığı ve 31.12.2019 tarihi
itibariyle davalı taraftan 4.650,00 TL alacaklı olduğu tespit edildiği, faiz konusunun irdelenmesi;
Kural olarak TBK 117/gereği; “muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla
temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle
belirlemişse bugünün geçmesiyle…” temerrüdün başlayacağı kabul edilir.
Somut olayda, Tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca
somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne
ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş eğer belge bulunmadığından, takip tarihinden
itibaren talebe bağlılık ilkesi gereği 4.649,76 TL alacağa için yılık %9 ve değişen
oranlarda yasal faiz yürütülebileceği,
1. Tarafların Ticari Defterlerinin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden:
davacı şirketin 2019 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin T.T.K hükümlerine göre zamanında yapıldığı TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne
uygun tutulduğu görüldüğü, davalı şirket tarafından ticari defterler incelemeye ibraz edilmediği, davacı alacağı yönünden: takip ve dava konusunun 2 adet KDV dahil 4.650,00 TL
bedelli faturalara ilişkin olduğu, 2 adet faturaların miktarları ——
olduğundan, davalının mal ve hizmet alımına ilişkin ——– formu ile——bildirim yükümlüğü bulunmadığını, davacı tarafından davalı adına yürütülen cari hesap muavin defter kayıtlarında; taraflara arasındaki ticari ilişkinin davacı satıcının —–
satış faturası ile—– tarihine
kadar davalı tarafa 2 fatura ile 4.650,00 TL mal ve hizmet satışı yaptığı, davalı taraftan
herhangi bir ödeme yapılmadığı ve —- tarihi itibariyle davalı taraftan —-
—– alacaklı olduğu, davacının takip tarihi itibariyle talebe bağlılık ilkesi gereği 4.649,76 TL alacağı için
yılık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz yürütülebileceği bildirilmiştir.
Davacı tarafından — tarihinde —— sayılı dosyası ile davalı ödeme emri gönderildiğini, cari hesaptan kaynaklı —-işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.899,70 TL nin yıllık % 19,50 oranında avans faizi ile tahsili için icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, davacı tarafın ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; davalının ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacının ticari defterlerinin incelendiği ve usulüne uygun şekilde tutulduğu, davacının defterlerinin kendisi lehine delil olarak kabul edilebileceği, davacının ticari defterleri ile davacının asıl alacak yönünden alacaklı olduğunun ispatlanmış olduğu, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan 4.649,76 TL ana para olarak alacaklı olduğu, takip öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin davalıyı tümerrüde düşüren bir işlemin bulunmadığı, dolayısıyla takip öncesi işlemiş faiz talep edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan —- davacının alacağı olduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—– Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 4.649,76 TL üzerinden yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 4.649,76 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 317,63-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 83,68-TL harçtan mahsubu ile bakiye 233,95-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Kanunun 18A/11. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin tamamından davalı sorumlu olmak üzere, davacı tarafından yapılan 1.083,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 83,68 TL toplamı 1.166,68 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.649,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—- arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.