Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/562
KARAR NO : 2021/862
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirketten olan cari hesap alacağına ilişkin olarak —-
uyap üzerinden icra takibi başlatıldığı,—— sayılı dosyasındaki söz konusu icra takibi 29.112,78 TL toplam alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek Yıllık % 19,5 —- (3095 S. K.) ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte Borçlar Kanununun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemine ilişkin olduğu, icra takibinin açılmasından sonra müvekkil alacaklı şirkete —ödeme yapıldığı,) Söz konusu ödemeden sonra icra dairesi tarafından borçlu ——dosyada masraf avansı bulunmasına rağmen henüz ödeme emrinin gönderilmediği anlaşıldığı, icra dairesine gönderilen dilekçe ile borçluya ödeme emri ve yapılan ödeme nedeniyle bakiye borç muhtırasının tebliği talep edildiği,——- tarafından davalı/borçluya ödeme emri ve bakiye borç muhtırası gönderilerek tebliğ
edildiği, davalı tarafça icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile borca, takibe, borcun ferilerine, yetkiye, ödeme emrine itiraz edildiği, icra takibine ve iş bu davaya konu alacak taraflar arasındaki
cari hesaba dayandığı, her ne kadar icra takibi borcuna mahsuben müvekkil alacaklı şirkete ———-(ödeme emrinin tebliğinden önce) 29.112,78 TL ödeme yapılmış olduğu beyan edilmiş ise de davalı/borçlu taraf söz konusu ödeme sonrasında icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde söz konusu ödeme miktarına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığından yada söz konusu ödeme miktarını hariç tutarak kısmi itirazda bulunmamış olduğundan, ödeme emrine konu borcun tamamına ve tüm ferdilerine ilişkin itirazda bulunmuş
olduğundan iş bu dava dilekçesi harca esas değer 29.112,78 TL olarak belirtilerek bu miktar üzerinden peşin harç yatırıldığı, icra takibinin dayanağı olan cari hesap ekstresine konu faturalar davalı tarafa tebliğ edildiği ve herhangi bir itiraza uğramadığı, icra takibine konu alacak taraflar arasındaki alım-satım ilişkisine dayalı cari hesaptan kaynaklanan bir olacak olduğu, davalı taraf icra takibi tarihi itibariyle müvekkil şirkete olan icra takibine konu borcunu ödemediği, yine bahsi geçen 29.112,78 TL’lik ödeme tarihi takip tarihinden sonra olduğundan ve borçlu şirket icra takibinin açılmasına sebebiyet vermiş olduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce asıl alacak miktarı ödenmiş olsa dahi borçlu şirket takibe ilişkin icra giderleri, vekalet ücreti, vs. Fer’ilerden sorumlu olduğu, borcun ferilerine ilişkin itirazları da yerinde olmadığı, davalının——– sayılı icra takibi dosyasındaki itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının haksız olarak itiraz ettiği borcun %20‘si oranında icra inkar
tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yan tarafından açılan davaya karşılık cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. İcra takibinden sonra, ödeme emrinin tebliğinden önce asıl alacağın ödendiği, ödeme emrinin tebliğinden sonra icra takibine itiraz edildiği, davacı taraf ödeme yapıldığını belirterek icra takibinin devamını talep ettiği görülmüştür.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——- dosyası celp edilmiştir.
Taraflara —— ticari defterleri üzerinde —- tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş — kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve —- hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, —- şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, —– gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması —- eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın ——– olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —– yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —-tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın —- tarihinde borçlu aleyhine—— Esas sayılı dosyası ile;
29.112,78 TL tutarlı fatura alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın
takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu,
davacı şirkete——– yıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102
sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
rapor muhteviyatında açıklamalar ışığında davacının davalıdan (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) açık cari hesap bakiyesi
tutarı olan 29.112,78 TL alacaklı gözüktüğü, davalı aleyhine başlatılan takip devam ederken davalının asıl alacak miktarını
——– hesabına yatırdığı, —itibari ile hesap bakiyesinin 0,00 TL olduğu, detaylı açıklamaları raporumuzun faiz kısmında olmak üzere; davacı yan 3095
sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi—— alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda 335,79 avans faiz talep edebileceği, davalı aleyhine başlatılan takip devam ederken asıl alacak miktarını davacının banka hesabına ödemiş ise de, takip yapıldığı tarihte borcun mevcut olması nedeniyle icra takip masrafları, faiz ve vekalet ücreti yönünden davacının—— talep edebileceğini belirtmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle — sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı icra takibi başlatıldıktan sonra asıl alacağı davacıya ödemiştir. Bu ödeme, icra ödeme emrinin henüz davalıya tebliğ edilmeden gerçekleşmiştir. Ödeme emri davalıya tebliğ olunduktan sonra davalı icra takibine itiraz etmiştir. Asıl alacak dava açılmadan önce ödenmiş olduğundan bu alacağa ilişkin itirazın iptali davası açılmasında hukuken yarar bulunmamaktadır. Ancak, icra takip masrafları ve icra vekalet ücreti yönünden yargılama yapılarak haklılık durumunun tespiti gerekmektedir. Davacı taraf alacaklı olduğundan icra takibi başlatmasında haklıdır. Davalının asıl alacak dışındaki, icra masraf ve vekalet ücretlerine ilişkin icra takibine itirazı yerinde değildir. Duran takibin icra vekalet ücreti, takip tarihinden asıl alacağın ödeme tarihi olan 10/01/2021 tarihine kadar işlemiş yasal faiz, başvuru ve vekalet harcı ile takip masrafları yönünden devamı gerekmektedir.
İtirazın ferilere ilişkin olması, asıl alacağa ilişkin herhangi bir itirazın olmaması sebebi ile icra inkar tazminat talebinin reddi gerekmiştir. Davalı tarafın icra takibine itirazı yerinde görülmeyerek yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur. İcra takibinde kapak hesabının yapıldığı, ihtilafın esasen ödenen asıl alacak düşüldükten sonra geri kalan 3.691,19-TL yönünden olduğu görülmekle, vekalet ücreti ve harç bu değer gözetilerek hesaplanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
————–Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin icra vekalet ücreti takip tarihinden ödeme tarihi olan 10/01/2021 tarihine kadar işlemiş yasal faiz, başvuru ve vekalet harcı ile takip masrafları yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-İtirazın ferilere ilişkin olması, asıl alacağa ilişkin herhangi bir itirazın olmaması sebebi ile icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Davalının icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın, yetkili icra dairesi belirtilmediğinden usulsüz olduğu görülmekle REDDİNE,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile—– bütçesinden ödenen —— arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar tarihinde alınması gereken 252,14-TL harçtan peşin yatırılan 351,62-TL harcın mahsubu fazla yatırılan 99,48-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 88,00 TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 988,00-TL yargılama gideri ve 252,14-TL harç toplamı 1.240,14-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.