Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/581 E. 2023/520 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/581 Esas
KARAR NO: 2023/520 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/07/2020
KARAR TARİHİ: 10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ——- Toptan ve Dış Ticaret Meslek Grubunda (çeşitli malların toptan satışı) konularında uzun yıllardır hizmet verdiğini, davalı şirket —— şirketi ile aralarında 20.12.2018 tarihinde münhasır distribütörlük (belirsiz süreli) sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince davacının sözleşmede bölge olarak anılan ——- Bölgesinde; üretici şirket olan davalının ürettiği tüm ürünlerin yeniden satımı için tek satıcı olarak tayin edildiğini, sözleşmenin varlığına rağmen davacının tüm ürünlerin tek satıcısı konumunda olması gerekirken, davalı şirketin bölgede başka şirketlere satış yaptığının tespit edildiğini, işbu hususun —— Müdürlüğü kayıtları ile de sabit olduğunu, zira ihraç edilen tüm malların, ihraç eden tarafından beyanname ile ilgili —— Müdürlüğüne bildirilip, —– Müdürlüğünün de söz konusu mallar üzerinde denetim yaptığını, bu sebeple, yasal yollarla yurt dışına gönderilen tüm malların/ürünlerin kayıt altına alındığını, işbu yasal zorunluluk ile, davalı tarafın sözleşmeye aykırı davrandığının gümrük kayıtlarından açıkça görülebileceğini, sözleşmeye aykırılığın tespiti amacıyla, —— Müdürlüğüne yazı yazılarak davalı şirketin sözleşmeye aykırı olacak şekilde; —– Bölgesindeki ilgili satış kayıtlarının celbini sayın Mahkemeden talep ettiklerini, sözleşmede açık hüküm yer almasına rağmen bölgede faaliyet gösteren müşterilere davalı şirket tarafından doğrudan/dolaylı olarak satış yapıldığının tespit edildiğini, satışın gerçekleşmesiyle söz konusu sözleşme maddesinin ihlal edilmiş olduğunu, sözleşmenin 10.maddesinde yer alan cezai şartın gerçekleştiğini, 20.01.2020 tarihinde ——-Noterliği nezdinde davalı ——- muhatap alınarak cezai şartın ödenmesini konu alan bir ihtarname tanzim edildiğini ve —– ile
muhataba tebliğinin sağlandığını, ne var ki; ihtarname tanzim edilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını ve 31.01.2020 tebliğ tarihli ihtarnameye cevap ile üretici şirketin bölgede
faaliyet gösteren müşterilere doğrudan veya dolaylı satış yapıldığı iddiasını kabul etmediklerini, bu nedenle huzurdaki davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, açıklanan nedenlerle;
fazlaya dair her türlü talep ve maddi/manevi tazminat, başkaca hukuki ve cezai her türlü dava açma, sözleşmeyi feshetme hakları saklı kalmak kaydıyla, ilgili sözleşmenin 10.maddesinde;
miktarı taraflarca serbestçe belirlenmiş cezai şart olan 100.000 TL’nin ve cezai şartın gerçekleştiği davalı şirket tarafından satış amaçlı gümrüğe malların konulduğu ilk andan itibaren
işleyecek olan ticari temerrüt faizinin davalıdan tahsiline; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yüklenilmesine karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir. Davacı vekiline usulüne uygun tensip zaptı ekli duruşma gününün, davalıya tensip zabtı, dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının iddialarının usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davaya konu sözleşme hükümlerine müvekkili tarafından uyulduğunu, davacının satış yaptığı
—— Bölgesinde davalının doğrudan veya dolaylı olarak satışının olmadığını, davacının iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu, bu iddialarını kesin ve somut delillerle ispat etmek zorunda bulunduğunu, huzurdaki davada ispat yükünün davacıda olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkilinin bölgede satış yapmadığı hususunun —– Müdürlüğüne yazılacak müzekkere ile ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, savunmuş ve talep etmiştir. Mahkememizce dava konusu uyuşmazlık konularında teknik bilirkişi heyetine rapor düzenletildiği görüldü.Teknik bilirkişilerin heyet raporunda sonuç kısmında: “1- Taraflar arasında 20.12.2018 tarihinde yürürlüğe girmek üzere Münhasır Distribütör Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede, davacı ——- Şirketinin Distribütör; davalı —— şirketinin ——- markası ile Üretici sıfatıyla yer aldığı,Dava konusuyla ilgili olarak, Sözleşmenin; -“Üreticinin Sorumlulukları” başlıklı 4.maddesinde; “4.1. …Üretici, Bölgede faaliyet gösteren müşterilere doğrudan veya dolaylı olarak satış yapmayacaktır…” -“Cezai Şartlar” başlıklı 10.maddesinde; “Üretici, Distribütörün yazılı olurunu almaksızın doğrudan ve/veya dolaylı olarak bölgede satış gerçekleştirmesi halinde 100.000 TL ceza şartı nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder”, hükümlerinin mevcut bulunduğu,Davacı yanın, davalıdan bu hükümlere dayanarak, diğer bir deyişle söz konusu hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle davalıdan 100.000TL tazminat talep ettiği, 2- Mali inceleme yapıldığında: a. Sayın Mahkemenin 17.03.2022 tarihli 4.celse tutanağının 2.maddesinde; “Davaya konu uyuşmazlığın çözümü için (ön inceleme tutanağında belirtilen uyuşmazlık) tarafların ticari defterlerinin ve dosya kapsamı incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınmasına…” şeklinde ara karar oluşturulduğu, Ancak, taraflar yasal defterlerinin incelenmesine yönelik olarak bilirkişi heyetiyle herhangi bir iletişim kurmadıkları, bu nedenle yasal defterlere yönelik inceleme planı oluşturulamadığından (yasal defterlerin bulunduğu inceleme yapılacak adres, ya da incelemenin nerede yapılabileceği, inceleme yapılacak gün/saat, inceleme yerine ulaşımın nasıl sağlanabileceği, inceleme sırasında taraflardan talep edilecek bilgi ve belgelerin hazırlanması, inceleme mahallinde konuyla ilgili bilgi verebilecek yetkili/yetkililerin belirlenmesi, incelemede taraf avukatlarının bulunup bulunmayacağı, inceleme sırasında bilirkişiden incelemeyle ilgili soru ve taleplerinin olup olmadığı vs.) tarafların yasal defterleriyle ilgili bir inceleme yapılmasının da sağlanamadığı,b- Esasen dava konusuna bakıldığında, uyuşmazlık konusunun davalı yanın,——-
herhangi bir şekilde ihracat yapıp yapmadığı, yapmışsa taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalının davacıya tazminat ödemesi gerektiği noktasında toplandığı, bununla ilgili kayıtların ise Gümrük İdaresi’nden temin edilmesi ve uyuşmazlığın çözümü mümkün bulunmaktadır. Sayın Mahkemece de bu yönde ilgili Kurumlardan talepte bulunulmuş olup, dosyaya bazı bilgi ve belgelerin sunulmasının sağlandığı, c- Dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre davalının, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin cezai hükümlerini ihlal ettiğine yönelik somut bir tespitin yapılamadığı, d- Davacı yanın, “Sayın Mahkemenin 17.03.2022 tarihli ara kararı uyarınca tanık anlatımlarına karşı beyanlarımızın ve kurumlardan gelen yazı cevaplarının arzından ibarettir” konulu dilekçesi ve eki (CD) yi dosyaya ibraz ettiği, dilekçe ve eki (CD) incelenmesinde ise; ——– Müdürlüğünün yazısı ve eki tabloya göre, 2019-2020 ve 2021 yıllarında—— çok sayıda ihracat yapıldığının görüldüğü ancak, ihraççı kuruluşun davalı değil, —— ŞİRKETİ isimli şirketin olduğu, davalının ise gönderici arasında yer almadığının görüldüğü, Öte yandan, davacı şirketin dosyaya mübrez dilekçelerinde bu şirketin grup şirketlerinden birisi olduğu beyan edilmekte ise de, taraflar arasında akdedilen Münhasır Distribütör Sözleşmesinde, grup şirketleri tarafından —— yönelik ihracat yapılmayacağı şeklinde açık bir hükme ise rastlanmadığı, ancak, bu şirketin grup şirketi olup olmadığı yönünde dosyada somut bir bilgi ya da belgenin de bulunmadığı, hal böyle olmakla birlikte, anılan şirketin grup şirketi olduğunun tespiti, ya da bu yönde bir kanaatin oluşması halinde, dava dışı bu şirketin —— yaptığı ihracatın sözleşmede cezai sorumluluk hükmü kapsamında yer alan “Dolaylı satış” olup olmayacağının hukuki takdirinin ise Sayın Mahkemeye ait olacağı, ” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir. Taraflara bilirkişi raporunun tebliğ edildiği itirazlar doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, ek rapor sonuç kısmında; ” 1- Taraflar arasında 20.12.2018 tarihinde yürürlüğe girmek üzere