Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/559
KARAR NO : 2022/771
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (HİZMET SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacının davalıdan 6.892,79 TL alacağı bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak takibe itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davacının takip dosyasına sunduğu cari hesap ekstresinde ofis gideri, —— sistem düzenlemesi gibi ne nitelikte olduğu anlaşılamayan davalının neden sorumlu tutulduğu bilinmeyen alacak kayıtlarının bulunması ve davacıya herhangi bir borç bulunmaması nedeniyle davanın reddini ve davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——- Esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiştir.Taraflara ait 2017-2018-2019 yılı ticari defterleri üzerinde —— bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı tarafbir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların 2017-2018-2019 yılına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. ——bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; ¸
Yukarıda verilen bilgilere göre davacının davalı adına 28.12.2017 tarihinde 14.751,42 TL tutarlı satış faturası düzenlediği, bunun karşılığında davalıdan ofis gideri, —– komisyon bedeli, mikroatık alımı, kira gibi açıklamalarla toplamda 7.858,63 TL tutarlı fatura aldığı, davalı kayıtlarında bulunmamasına rağmen 01.03.2018 tarih, —–sıra no 1.888,00 TL tutarlı fatura ile davalıyı alacaklandırdığı, bu fatura için 02.07.2019 tarihinde davalı adına——- sıra numaralı 1.888,00 TL tutarlı iade faturası düzenlediği ve iade faturasını 04.07.2019 tarih ——- sıra numaralı alış faturasıyla kayıtlarına iade aldığı, böylece 08.01.2020 takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının 6.892,79 TL borçlu olarak göründüğü tespit edildiği,
Davalı Hesap İncelemesinde:
Davalı nezdinde davacı hesap hareketleri aşağıdaki gibi incelenmiştir.¸
Yukarıda yer verilen bilgilere göre davacının 14.751,42 TL ile 1.888,00 TL olarak düzenlediği 2 adet satış faturasının davalı nezdinde kayıtlı bulunduğu, davalının ibraz ettiği hesap ekstresinde 31.12.2018 tarihindeki davacının alacak bakiyesinin 2.408,79 TL olduğu ancak bu tutarın 01.01.2019 tarihli açılış fişinde 4.554,63 TL borç olarak gösterildiği, 31.12.2018 tarihindeki davacının 2.408,79 TL tutarlı alacak bakiyesinin işbu raporda dikkate alındığı ve ilgili tutarın 2019 yılına yukarıdaki hesap ekstresinde devredildiği, böylece 08.01.2020 takip tarihi itibariyle davalı nezdinde davacının 2.408,79 TL alacaklı olarak göründüğü tespit edildiği, somut olayda defter kayıtlarında takip konusu tutar kadar davalıdan alacaklı gözüken davacı yanın takip konusu alacağının dayanağı olan dosyaya sunulu —— sıra numaralı 14.751,42 TL ile——-sıra numaralı 1.888,00 TL tutarlı belgeleri e-fatura olarak tanzim ettiği, her iki faturanın davalı nezdinde usulüne uygun olarak yer aldığı, davalının 1.888,00 TL tutarlı fatura için iade faturası düzenlediği ve iade faturasının her iki taraf nezdinde kayıtlı bulunduğu görüldüğü, ibraz edilen hesap ekstreleri incelendiğinde taraf ticari defterlerinde aşağıdaki farklılıkların bulunduğu görüldüğü, davalı hesap ekstresinde farklılıklar tespit edildiğini, davalı tarafından düzenlenen 10.10.2017 tarih —— sıra no 3.068,00 TL, 31.10.2017 tarih —— sıra no 1.888,00 TL, 31.12.2017 tarih—— sıra no 1.416,00 TL tutarlı 3 adet faturanın davacı nezdinde kayıtlı bulunmadığı, ilgili fatura açıklamalarının “Ofis Genel Giderler” ibaresini içerdiği, faturaların irsaliyeli fatura olduğu ve teslim alan kısımlarında herhangi bir isim imza bilgisinin bulunmadığı, davalının ibraz ettiği hesap ekstresinde 31.12.2018 tarihindeki davacı bakiyesinin 2.408,79 TL alacak şeklinde olduğu ancak bu tutarın 01.01.2019 tarihinde 4.554,63 TL borç olarak gösterildiği, 31.12.2018 tarihindeki davacının 2.408,79 TL tutarlı alacak bakiyesinin işbu raporda dikkate alındığı ve ilgili tutarın 2019 yılına devredildiği, böylece 08.01.2020 takip tarihi itibariyle davalı nezdinde davacının 2.408,79 TL alacaklı olarak göründüğü tespit edildiği, davacı nezdinde takip edilen davalı hesap ekstresinde ise aşağıdaki kayıtlar tespit edildiği, davalı kayıtlarında bulunmamasına rağmen 01.03.2018 tarih, ——sıra no 1.888,00 TL tutarlı fatura ile davalıyı alacaklandırdığı, bu fatura için 02.07.2019 tarihinde davalı