Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/600 E. 2022/717 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/600
KARAR NO : 2022/717

DAVA : MENFİ TESPİT (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket, ——- satışından kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davacı şirket aleyhine —— sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlattığını, davacı şirket ödeme emrinin kendisine tebliğ olması üzerine, Davalı ile aralarındaki anlaşma gereği kararlaştın —- miktarını ödemiş olması sebebiyle —- tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı şirket, davacı şirketin itirazı üzerine —– başvurmuş, taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşmaya varamadıklarını, davalı şirketin, arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşılmamasına rağmen —- tarihi itibariyle davacı şirket aleyhinde itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası ikame etmemesi, davacı şirketin dava konusu icra takibinden kaynaklanan herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesi, davacı şirketin itirazı sonrası duran icra takibinin halen açık olması ve bu sebeple davacı şirketin ticari itibarının daha fazla zedelenmemesi nedeniyle işbu dava ikame edildiğini, Yargıtay benzer davalarda, “…Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerektiğini, söz konusu bu halde yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, “takibe itiraz” sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz. Bu itibarla borçlu, “itirazın iptali” davası için alacaklıya tanınan bir yıl gibi uzun bir süreyi beklemeden maddi hukuk anlamında, borcun bir an önce ve kesin olarak ortadan kaldırılmasını istemek hakkına sahip olup, böyle bir durumda dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığım kabul etmek mümkün değildir…” şeklindeki kararı ve” İİK’nın 72/1. maddesi uyarınca “Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” Görüldüğü gibi menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi takip sırasında da açılabilir. İlamsız icra takibine itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali davası açılmış ise, böyle bir dava açıldıktan sonra, aynı borç ile ilgili menfi tespit davası açılmasından hukuki yarar bulunmadığı kabul edildiğini, takibe itiraz edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmamış olan hallerde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü doğru görülemediği, alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tespitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yaran mevcut olduğunu, aksi düşüncenin kabulü alacaklının itirazının iptali davası açmakta gecikmesi ya da böyle bir davayı hiç açmaması karşısında borçlunun, alacaklı elinde bulunan senet veya borç doğrudan belgeyi hükümden düşürebilmek için dava açma hakkının ortadan kaldırılması sonucunu doğurur…” şeklindeki kararı ile borçlunun, itiraz üzerine duran icra takibinde alacaklının itirazın iptali davası açmasından önce menfi tespit davası açmasında hukuki yararı olduğunu hüküm altına aldığını, Yüksek Mahkeme bir başka kararında ise, borçlunun bir önce borcun ortadan kaldırılmasını istemek hakkına sahip olduğunu belirttiğini, davacı şirket ile davalı şirket, davacı şirketin inşaatını üstlendiği,—– projesinde kullanılmak üzere —- konusunda sözlü anlaşma yaptıklarını, bu anlaşmaya göre davalı şirket davacı şirkete —– olmak üzere toplam —– edecek, davacı şirket ise işbu mal karşılığında —-ödeyeceğini, davacı şirket işbu anlaşma gereği —–tanzim ederek davalı şirkete teslim etmiş, davalı şirket ise parça parça olmak üzere toplamda ——— teslim ettiğini, davalı —–teslim edip, bedel karşılığını tamamen tahsil etmesine rağmen, davacı şirkete hiçbir zaman teslim etmediği —–karşılığını, aralarında anlaşılan —— bakiye bedel alacağı hakkında kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlattığını, davalı şirket işbu satışa ve teslimatlara ilişkin herhangi bir fatura ve sevk irsaliyesi tanzim etmemiş ve davacı şirkete teslim etmediğini, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir fatura teslim etmemesi nedeniyle davacı şirketin ticari defler ve kayıtlarında yapılan alım-satıma ilişkin herhangi bir kayıt mevcut olmadığını, davacı şirketin kendisine teslim edilen hazır beton bedelinin tamamını ödemesi nedeniyle davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin —- —- davacı şirkete teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, davalı şirket tarafından hukuka ve olaya aykırı olarak tanzim edilen hesap ekstresine dayandırılan alacak iddiası yargılamayı gerektirdiğini, davanın kabulü ile, ——–dosyası ile yapılan icra takibinden dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine,—–dosyasının iptaline, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle, davacı şirket lehine, takip konusu alacak miktarının %20’sinden az olmamak illere kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve dava dilekçesinde özetle; Davacı, açmış olduğu menfi tespit davası nedeni ile arabuluculuk yoluna başvurmadığını, davacının arabuluculuk tutanağı olarak dosyaya sunduğu tutanak, alacaklı————-başvurusu üzerine, —–sayılı dosyasına yönelik itirazın iptaline yönelik olarak tutulduğunu, davacının, açmış olduğu dava nedeni ile arabuluculuk yoluna başvurusu olmadığını, bu nedenle davanın 6325 Sayılı yasanın 18/A maddesinin (2.) fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacı tarafın davası —– sayılı dosyası ile yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin bu nedenle iptali istemi olduğunu, davacı-borçlu aleyhine —Esas sayılı dosyasıyla, borçlunun davalı şirket ticari kayıtlarındaki — borcu nedeniyle takibi başlatıldığını, davacı borçlu, “ Ödeme emrinde söz konusu edilen borç miktarını ödemiş bulunmaktayız” şeklinde borca itiraz ettiğini, davacı-borçlu’nun icra takibine yaptığı itirazı ile takip konusu yapılan borcun tutarı, —- teslim edildiği çekişmesiz olduğunu, borçlunun ispat edeceği tek husus, ödeme emrinde talep edilen borcun ödediğine dair ödeme makbuzunu sunmak veyahut da ileri sürdüğü ödeme emrindeki borcu sonlandırıcı anlaşmayı sunduğunu, davacı ödeme emrindeki borcun ödediğine dair ödeme belgesi dosyaya sunmadığını, delilleri arasında bu yönde bir ispat aracı da olmadığını,—- belirtildiği şekilde, davacı-borçlu, borcun esasını kabul ettiğini, borcun esasını kabul eden ve ödediğini belirten borçlunun artık ödeme belgesini sunmaktan başka bir seçeneği hukuken olmadığını, bu nedenle davacının davasının doğrudan reddine karar verilmesini, davacı, yukarıda açıklandığı şekilde davasında haksız olmakla birlikte; davacının, davasında ileri sürdüğü şekilde—— —– ———– olduğu şeklindeki iddiası doğru olmadığını, davalı şirket, davacıya ——- fiyat üzerinden —- satmış ve faturalarını düzenlediğini, davalı şirket, davalıya toplamda—- —-nolu fatura ile ——- vermiş ve karşılığında da ;
——– tutarlı,
———— tutarlı,
———- tutarlı,
———-tutarlı,
———— tutarlı,
———— tutarlı,
—- tutarlı Faturaları düzenlediğini, davacı —— icra takibinde borca itirazında ——— tamamım kabul etmiş, kendisine teslimatı yapılan —— bakiye kalan ———– tutarı ödediğini iddia ettiğini, mahkeme huzurunda açtığı davasında ise———— teslim edildiğini,———— teslim edilmediğini iddia ettiğini, davacının çelişkili talebini kabul etmediğini, — tamamının teslim edildiği ve bakiye—- davalı şirkete borcu kaldığı borçlunun icra takibine borca itiraz dilekçesi ile sabit olduğunu, davacı-borçlu icra takibinde talep edilen bakiye —-borcunu ödediğini ileri sürdüğünü, davacı bu ikrarı ile, 6100 sayılı HMK MADDE 188- (1) Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmedidiğini, HMK. Madde 188 (2) gereği bu ikrardan dönülemediği yasa maddesi uyarınca bağlı olduğunu, davacının icra dosyasına yaptığı ikrarı ile, yalnız—- aldığı ve fiyatının da—- çekişmesiz olmaktan çıktığını, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü itirazında —— hangi tarihlerde aldığına dair açıklaması olmadığını, davacıya düzenlenen irsaliyelerdeki imzaların hemen hemen hepsi aynı olduğunu, davacının kabul ettiği—- —- —–ile diğer ——- imzalar aynı olduğundan ———- davacıya teslim edildiği yine çekişmesiz olduğunu, davacının — hangi tarihler arasında ———kayıtlan ile ortaya çıkabilecek bir durum olduğunu, davacının,—— ilgili irsaliye ve fatura teslim edilmediği iddiası gerçek dışı ve —- akışına aykırı olduğunu,—-taşındığı —- irsaliyesiz şekilde yola çıkması mümkün olmadığını, davacı, davasında — döküldüğü iddia ettiğini, davacının gerçek dışı iddiasında bile —- döküldüğü irsaliyelerle ortaya konulabilecek bir husus olduğunu, davacının çelişkili iddialarına nereden bakılırsa bakılsın gerçek dışı olduğu sabit olduğunu, davacıya, iddiasının aksine irsaliyelerde, faturalarda teslim edildiğini, davacının kendisine teslim edilen faturaları kayıtlarına işlememesi kendi yasal sorumluluğunda olan bir husus olduğunu, davacının davasının reddine karar verilmesini, davalı şirket, davalıya —– sattığını, karşılığında da davaya cevap dilekçemizin 3.Bendinde açıklanan faturalar düzenlediğini, davalı, hazır ————– nedeniyle davalı şirkete bakiye — Borcunu ödemediğini, bunun üzerine ——- Esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı icra takibinde talep edilen borca “….