Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/531 E. 2021/832 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/531 Esas
KARAR NO : 2021/832

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ——— ile davalı borçlular arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden dava dışı —– firmasına ticari kredi açıldığını ve kullandırıldığını, ….— müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmede yer aldığını, söz konusu sözleşmeye riayet etmeyen borçlunun sözleşmesinin feshedilerek — numaralı ihtarnamesi ile söz konusu borcun borçluya bildirildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerinde —- sayılı dosyası ile asıl alacağın ferileriyle birlikte tahsili için ilamsız icra takibine başlanıldığını, borçlunun borca itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebep olduğunu, işbu dava açılmadan —– yapıldığını, ancak taraflar arasında anlaşmanın sağlanamadığını, bu nedenlerle borçlunun haksız itirazının iptal edilerek takibin devamına, davalının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP:
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi , yazılı bildirimde de bulunmadığından H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava; davacı banka ile davalı borçlular arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden ..——müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, dava dışı—– firmasına kullandırılan kredi kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davacı bankanın davalı borçlu —- aleyhine yaptığı icra takibine, davalı borçlunun süresinde borca, faize ve tüm ferilere itiraz ettiği ve icra takibinin durmasına sebebiyet vermesi üzerine, davacı alacaklı banka vekili tarafından İİK 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından celp ve incelenen dava konusu—— takibinin incelenmesinden;
Davacı bankanın, dava dışı —- ile aralarında imzaladıkları kredi sözleşmesine dayalı borcun ödenmemesi üzerine işbu icra dosyasından müşterek borçlu müteselsil kefil …, —- ihtarname masrafı olmak üzere 1.456.173,71-TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %50 faiz uygulanması ve ferileri ile birlikte tahsili için 22/01/2020 tarihinde ilamsız icra takibine geçtiği ve davalı borçlu şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiği dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından taraf delilleri toplandıktan sonra kredi dosyasına ilişkin bilgiler ve hesabın kati ihtarnamesi dosya içerisinde alındıktan sonra, dosya —– tevdi edilerek icra takip tarihi itibariyle borç miktarının tespiti için rapor alınmak üzere dosya kendisine tevdi edilen bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen;
26/07/2021 günlü bilirkişi raporunda özetle; davacı bankanın takip tarihi (22.01.2020) itibariyle davalı takip borçlusundan talep edebileceği toplam alacağının 1.491.185,21 TL olarak hesaplandığı, davacı bankanın ise takibine toplam — üzerinden geçtiği, davacı bankanın dava konusu kredi borçlularıyla (davalı ve dava dışı) ilgili olarak 12.03.2020 tarihinde protokol imzaladığı, bu protokolün borçlular ile banka arasında daha önce akdedilmiş olan kredi sözleşmelerini değiştirmediği, ortadan kaldırmadığı ve yenilemediği, nitekim, söz konusu protokolün kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borçlarının yenilenmesi, ertelenmesi ve borcun —– yorumlanmayacağı ve kabul edilmeyeceğinin protokolde de açıkça yer aldığı, protokolün amacının ise, kredi risklerinin bir bölümünün tahsil ve tasfiyesine yönelik hususları içerdiği, davacı bankanın, dava dışı asıl kredi —— tarihli yazıyla, takip ve dava konusu krediler yönünden, İcra Müdürlüğü nezdinde yapılması gereken vergi, harç vb. ödemelerin dışında ibra edildiği; sözleşme kefili davalı takip borçlusu …—— “İbraname” konulu :yazıyla bu kişinin de, dava konusu icra dosyasıyla ilgili olarak, her ne ——– —- harç ve sair her türlü masrafların dışındaki kredi işlemlerinden dolayı ibra edildiğinin anlaşıldığı ve ibra işlemlerinin dava tarihinden—– gerçekleştirildiği, davalı takip borçlusunun dava konusu icra dosyasına tahsil harcı ve icra vekalet ücreti nedeniyle borçlu olduğu, davanın açıldığı tarih (30.06.2020) itibariyle, bu tarihten sonra yapılan ve borcu sona erdirdiği anlaşılan, yanı sıra, davacı bankanın dava dışı asıl kredi borçlusu ile davalı takip borçlusunun ibrası sonucunu doğuran tahsilatlar dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre;—– davalının borç tutarının 563.968,78 TL olduğunun değerlendirildiği, diğer bir deyişle dava tarihi itibariyle davacı anın davalıdan bu tutarı (563.968,78-TL) talep edebileceği, davalı takip borçlusunun takip tarihi itibariyle davacı bankaya borçlu olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla icra inkar tazminatı yönünden İİK. 67 maddesi kapsamında sorumluluğunun bulunduğunun değerlendirildiği rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Davacı bankanın, —– davalı asıl kredi borçlusu—– arasında imzalanan kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine borçlulara ——ihtarnamesi keşide edilerek borcun ödenmesi istenmesine rağmen borcun ödenmediği bu nedenle dava konusu icra takibinin yapıldığı ve davalıların dava konusu alacağa ilişkin sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, borçlunun kefalet limitinin—- günlü sözleşmede göstermiş bulunduğu dosya kapsamındaki sözleşme ile sabittir.