adına —— sıra numaralı 1.888,00 TL tutarlı iade faturası düzenlediği ve iade faturasını 04.07.2019 tarih ——sıra numaralı alış faturasıyla kayıtlarına tekrar aldığı görüldüğü, davalı tarafından davacı adına düzenlenen——- sıra numaralı 6.372,00 TL toplam tutarlı 3 adet faturanın davacı nezdinde kayıtlı bulunmaması ve faturaların teslim alan kısımlarında herhangi bir isim imza bilgisine yer verilmemesi nedeniyle huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davacı tarafından ibraz edilen hesap ekstresinde yer alan kayıtlara değer verilerek 01.08.2020 takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın 6.892,79 TL olacağı anlaşılmışsa da hususla ilgili nihai değerlendirme Mahkemenin takdirinde olduğu, davacının 2018 yılı ticari defterlerinin başka bir mahkemede incelemede olduğu ve bu nedenle ibraz edilemediği beyan edilmişse de bu hususla ilgili nihai değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu ticari defter incelemesi başlığında da ifade edildiği, dava dosyasına konu olan somut olayda tespit edilen durumların yukarıda belirtilen gibi olduğu, bu belirtilen durumlara göre; davacının 2018 yılına ait defterlerinin——- Esas sayılı dosyada inceleme olduğundan ibraz edilmediği, 2017-2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerin Vergi Usul Kanunun 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde alındığı, bu minvalde davacı ticari defterlerinin delil kabiliyeti ile ilgili nihai değerlendirme Mahkemenin takdirinde olduğu, davalının ibraz ettiği Yasal defterlerin noter açılış-kapanış tasdiklerinin Vergi Usul Kanunun 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak yasal süresi içerisinde alındığı, buna göre davalı ticari defterlerinin delil kabiliyeti ile ilgili nihai değerlendirme Mahkemenin takdirinde olduğu, dosyaya celp edilen taraf Form —— beyannamelerinde 5.000,00 TL sınırını aşan ve 2017 yılında 1 adet karşılığı 12.501,00 TL tutarlı fatura düzenlenen fatura üzerinde taraf beyannamelerinde mutabakat sağlandığı, davalının davacı adına düzenlediği diğer satış fatura tutarlarının KDV hariç 5.000,00 TL sınırı altında kalmasından dolayı usulüne uygun olarak taraf beyannamelerinde gösterilmediği, davalının davacı adına “Ofis genel giderler” açıklamasıyla düzenlediği ——– sıra numaralı 6.372,00 TL toplam tutarlı 3 adet irsaliyeli faturanın davacı nezdinde kayıtlı bulunmadığı, faturaların teslim alan kısımlarında herhangi bir isim imza bilgisine yer verilmediği, bu itibarla fatura ve içeriklerinin davacıya teslim edildiğinin ispat yükünün davalıda olması münasebetiyle mevcut durumda davacının takipteki talebiyle ilgili nihai değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu, takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; tarafların ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davacı tarafın defterlerine göre davacının 6.892,79 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davacının 2.408,79 TL alacaklı olduğu, davalının davacı adına “Ofis genel giderler” açıklamasıyla düzenlediği ——-sıra numaralı 6.372,00 TL toplam tutarlı 3 adet irsaliyeli faturanın davacı nezdinde kayıtlı bulunmadığı, faturaların teslim alan kısımlarında herhangi bir isim imza bilgisine yer verilmediği, bu itibarla fatura ve içeriklerinin davacıya teslim edildiğinin ispat yükünün davalıda olması sebebiyle davalının bu üç faturaya konu ürünleri teslim ettiğini ispatlaması gerektiği, mecvut delil durumuna göre——- sıra numaralı 6.372,00 TL toplam tutarlı 3 adet irsaliyeli faturalara konu ürünleri teslim ettiği ispatlanmadığı görülmekle, üç fatura miktarı düşüldüğünde davalı tarafın defterlerine göre davacının alacak miktarının davacının talebinden de fazla olacağı, taraf defterleri ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 6.892,79 TL asıl alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—— Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 6.892,79 TL üzerinden, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 6.892,79 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 470,85-TL harçtan peşin alınan 83,26-TL harcın mahsubu ile bakiye 387,59-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan——- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan toplam 1.058,25 TL yargılama gideri ve 83,26 TL peşin harç toplamı 1.141,51 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.