ödeme emrinde belirtilen borç miktarını ödemiş bulunmaktayız- ” demek suretiyle borca itiraz etmiş ve icra takibi durduğunu, davacı icra takibine itirazında, ödeme emrinde talep edilen borcunu ödediğini iddia etmesine karşın, icra dosyasına herhangi bir ödeme belgesi sunmadığını, davacı-borçlunun icra takibine yaptığı itirazı ile takip konusu yapılan borcun tutan, ——-teslim edildiği 6100 sayılı HMK MADDE 188 maddesi uyarınca çekişmesiz hale geldiğini, ——borçlu borca itiraz sebepleri ile bağlıdır olup bu itirazları değiştiremeyeceğini, borçlunun bu şekilde itirazından sonra geriye; borçlunun kabul ettiği borç tutarını ödediğini, yazılı belge ile ispat etmek kaldığını, davacı-borçlu davalı şirkete ödediğini iddia ettiği borçla ilgili herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı borçlunun takip talebinde talep edildiği şekilde davalı şirkete —- borcu bulunduğunu, davalı ——- defterlerinin ve belgelerinin incelenmesi ile de davalı- borçlunun davalı şirkete —- borcu olduğu yine ortaya çıkacağını, davalı-borçlu tacir olup, ———iş olması nedeniyle, takip talebinde o tarihte geçerli ve değişen oranlarda ticari avans faizi talep edildiğini, dava konusu olayda talep edilecek faiz oran ve değişen oranlarda ticari avans faizi olduğunu, icra takibinde talep edilen işlemiş faiz talebimizden vazgeçtiğini, —- asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda ticari avans faizi işletilmesine karar verilmesini, davalı şirketin, takip konusu alacağı likit bir alacağı olduğu, davalı-borçlunun itirazı alacağın tahsilinin geciktirilmesine ve hatta imkansız hale getirilmesine yönelik olduğundan kötü niyetli olduğu bu nedenle takip konusu alacağın % 20’den az olmamak kaydıyla davalı- borçlu aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, bu nedenlerle davalı-borçlunun haksız itirazının iptali için karşı dava olarak davamızı ikame etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki asıl dava menfi tespit, karşı dava ise itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda ——————— aslı dosyaya sunulmuştur.
—– dosyası celp edilmiştir.
Taraflara — ———– defterleri üzerinde —- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve —- lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve———————— fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, ——- ———— veya ———– saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, ————kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. — her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir———–olup tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar —– değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ——— defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —– bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davalı Defter İncelemesi-Usul: Davalı (karşı davacı) —–ihtilafın yaşandığı —- ait ticari defterleri incelendiği, huzurda görülen davada, davalı (karşı davacı) —– yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; —— kapsamında olduğu, ilgili aylara ait beratların sürelerinde göndermiş olduğu, yevmiye kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu görüldüğü, huzurda görülen davada, davalı (karşı davacı) ————- yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; —– ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, —– duyurulan——- dönemler itibarıyla ——— defterlerini oluşturmaya ve saklamaya başlayacaklarını, defterlerinin—– biçiminde tutmaya başlayanlar, söz konusu defterlerinin kâğıt ortamında tutamadıklarını, —— kullanımına — kullanılmaya devam edileceğini, —– tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçer —defter —– ile; tüzel—– defterlerini, ilgili olduğu ayı takip eden üçüncü ayın son gününe kadar (Hesap döneminin son ayına ait defterler —– beyannamesinin verildiği ayın son gününe kadar) kendilerine —- mühür