Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/649 E. 2021/811 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/649 Esas
KARAR NO: 2021/811
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/08/2020
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki içerisinde müvekkil tarafından davalıya mal temin edilmiş ve bu hizmet karşılığı fatura düzenlendiğini, müvekkilin takip tarihi itibari ile — olan cari hesap alacağı davalı tarafından ödenmediğini, —– ekli faturalardan da görüleceği üzere müvekkil tarafından davalıya mal teslim edildiği ve bu malların davalı tarafından teslim alındığının açıkça ortada olduğunu, —– sayılı icra takibine davalı, müvekkil şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden işbu davayı ikame etme zorunluluğumuz hasıl olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, dava konusu edilen tutar likit ve belirlenebilir olduğundan İİK. md. 67 uyarınca icra takibine konu müvekkil şirket alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere hükmedilecek tazminatın davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesine, davalının davaya konu icra takibine itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde dava şartı olarak öngörülen arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, tarafların anlaşamadıklarını, davalının—— dosyasına yaptığı tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalının takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu takibe konu borcun aracı şirket tarafından davacıya ödendiğini, davacı ile herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığını zira davacı yakıtını —– verdiğini, bu şirket de yakıtını bize sattığını dolayısıyla davacının hukuki ilişkisinde bulunduğu şirketin —-olduğunu, “Takibe konu olan dava bedelini —— ödediğini, zira aramızda olan ticari ilişkinin yıllarca bu şekilde devam ettiğini, söz konusu aracı şirket ile yapmış olduğum muhtelif görüşmelerde kendisine ödeden tüm bedellerin davacı—- ödendiğini, iş bu davanın ——olduğunu,ne ihbar edilmesini ve ilgili şirketin de ihbar olunan davaya dahil edilmesini ve ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesinin gerektiğini belirterek, davacının haksız davası ve taleplerinin reddi ile, icra takibi konusu tutarının —- aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
-Davacı— dava dışı —-arasında düzenlenen —- tarihli çevre sözleşmesi göre arasındaki ilişkinin —– ilişkisi olduğu, simsarların sözleşmenin taraflı olmadığı, sözleşmenin yapılması ile belli bir ücreti hak kazanacağını ve aracılık ettiği sözleşmeye ait borcun ödenmesine ——– olmasına dair bir engel bulunmadığı,
-Takip dayanağı faturaların,taraflar arasındaki —— sebebiyle düzenlendiği, faturaların ticari defterlere kayıtlı olduğu,fatura bedellerinin ödendiğinin davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği,dosya kapsamındaki fatura bedellerinin dava dışı —- tarafından davacı —- ödediğine dair bir belgenin olmadığı,
-Davacı — dava dışı — arasında imzalanan —-düzenlenen sözleşmeye göre,dava dışı —- uyuşmazlık konusu kapsamında, davacının yetkili temisilcisi olduğu kanaatine varılsa bile,borcun ödenmediğinin ve davacının davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiği,
-Dava dışı—- göre — muhtelif çekler karşılığı davalı lehine alacak kayıt yapmak suretiyle,davacı — borcunu üstlenmek üzere,davalı dahil,dava dışı birçok şirketlerle birlikte davacıya vermiş olduğu Toplam — bedelinin ödenmediğinden dolayı,davacının davalıdan — anapara tutarında alacaklı olduğu,
-Davacının tacir oluşu nedeniyle — alacağı için,takip öncesi faiz talep edilmediği(işlemiş faiz) —takip tarihinden itibaren — faizi talebinde bulunabileceğini bildirir görüş ibraz etmiştir.
DELİLLER
—- sayılı icra dosyası
*Davacı —–
*Taraf şirketlere ait —
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Huzurdaki dava, İtirazın İptali ( Ticari hizmet ve satımdan Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan hizmet işlemi karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı aleyhine— tarihinde—— asıl alacak üzerinden icra takibinde bulunduğu , davalının itirazı ile takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde davalıya mal ve hizmet temin edildiği ve bu hizmet karşılığında fatura düzenlediği, verilen hizmetlerin karşılığını alamadığını ,davalıdan cari hesap ekstresi nedeni ile alacaklı olduğunu iddia etmiştir.
