Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/555 E. 2023/109 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/555 Esas
KARAR NO: 2023/109
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 09/07/2020
KARAR TARİHİ: 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı——– esas sayılı dosyasına bulunduğu yetki itirazının davalıların birden fazla olmasından dolayı HMK’nın 7. maddesi gereğince yerinde olmadığını, müvekkili şirket tarafından —– sigorta güvencesi altına alınmış olan dava dışı sigortalı——– emtianın davalı taşıyıcı şirketlerin sorumluluğunda——– taşındığını, söz konusu emtianın—— ardından geçici depolama alanına boşaltıldığı esnada, taşıma sırasında hasarlandığının anlaşıldığını ve bu hususun tutanak altına alındığını, sonrasında meydana gelen hasarın boyutunun belirlenmesi için inceleme başlatıldığını, davalıların——- maddesi gereğince sorumlu olduklarını, dosya içerisinde bulunan hamule senedi incelendiğinde —— araç içinde devrildiği ve hasarlı teslim alındığı hususunda şerh bulunduğunu, dava dışı gönderenin hasarsız olarak taşıyıcıya teslim ettiği yükün, dosyadaki fotoğrafların incelenmesinden hasarın araç içi emniyetsizlik ve sürücü hatasından kaynakladığının anlaşılacağını, nitekim eksper raporunda emtianın muhtemelen ani fren sebebiyle birbirine yaslanmış olduğunun tespit edildiğini, zararın araç üzerine sabitlemenin yapılmadan taşınmasından kaynaklandığını, müvekkili sigorta şirketinin 17.04.2019 tarihinde dava dışı sigortalısına —–maddesi hükümleri gereğince sigortalısına halef olduğunu, ayrıca TBK’nın 183. maddesi gereğince sigortalısının haklarını temlik ve devraldığını,——-sayılı dosyasına yapılan yetki itirazının ve borca yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu davalıların alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ———vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, zararın sigorta poliçesi ile güvence altına alınan zararla örtüşmesi gerektiğini, dava dışı——– fatura bedelinin tam olarak ödediğinin ve satıcıdan herhangi bir iade almadığının kanıtlanması gerektiğini, aksi halde davacının ulufe ödemesi yaptığı sonucuna varılacağından dolayı davacının aktif husumet ehliyetine itiraz ettiklerini, davaya dayanak gösterilen ekspertiz raporunun tek taraflı ve dosya üzerinden incelemeye dayalı olarak hazırlandığını, müvekkili şirketi bağlamayacağını, zararın sebebinin ekspertiz raporuna göre kesinlik içermediğini, zararın taşıma süreci içinde meydana geldiğinin kesin olarak davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, dava konusu taşımaya ilişkin yükleme ve istif hatası olduğunu, müvekkili şirketin sadece yükün taşınmasını ve gümrüklenmesini üstlendiğini ve müvekkilinin CMR Konvansiyonu’nun 17/4-c. maddesi gereği sorumlu tutulmaması gerektiğini, talep edilen zararın fahiş olduğunu, müvekkili şirketin kısmi hasar halinde emtianın hasarlanan kısmını aşan miktardan sorumlu olmadığını, davacı sigorta şirketinin toplam bedeli ——– ödemen yaptığını ve bunu talep ettiğini, ekspertiz raporunda —- sigorta muafiyet bedelinin mahsup edilmesinden sonra ödenecek tazminat bedelinin 4.770,86 Euro olarak hesaplanmasına rağmen dava dışı sigortalının 90.460,08 Euro talep ettiğini, davacı sigorta şirketinin de 85.759,98 ödediğini iddia ettiğini, dava dışı sigortalının hasar bedeline dahil ettiği 4610 test maliyetinin ne olduğunun belli olmadığını ve böyle bir test yapılıp yapılmadığının bile belli olmadığını, pert olduğu belirtilen emtianın ne olduğunun sovtaj değerinin olup olmadığının, imha edilip edilmediğinin belli olmadığını, ilgili ekspertiz raporunda buna ilişkin bir bilginin olmadığını,13 kap emtianın 5 adedinin hasarlandığı, 7 adedinin ise sağlam teslim edildiğini, talep edilen icra inkar tazminatının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun CMR hükümlerine göre sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———- dilekçesinde