Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/585 E. 2021/422 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/585 Esas
KARAR NO: 2021/422
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ: 26/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkiline alacaklı tarafından, —– numaralı dosya kapsamında —— değerinde icra takibinde bulunulduğunu, ödeme emrinin müvekkile tebliğ edilmediğini, davalı tarafından ”şirkette yapılan usulsüzlük nedeniyle uğranılana zarar” açıklaması ile icra takibi başlatıldığını, davalının zararını ve bu zararı doğuranın müvekkil olduğunu ispatlamasının gerektiğini, davalı iş bu zararın —– teamüllere aykırı —— işlemlerde bulunmasından kaynaklandığını, müvekkilin söz konusu —- icracı olmayan —– olduğunu, ancak zarara sebep olan kararlarda imzası olmadığını, müvekkilin alınan karar tarihi itibariyle yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkilin —— tarihleri arasında söz konusu şirkette bulunduğunu, şirket yönetim kurulu kararları ve diğer borsa hareketleri incelendiğinde zarara sebebiyet veren kararların müvekkilin üyeliğinin başladığı tarihten önce alındığını, bu kararlarda imzasının bulunmadığı dolayısıyla da uğranıldığı iddia edilen zararla ilgili olarak sorumlu tutulamayacağını, icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri TTK m. 366/2 kapsamında olan yönetim kurulu bünyesindeki komitelerde görev yapmaları ve bu görevleri gereğince yönetim kurulunu bilgilendirilmeleri gerektiğini, esas görevlerinin bu yönde olduğunu, bahsi geçen üyelerin icracı mahiyette bir yönetim kurulu kararına imza atmadıkları sürece sorumluluklarından bahsedilmesinin kural olarak mümkün olmadığını, İcra takibinde borçlu görünen diğer şirket yönetim kurulu üyelerinin itiraz ettiğini, müvekkiline tebligat gelmediğinden haberi olmadığını, diğer yönetim kurulu üyelerinin itirazı üzerine davalı taraf ——-sayılı dosya ile İtirazın İptali davası açıldığını, söz konusu davanın reddedildiğini, söz konusu dava kapsamında alınan bilirkişi raporlarında müvekkilinin tamamen sorumsuz olduğunun tespit edildiğini, iddia edilen zarardan müvekkilinin hiçbir şekilde sorumlu olmamasına rağmen başlatılan takibin haksız olduğunu, bu nedenlerle müvekkili adına başlatılmış bulunan ——- icra takibinin daha büyük zararlara yol açmadan durdurulması amacıyla öncelikle teminatsız olarak, gerekirse mahkeme tarafından uygun görülecek teminat miktarı yatırılarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı aleyhine açılan menfi tespit davamızın kabulüne, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile en az % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile : Davacı —- olduğunu, —- bir şirket olduğunu, müvekkilinin de halka arz esnasında ve daha sonra——- hisselerini ———– aldığını, davacının anılan 3. Tüzel kişide yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde , şirketin tüm aktif varlıkları yönetim kurulu başkanı ve onun gösterdiği kişilerin uhdesine geçirilmek sureti ile şirketin içi boşaltıldığını ve şirketin bir masa ve sandalyeden ibaret göstermelik bir şirket haline geldiğini, borsada işlem gören şirket hisselerinin sıfır değer haline geldiğini, ——- işlem tahtasının kapatıldığını, böylece müvekkilinin zararlarına neden olunduğunu, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde —- mevzuatına aykırı olarak işlemler yapıldığını, ticari defter ve belge dahi tanzim edilip tutulmadığını, davacının da dahil olduğu yönetim kurulu üyeleri hakkında nitelikli dolandırıcılıktan —-Sayılı dosyası ile dava açıldığını, ayrıca ——–mevzuatına aykırılıktan da muhtelif Asliye ceza mahkemelerinde davalar açıldığını, müvekkilinin aldığı hisse senetleri nedeni ile zararına neden olan—-yöneticileri hakkında önce icra takibi başlattığını, itiraz üzerine de — dosyası sorumluluk davası ikame