Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/519 E. 2021/978 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/519 Esas
KARAR NO : 2021/978

KARAR TARİHİ : 31/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/Borçlu——— müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki neticesinde; müvekkil şirket tarafından davalı/borçlu şirket adına bir kısım faturalar düzenlendiğini, kendisine tebliğ edildiğini, borçlu şirket tarafından da işbu faturalara ilişkin müvekkil şirkete kısmi ödemeler yapıldığını, müvekkili şirket tarafından borçlu şirket — tarihinde — ödemeler yapıldığını, taraflar arasında düzenlenen ——– tarihli satış sözleşmesinin 5.2.maddesi gereğince de ödemelerin gecikmiş olması nedeniyle, bakiye kalan miktara aylık % 3+KDV tutarında gecikme tazminatı işletilerek, işbu madde gereğince ödemedeki gecikmeye bağlı olarak borçlu firma adına —- tutarındaki vade farkı faturası düzenlendiğini, borçlu şirketin, —–tarihli — ile müvekkil şirketten 30.05.2019 tarihinde teslim almış olduğu ürünlere ilişkin olarak; borçlu şirket —– tutarlı faturanın, bakiye kalan miktarına aylık % 3+ KDV tutarında gecikme faizi işletilerek hesaplanmış ve ödenmemiş olan—– bakiye tutarı için —–Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin işbu icra takibindeki borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmesi üzerine dosya yetkili —– gönderilerek—- sayılı dosya üzerinden yeniden ödeme emri gönderildiğini,——dilekçesi ile borca ve takibe itiraz etmesi nedeniyle, borçlu şirketin itirazının kaldırılması için işbu itirazın iptali davasını açtıklarını, davalı/Borçlu———- alacağına vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, kötü niyetli davalının/borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya/borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili —— sözleşme gereği—- teslim edilmesi gereken ürünler,—- öncelikle davacı taraf sözleşme gereği ifada geciktiğini, — ayında teslim edilen ürünlerin ise ayıplı teslim edildiğini, dolayısıyla davacı taraf hem gecikmiş hem de ayıplı ifada bulunduğunu, davacı tarafça geç ve ayıplı teslim edilen ürünler kullanılabilir durumda olmadığından bu hususta görüşmeler gerçekleştirildiğini ve ürünlerin onarımı yapılarak daha sonra teslim gerçekleştirildiğini fakat hem gecikmiş hem de ayıplı ifada bulunan davacı taraf kendi kusurundan yararlanarak ürünlerin hem geç teslim edildiği hem ayıplı olması nedeniyle onarımının yapıldığı döneme ilişkin olarak vade farkı faturası kestiğini, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesi gereğince ;davacının kendi kusuru nedeniyle teslimatın yapılmadığı ve ayıplı ürünlerin onarımının kendileri tarafından yapıldığı döneme ilişkin vade farkı istenilmesi hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerden dolayı haksız açılan davanın reddine, kötüniyetli yapılan icra takibi nedeniyle davanın reddedilen kısmının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde —- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
”TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve—– hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, ——— veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme,— gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf ——– olup tacirdir. Davalı taraf bir ——-olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların 2019 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır——- bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket tarafından ibraz edilen—- defterlerin; T.T.K m.64.66. V.U.K. m.—-‘ ve —- göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, dava konusu ile sınırlı olmak üzere davacı ticari defterlerinin, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile —- uygun olduğu görüldüğünü, davacı tarafa ait ticari defter kayıtlarının değerlendirilmesi sonucunda davacı şirket taralından ibraz edilen; —- yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64.66. V.U.K. M.— göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, dava konusu ile ilgili defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve davacı defterlerinin Kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. —uygun olduğu, davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; taraflar arasındaki ticari münasebet kayıtları ve davaya konu alacağın ——- tarihinden itibaren başladığı ancak davaya konu alacağın — tarihinden itibaren başladığı, davacı şirketin davalı şirket ile ilgili olan ticari münasebet kayıtlarını — takip ettiğini, ilgili fatura—— tasdik edip — bildirdiğini davacının davalıya faturalar düzenlediği, davalının iş bu faturalar istinaden İade faturaları düzenlediği, ödemeler yaptığı neticesinde taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu tespit edildiğini, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre: davacı şirketin, davalı şirket ile ilgili hesap hareketleri aşağıdaki gibi olduğu tespit edilmiştir. Dava dosyası arasında davacı şirketin yevmiye kayıtlarında olmayan, davalının—- bir iade faturası daha olduğu görüldüğünü, davalının kestiği işbu faturaya karşı, davacı yasal süresi içerisinde itiraz ettiiğine dair —– ihtarnamesi görüldüğünü, talimat evrakları ile davacı şirketin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten kaydi olarak 31.665,79.-TL alacaklı olduğunu belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan —– tarihli alınan bilirkişi ek raporunda, kök rapora istinaden sonuç ve kanaat bölümünde yazıldığı gibi davacı şirketin defter kayıt ve belgelerine göre davalının gecikme faizine ilişkin ikinci kestiği —– davacının —– kayıtlarında olmadığı — tarihinde itiraz edip ihtarname gönderdiğinden, davacının defter kayıtlarına —— alacaklı olduğu tespit edildiğini, —– tarihli sipariş — Maddesinde ödeme koşulları bölümünde ödemenin peşin olarak yapılacağı belirtildiğini 5.2 Maddesindeki ödeme detayları için gecikme bedeline ilişkin aylık % 3 + KDV gecikme bedeli alınacağı, —karşılıklı olarak imzalandığını, davacı ve davalı arasında dosyada da görüldüğü üzere; aralarında imzaladıkları — olduğunu, İmzalanan bu formun 11. Maddesinde “İş bu sözleşme toplam iki(2 )sayfa ve onbir (11) maddesinden ibaret olup, iki taraftan en son imzalayan— imzaladığı tarihte yürürlüğe girer. — mevcut olduğunu, davalı peşin ödenmesi gereken bedelleri gecikmeli Ödemesi ve kalan borcunu kapatmaması nedeniyle hesaplanan gecikme bedellerin davalı firmaya fatura edildiğini, —- dosya evrakları ile davacı şirketin ticari defler kayıtlan üzerinde ek rapor için yeniden yapılan inceleme vc değerlendirmeler sonucunda — —formunda, ödeme şeklinin peşin olarak kararlaştırıldığı gecikme faizine dair hesaplamaların doğru yapılıp buna göre gecikme faizi faturalarının kesildiği, raporun neticesini değiştirecek hususları içermediği, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten kaydi olarak—- alacaklı olduğu bir önceki raporu doğruladığı görüşünü beyan etmiştir.
Mahkememizce dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalının ticari defterlerini sunmamış olduğu, dolayısıyla davacının ticari defterlerinin lehine delil olacağı,—- vade farkı alacağı olmak üzere toplam 31.665,79-TL üzerinden takip yapıldığı, asıl alacağın ticari defterlerde yapılan inceleme sonucu ispatlandığı, vade farkına ilişkin taraflarca sözleşme yapılmış olduğu, bilirkişi raporuyla vade farkı hesabının doğru yapıldığının anlaşıldığı, davacının alacaklı olduğunun ispatlanmış olduğu, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan 31.665,79 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2———- Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 31.665,79 TL üzerinden, 23.200,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 31.665,79 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- bütçesinden —–ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan —peşin alınan 540,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.622,31-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —- ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan —-müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam —– yargılama gideri ve 540,78 TL peşin harç toplamı 1.408,03-TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.