özetle; Davacının ödediği tazminatın sigorta güvencesi altında olan bir zarara ilişkin olduğunu ispat etmesi gerektiğini, tazminata karar verilebilmesi için hasarın ortaya çıkmasında kusuru olanların belirlenmesi gerektiğini, söz konusu yüklerin—-getirilmek üzere müvekkili şirketin araçlarına yüklendiğini,—— getirilmek üzere eşyaları —– tarihinde teslim aldıklarını, emtianın yüklenmesinin ve istiflenmesinin ——-tarafından yapıldığını ve bu nedenle müvekkili şirkete bir kusur izafe edilmesinin mümkün görünmediğini, eksper tarafından 5 kap emtiada hasarın olduğu, diğer emtiadaki hasarların az veya çok az olduğu ve tamiratla giderilebileceğinin tespiti yapıldığı, 66 gün sonra yapılan ikinci incelemede de gaz kaçağının olmadığının tespit edildiğini, anılan ekspertiz raporunda hasar tutarının 12.270,86 Euro olarak belirlendiğini, bu tutarın içeriğinde test ve onarım bedelleri ile %10 ilave bedelin de bulunduğunu, eksper tarafından sağlam tespit edilen beş ürün için test bedelinin hesaplanarak hasar kalemine eklenmesini kabul etmediklerini, yine %10 ilave bedeli tazmin etmek zorunda olmadıklarını, pert olduğu belirtilen ürününde nerede olduğunun, sovtaj değerinin olup olmadığının belirlenmediğini, şine sigortalı tarafından sunulan —- nolu faturaya göre mal bedelinin 69.461,00 Euro olmasına rağmen, davacı tarafça yapılan icra takibinin 82.960,08 Euro asıl alacak ve 2.799,90 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 85.759,98 Euro olduğunu, fatura bedeline ilave olarak 13.499,08 Euro faturanın üstünde bir ödemenin yapıldığını, bunun navlun ve gümrük masrafları olduğu kabul edilse bile TL olarak ödendiğinden dolayı Euro olarak talep edilmesinin mümkün olmadığını, poliçede bu tutarların güvence kapsamında olup olmadığının belirtilmediğini ve olsa bile kısmi hasar halinde tüm emtianın hasar görmüş gibi tamamının tazmin edilmesinin mevzuata aykırı olduğunu, davacı sigorta şirketinin poliçe kaydına ve ekspertiz raporuna rağmen 7.500,00 Euro muafiyet bedelini dikkate almayarak tazminattan mahsup etmediğini, CMR hükümlerine göre kısmi hasar halinde hasarlanan kısma ilişkin hasar bedelini aşan tazminat istenilemeyeceğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, talep edilen icra inkar tazminatının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; İhbar edilen hakkında hak ve borç doğurucu nitelikte bir karar verilemeyeceğini, dava konusu emtia üzerindeki nefi ve hasarın eşyanın alıcısına teslimine kadar satıcının üzerinde olduğunu, yani taraflar arasındaki satışın —– satış olduğunu, davacının alıcının sorumlu olmadığı bir zararı ödediğini ve dava yoluyla talepte bulunamayacağını, sigortalısının, taşıma sözleşmesini gönderen ile kurduğunu ve ——– satışın gereği olarak zararın gönderen nezdinde oluştuğunu, bu nedenle sigortalısı taşıyıcının davacının sigortalısına karşı bir sorumluluğunun bulunmadığını, dosya içeriğinde davacının abonman poliçesi bulunmakla birlikte sefer poliçesinin bulunmadığını, talebin her bakımdan fahiş olduğunu, eksper raporunda hasar miktarının 4.770,86 Euro olarak tespit edildiğini, ancak aynı raporda davacının sigortalısının zararın fatura bedeline eşdeğer 69.461,00 Euro olarak kabul ettiğinin kaydedildiğini, bu nedenle davacının kendi yaptırdığı ekspertiz raporundaki 4.770,86 Euro tutarını aşan tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, taşıyıcının sorumluluğunun eşyanın kg başına —– ile sınırlı olduğunu, dava konusu hasarın araç üzerindeki emtianın birbirine çarpması ve sürtünmesi sonucu oluştuğunun nizasız olduğunu, bu duruma göre yükleme hatasının bulunduğunu, buna göre TTK’nın 863/1. maddesi gereği yüklemeden gönderenin sorumlu olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacı tarafından davalı aleyhine————-esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde yetkiye ve borca yapılan itirazın iptaline yöneliktir.
