Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/538 E. 2022/676 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/538 Esas
KARAR NO : 2022/676

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının —-plaka ile kullanmakta olduğu —– model bayi, servis ve garanti paketli aracı 08/03/2019 tarihinde 92.302,00-TL bedelle satın aldığını, dava konusu —–plakalı ve ——-şase numaralı araçta —– iken arıza meydana geldiğini, ilgili oluşan arızanın giderilmesi amacıyla aracın 19/12/2019 tarihinde yetkili servis —— teslim edildiğini, taraflarınca 21/02/2020 tarihli ihtarname ile azami tamir süresi olan 30 iş günü içerisinde aracın tamir edilip teslim edilmediği ve aracın misli ile değişimi ve oluşan zararın tazminin davalıdan talep edildiğini, ancak araçta oluşan arızanın giderilemediğini, aracın davacıya teslim edilmediğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, davacı şirketin ticari hayatının ve aracın tahsis edildiği bölgedeki dağıtımının aksamaması amacıyla aylık 4.500TL+KDV bedel ödeyerek araç kiralamak zorunda kaldığını, araçta üretim hatası olduğunu, davacı şirketin aracı araçta olması gereken ve beklenen performansla kullanamadığını ileri sürerek aracın hüküm kesinleştiği tarihteki ayıpsız misli ile değişimine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ödenen 26.550,00-TL kira bedeli ücretinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ayıp ihbar süresinin geçtiğini, dava konusu araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, dava konusu aracın ticari garanti şartlarına tâbi bulunduğunu, davalının garanti şartları çerçevesinde yalnızca onarımdan sorumlu olduğunu, dava konusu taleplerin davalıya yöneltilmesine itiraz ettiklerini, dava konusu araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmamakla birlikte hiçbir kabul anlamına gelmemek şartıyla davanın kabulü halinde davacının araçtan elde ettiği faydayı iade etmesi gerektiğini, itirazları dikkate alınmaksızın misliyle değişime veya bedel iadesine karar verilmesi halinde aracın her türlü borçtan ari bir şekilde iadesine karar verilmesi gerektiğini, aracın servise terki hukuki teslim ve tescil olarak kabul edilemeyeceğini beyan ederek davanın esastan reddedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Ayıp iddiasına dayalı olarak aracın misli ile değiştirilmesi ve aracın kullanılamaması nedeni ile kira bedelinin davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisinde mübrezdir.
Mahkememizce davaya konu araç üzerinde——bilirkişi refakate alınarak keşif yapılmasına karar verilmiş, 05/03/2021 tarihinde keşif icra edilerek dosya rapor tanzim etmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi——tarafından tanzim edilen 13/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ‘——model yılı kamyonetin silecek sistemi üzerinde servis kayıtlarına yansımış ve yapılan incelemede tespit edilebilmiş bir kullanım hatası olmadığı, arızanın çeşitli kontrol alt sistemlerinden kaynaklandığının tespit edildiği, üretim kaynaklı olduğu, kullanım sonrasında zamanla ortaya çıkmış bu arızanın satın alma esnasında makul gözlem ile anlaşılmasının mümkün olmadığı, arızanın niteliği değerlendirildiğinde maldan faydalanmayı engelleyecek türden önemli arıza olduğu bu nedenle davaya konu kamyonetin ayıplı(gizli) mal olarak değerlendirilmesi gerektiği, 18/12/2019 tarihinde araç —–kullanım mesafesinde iken silecek sistemi arızası nedeniyle servis başvurusu yapıldığı, servisin çeşitli onarım işlemleri uygulamasına rağmen arızayı kalıcı olarak gideremeeden eş sistemlerde ortaya çıkmış arızanın kök nedeninin yetkili servis tarafından tam olarak sistemdeki arızanın hali hazırda mevcut olduğunun tespit edilemediği, bu nedenle çeşitli parçaların değiştirilerek sorunun tespit edilmesi yoluna gidilmiş olduğu ancak yapılan onarımların arızayı kalıcı olarak gideremediği, bu nedenle 18/12/2019 tarihinde alınmış servis hizmetinin Ayıplı Hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiği, rapor tarihinde dava konusu kamyonet ile eşdeğer araçların günlük kira tutarının KDV dahil 200,00-TL, aylık kira tutarının ise KDV dahil 5.000,00-TL mertebesinde olduğu.” belirtilmiştir.
