Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/567 Esas
KARAR NO: 2021/518
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —- müvekkil —- ticari iş ilişkisi çerçevesinde cari hesap oluştuğunu, bu cari hesaptan dolayı davalının müvekkile takip tarihinde — borcu bulunmadığını, davalı — müvekkil davacıya olan — borcu için,—-Numarası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı taraf, takip tarihinden sonra —-kısmi ödeme gerçekleştirdiğini, davalı tarafın aynı zamanda borca ve icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiğini, dosyanın yetkili — gönderildiğini, —- Sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, davalı tarafın,—- dosyasında—- tarihinde ilgili borca itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazı üzerine Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu——— tarihinde taraflar arasında Anlaşamamazlıkla sonuçlanan Son Tutanak düzenlendiğini, itiraz hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olduğunu, cari hesaplar ve tarafların ticari defterleri ile alacak sabit olduğunu, alacak, müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarında görüldüğünü, itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafından takipten sonra yapılan ödeme de dikkate alınarak itirazın iptaline ve hukuki dayanaktan yoksun yapılan itiraz sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkil aleyhine——- Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe, faize, borca, sair tüm hususlara yasal süre içinde itiraz edilerek takip durdurulduğunu, davacının davaya konu icra takibine dayanak olarak sunduğu cari hesap dökümü ile dava dilekçesinde anılan bakiye gerçeği yansıtmadığını, dava dilekçesine göre tarafların ticari kayıtları örtüşmediğini, söz konusu icra takibindeki ödeme emri tebliğ edilmeden önce davacıya ödeme yapmakla birlikte satın aldığı bir kısım ürünleri de iade ederek iade faturası düzenlendiğini, borç bakiyesini sıfırlandığını, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, takipte alacaklı görünen tarafa borcu bulunmadığını, müvekkilinin yasal sürelerde ödemelerini yaptığını, hatalı ürünler sebebiyle de iade faturaları düzenlendiğini, müvekkili şirketin ödemelerinin;—–nolu hesabından banka yolu ile gerçekleştirdiğini, ödemeler davacının ——- nolu hesabına gönderildiğini, davacı şirket yetkilileri tarafından —– tarihinde müvekkil şirkete gönderilen mailin ekinde yer alan cari hesap ekstresi ve cari tanımlama ekran görüntüsünde de müvekkil şirketin borç/alacak bakiyesi sıfır gözüktüğünü, buna rağmen —— tarihinde cari hesap bakiyesinin bulunduğundan bahisle itirazın iptali davası ikame edildiğini, işbu dava ve icra takibinin açıkça mükerrer tahsilat amacı güttüğünü, müvekkili şirketin takipte alacaklı görünen tarafa borcu bulunmadığını, davacı tarafın tamamen kötü niyetli olarak işbu davayı ikame ettiğini, davacı şirket tarafından tarafımıza gönderilen ve borcumuzun bulunmadığını bildirilen cari hesap ekstresine rağmen işbu davanın açılması açıkça kötü niyetli olduğunu, davacının%20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davacı tarafından açılmış itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda özetle;
-Davacı şirket tarafından ibraz edilen—- yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kaymak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu,
-Davalı şirket tarafından ibraz edilen—– yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ancak yevmiye defterinin kapanış tasdikini yaptırmadığı dolayısıyla davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olmadığı, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu,
-Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
—– yılında davacı tarafından davalı adına düzenlenen tüm faturaların, davacı ve davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu irsaliyeli faturalarda teslim alan kısmında isim ve imzanın olduğu, iş bu faturaların tutarlarının —- aylık bildirim limitinin altında kalması sebebiyle bildiriminin yapılmadığı,
-Davacı ve davalı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi olan —- tarihi itibariyle kaydi —alacaklı olduğu,
-Davalının davacıya takip tarihinden sonra düzenlemiş olduğu —— bedelli iade faturasının irsaliyeli fatura olduğu, teslim alan kısmında imza olmadığı, fatura muhteviyatının davacıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğu, dava dosyasında ilgili fatura muhteviyatının davacıya teslim edildiğine dair herhangi bir belgenin olmadığı neticesinde iş bu faturanın geçerli olmadığı ancak nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
-Davalı şirketin takip tarihinden sonra davacıya — ödeme yaptığı ve dava tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten kaydi alacağının —- olduğu,
-Davacının takip tarihinden önce işlemiş faiz talep etmediği, takibi asıl alacak üzerinden başlatmış olduğu,
-Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği,
-Davacının icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin Mahkemeye ait olduğunu bildirir görüş ibraz ettiği görülmüştür.