Davacı ile dava dışı —— Arasında başlangıç tarihi 01.01.2018, bitiş tarihi 01.01.2019, sefer başlangıç ve bitiş tim dünya ülkeleri olarak ifade edilen, —— düzenlendiği, sigorta güvencesi altına alınmış olan dava dışı sigortalı —– emtianın davalı taşıyıcı şirketlerin sorumluluğunda ———– taşındığını, söz konusu emtianın gümrük işlemlerinin ardından geçici depolama alanına boşaltıldığı esnada, taşıma sırasında hasarlandığının iddia edildiği, davacı firmanın, dava dışı sigortalı şirket tarafından kaşe ve imza edilmiş belgeye göre sigortalı dava konusu taşıma hasarından doğan tüm zararını, tazmin ettiğini ve bu hasardan dolayı üçüncü kişilere karşı olan tüm talep ve dava haklarını da davacı firmaya devrettiğini kabul ve beyan ettiği, davacının, sigortalısına 82.960,08 Euro tazminat ödemesi yapıldığından dolayı davalı —— iadeli-taahhütlü olarak 31.05.2019 tarihli ihtarnameyi gönderdiği, fakat davalılarca davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, uyuşmazlığın taşıma esnasında emtianın hasarlanmasından dolayı kusurun kinde olduğu, ve tarafları zarardan sorumluluk miktarlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
—– esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklının —-, borçluların—–Euro asıl alacak, 2.799,90 Euro faiz olmak üzere toplam alacağın 85.759,98 Euro olduğu, Davalı —–tarihli, Davalı——– tarihli itirazları doğrultusunda icra takibinin durdurulduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut 07.12.2018 tarihli alesta tarafından düzenlenen ekspertiz raporu incelendiğinde ikili bir hesaplamaya girişildiği, ancak bu ikili hesaplamanın birinde eksperin kendi gözlem ve tespitlerine, diğerinin sigortalının talebi üzerine yapıldığının ifade edildiği, beyana istinaden yapılan hesaplama ile, navlun, sigorta, ——, nakliye dahil olmak üzere ulaşılan 90.460,08 Euro zarar miktarına itibar edilmesinin oluşa uygun olmayacağı, diğer tespit üzerinden yapılan ve zarar miktarı ; 429,80 Euro sovtaj indirimi yapılarak 12.770,86 Euro hasar miktarı olarak yapılan tespitin dosya kapsamına uygun olduğu, bilirkişi raporunda da bu sonuca ulaşıldığı, alınan temlikname gereği 7.500,00 Euro muafiyetin tenzil edilmeksizin gerçek zarar olarak kabul edilmesinin yerinde olacağı, bu miktarın yarısından davalıların sorumlu olacağı,, davalılardan talep edilebilecek tazminat miktarının 6.335,43 Euro olduğu kanaatine varılmış karar tarihi itibarıyla —— oranlarında bir değişiklik olmadığı görülmüştür.
Davacı sigortalısına 82.960,08 Euro tazminat ödemesi yapıldığından dolayı davalı —- iadeli taahhütlü olarak 31.05.2019 tarihli ihtarnameyi göndermiş ve onu temerrüde düşürmüştür (TTK m.18/3). Diğer davalı şirket bakımından ise, icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosyada bir veri bulunmamaktadır.
Davaya konu taşıma——-taşıması olup CMR hükümlerine tabidir. CMR’de hüküm bulunmayan hallerde ise TTK’nın 850. vd. maddelerinde düzenlenen taşıma işlerine ve karayolu ile eşya taşımalarına ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Konuya ilişkin mevzuat hükümlerine göz atıldığında;
CMR 8.madde;
(1) Yükü teslim aldığı sırada taşımacı şunları kontrol edecektir:
a) Parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki bevanların doğruluğu,
b) Yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumu.
(2). Taşımacı bu maddenin | inci paragrafında belirtilen beyanları kontrol etmek için gerekli makul araçlardan voksun ise, sevk mektubuna çekincesini gerekçesi ile birlikte yazacaktır. Aynı şekilde yükün ve ambalajların görünürdeki durumu ile ilgili yazacağı çekincenin gerekçelerini de belirtecektir. Çekinceler, gönderici sevk mektubunda bu çekincelere bağlı kalacağını açıkça kabul etmiş olmadıkça göndericiyi bağlayıcı olmayacaktır.