Mahkememiz keşif tutanağı ara kararları uyarınca davalı vekilince davaya konu araca ilişkin tüm servis kayıtları ile iş emirlerinin birer örneği dosyaya sunulmuştur.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekili UYAP sisteminden Mahkememize sunduğu 04/06/2021 tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçelerinin sonuç kısmını “hükmün kesinleşme tarihindeki ayıpsız misli ile değiştirilmesine, tedarik edilemediği takdirde aynı özelliklere sahip araç üretilmiş olsa idi kararın infazı tarihindeki değerinin belirlenerek müvekkile ödenmesine ve satış sözleşmesinin feshine ve ödenen kira bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesine”, şeklinde ıslah ettiklerini ve davaya ıslah edilmiş haliyle devam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilince sunulan talep dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekilince ıslah talebine karşı itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin 21/09/2021 tarihli celsesinde davacı vekiline, davaya konu fatura, kira sözleşmesi, ödeme dekontlarını sunmak üzere süre verilmiş, yine aynı tarihli celsede dosyanın davalı tarafın bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanarak daha önce rapor sunan bilirkişi yanın——bilirkişi dahil edilmek suretiyle rapor tanzim edilmesine karar verilmiştir. —–bilirkişi —–tarafından tanzim edilen 06/12/2021 tarihli raporda özetle;”. Davalı yan vekilinin 22/04/2021 tarihli dilekçesinde itiraz ettiği teknik hususların tekrar gözden geçirildiği, kök raporda belirtildiği üzere dava konusu ticari aracın silecek sisteminde meydana gelmiş ve önemli nitelikteki arızanın kullanım kaynaklı olmadığı, üretim kaynaklı olduğu, arızanın satın alma esnasında makul gözlem ile anlaşılmasının mümkün olmadığı, arızanın niteliği değerlendirildiğinde maldan faydalanmayı engelleyecek türden önemli bir arıza olduğu bu nedenle davaya konu kamyonetin ayıplı(gizli) mal olarak değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu araçta mevcut arızanın onarımı amacıyla 18/12/2019 tarihinde —— kullanım mesafesinde iken servis başvurusu yapıldığı, servisin çeşitli onarım işlemleri uygulamasına rağmen arızayı kalıcı olarak gideremediği, keşfen yapılan incelemede sistemdeki arızanın hali hazırda mevcut olduğunun tespit edildiği, silecek sistemine kumanda eden eş sistemlerde ortaya çıkmış arızanın kök nedeninin yetkili servis tarafından tam olarak tespit edilemediği, bu nedenle çeşitli parçaların değiştirilerek sorunun tespit edilmesi yoluna gidilmiş olduğu ancak yapılan onarımların arızayı kalıcı olarak gideremediği bu nedenle 18/12/2019 tarihinde alınmış servis hizmetinin Ayıplı Hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiği ve mevcut arızanın onarımında azami tamir süresinin aşıldığı yönündeki kanaatlerimizi tekrar ederiz. Bu bağlamda tekrar değerlendirildiğinde bahse konu arızanın yetkili servis eliyle dahi giderilemediğinin kabulünün gerektiği, dava konusu silecek sistemi arızasının azami tamir süresinin 7 (YEDİ) gün olması gerektiği , Davacının sunmuş olduğu kiralama faturaları incelendiğinde, kiralanan aracın niteliğinin belirtilmemiş olduğu , kök raporda belirtmiş olduğumuz araç kiralama bedeli ile davacı yanın sunmuş olduğu kiralama bedellerinin eşdeğer mertebede olduğu ve dava konusu aracın eşdeğerinin ortalama aylık kira tutarının KDV dahil 5.000,00-TL, günlük kira tutarının ise KDV dahil 200,00-TL mertebesinde olması gerektiği——-.” belirtilmiştir.Tanzim edilen bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili UYAP sisteminden Mahkememize sunmuş olduğu 05/01/2022 tarihli dilekçesi ile Haziran 2021 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde yer alan talep sonuç kısmının “hükmün kesinleşme tarihindeki ayıpsız misli ile değiştirilmesine, tedarik edilemediği takdirde aynı özelliklere sahip araç üretilmiş olsa idi kararın infazı tarihindeki değerinin belirlenerek müvekkile ödenmesine ve satış sözleşmesinin feshine ve ödenen kira bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesine” şeklinde ıslah edildiğine ilişkin beyanlarını bir kez daha beyan ettiklerini talep sonuç kısmında yer alan tutara ek olarak talep tutarlarını 