Bilirkişi kurulu tarafından, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince, — numaralı ihtarnamesinin borçlu ve kefillere —- tarihinde tebliğ edildiği ve 1 gün ödeme süresinin verildiği temerrütün——– oluştuğunu tespit eden ve uygulanacak faiz oranının ——- kredi yıllık azami faiz oranları gözetilerek yıllık %39 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle icra takip tarihi —–ihtarname masrafı olmak üzere toplam 1.491.185,21-TL alacak belirlendiği , icra takibinde ise talebin 1.456.173,71-TL olduğu takip talebinde talep edilebilen miktarın aşılamayacağı bu nedenlen icra takibinde talep edilmiş bulunan 1.456.173,71-TL üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği mahkememizce benimsenmiştir. Ancak bilirkişi kurulu tarafından davalı borçlunun, müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla borçtan, kefalet limiti olan 1.250.000,00-TL kısmından sorumlu tutulabileceğini, borcun asıl alacağının icra takip tarihinden itibaren cari faizin %50 fazlası faiz ve işleyecek faizin %5 ‘i oranında — tahsilde tekerrür olmamak üzere talep edebileceğini belirlemiş olup, davacı bankanın dava dışı— kullanılan kredi nedeniyle , kredi sözleşmesinde ve dosyada belirtildiği gibi dava dışı şirketin ortağı olan davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil davalı …– borçlu şirketin ortağı olduğu bu nedenle 6098 sayılı TBK’nın 584/3 maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin kurulmasında eşin rızasının alınmasına gerek olmadığı ve bu nedenle kefillerin davalı borçlu şirketin —– raporda belirlendiği gibi sorumlu olduğu mahkememizce benimsenmiştir.
Mahkememizde yargılama devam ederken davacı banka ile borçlulardan asıl kredi borçlusu dava dışı —– 12/03/2020 tarihli protokol —- tasfiyesi düzenlenmiş olup protokol ve dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden davacı bankaca takip konusu alacak için takip tarihinden önce — takip tarihinden sonra 1.193.978,78-TL olmak üzere toplam 1.433.979,27-TL tahsil ettiği tartışmasızdır.
Davacı banka tarafından—- yazdığı yazıda , davacı bankanın işbu şirkete —- kullandırılmış olduğu kredi borcu takip hesabına aktarılmış olduğu yapılan şahsi ve idari takip sonucu banka alacağının yapılan ödemelerde tahsil ve tasfiye edildiği, bankaya yapılan toplam ödeme var ise icra müdürlüğü nezdinde yapmaları gereken vergi,— ödemelerin tahsil edilmediği ,—- itibariyle kayıtlara intikal etmeyen ancak bu tarihten sonra intikal edecek olan alacakları ile ödenen tutarların iade alınmasına yönelik borçlu tarafından dava açılması durumunda ortaya çıkabilecek alacak, yargılama gideri , vekalet ücreti ve alacağın tahsiline yönelik masraf ,faiz ve ferilere ilişkin dava ve takip haklarının saklı kalmak kaydıyla yukarıda belirtilen icra müdürlüğüne ödenecek vergi, harç vb. Yasal ödemeler hariç olmak üzere kredi borcunun kapandığı hususunda borçluya ———yazı geçtiği , dava konusu—- — tahsil harcı ve vekalet ücreti, davalı ve kredi borçlularının borcu olduğu, %2 oranına isabet eden 29.123,00-TL —- harcından ise alacaklı bankanın sorumlu olduğu belirlenmiş ve davanın açıldığı 30/06/2020 tarihi itibariyle dava tarihinden önce yapılan ödemeler mahsup edildiğinde davacı bankanın davalıdan 563.968,78-TL talep edebileceği rapor edilmiş olup, işbu raporun dosyadaki deliller ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına yargılama devam ederken , dava konusu—- sayılı icra takibinde alacaklı vekilinin 10/08/2020 günlü borçluların mal varlığına konulan hacizlerin kaldırılmasını, dosyada bulunan avansların iadesini talep etmiş, —- talep gibi işlem yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan işbu davada, mahkememizce dava konusu edilen 630.010,00-TL yönünden, davadan önce ödemenin yapıldığı ve davacı yanın işbu miktara yönelik hukuki menfaati bulunmaması sebebiyle açtığı davanın, hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine ,dava açıldıktan sonra yapılan ödeme miktarı 563.968,78-TL yönünden ise davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca mahkememizin — duruşmasında davacı vekili bu davada talebin icra inkar tazminatı ve davadaki yargılama giderleri ile dava vekalet ücretine yönelik olduğu icra takibine yönelik bir talebinin bulunmadığını, icra takibindeki masraf ve ücreti vekaletin ödendiğini beyan ve kabul etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir. Her ne kadar duruşma zabıtına hataen icra inkar tazminatı, dava yargılama gideri ve vekalet ücreti sonuna nokta koyularak icra takibine yönelik talep olmadığı kısmı ile beyan birleşmiş ise de mahkememizce davacı vekilinin düzeltim dilekçesini davalı itiraz etmiş ise de duruşma zabıtında hatalı şekilde, geçen beyanın mahkememiz huzurunda gerçekleşmiş —- beyan ile sözlü yargılamadaki beyanı birlikte yorumlanmasından davacının dava ücreti vekalet ve yargılama giderleri ile icra inkar tazminatına yönelik talebinin devam ettiği şekilde mahkememizce kabul edilmiş ve davalı yanın Medeni Kanunun 2. Maddesine iyi niyet kurallarına aykırı olan itirazlarına itibar edilmemiştir.
Bu nedenlerle ;
Mahkememizce dosya kendilerine tevdi edilen bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen — davacı bankanın talep edebileceği alacağın dosyadaki sözleşme ve bankaca ibraz edilen delilleri ile uyumlu bir şekilde belirlendiği mahkememizce tespit edilmiştir.
Davanın, davacının beyan ve dosyaya sunulan bilgilere göre, davacının açtığı itirazın iptali davasının, dava konusu edilen 630.010,00-TL’lik talep yönünden, davadan önce ödemenin yapıldığı tespit edilmekle işbu miktar yönünden davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine, dava açıldıktan sonra ödenen 563.968,78-TL yönünden, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, mahkememizce davacının davasının haklı bulunduğu ve dava tarihinden sonra ödenen alacak miktarı olan —- üzerinden alacağın likit olması ve itirazın haksız bulunması sebebiyle İİK 67. Maddesi gereğince hesaplanan %20’sine isabet eden 112.793,75-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış , davadan önce yapılan ödemeler için icra inkar tazminatı talepleri kabul edilmemiş olup, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, davacının beyan ve dosyaya sunulan bilgilere göre, davacının açtığı itirazın iptali davasının;
a-Dava konusu edilen 630.010,00-TL’lik talep yönünden, davadan önce ödemenin yapıldığı tespit edilmekle işbu miktar yönünden davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle REDDİNE,
b-Dava açıldıktan sonra ödenen 563.968,78-TL yönünden, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Mahkememizce davacının davasının haklı bulunduğu ve dava tarihinden sonra ödenen alacak miktarı olan 563.968,78-TL üzerinden alacağın likit olması ve itirazın haksız bulunması sebebiyle İİK 67. Maddesi gereğince hesaplanan %20’sine isabet eden —- inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile — arabuluculuk ücretinin DAVALILARDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı — muaf olduğundan ve dava açıldığı sırada harç yatırmadığından; 59,30-TL başvurma harcı ile 38.524,70-TL karar ve ilâm harcı olmak üzere toplam 38.584,00-TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 4.500-TL bilirkişi ücreti, 95-TL posta,tebligat masrafının kabul ve ret oranları dikkate alınarak 3.584,10-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davanın kabul edilen miktar yönünden;Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan— Uyarınca 45.248,44-TL vekâlet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA ÖDENMESİNE,
7-Red edilen miktarı yönünden;Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —. Uyarınca 15.426,16-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN TAHSİLİ İLE DAVALIYA ÖDENMESİNE,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden itibaren, 6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi gereğince resen davacının bildireceği hesaba İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde İSTANBUL BAM ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.