Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/498 E. 2021/704 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/498
KARAR NO: 2021/704
DAVA: TİCARİ ŞİRKET
(Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 15/06/2020
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Müvekkili ve davalıların — tarihinde vefat eden —- ——- daha sonra aile şirketi haline getirdiğini,— —- taşındığını, ancak daha sonra üretime yönelik ticari faaliyetlerin sona ermesi nedeni ile —- olduğunu,— olduğunu,—- tutarlı sermaye payını eşit oranlarda müvekkilinin —- tutanak altına alındığını kayyım raporu ile tespit edildiğini,— genişletilmeye çalışıldığını, —- sonrasında şirket kar payı ödemesi ile ilgili de aksamalar olunca mahkemeye başvurarak şirkete —- istemek zorunda kaldığını,—- mahkemenin —– karar verdiğini, işbu kararın temyiz edildiğini, dosyanın —-gitmesi nedeniyle denetçinin —- boyunca işlem yapamadığını, dosya geldikten sonra da evrakların şirkette olmadığını, mali müşavirin bürosunda olduğu belirtilerek ticari defterlerin teslim edilmediğini, defterlerin —- teslim edildiğini, denetim raporu sonrasında hiçbir ticari faaliyeti olmayan sadece kira geliri olan —-fahiş miktarda huzur hakkı aldıklarını, faaliyetleri ile orantılı olmayacak şekilde harcamalar yapıldığını, müvekkilinin yurt dışında olduğu —tarihinde kendisinin hazır gösterilerek genel kurul toplantısı düzenlendiğini, toplantıda alınan kararların iptali için —– tarihinde yapılan ve bilançoların incelenmesi yasal gerekçesi ile bazı maddeleri bir ay sonrasına ertelenerek —-müvekkil tarafından yetkilendirilen vekilin girmesinin engellendiğini, alınan kararların iptali için—- esas sayılı dosyasına dava açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini, haksız şekilde huzur hakkı dağıtımlarının sonraki yıllarda da devam ettiğini,—- huzur hakkı ödenmesine ilişkin kararın iptaline karar verildiğini, karara davalılarca istinaf başvurusu yapıldığını, davalılar tarafından ——alınan yönetimin ibrasına ilişkin—- nolu kararın iptaline karar verdiğini, kararın istinaf incelemesinde olduğunu, yine davalılar tarafından gerçekleştirilen eksik kar payı ödemeleri nedeniyle,——-alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren uygulanacak ticari faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiğini, dosyanın bilirkişi sürecinin devam ettiğini, davanın konusuz kalmaması ve ileride telafisi gün zararların doğmaması için dava konusu hisselerin devir ve temliki ile üzerine herhangi bir takyidatın konulmasını önlemek için işbu davanın kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasına, muris—— tesciline, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde—-değerlendirilmesi gereken bir dava olmakla ve —- davalardan olmadığı gibi aynı kanunun —- olduğu gibi nisbi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkemece verilen görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararı hukuka ve yasaya uygun olup..” şeklinde hüküm kurulduğunu, “..Dava muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali davası olup, —gereken bir dava olmakla ve —— yazılı olduğu gibi nisbi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkemece verilen görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararı hukuka ve yasaya uygun olup..” şeklinde hüküm kurulduğunu, buna göre, işbu davaya bakmakla görevli olan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu—– yıllardır var olan, kurucu baba ve kızlarından oluşan köklü bir aile, —- olduğunu, şirketin tüzüğü gereği——– yönetildiğini, ancak yaşının ilerlemesiyle şirket yönetimini yavaş yavaş, şirketin işleyişi hakkında küçüklüğünden beri bilgi ve tecrübe sahibi olan kızı—- diğer kızlarına bıraktığını, davacının, yurtdışında yaşaması sebebiyle şirket ile ilgili hiçbir faaliyete katılmadığını, buna karşın müvekkilin davalılar yıllarca , davacıyı ve oğlunu şirket işleyişine dahil etmeye çalıştığını, ancak davacı zamanla aile ve şirket ilişkilerine zarar vermeye başladığını, müvekkil davalılardan —– evde bulunan hizmetlilere birçok kez hakaret etmiş ve yaşlı ve hasta olan muris anne ve babanın huzurunu bozduğunu, bu hususta müvekkillerin birçok savcılık şikayeti bulunduğunu, bunun yanında, davacının oğlu —- şirkette çalıştığı dönemde, şirketi temsile yetkisi olmadığı halde şirket yetkilisiymiş gibi davranarak, şirkete dava açılmasına sebebiyet vermiş ve bu sebeple —–hakkında dava devam etmekte ve şirketin yüklü tazminat ödeme riski bulunduğunu, davacı ailevi husumetlerini şirkete taşıyarak şirkete karşı birçok ciddi dava açmış ve bunlardan biri de şirketin feshine yönelik olduğunu, davacının iddia ettiği gibi görüştürülmeme hususu kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, her görüşme esnasında davacı tarafından olay çıkarılarak huzursuzluk yaratıldığı için bir süre sonra murislerin kendileri davacı ile görüşmeyi tercih etmediğini, —-şirketteki hisselerini, şirkette faal olan davalı müvekkillere devrettiğini, — tarafından, müvekkil davalılara emekleri karşılığında sağlararası işlem ile bağış yapılmış olup; bu bağış ile davacının miras hakkının ihlali de söz konusu olmadığını, öncelikle işbu davaya bakmakla görevli olan mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan görevsizlik yönünden reddi gerektiğini, davanın görevsizlik nedeniyle usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava, muris muvazaası nedeniyle iptal ve tescil davasıdır.