….
CMR 10.madde;
Gönderici, kişilere malzemeye ve diğer yüklere gelecek zarar ziyan ve hasardan, yükün kusurlu olarak ambalajlanmasından kaynaklanan masraflardan taşımacıya karşı sorumludur. Ancak, yükün kabulünde kusur açık seçik ise ve taşımacı tarafından biliniyor ise bu hususta bir çekince bevanında bulunmamış ise bu hüküm geçersizdir.
TTK’nın dördüncü kitabında ise taşıyıcının yüklemeyi kontrol ve özen yükümlülüğüne ilişkin, (TTK m.863/1) maddesi; “Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde Aaraca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür”
….
Taşıma senedinin ispat gücü ve şerhin etkisine ilişkin (TTK m.858/2) maddesi; İki tarafça imzalanan taşıma senedi, eşyanın ve ambalajının, eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı sırada, dış görünüşü bakımından iyi durumda bulunduğuna ve taşınan paketlerin sayısının, işaretleri ile numaralarının, taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğuna karinedir; meğerki, taşıyıcı taşıma senedine haklı bir sebeple çekince koymuş olsun. Çekince, taşıyıcının, kayıtların doğruluğunu denetleyecek, uvgun araçlara sahip olmadığı sebebine de dayandırılabilir…
Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme durumunda taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaran özel hale ilişkin (TTK m.878/1-c) maddesinde ise, “Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması” şeklinde düzenlemeler bulunduğu görülmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, mahkememizce alınan, mevzuat hükümlerine , dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 24.11.2021 tarihli kök ve 1.12.2022 tarihli kök raporlar birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda, dava konusu hasarın taşıma süreci içinde, fakat araç üzerinde sabitleme hatasından dolayı meydana geldiği, yüklemeyi gönderen şirketin yaptığı, ancak davalı taşıyıcıların paletler üzerinde dorseye yüklenmiş eşyanın araç üzerine sabitlenmesinin hiç yapılmadığını ve bu haliyle taşınması halinde olağan taşıma risklerine karşı mukavemet etmesinin mümkün olmadığını ve yıkılmasının, birbirine sürtünmesinin olası olduğunu eşyanın dış görünümü itibariyle muayene etmeleriyle anlayabilecek durumda olmalarına rağmen gerekli uyarıyı yapmamaları, sözleşmenin diğer tarafı olan alıcıdan talimat almamaları ve taşıma senedine durumu şerh etmemeleri; ayrıca araç üzerine sabitleme ekipmanını araçlarında bulundurmamaları sebebiyle CMR hükümleri ve ——- göre %50 oranında müterafik kusurlu olarak kabulleri gerektiği, davacının TBK’nın 183. maddesi hükümleri kapsamında sigortalısının, dava konusu taşımaya ilişkin üçüncü kişilerdeki tüm dava ve talep haklarını devralmasından dolayı TTK’nın 1481. maddesinin hükmündeki halefiyet hükümlerinden daha geniş bir yetkiye sahip olarak huzurdaki davayı açmaya yetkili olduğu, davalı taşıyıcıların hasar tarihi itibari ile sorumlu oldukları tazminat miktarının 6.335,43 Euro olduğu, davacı sigorta şirketinin daval———gönderdiği 31.05.2019 tarihli ihtarname ile onu temerrüde düşürdüğü, diğer davalı şirketi ise temerrüde düşürdüğünü ispat edemediği, takip tarihi itibari ile CMR’nin 27. maddesi gereği işlemiş temerrüt faizinin ise 303,75 Euro olduğu, fakat işlemiş faizden sadece ——-sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
—– sayılı icra dosyasına yapılan takibe yapılan itirazın iptaline,
Davalı ——– yönünden;
-Takibin 6.335,43 EURO asıl alacak,
-303,75EURO işlemiş faiz, toplamı 6.639,18 EURO üzerinden,
Diğer davalı ——— asıl alacak üzerinden takibin devamına,
-Alacağın miktarının yargılama ile tespit edilmesi nedeni ile likit olmadığından icra inkar tazminat ve fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gereken 45.438,45 TL harcın peşin alınan 8.605,65 TL harçtan mahsubu ile kalan 36.832,80 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre takdir olunan 91.169,81 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 8.605,65 TL peşin harç ve 10.236,00 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 18.896,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde———— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2023