DELİLLER
—– sayılı icra dosyası
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait —– yapılan yazışmalar
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK 67 maddesi kapsamında faturadan kaynaklı alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı ile yapılan alım satım işlemi karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a)Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b)Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c)Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, — sayılı takip dosyasının incelenmesinde;—- tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlular aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından —- tarihinde borca itiraz edildiği, huzurdaki davanın —– tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf davalı ile arasında yer alan alım satım işlemi karşılığı cari hesap alacağı olarak alacaklı olduğunu , davalı taraf ise borcunun bulunmadığını , anılan bakiyenin gerçeği yansıtmadığını, icra takibinden sonra ödeme emri tebliğ edilmeden önce davacıya bir kısım ödeme yaptığı ve bir kısım ürünleri iade ettiğini , iade faturası düzenlediğini borç bakiyesinin sıfırlandığını iddia etmiştir.
Her iki taraf ticari defterlerin incelenmesini talep etmiş , uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerini ibraz etmeleri için ihtar edilerek süre verilmiş , taraflar süresinde ticari defterlerini sunmuş ve —- vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
—— mahkememize sunduğu —– tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Davacı ve davalı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi olan — alacaklı olduğu, Davalının davacıya takip tarihinden sonra düzenlemiş olduğu —— bedelli iade faturasının irsaliyeli fatura olduğu, teslim alan kısmında imza olmadığı, fatura muhteviyatının davacıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğu, dava dosyasında ilgili fatura muhteviyatının davacıya teslim edildiğine dair herhangi bir belgenin olmadığı neticesinde iş bu faturanın geçerli olmadığı ancak nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,davalı şirketin takip tarihinden sonra davacıya —- ödeme yaptığı ve dava tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten kaydi alacağının ——— olduğu,davacının takip tarihinden önce işlemiş faiz talep etmediği, takibi asıl alacak üzerinden başlatmış olduğu,davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceğini ” belirtmiştir.
Taraflar arasında bir takım ürünlerin satışına ilişkin ticari ilişki bulunduğu her iki tarafın kabulündedir. Davacının davalıya sattığını beyan ettiği ürünlerin davalı tarafından teslim alındığında yönelik bir uyuşmazlık bulunmadığı , davalının takip tarihinden sonra davacıya —– ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Davalının kalan malları davacıya iade ettiğine yönelik dosyaya irsaliye faturası sunduğu ancak iade edildiği iddia olunan malların davacı tarafından teslim alındığına yönelik irsaliyelerde imza ve isim bulunmadığı anlaşılmakla davalı iade ettiği malların davacıya teslimini ispat edememiştir. Davacının davalıdan takip tarihinden sonra yapılan ödeme düşüldükten sonra kaydi alacağının ——- olduğu kanaatine varılarak, davalının borca itirazının iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra İnkar tazminatı yönünden yapılan incelemede ; icra dosyasına dayanak yapılan faturalara ve huzurdaki dosyaya ibraz edilen ticari defter kayıtlarına göre, alacağın belirli(likit) olduğu sonucuna varılmış, İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca davalı tarafından yapılan ödeme takip tarihi sonrası ve ödeme emrinin tebliğ öncesinde yapıldığı anlaşıldığından bakiye —-asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesi gerektiği, kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin ——- asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faizinin hesaplanması sonrası takip tarihinden sonra ödenen —-mahsup edilerek devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 219,94 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,99 TL harçtan mahsubu ile bakiye 164,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 981,25 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,99TL harç toplamı 1.036,24 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.219,87 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/06/2021