Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/568 E. 2021/857 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/568
KARAR NO : 2021/857

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine —— dosyası ile takip başlattığını, bu takibe karşı yasal süre içerisinde davalı borçlu tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, bunun üzerine dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının mevcut olduğunu. Söz konusu ticari ilişkiye konu davalı şirketten cari hesap alacaklarının 21.047,67 TL olduğunu beyan ederek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve ücret vekaletin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından ——— dosyasında cari hesap alacağından dolayı—-emri gönderildiğini, yasal süresi içinde takip borçlusu şirket yetkilisi tarafından takip konusu alacağın aslına ve işleyecek faiz oranına itirazda bulunulduğunu. Davalı şirket, davacı —- fatura tanzim edilip tebliğ olunduğunu, ancak bu fatura davacı şirket faturaya itirazla iade eyleminde bulunduğunu. Taraflar arasında hizmet karşılığı olmayan ticari ilişkinin bulunmadığını, borcu olmadığını beyanla —– vasıtasıyla da fatura iade olunduğu, taraflar arasında bu faturadan da başkaca hiçbir ticari ilişki ve faaliyet de bulunmadığını, cari hesap bilgilerinin davalı şirkete tebliğ olunmadığını, daha öncesi cari hesaba dayalı bir alacak talebinde de bulunulmadığını, doğrudan icra takibi başlatıldığını, davalı —— olduğunu, bu şirketin ortağı——- olduğu, haricen yapılan soruşturmada ve tespitte —– kurucu ortağının aynı zamanda —–görüldüğünü, bu şirketle bir ticari faaliyetimiz de bulunmadığını beyan ederek, davanın
husumet noktasında reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa
yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——- celp edilmiştir.
Taraflara ait ——- yılı ticari defterleri üzerinde —– bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, —-makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri—– hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan —– ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, —– gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ——— Davalı —- şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce —-yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest— bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —- tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin,—- fatura—- tutarında mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiği görüldüğünü, Davalı———- hizmet satış)
formunu, — ( mal ve hizmet alış) formunu dosyaya gönderdiği, davalı şirketin, —- davacı —- gerçekleştirmediği görüldüğü, davalı —–tutarında mal
ve hizmet alışı gerçekleştirdiği görüldüğü,—— Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden:
Davacı şirketin,———-tasdiklerinin T.T.K hükümlerine göre zamanında yapıldığı. Davalı şirket tarafından ticari defteler incelemeye sunulmadığını, Davacı Alacağı Yönünden: Dava ve takip konusu cari hesap alacağını oluşturan 2018 yılına devir eden 7.089,89 TL borç bakiyesi ile 2018 yılına ilişkin 7 adet——-
TL tutarlı faturalardan oluştuğu, 7 adet 476.957,81 TL tutarlı faturaların, davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine BA formu ile bildirimde bulunduğu, faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği ve fatura konusu malların da teslim alındığına karine oluştuğu, dosya kapsamında davalının faturalara konu malları iade ettiğine ve
cari hesap borcunu ödendiğine ilişkin somut belge bulunmadığı, hususları topluca değerlendirildiği, davacının 20.05.2019 takip tarihi itibariyle cari hesap alacağının —- cari hesap alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülebileceğini belirtmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; Taraflara mahkememizce 2 haftalık kesin süre verilerek defterleri sunmaları veya aynı sürede yerinde inceleme talepleri varsa bildirmeleri istenilmiş, davacı taraf defterlerini incelemeye sunmuş ancak davalı taraf sunmamıştır. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile defterlerin kendilerinde olmadığından sunamadıklarını, sunmaya hazır olduklarını beyan etmiştir. Ancak verilen kesin sürede ve dosya bilirkişide inceleme aşamasındayken bu yönde talep ve beyanda bulunulmadığından davalı vekilinin davalı defterlerininde incelenmesi talebi yerinde görülmemiştir. Keza davalı tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunmuş olduğu cari hesapta dava konusu alacağın takip tarihi itibariyle mevcut olduğu, davalı tarafından ödemeye ilişkin bir evrak sunulmadığı görülmüştür. Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu, davalının — formlarından taraflar arasındaki faturaları bildirmiş olduğu, faturalara itiraz edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı, davalı vekili tarafından sunulan cari hesapta alacağın göründüğü, dava konusu borcun ödendiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan 21.047,67 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—– Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 21.047,67 TL üzerinden avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 21.047,67 TL TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —bütçesinden ödenen —- arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 1.437,77-TL harçtan peşin alınan 254,21-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.183,56-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte —–vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.023,50 TL yargılama gideri ve 254,21 TL peşin harç toplamı 1.277,70-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.