ettiğini, anılan dosyanın halen derdest olduğunu, halen —– Mahkemesinde olduğunu, bu nedenle anılan davanın sonucuna kadar iş bu davada ——dosyası bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu nedenle borçlu bulunmadığına ilişkin açtığı iş bu davanın dayanağının bulunmadığını, davacının anılan şirkette imza yetkilisi olup kanuni temsilci olduğunu, ——münferit imza ile davacı ise diğer üyelerden herhangi birisinin müşterek imzası ile şirketi temsil ve ilzam ettiğini, bu nedenlerle öncelikle davanın sonucu ile aynı sonucu doğuracak tedbir kararı verilemeyeceğinden tedbir talebinin reddine, davacının davasının hukuki dayanağı olmadığından davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listelerindeki tüm delilleri,——- mahkemesindeki bilgi ve belgeler dosya kapsamına alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava; davalı alacaklı tarafından,—- numaralı dosya kapsamında —– değerinde başlatılan icra takibinde davacının İİK 72 .maddesi gereğince borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememizce celp ve incelenen—- iken yenilenmekle —- esas sayılı dosyası haline dönüşen icra dosyasının incelenmesinden; Davacının aleyhine, davalı tarafından,—- icra takibinin , davacı bağımsız yönetim kurulu üyesi dava dışı—- eylemleri ile zarara uğratıldığı iddiasıyla, — üzerinden davacı —birlikte—– şirket yöneticisi aleyhine daha ilamsız icra takibi yapıldığı ve takibin itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleştiği, davacı hisse senedi sahibinin icra takibin bizzat alacaklı sıfatıyla kendi adına yapmış olup zarar eden şirkete ödenmesi yönünde bir talebinin bulunmadığı, icra dosyasının kapsamının incelenmesinden anlaşılmıştır.
Şirket ortaklarından davalı —- , dava dışı———–tarihleri arasındaki davacı ve diğer yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davasına konu olabilecek nitelikteki icra takibine dayanarak, doğrudan kendisi adına takibi yapıldığı konusunda taraflar arasında esasen bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
6102 Sayılı TTK’nın 366/2 maddesi gereğince icrada görevli olmayan —— bünyesinde komite olarak ve komisyonlarda şirketin gidişini izlemek ve rapor hazırlamak görevleri verilebileceği, TTK 369 maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri görevlerinin tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uygun olarak gözetmekle yükümlü olduğu TTK 553. Maddesi gereğince, şirkete işçi veyahut yönetici alımlarında, alınacak kişilerin seçiminde gerekli özeni göstermesi gerektiği tartışmasızdır. Yönetim kurulu üyelerinin, ana sözleşme, ——- eylem ve işlemlerinden ötürü cezai ve hukuki sorumlulukları mevcut olduğu ve oluşan zararların tazmini gerektiği tartışmasızdır.
Davacı ortağın hisse senetlerini —- satın alan ortak sıfatını taşıdığı, dava dışı—– halka açık bir şirket olduğu tartışmasızdır.
Mahkememizde açılan yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasından, dava açma hakkına sahip olan ortakların, sorumlu olduğunu düşündüğü ortak ve yönetim kurulu üyelerine karşı açtığı tazminat davasında şirketin uğradığı zararı ancak şirkete ödenmesini talep edebileceğine ilişkin 6102 sayılı TTK’nın 555/1 maddesi kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece resen dikkate alınması gereklidir. Yani davacının doğrudan kendine ödeme yapılmasına ilişkin icra takibinde ve alacak davasında aktif husumet yönünden açılacak davanın ve yapılacak icra takibinin hukuken devam ettirilmesi imkansızdır.
Bu nedenle davacı tarafından usulüne uygun olarak yapılan bir icra takibi bulunmadığı mahkememizce tespit edilmiş, kesinleşen icra takibinde esasen davacının sorumluluk davasından kaynaklanan tazminatını davalı yönetim kurulundan kendisine ödenmesini talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığı mahkememizce tespit edilmiştir.
