Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/548 E. 2021/43 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/548 Esas
KARAR NO : 2021/43

DAVA : İtirazın İptali (İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Yapılan Takipte)
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Yapılan Takipte) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ——— müvekkili olan davacının — şirket olduğunu, bahsi geçen bayiinin müvekkili olan davacıdan satın aldığı malların bedelini ödemekte temerrüde düştüğünü, bu nedenle yasal takip işlemlerine başlandığını, davalının ise dava dışı ————————-verilen ipoteğe konu taşınmazın maliki konumunda olduğunu, davalı aleyhine İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasında takibe başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu —– etmiş itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tacir olmadığını, takip konusu edilen alacak için talep edilen faizin yasal olmadığı gibi başlatılan takip öncesinde usûlüne uygun keşide edilmiş hesap kat ve muacceliyet ihtarnamesinin de keşide edilmediğini, takip konusu alacağın haksız ve hukuksuz olduğunu savunmuş davanın reddi ile dava masrafları ile yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilâmsız takipte takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesi’nin davaya konu edilen —- Esas sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
—— müzekkere yazılmış, ——– yazısı ile davalı —– ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri sebebiyle gerçek usulde mükellefiyetine rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Davalının——- kaydının bulunmadığı yapılan sorgusundan görülmüştür.
Davalı – borçlu vekili, icra dairesine verdiği dilekçeyle icra dairesinin yetkisine ve borca birlikte itiraz etmiştir.
İtirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmış olması bu davaya özgü dava şartıdır.
Hem icra dairesinin yetkisine hem de Mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde; Mahkemece önce icra dairesinin yetkisine itiraz incelenmelidir.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip gerekmetedir. Bu husus HMK. m. 114/2 uyarınca bir dava şartıdır. Yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmaması halinde, dava şartı yokluğundan HMK. m. 115/2 gereği davanın usûlden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HMK. 19/2 maddesi “…yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü haiz olup, İİK’nun 50. maddesinin 1/1. cümlesinde icra dairelerinin yetkisinin tayininde HMK.’daki yetki kurallarının kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir.
HMK.’nun 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü haizdir.
[“… İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanunu’nun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara zaptolunur, hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ——– sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez.
Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik  itirazı  incelemesi  zorunludur.  Mahkeme  bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından kendi yetkisine yönelik bir itiraz bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorundadır.. “][T.C. YARGITAY ——————- T.]
Huzurdaki itirazın iptali davasında, davaya dayanak ilâmsız icra takibinde borçlu vekili icra dairesinin yetkisi ile borca birlikte itiraz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine itiraz sözkonusu olduğundan öncelikli olarak Mahkememizce icra dairesinin yetkili olup olmadığının tespiti cihetine gidilmiştir. Davalı – borçlunun icra dosyasına bildirdiği adresi ———- borçlunun vekil tayin ettiği ve dosyada mübrez vekaletnamesindeki beyan ettiği adres de ——- Davalı-borçlunun UYAP sorgusundaki mernis adresi ——
Yapılan———-sorgusuna ve vergi dairesince verilen müzekkere cevabına göre; davalı-borçlu, tacir sıfatını haiz değildir. Davacı taraf, davalı-borçlunun tacir olduğunu da ispat edebilmiş değilidir. Yetki sözleşmesi tacirler arasında yazılı olarak düzenlendiği takdirde geçerli olabilecektir. Bu yönüyle ipotek senedinde yer alan yetki sözleşmesi eldeki davada geçerli değildir. Ayrıca ipoteğe konu taşınmazın bulunduğu yer ———. Bu durumda yetki sözleşmesi davalı-borçlu açısından hüküm ve sonuç doğurmayacaktır.
İcra İflas Kanunu m. 50 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 6 uyarınca, icra takibinin davalı-borçlunun adresindeki icra dairesinde (———— İcra Dairelerinde) başlatılması gerekirken, ipotek senedindeki yetki sözleşmesi gerekçe gösterilerek—— İcra dairesinde takibin başlatılmasında usûle uyarlık görülmemiştir. İcra takibi yetkisiz icra dairesinde yapılmıştır. Yetkili icra dairesinde usûlüne uygun takip yapılmadığından eldeki itirazın iptali davasında; dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usûlden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Geçerli bir icra takibi bulunmadığından DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 59,30-TL harcın peşin alınan 3.623,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.563,95-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk — Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan — Genel Hükümler madde 7/2 ve —— uyarınca 4.080-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça ödenen 7,80-TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının HMK. m. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.