15.930-TL arttırdıklarını beyan etmiştir.Davacı vekilince sunulan dilekçe davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekilince itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.Mahkememizin 08/02/2022 tarihli celsesinde dosyanın daha önce rapor sunan bilirkişi heyetine——- bilirkişi de dahil edilmek suretiyle rapor tanzim edilmesine karar verilmiş, —– bilirkişi —— ile ——- bilirkişi —— tarafından tanzim edilen 15/09/2022 tarihli rapor Mahkememize sunulmuştur. Sunulu bilirkişi raporunda özetle; ”—— Davacının, maliki olduğu araçtaki ayıp nedeniyle aracın, hükmün kesinleştiği tarihteki ayıpsız misli ile değişimini (ıslah dilekçesinde belirtildiği üzere) araç tedarik edilemediği takdirde aynı özelliklere sahip araç üretilmiş olsa idi kararın infazı tarihindeki değerinin belirlenetek ödenmesi, ıslah dilekçesinde belirtildiği üzere) satış sözleşmesinin feshinin ve davacının aracı kullanamaması dolayısıyla ödemek zorunda kaldığı 26.550TL.lik kira bedellerinin tahsilinin talep edildiği, Teknik Değerlendirme Neticesinde: Bilirkişi görevlendirmesi kapsamında inceleme yapıldığında a. Kök raporda belirtildiği üzere dava konusu ticari aracın silecek sisteminde meydana gelmiş ve önemli nitelikteki arızanın kullanım kaynaklı olmadığı, üretim kaynaklı olduğu, arızanın satın alma esnasında makul gözlem ile anlaşılmasının mümkün olmadığı, arızanın niteliği değerlendirildiğinde maldan faydalanmayı engelleyecek türden önemli bir arıza olduğu, bu nedenle davaya konu kamyonetin gizli ayıplı olarak değerlendirilebileceği, arızanın yetkili servis eliyle dahi giderilemediği, Dava tarihi itibariyle davaya konu—– aracın ayıpsız değeri, 03/07/2020 tarihli ikinci el araç bedeli olup ilgili tutarın belirlenebilmesi için —— tarafından düzenli yayımlanan —— referans alındığı; ilgili listeden konu ayıpsız aracın 03/07/2020 tarihindeki ortalama ikinci el değerinin 172.170,00-TL. olarak belirlendiği; aracın ayıplı haldeki değerinin belirlenebilmesi için dava tarihi itibariyle onarım tutarının ayıpsız eşdeğerinden çıkarılması gerektiği; aracın yetkili servisler eliyle dahi onarılamadığının dosya içeriğinden anlaşıldığı; bu bağlamda ayıbın giderilebilmesi için gereken tutarın ve dolayısıyla aracın ayıplı haldeki ikinci el değerinin kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün görünmediği, 18/12/2019 tarihinde, —— kullanım mesafesinde iken silecek sistemi arızası nedeniyle araç garanti kapsamında iken yetkili servise başvuru yapıldığı, servisin çeşitli onarım işlemleri uygulamasına rağmen arızayı kalıcı olarak gideremediği, yapılan incelemede sistemdeki arızanın hâlihazırda mevcut olduğunun tespit edildiği, silecek sistemine kumanda eden eş sistemlerde ortaya çıkmış arızanın kök nedeninin yetkili servis tarafından tam olarak tespit edilemediği, bu nedenle çeşitli parçaların değiştirilerek sorunun tespit edilmesi yoluna gidilmiş olduğu, ancak yapılan onarımların arızayı kalıcı olarak gideremediği, dolayısıyla arızanın onarılamadığının dosya mündeceratından anlaşıldığı; yetkili servisler eliyle kalıcı olarak giderilememiş neviden bir arızanın onarılabilir nitelikte bir ayıp olmadığı kanaatine varılabileceği, 3. Borçlar Mevzuatına Yönelik Değerlendirme Yapıldığında: Davacının talepleri değerlendirildiğinde a.Davacı ile davalının satım sözleşmesinin tarafları olmadıkları, üretici davalıya husumetin yöneltilip yöneltilemeyeceği hususu uzmanlık alanımızın dışında kaldığından bu hususta değerlendirme yapılamayacağı; bu hususu takdirin, münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, aracın, hükmün kesinleştiği tarihteki ayıpsız benzeri (misli) ile değişimi ve (ıslah dilekçesinde belirtildiği üzere) satış sözleşmesinin feshi talebi hakkında: Teknik incelemeler neticesinde davaya konu edilen aracın gizli ayıplı olduğu tespiti yapılmış olup Borçlar mevzuatına yönelik değerlendirme yapıldığında satım sözleşmesinde alıcının, TBK m. 223/11 hükmünce gizli ayıbı “hemen satıcıya bildirmek külfeti” altında olduğu; Eğer Sayın Mahkemece davacının gizli ayıbı tespiti üzerine TBK m. 223/11 hükmünce gizli ayıbı bildirme külfetini “hemen” yerine getirdiği (arızanın tespiti üzerine gecikmeksizin aracın servise teslim edildiği) kabul edilirse bu durumda davacının, TBK m. 227 hükmünce seçimlik hakkını kullanabileceği; Bu kapsamda davacının TBK m. 227/1,b.4 hükmünce satılanın ayıpsız bir benzeri (misli) ile değiştirilmesini isteyebileceği, Ancak davacının 04.