Dava konusu icra takibine itiraz eden yönetim kurulu üyeleri aleyhine—- sayılı dosyasında, davalı alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış, davanın reddedildiği ve halen —- dosyada incelemenin beklendiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Davacının aleyhine, davalı tarafından —– icra takibinin , davacı bağımsız yönetim kurulu üyesi dava dışı ——– eylemleri ile zarara uğratıldığı iddiasıyla ilamsız icra takibi yapıldığı ve takibin itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleştiği, davacı hisse senedi sahibinin icra takibin bizzat alacaklı sıfatıyla kendi adına yapmış olup zarar eden şirkete ödenmesi yönünde bir talebinin bulunmadığı, oysa yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk davalarında tazminatın şirketin zarar etmiş bulunduğu iddiasına dayandığı, bu nedenle sorumluluk davalarında tazminatın şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerektiği halde davalının kendi adına yapılan icra takibinde , tazminat talep etme hakkının yani aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı mahkememizce benimsenmekle, davacının —– sayılı dosyasından ötürü davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, ayrıca davanın husumet nedeniyle reddedilmiş olması ve dava konusu icra takibine davacı yanın itiraz etmeyerek kendi eylemleriyle takibin kesinleşmesine sebebiyet vermesi dikkate alınarak kötü niyet talep koşulları oluşmadığı mahkememizce benimsenmekle İİK 72. Maddesi gereğince kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davalı aleyhine açtığı menfi tespit davasının KABULÜ İLE;
Davacının aleyhine, davalı tarafından —- icra takibinin , davacı bağımsız yönetim kurulu üyesi dava dışı ——–eylemleri ile zarara uğratıldığı iddiasıyla ilamsız icra takibi yapıldığı ve takibin itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleştiği, davacı hisse senedi sahibinin icra takibin bizzat alacaklı sıfatıyla kendi adına yapmış olup zarar eden şirkete ödenmesi yönünde bir talebinin bulunmadığı, oysa yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk davalarında tazminatın şirketin zarar etmiş bulunduğu iddiasına dayandığı, bu nedenle sorumluluk davalarında tazminatın şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerektiği halde davalının kendi adına yapılan icra takibinde , tazminat talep etme hakkının yani aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı mahkememizce benimsenmekle, davacının —— sayılı dosyasından ötürü davalı alacaklıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davanın husumet nedeniyle reddedilmiş olması ve dava konusu icra takibine davacı yanın itiraz etmeyerek kendi eylemleriyle takibin kesinleşmesine sebebiyet vermesi dikkate alınarak karşısında kötü niyet talep koşulları oluşmadığı mahkememizce benimsenmekle İİK 72. Maddesi gereğince kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Davacının açtığı menfi tespit davasında, icra takibine konu alacağın miktarı her ne kadar 201.487,60-TL ise de , davanın oluşan zarar yönünden esasen incelenmediği, davalının icra takibine konu alacağın kendi adına talep etme hakkının bulunmadığı TTK 555/1. maddesi gereğince benimsenerek, takip konusu alacak yönünden, kendisine ödeme yapılmasını talep etme ve aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı benimsenerek menfi tespit davasının, usul yönünden kabul edilmesi sebebiyle, maktu Karar ve ilâm harcına işbu davanın tabi olduğu mahkememizce kabul edilerek maktu — harcın, peşin alınan — harçtan mahsubu ile bakiye —- harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan 54.40-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 121.5-TL ve 81,45-TL posta, tebligat gideri olmak üzere, sarf edilen toplam 202,95-‬TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6–Davacının açtığı menfi tespit davasında, icra takibine konu alacağın miktarı her ne kadar 201.487,60-TL ise de , davanın oluşan zarar yönünden esasen incelenmediği, davalının icra takibine konu alacağın kendi adına talep etme hakkının bulunmadığı TTK 555/1. maddesi gereğince benimsenerek, takip konusu alacak yönünden, kendisine ödeme yapılmasını talep etme ve aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı benimsenerek menfi tespit davasının, usul yönünden kabul edilmesi sebebiyle, maktu Karar ve ilâm harcına işbu davanın tabi olduğu mahkememizce kabul edilerek, davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatırana İADESİNE,
8-Arabuluculuk gideri olan 1.320- TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde ———–ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2021