Münhasır Distribütör sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede, davacı ——- Şirketinin Distribütör; davalı —— şirketinin ——- markası ile Üretici sıfatıyla yer aldığı, Dava konusuyla ilgili olarak, Sözleşmenin; -“Üreticinin Sorumlulukları” başlıklı 4.maddesinde; “4.1. …Üretici, Bölgede faaliyet gösteren müşterilere doğrudan veya dolaylı olarak satış yapmayacaktır…” -“Cezai Şartlar başlıklı 10.maddesinde; “Üretici, Distribütörün yazılı olurunu almaksızın doğrudan ve/veya dolaylı olarak bölgede satış gerçekleştirmesi halinde 100.000 TL ceza şartı nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder”, hükümlerinin mevcut bulunduğu, Davacı yanın, davalıdan bu hükümlere dayanarak, diğer bir deyişle söz konusu hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle davalıdan 100.000TL.lik ceza koşulu alacağını talep ettiği, 2- Kök Raporumuzu dosyaya sunulmasından sonra ——– Müdürlüğünün, Sayın Mahkemenin vaki müzekkeresine istinaden dosyaya sunduğu bilgi ve belgeler kapsamına göre, davalı şirketin 20.12.2018-21.07.2020 döneminde —— bir adet ihracat yaptığının anlaşıldığı, ancak dosya kapsamında sözleşmenin 10. maddesinde kararlaştırıldığı gibi davacının yazılı olurunun alındığını gösteren herhangi bir delile rastlanmadığı, dolayısıyla sözleşmenin 10. maddesine göre davalının sorumluluğunun doğduğu, 3- Tarafların hukuki yorum gerektiren iddia, savunma ve kanıtlarının değerlendirilmesinin Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmeliğine istinaden Muhterem Mahkemeye ait olduğu, ” görüşünü bildirir ek rapor tanzim edilmiştir. Taraflara usulüne uygun bilirkişi ek raporunun tebliğ edildiği görüldü.

DELİLLER:*Taraf şirketleri ticari defter kayıtları,*Taraf şirketlere ait BA-BS (vergi kayıtları) formları,*Bilirkişi kök ve ek raporu ,*Gelen giden müzekkere cevapları, *Tüm dosya kapsamı,

DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Huzurdaki dava, Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; taraflar arasında 20/12/2018 tarihinde imzalanan münhasır distribütör sözleşmesinde davalının sorumluluklarından doğduğu iddia edilen yani davalının sözleşmeden kaynaklanan pasif edimlerinin yerine getirip getirmediği, sözleşmede yer alan cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; Taraflar arasında 20.12.2018 tarihinde yürürlüğe girmek üzere münhasır distribütör sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmede, davacı —– Şirketinin distribütör; davalı —— şirketinin —— markası ile üretici sıfatıyla yer almaktadır. Dava konusu sözleşmede üreticinin sorumlulukları başlıklı 4. Maddesinde 4.1 üretici, bölgede faaliyet gösteren müşterilere doğrudan veya dolaylı olarak satış yapmayacaktır, maddesinin bulunduğu, Cezai Şartlar başlıklı 10. Maddesinde; ” Üretici, distribütörün yazılı olurunu almaksızın doğrudan veya dolaylı olarak bölgede satış gerçekleşmesi halinde 100.000 TL ceza şartı nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahüt eder”, hükümlerinin mevcut olduğu, davacının davalıdan bu hükümlere dayanarak , söz konusu hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle davalıdan 100.000 TL ceza koşulu alacağını talep ettiği, —— Müdürlüğünün vermiş olduğu müzekkere cevabında davalı şirketin 20.12.2018-21.07.2020 döneminde —— bir adet ihracat yaptığının anlaşıldığı, dosya kapsamında sözleşme 10. Maddesinde kararlaştırıldığı gibi davacının yazılı olurunun alındığını gösteren herhangi bir delile rastlanmadığı, dolayısıyla sözleşmenin 10. Maddesine göre davalının sorumluluğunun doğduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Toplam 100.000-TL ceza şartı, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 6.831,00-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.707,75- TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 5.123,75-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.107,00-TL yargılama gideri ile davacı tarafından yatırılan 1.769,95-TL harç giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin ( e duruşma katılımı ile ) yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2023