Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/552 Esas
KARAR NO: 2022/281
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ: 08/07/2020
KARAR TARİHİ: 25/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, müvekkili olan davacının eskiden yetkilisi olduğu — olduğu iddiasıyla—- dosyasında icra takibi başlattığını, icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin ekinde bulunan senetlerde borçlunun dava dışı —- müvekkili davacı olarak gösterildiğinin saptandığını, davacının takibe konu senetlerin bazılarının üzerinde bulunan kefile ait isim, soy isim ve imzanın kendisine ait olmadığını, senetlerde kefil adına atılan imzanın bulunmadığını anlayınca işbu senetler yönünden takibe itiraz ettiğini, davacının süresi içerisinde —– Esas sayılı dosyasında takibe konu — senet yönünden takibin iptali için dava açtığını, bahsi geçen dosyada takibe konu — adet senet üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle yapılan imza incelemesinde, takibe konu——- senette kefil adına atılmış bir imzanın olmadığı senet üzerinde yazılı — adının da davacıya ait olmadığı yönünde mütalaa verildiğini, icra takibine konu;——-tutarlı senetler üzerinde —-yazılarının davacıya ait olmadığı, bu ibarenin başkası tarafından yazılmış olduğu, senette kefil adına atılmış bir imzanın bulunmadığı” yönüne mütalaa verildiğini, davaya konu — senetteki kefalet kaydına dair imzanın olmadığı, kefil adının da davacı tarafından yazılmadığı, böylece taraflar arasında kurulmuş bir kefalet akdi ilişkinin bulunmadığının açıkça saptanmış olduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davacının davalıya —- dosyasında derdest icra takibinde takibe konu ——-adet senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, takip dayanağı — adet senedin iptaline, davaya konu senetlerin sahte olduğu, davacının işbu —- senetten dolayı borcunun bulunmadığı hususları nazara alınarak icra takibinin işbu senetler açısından dava sonuna kadar durdurulması açısından teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalının haksız ve kötüniyetle icra takibi ikame ettiği nazara alınarak %40 tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İkame edilen davanın soyut beyanlardan kurulu ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya konu senetler üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğunu ve davanın reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı şirkete borçlu olduğu halde gerçek dışı beyanlarda bulunarak borçtan kurtulma çabası içine girdiğini, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde de bu durumun ortaya çıkacağını, davacı tarafın kendi el mahsülü ürünü olan çift imzasını inkar etmediğini ve icra dosyasına konu olan —adet senetten sadece — adet senede sırf kendi el yazısı ile isim ve soyisim yazmadığından —- itiraz ettiği düşünüldüğünde davacının —- senede şahsi olarak borçlanmışken dava konusu —- adet senede borçlu olmadığı şeklinde iradesi olduğunun tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla senetlerdeki 2. imza için davacının aval sıfatına haiz olup borçtan sorumlu olduğunu, davacının bahsetmiş olduğu kefalet hükümlerinin aval için geçerli olmadığını, davacının borçtan kurtulma ve davalıya zarar verme çabası içine girildiğini savunarak davanın reddine, talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, —–tutarlı senet sebebi ile davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
—-sayılı dosyaları —- sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizin —- tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
—- müzekkere yazılarak; —- kuruluşundan itibaren şirket yetkilileri ile temsil şeklini gösterir ——-kayıtlarının celbi istenilmiş, —-cevabi yazısı dosya içerisine alınmıştır.
—– sayılı dosyasına konu senetler celp edilerek Mahkememiz kasasında muhafaza altına alınmıştır.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde davacı asil hazır bulunmuş ve beyanında; ——– kadarki süreçte her iki ortağın da münferit olarak şirketi tek imza ile yetkili olduğu, buna ilişkin evrakları sunabileceklerini, davaya konu senetler üzerinde şirket adına olacak şekilde iki imza bulunduğunu, bu iki imzanın da tarafına ait olduğunu, ancak senetlerde kefil olarak imzasının bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın açıldığı yönünde beyanda bulunmuş, zapta geçen beyanı okunarak huzurda imzası alınmıştır.
Mahkememizin——- tarihli celsesine davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu, Mahkememizce mazeretinin reddine karar verildiği ve ancak davalı vekili tarafından davayı takip ettiklerine ilişkin beyanda bulunulduğundan açık yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
İcra takibine konu kambiyo senetlerinin incelenmesinde; İcra takibinin —- adet kambiyo senedine dayalı olarak açıldığı, ancak huzurdaki davaya — adet senedin konu edildiği, senetlerin —–vade tarihli olarak düzenlendiği, senetlerin——keşide edildiği, senetler üzerinde şirket kaşesinin bulunduğu, davacı adı ve soyadının kefil bölümünde yer aldığı, senetler üzerinde — adet imza yer aldığı, senetlerin bedel kısmında nakden kaydı bulunduğu görülmüştür.
—- kararında; davacının — davalının —– konusu borca itiraz ile takibin durdurularak iptaline karar verilmesi istemiyle davanın açılmış olduğu, Mahkemesince “…Davacı dava dilekçesinde bonoların yetkili temsilci tarafından ciro edilmediğini iddia etmiş ise de takip borçlusu belirtilen şirket kaşesi üzerinde senetlerde imza bulunmadığından şirketin borçtan sorumlu olmayacağı, yöntemine uygun olarak alınan bilirkişi rapor ve ek raporuyla—– sayılı takip dosyasına dayanak yapılan bonolardaki açığa atılı imzaların davacı eli ürünü olduğu, davacının asıl borçlu olarak senetleri imzaladığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
—celp edilen —- ait –, şirketin ünvan değiştirdiği, —- münferit imzası ile şirketi temsile yetkili kılındığı, —görevine devam etmesine karar verildiği, —- ait hisselerini dava dışı — devir ettiği ve müdürlük görevinin sona erdiği, ilgili kararın —– yayımlandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından her ne kadar senetler üzerindeki imzanın kendisi tarafından ve ancak borçlu şirketin yetkilisi olması sebebiyle atılmış olduğu, senetler üzerindeki davacı adının sonradan usulsüz şekilde eklendiğinden taraflar arasında kurulmuş bir kefalet akdi ilişkinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de iddia, savunma, celp edilen belgeler birlikte incelenip değerlendirildiğinde ; Davaya konu senetlerin borçlu ——– adına keşide edildiği, borçlu ismi altında şirket kaşesinin bulunduğu, davaya konu senetler üzerinde açığa atılı —– yer aldığı, borçlu şirket bakımından sorumluluğun doğması için atılacak tek imzanın yeterli olduğu, borçlu şirketin davaya konu senetler yönünden sorumluluğunun bulunup bulunmadığının işbu davanın konusu olmayıp ayrı yargılama gerektirdiği, ancak senet keşidecisi imzası dışında senet ön yüzüne atılan her imzanın aval şerhi içereceği, ———yazılmasının gerekmediği, bu nedenle davacı —— usulsüz eklendiği iddiasının araştırılmasının eldeki davaya bir katkı sağlamayacağı, açığa atılan ikinci imzanın şahsi sorumluluk doğuran aval niteliğinde olup, imzanın davacı asile ait olduğu sabit bulmasına göre davacıyı bizatihi sorumlu kılacağı, ayrıca alınan ticaret sicil gazete örneğinden davacı asilin senet borçlusu şirketi temsil yetkisinin davaya konu senetlerin tanzim tarihinden önce sona ermiş olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 80,70-TL harcın peşin alınan 4.388,92-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4.308,22 -TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 44.798,80-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça ödenen 8,50-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/04/2022