Davalı ise davanın reddine karar verilmesini alacağı kabul etmediklerini, davacının ticari ilişki içerisinde bulunduğu şirket davadışı —- olduğunu, aracı şirket olan —- tüm ödemeleri yaptığını, Davacıya ödeme yapması gereken şirketin — Olduğunu, fatura bedelini davadışı — ödediğini dekont ile mahkemeye ispat edeceğini savunmuştur.
İcra dosyası celp edilmiş ve yapılan incelemede davacı davasını—-yıllık dava açma süresinde açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin vergi dairesi kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini incelemek üzere bilirkişi inceleme yaptırıldığı, davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalı şirketin ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): —-Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacının , dava dışı şirket olarak yer alan —— ilgili müşteri temini oluşturulmasına aracılık etme faaliyetinin üstlenerek davacı şirket arasındaki ticari ilişkilerde müşterilerin şirket nezdinde doğabilecek tüm borçların ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu kabul ettiğine dair—– tarihli ticari bir çerçeve sözleşmenin imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı—— davadışı —- taraflar arasındaki ilişkinin simsarlık ilişkisi olduğu, söz konusu—– müşterileri tayin ve tespit etmesi ve müşterilerin ödeme sorumluluklarını —— etmesine ve bunun karşılığında aracılık ücretlerine hak kazanmasına dair , —- yönelik aracılık yapmasına —- arasındaki ticari ilişkilerden ——– müştereken ve müteselsilen sorumlu ve garantör olacağına dair hükümler aradaki ilişkinin simsarlık olduğunu doğrulamaktadır. Davalı şirket mahkememize süresi içerisinde ticari defterlerini incelemeye sunmamış , davalının ——- kayıtları dosyaya celp edilmiş, davacı şirketin davalıya yapmış olduğu mal ve hizmetlerin ve dosyaya sunulan faturaların davalı firmanın—– kayıtlarında yer aldığı , davalıya hizmetin verildiğinde dair uyuşmazlığın olmadığı anlaşılmaktadır. Davalının, takibe konu borcun aracı —– tarafından yapıldığına dair dava dosyasına sunmuş olduğu ilgili şirketin cari hesabından yapılan —-listesinin tetkikinde , dava konusu bedellerle ilgili —— tarihine kadar —- listesinin olduğu ancak bahse konu olan borç tutarı ile ilgili —– listesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya Kapsamında ve ticari defter kayıtlarında takip konusu bedellerin davalı tarafından veya davadışı — tarafından davacı — ödendiğine dair bir delil olmadığı, davadışı — davacı ———çekler verildiği ancak bu çeklerinde ödenmediği anlaşılmaktadır. Dava dışı —- davacıya sözleşmeye ait borcun ödenmesine ——– olması davalının sorumluluğunu kaldırmayacağı bu nedenle davacı isterse tahsilde tekerrür olmamak şartı ile alacağını davalıdan talep edebileceği anlaşılmakla, davadışı —- göre —sıfatıyla , muhtelif çekler karşılığı davalı lehine alacak kayıt yapmak suretiyle , davacı davalı dahil dava dışı birçok şirketlerle birlikte davacıya vermiş olduğu toplam — çek bedelinin ödenmemesinden dolayı davacının davalıdan—- asıl alacaklı olduğu kanaatine varılmış , davalının haksız itirazının iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu nakdi kredi alacağı likit (belirlenebilir) olup hükme esas alınan miktar üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir —-
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam —- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 2.438,73 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 431,18 TL (icra müd yatırılan 178,51 TL) toplamı 609,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.829,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.157,25 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 431,18 TL harç toplamı 1.588,43 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.355,15 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021