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile aynı zamanda “sözleşmenin feshi” beyanı ile TBK m. 227/1, b.l hükmünde düzenlenen (satım sözleşmesi gibi ani edimli sözleşmelerde “tesih” değil, “dönme” söz konusu olduğundan) yönünde de talepte bulunduğu, TBK m. 227/1 hükmünde açıkça düzenlendiği üzere bu fıkrada düzenlenen dört adet seçimlik haktan sadece nin” kullanılabileceği, hükme göre hem satılanın ayıpsız benzeri ile değişimini isteme hakkının hem de sözleşmeden dönme hakkının birlikte kullanılamayacağı, – Araç tedarik edilemediği takdirde aynı özelliklere sahip araç üretilmiş olsa idi kararın infazı tarihindeki değerinin belirlenerek ödenmesi talebi hakkında: Bu hususa ilişkin açıklamalara teknik değerlendirme kısmında yer verildiği, davacının aracı kullanamaması dolayısıyla ödemek zorunda kaldığı 26.550TL.lik kira bedellerinin tahsili talebi hakkında: Ayıptan doğan seçimlik hakların düzenlendiği TBK m. 227/1l hükmünce alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğunun düzenlendiği, hükmün ilk fıkrasındaki dört seçimlik haktan birinin kullanılması halinde hükmün ikinci fıkrası gereğince de zararın tazmini talebinde bulunulabileceği, Davacının dava dışı —— ile 30.11.2019 tarihinde adi yazışı şekilde kira sözleşmesi akdettiği; dava dışı—— tarafından davacıya hitaben düzenlenen – 08.09.2020 tarihli,—– sayılı e-arşiv faturada “Haziran-Temmuz-Ağustos araç kira bedeli” açıklamasıyla ödenecek tutarın 15.930TL. olduğunun; ayrıca 21.05.2020 tarihli, ——sayılı e-arşiv faturada “23.12.2019-23.05.2020 tarihi araç kira bedeli” açıklamasıyla ödenecek tutarın 26.550,00-TL. Olduğu, Ancak 06.12.2021 tarihli bilirkişi ek raporda teknik bilirkişi tarafından belirtildiği üzere faturalar incelendiğinde kiralanan aracın niteliğinin anlaşılamadığı, dava konusu aracın aylık kira bedelinin KDV dahil 5.000,00-TL., günlük ise 200,00-TL. Olduğu kanaatine varıldığı görülmekle davacı tarafından ödenmesi istenen 26.550,00-TL.lik kira bedeli bakımından dosyaya sunulan 08.09.2020 ve 21.05.2020 tarihli faturaların HMK m. 194(1) ve TMK m. 6 hükmünce davacının zararını ispatlayıp ispatlamadığı, faturada kiralanan aracın niteliğine ilişkin bilgi verilmediğinden kiralanan araca ait kira bedelinin TMK m. 2 (dürüstlük kuralı) hükmünce değerlendirilmesi hususlarını takdirin, münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu.” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.Mahkememizin 01/11/2022 tarihli celsesinde davacı vekili davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek, davaya konu araç üzerinde rehin haciz gibi bir durum olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizin aynı tarihli celsesinde davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep ederek davaya konu aracın üretici ve —-firmasının davalı olduğunu ancak garanti koşulları kapsamında öncelikle davanın reddine, ancak değişim değil en fazla onarım olarak davalının sorumluluğunun bulunduğunu beyan etmiştir.Mahkememizce davaya konu ——-plakalı araca ilişkin takyidat sorgulaması UYAP sisteminden yapılarak dosya arasına alınmıştır.İddia, savunma, sunulu deliller, tanzim edilen bilirkişi raporları ile ek raporları tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından,—– plakalı—–aracı 08/03/2019 tarihinde 92.302,00-TL bedelle satın aldığını, araçta —– iken arıza meydana geldiğini, arızanın giderilmesi amacıyla aracın yetkili servise teslim edildiğini, 21/02/2020 tarihli ihtarname ile azami tamir süresi olan 30 iş günü içerisinde aracın tamir edilip teslim edilmediği, aracın misli ile değişimi ve oluşan zararın tazminin davalıdan talep edildiği ancak araçta oluşan arızanın giderilemediği ileri sürülerek huzurdaki davanın açıldığı, davalı vekili davaya konu aracın ——- firmasının davalı olduğunu ancak garanti koşulları kapsamında davalının değişim değil en fazla onarım olarak davalının sorumluluğunun bulunduğunu yönünde savunmada bulunduğu,
Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile dava konusu ticari aracın silecek sisteminde meydana gelmiş ve önemli nitelikteki arızanın kullanım kaynaklı olmayıp üretim kaynaklı olduğu, arızanın satın alma esnasında makul gözlem ile anlaşılmasının mümkün olmadığı, arızanın niteliği değerlendirildiğinde maldan faydalanmayı engelleyecek türden önemli bir arıza olduğu, bu nedenle davaya konu kamyonetin gizli ayıplı olarak değerlendirilebileceği, arızanın yetkili servis eliyle dahi giderilemediği, 18/12/2019 tarihinde —— km kullanım mesafesinde iken silecek sistemi arızası nedeniyle araç garanti kapsamında iken yetkili servise başvuru yapıldığı, servisin çeşitli onarım işlemleri uygulamasına rağmen arızanın kalıcı olarak gideremediği, arızanın kök nedeninin yetkili servis tarafından tam olarak tespit edilemediği, dolayısıyla arızanın onarılamadığının dosya mündeceratından anlaşıldığı, yetkili servisler eliyle kalıcı olarak giderilememiş neviden bir arızanın onarılabilir nitelikte bir ayıp olmadığı kanaatine varılabileceğinin tespit edildiği,
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede davalının davaya konu aracın üretici ve garantör firması olduğu, aracın gizli ayıplı olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, davacı/alıcının arıza nedeniyle yetkili servise başvurmakla ayıbı ihbar külfetini yerine getirdiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu halde davacının TBK m. 227 hükmünce satılanın ayıpsız bir benzeri (misli) ile değiştirilmesini isteyebileceği, davacının her ne kadar ıslah dilekçesi ile aynı zamanda “sözleşmenin feshi” beyanında bulunmuş ise de seçimlik hakların birlikte kullanılamayacağı ve davacının “ayıpsız misli ile değişim” yönünde seçim hakkını daha önce kullandığından sözleşmenin feshini(dönme) isteyemeyeceği, Mahkememizce davaya konu ——- plakalı aracın 31/10/2022 tarihli UYAP sistemi üzerinden yapılan takyidat sorgulamasında araç üzerinde haciz, rehin gibi bir şerhin bulunmadığının anlaşıldığı, buna yönelik UYAP raporunun oluşturularak bir örneğinin dosya içine alındığı, ayıptan doğan seçimlik hakların düzenlendiği TBK 227. Madde hükmünde davacının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğunun düzenlendiği, davacının dava dışı ——- şirketi ile 30.11.2019 tarih ve aylık 4.500,00-TL bedelli adi yazılı kira sözleşmesi ile araç kirama sözleşmesi yaptığı, buna ilişkin olarak dosya kapsamına 21/05/2020 tarihli fatura ile 26.550,00-TL tutarında 5 aylık ve 08/09/2020 tarihli fatura ile 15.930,00-TL tutarında 3 aylık kira bedeli ödediği anlaşılmakla birlikte, huzurdaki davanın 03/07/2020 tarihinde açıldığı ve her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşulları dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğinden dava tarihinden sonrasına ilişkin olduğu anlaşılan 08/09/2020 tarihli fatura konusu alacağın dikkate alınamayacağı, Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporunda araç kiralama bedeli olarak aylık 5.000,00-TL olabileceği yönünde görüş bildirildiğinden talep edilen bedelin kadri maruf olarak değerlendirilmesi gerektiği, 21/05/2020 tarihli fatura kapsamında 5 aylık araç kiralamaya ilişkin olduğu anlaşılan 26.550,00-TL araç kira bedeli yönünden maddi talebinin hukuken yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile davaya konu—– aracın her türlü takyidattan ari olarak davalı tarafa iadesi koşuluyla davalı tarafından ayıpsız misli ile değiştirilerek davacıya teslimine,
– Aynı marka model veya aynı özellikteki ayıpsız misli bulunamaması halinde İİK 24.maddesine göre işlem yapılmasına,
2-)26.550,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Karar ve ilâm harcı olan 8.118,78-TL harçtan peşin ve ıslah suretiyle alınan toplam 3.117,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.000,90-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.360-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —– davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-)Davacı tarafça yatırılan 3.608,48-TL harç ve 2.316,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 5.924,48-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.