——- gereğince, madde metninde belirtildiği üzere”——— hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka ——– verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması halinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine , kendi görüşlerini de ekleyerek —-şeklinde düzenleme mevcuttur. Mevcut bu düzenleme karşısında ilk derece mahkemelerince resen uyuşmazlığın giderilmesi talebinde bulunulamayacağı ancak ilk derece mahkemesi talebi———-sayılı dosyası olup,dava , davacı tarafça muvazaalı olduğu ileri —- devrinin iptali ile devreden murise ait payların tereke adına tescili ve murise ödenmeyen şirket gelirlerinin belirlenerek terekeye intikaline karar verilmesine ilişkindir.İlk derece mahkemesince muris muvazaası nedeni ile açılan davanın —- hükümlerine göre görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden görev dava şartı nedeni ile usulden reddedilen dava ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.—– hissesinin , davacı vasiyet alacaklısının halefine devredilmesi nedeni ile pay devri sözleşmesi nedeni ile davalı üzerinde bulunan payların iptali ile davacı adına tesciline yönelik olup,—- görevli olması nedeni ile ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. —- kararların dayanağı olan uyuşmazlıklar farklı olup, verilen kararlar arasında çelişki yoktur.Her davanın ileri sürülen iddia ve savunmalar ve delillerle değerlendirilmesi gerekir.Kaldı ki ,Mahkemelerin görevi kamu düzeninden olup, Mahkemelerce——dosyalarındaki talep ve beyanlar doğrultusunda, dosyaların benzer olmadığı ve kararlar arasında uyuşmazlık bulunmadığından—— Mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verildi.” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememiz davanın konusu, davacının hissedarı olduğu —- müşterek murisi —- hiçbir ihtiyacı yokken davacıdan mal kaçırma amacıyla davalılara sağlığında devir ve temlik ettiği, hisselerin davacının miras payı oranında muris muvazaası nedeniyle iptal ve tesciline ilişkin olup, işbu davanın—- Maddesi gereğince yargılamasının yapılıp sonuçlandırılması gerektiği, muris muvazaasına dayalı şirket pay devri sözleşmelerinin iptali konusunda Ticaret Kanununda bir düzenlemenin bulunmadığı ve tarafların da tacir olmaması sebebiyle mutlak ve nispi bir ticari dava bulunmadığı anlaşılmakla dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 1, 2 ve 114/1-c maddeleri gereğince görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememiz davanın konusu, davacının hissedarı olduğu—- tarafların babası müşterek murisi —- hiçbir ihtiyacı yokken davacıdan mal kaçırma amacıyla davalılara sağlığında devir ve temlik ettiği, hisselerin davacının miras payı oranında muris muvazaası nedeniyle iptal ve tesciline ilişkin olup, işbu davanın—–gereğince yargılamasının yapılıp sonuçlandırılması gerektiği, muris muvazaasına dayalı şirket pay devri sözleşmelerinin iptali konusunda Ticaret Kanununda bir düzenlemenin bulunmadığı ve tarafların da tacir olmaması sebebiyle mutlak ve nispi bir ticari dava bulunmadığı anlaşılmakla dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 1,2 ve 114/1-c maddeleri gereğince gö GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın—– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik taleplerin 6100 sayılı HMK 331/2. Mad. Ger. Görevli ve yetkili mahkemece karara BAĞLANMASINA,
4-HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflarca herhangi bir başvuruda bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ve taraflarca talep edilmesi halinde dosya ele alınarak davanın açılmamış sayılması kararı ile birlikte yargılama giderleri harç ve vekalet ücreti hususunda ayrıca karar verileceğinin taraflara İHTARINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde——– dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/10/2021