ile onaylar, imzalı veya mühürlü defterler için berat dosyaları oluşturulur ve bu dosyalar —- uygulaması aracılığı ile ——-onayına sunulur”——- kullanıcıları için kapanış tasdiki son günü ise, yukarıdaki açıklamalara ———– olarak (——– beyannamesinin verildiği ayın son gününe kadar) —- davacı yana —- yevmiye ve kebir defterlerinin usulüne uygun olarak bilgisayar ortamında işlenmiş olduğu, defterler üzerinde herhangi bir silinti, kazıntı ve karalamanın bulunmadığı (TTK. Madde 65), “ Ticari defterlerin birbirini doğrular nitelikte olduğu,“ Ticari defterlerinin takdiri Mahkemeye ait olmak üzere—-sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu kanaatine varıldığı, davacı hesap incelemesi: Davacı —– olarak —- ibraz etmediğinden hesap incelemesi de yapılamadığını, Davalı Hesap İncelemesi: Davalı —-İncelemesi yapıldığını, davalı şirketin incelenen defterlerinde, tanzim ettiği faturaları kaynaklı alacağını ——— nolu hesap ile davacıya ait cari hesabını takip ettiği, yevmiye kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, —— satış faturalarını borç kaydettiği,—- tahsilat olarak alacak kaydettiği, davalı (karşı davacı) tarafın —- tarihi itibariyle, davacıdan (karşı davalı) —-hesabında alacaklı gözüktüğü, fatura İncelemesi:takip konusu faturaların teslim tesellümü aşağıdaki—- incelendiği, takip konusu faturalarının teslim tesellümü yönünden yapılan incelemede, yukarıdaki —– görüleceği üzere faturaların .—- olduğu, teslim alan ve teslim eden kısımlarında imzaların olmadığı görülmüş olup tabloda detaylı olarak belirtildiği üzere tespitler yapıldığı, davalıya (karşı davacı) usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ olduğu ve davaya itirazlarına ilişkin cevap dilekçesini sunmuş olduğu, Verilen yetki ile, tacir olan davacının defter kayıtları incelenmiş, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu alacağını oluşturan faturalardan kaynaklı davacının defterlerinde davalıdan —- para alacak bakiye: olduğu görülmüş ve tespit edildiği davacı (karşı davalı) tarafça inceleme gününde — belge ibraz edilmediğinden, davacı (karşı davalı) şirketin defter incelemesi yapılamadığı, dava dosyasına sunulan takip konusu faturaların teslim tesellümü yönünden yapılan incelemede, 3-c maddesindeki tabloda da görüleceği üzere davacı tarafından teslim alındığına dair imzanın olmadığı görüldüğü, tarafların Vergi Dairelerinden dava konusu faturaları beyan edip etmedikleri açısından — formlarınca istenen bilgiler ışığınca Davacı (karşı davalı) tarafın —- cevap bilgisinde faturaları ticari defter kayıtlarına almayarak———– ile bildirimde bulunmadığına dair tespitler yapılmış olup, davalı (karşı davacı) tarafın faturaları kabul etmediği anlamına geldiği, davalının takip konusu fatura içeriği malı davalıya teslim ettiğini ispatı konusunda ihtilafın yukarıdaki tespitler muvacehesince bulunduğu, buna karşılık davacının takibe itiraz dilekçesinde borcu olmadığından, usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen defter, belge ibrazında bulunmamasının yanı sıra ödeme yaptığına ilişkin dekont yada başkaca belge sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının borcunun olmadığının ispat edemediği, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacının —-incelenmesi, Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; davacı alacağı Tacir olan taraflardan davalının (karşı davacı) defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı, davacının (karşı davalı) borcunun olmadığı yönünde, usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen defter, belge ibrazında da bulunmamasının yanı sıra ödeme yaptığına ilişkin belge sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, huzurdaki itirazın iptali davasında, Davalı (karşı davacı)—- itibariyle ticari defterleri incelendiğinde Davacı (karşı davalı) —— hesabında davacıdan alacak bakiye tutarının — olarak, davalının asıl alacağının olduğu, davalı (karşı davacı) ——- takip öncesi faiz talebi mevcut olduğu görüldüğü, mahkemenin kısmen ya da tamamen Davalı (karşı davacı)—halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında ticari defter kapanış yevmiyelerinde asıl alacak bakiyesinin olması hasebiyle asıl alacağı için Yıllık %19,50 Avans faizi 761,28 TL tutar aşağıdaki tabloda hesaplanmış olup, talebe bağlılık ilkesi gereğince 565,86 TL faiz isteyebileceği bildirilmiştir.
—- bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi ek raporunda özetle; Davalıya (karşı davacı) usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ olduğu ve davaya itirazlarına ilişkin cevap dilekçesini sunmuş olduğu, verilen yetki ile tacir olan davalının defter kayıtları incelenmiş, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu alacağını oluşturan faturalardan kaynaklı davalının (karşı davacı) —– para alacak bakiyesinin olduğu görüldüğü, davacı (karşı davalı) —– takip konusu borcu oluşturan faturalardan kaynaklı dava dosyasına davalının (karşı davacı) ——tarafından sunulmuş olan faturalara ve —– ait hiçbir yevmiye kaydına rastlanılmamış ve — tarih itibariyle davalıya (karşı davacıya) —- olmadığı görüldüğü, dava dosyasına sunulan takip konusu faturaların teslim tesellümü yönünden yapılan incelemede, 3-c maddesindeki tabloda da görüleceği üzere davacı (karşı davalı) tarafından teslim alındığına dair imzanın olmadığı görüldüğü, ayrıca tarafların ————— dava konusu faturaları beyan edip etmedikleri açısından — ———— istenen bilgiler ışığınca Davacı (karşı davalı) —- —– gelen cevap bilgisinde faturaları ticari defter kayıtlarına almayarak —— — bildirimde bulunmadığına dair tespitler yapılmış olup, davalı (karşı davacı) tarafın faturaları kabul etmediği anlamına geldiği, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacının —- belgelerinin incelenmesi, Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Tacir olan taraflardan davalının (karşı davacı) defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı, “Davalı (karşı davacı) — incelendiğinde Davacı (karşı davalı) ——– alacak bakiye tutarın olduğu görüldüğü, davacının (karşı davalı) borcunun olmadığı yönünde, usulüne uygun ihtarat ile defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu faturanın kayıtlarında yer almadığı, “Davacı (karşı davalı) —- incelendiğinde Davalı (karşı davacı) —-fatura kaydına rastlanmadığından Davalıya (karşı davacı) herhangi bir borç bakiyesi tutarı olmadığı tespit edildiği, davalı (karşı davacı) —- öncesi faiz talebi mevcut olduğu görüldüğü, Mahkemenin kısmen yada tamamen davalı (karşı davacı) — — halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında Ticari defter kapanış yevmiyelerinde asıl alacak bakiyesinin olması hasebiyle asıl alacağı için Yıllık %19,50 avans faizi 761,28 TL tutar hesaplanmış olup, talebe bağlılık ilkesi gereğince ——isteyebileceği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; asıl dava — dosyasında davacının borçlu olmadığından bahisle menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkin olduğu, karşı davanın ise aynı icra takibine karşı yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, tarafların ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun şekilde tutulmuş oldukları, “Davalı (karşı davacı)—– itibariyle ticari defterleri incelendiğinde Davacı (karşı davalı) ———- davacıdan —– alacak bakiye tutarın olduğu görüldüğü, “Davacı ——— incelendiğinde Davalı (karşı davacı) ——- firma kayıtlarında hiçbir fatura kaydına rastlanmadığından Davalıya (karşı davacı) herhangi bir borç bakiyesi tutarı olmadığı tespit edildiği ve takip konusu faturanın kayıtlarında yer almadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunun sabit olduğu, davalının (karşı davacı) davacı (karşı davalı) ya ilişkin cari hesap tuttuğu, davacının (karşı davalı) cari hesap tutmadığı, davacının davalının kesmiş olduğu faturaları defterlerine işlememiş ve davalının kaydını tutmadığı, sevk irsaliyelerinin imzalı olduğu, davacının itirazı olduğu fatura dönemlerinde taraflar arasındaki işleyiş ile diğer dönemlerdeki işleyişin aynı olduğu, davacının fatura içeriklerine karşı usulünce bir itiraz yapmadığı, keza davalı ile arasındaki ticari ilişkiye dair hiç bir kaydın taraflarınca tutulmadığı, davacının davalı ile olan ticari ilişkisi kabulünde olup bunu ticari defterlerine işlemediği, davacının —– fiyatının — üzerinden anlaştıklarına dair ispata yarar yazılı bir delil sunmadığı görülmektedir. Davalı tarafın usulünce tutmuş olduğu ticari defterleri ile dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler, imzalı sevk irsaliyeleri, davacı defterlerinde kaydın olmaması, davacı usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu, davacı tarafın fatura içeriğine karşı 8 gün içerisinde itirazda bulunmaması, —— davacının belirtmiş olduğu fiyat üzerinden anlaştıklarına dair bir bilgi ve belge bulunmaması durumları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı (karşı davacının) davacıdan ———– alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Asıl davada, davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtığına dair bilgi ve belge bulunmaması ve bu yönde kanaat oluşmaması sebebiyle kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karşı davada alacak miktarının likit olduğu görülmekle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Asıl davanın REDDİNE,
-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
a-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
b-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
c-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
d-Karar tarihinde alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 364,33 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan ——harcın karar kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Karşı davanın KABULÜNE,
—- icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 20.768,01 TL asıl alacak üzerinden avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
-Asıl alacak olan 20.768,01 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davacı —– tahsili ile davalı karşı davacıya ödenmesine,
3-Karar ve ilâm harcı olan —– davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca———– ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin—–ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.