Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/564 E. 2022/237 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/564
KARAR NO: 2022/237
DAVA : MENFİ TESPİT (KAMBİYO SENETLERİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muris keşideci —– çek kendisine yapılacak iş karşılığı avans olarak verilen diğer davacı işletmenin zilyetliğinde iken işyerinin taşınması sürecinde kaybolması nedeni ile muris davacının talebine rağmen kaybedildiği belirtilerek davacıya teslim edilmediğini, söz konusu çekin keşide yeri —olduğu, —- eline geçme tehlikesinden dolayı —– dosyasından ödemeden men kararı verilmiş, teminat yatırılarak anılan karar muhatap bankaya ibraz edildiğini, bahse konu çek dava sürecinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğundan davacının talebi ve talimatı doğrultusunda gazete ilanları yaptırılmadığını, ilanın amacı çeki elinde bulunduran kişilerin davaya müdahil olmasının sağlanması olduğunu, iptali talep edilip edilip ödemeden men yasağı kararı verilen çek hakkında dava devam ederken, muris davacı — vefat ettiğini, murisin mirasçısı olarak davacılar—— olarak ve avans çekinin lehdarı olan müvekkkil işletme çek istirdat ve iş bu menfi tespit davasını açma gereği duyduklarını, gerek çeki elinde bulundurduğunu iddia ederek dosyaya müdahale talebinde bulunan, gerekse de lehdar ve ile ciranta olan müvekkil işletmeden sonra çeki elinde bulunduran kişilerle müvekkillerin herhangi bir ticareti mevcut olmadığı gibi, bu kişilerin çeki nasıl elde ettiklerine dair herhangi bir bilginin de mevcut olmadığını,——tarafından müracaat edilmiş ve çek hamilinin davalı —- olduğu anlaşıldığı, dava konusu edilen çek tacir çeki olup karşılığında alınan hizmet veya emtianın belgelendirilmesi gerektiğini, muris müvekkilin evrakları arasında bulunan — tarihli çek-avans tutanağı ile çekin davacı—– olarak verilen ve iadesi gereken çek olduğu her iki müvekkilin kayıtları ile de sabit olduğunu, davanın kabulü ile dava konusu edilen—— çekin davalıdan istirdadına ve davacılara iadesine, çekin 3. kişilere devir ve temlik edilmesini önlemek adına tedbir kararı verilmesini, davacıların davalı ve diğer cirantalara borçlu olmadığının ayrı ayrı tespitine, davalının çek bedeli üzerinden %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, dava sürecinde çekin takibe konu edilmesini önlemek amaçlı İİK. Md. 72 gereği takibin durudurulmasına tedbiren ve takdiren —– sayılı dosyasında yatırılan teminat da dikkate alınarak teminatsız olarak karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dilekçede bahsedilen kayıp iddiasıyla açtığı davayı el an takipsiz bıraktığını, bankaya yazılan ödeme yasağı kaldırıldığını, olayda çalıntı vs. iddiası bulunmadığını, —-dosyasıyla takip açıldığını, çekin keşidecisi— olduğunu, — emrine yazılı olduğunu, ilk ciro da bu firma olduğunu, sonraki ciro —– olduğunu, kendisinden sonraki cirodan ödeme yaparak çeki alan son hamil davalı olduğunu, dava dilekçesinde bahsedilen kayıp iddiasının doğru olmadığını, çek emre yazılmış ve emre yazılan firma tarafından kullanıldığını, çekin örneği dilekçede bahsedilen —–sayılı dosyasında ve icra dosyasında mevcut olduğunu, davayı diğer cirolara değil de sadece davalıya yöneltmesi de doğru olmadığını, kayıp iddiası doğru olsa ilk emre muharrer yazılı şirket ile tüm ciroların —- davanın yöneltilmesi gerektiğini, — yazılan —– bağlamadığını, emniyeti suistimal varsa her hangi bir şikayet de olmadığını, lehine kayıp iddiası da—— ispatlaması gereken bir iddia olduğunu, bu şekilde kurgulamayı kabul edersek tüm ticaretlerde iki kişi çek piyasaya sürüp iptal ettirip piyasaya güven kalmayacağını, çekin ödeme aracı olduğunu, avans da ön ödeme olduğu, teminat olmadığını, teminat olsa da çekin yüzünde yazılmadıkça 3. Şahıslara etkisi olmadığını, dava dilekçesinin ispatı olmayan —–ibaret olduğunu, alacak verecek açısından davacılar ——- dava ikame edebileceklerini belirterek davanın reddi ve enaz %20 icra inkar tazminatının ve masraflar ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu edilen bono dolayısıyla borçlu olunmadığından bahisle menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; dava konusu çekin keşidecisinin— olduğu, lehtarının —-olduğu, sırasıyla lehtar,—davalı —– tarafından ciro edildiği görülmüştür. Davacılar, davaya konu çekin davacı gerçek kişilerin miras bırakanı —- diğer davacı şirkete avans çeki olarak verildiği ve çekin davacı şirket tarafından kaybedildiği iddia edilmektedir. Davalı taraf ise, çekin kendinden önceki cirantadan ödeme yapılarak alındığını belirtmektedir. Çekin ön ve arka yüzünde avans veya teminat çeki olduğuna dair bir ibare bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK m.792 ”Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790′ ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davacı tarafların ticari defterlerinin incelenmesi taleplerinin somut olayda yargılamaya bir katkısının bulunmayacağı görülmekle bu yönde inceleme yapılmamıştır. Davacılar, davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bildiğini veya bilebilecek durumda olduğunu ispatlayamamıştır. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalının icra inkar tazminatı talebinin, icra takibine ilişkin tedbir kararı verilmediğinden İİK 72/4 gereğince şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının icra inkar tazminatı talebinin, icra takibine ilişkin tedbir kararı verilmediğinden İİK 72/4 gereğince şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.000,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tarihinde alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 683,10TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 602,40-TL harcın karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 08/04/2022