Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/492 E. 2020/365 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR.

KARAR
ESAS NO : 2020/540 Esas
KARAR NO : 2020/334

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
TALEP VE DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği 06/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——-anlaşılacağı üzere ————tarihinde pay ——- devraldığını, yayınlanan iş bu ilana göre müvekkil 5 yıl süre ile şirket müdürü olarak atandığını, buna göre müvekkilinin görevinin —–tarihinde son bulduğunu, davacı ….—– Edirne —-. Noterliği’nin —–yevmiye nolu ve 26/12/2002 tarihli şirket devri sözleşmesi ile ———-hissesinin tamamının …’a devrettiğini, öncesinden de —- tarihli dilekçesi ile şirket müdürlüğünden istifa ettiğini, yine şirket tarafından alının Edirne —– Noterliği’nin — yevmiye nolu ve — onay tarihli ortaklar kurulu kararına göre şirket müdürü olan ..—- şirket müdürlüğünden azledildiğini, aynı ortaklar kurulu kararında ….— şirket müdürü olarak seçilmesinin akabinde taraflar arasında tutulan tutanak ile şirkete ait belgelerin—— tarihli ——- müvekkilin bütün hisselerini …—– devrettiği hususunun yayınlandığını, müvekkil …’nun şirket müdürlüğünden ortaklar kurulu kararı ile azledilmiş olmasına rağmen işbu karar ——-tescil edilmediğini, müvekkil şirketin yeni müdürü ..——–bu hususun tesicili ve yayanlanması için gerekli prosedürleri yerine getirmesini ihtar etse de bu durumun yerine getirilmediğini beyanla davacının———-müdür sıfatının sona erdiğinin ve şirket müdürü olarak ….—— atandığının tespiti, tescili ve ilanına, yargılama gideri ile vekaket ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı——-vekili mahkememize verdiği 14/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil —– davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde hareket ettiğini, (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34’ün karşılığı olarak, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda m.32’ye yer verilmiştir.) ——– davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.520’de düzenlenmiş olup, hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının tescil ve ilan zorunluluğu bulunmadığını, müvekkil ——, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmamıştır, bu nedenle kendisine husumet yöneltileyeceğini beyanla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 09/01/2020 tarihli celsede; ” Beyan dilekçemizi tekrar ederiz, davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava dilekçesi, ekleri ve tensip tutanağının davalı ..—- usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı … vekili tarafından süre uzatım talebinin cevap süresi içerisinde sunulmaması nedeniyle cevap süresinin uzatılması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmış, davalı taraf süresinde davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından, tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiştir.
Mahkememizce açılan işbu dava;
a- Davacı …—————— müdürünün görevinin hisse devir tarihi veya———–sona erdiğinin tespit ve tescili ile,
b- Şirket müdürü olarak …’ un atandığını tespit ve tescili ile ilanı istemine ilişkindir.
Davacının dava dilekçesinde dava konusu şirkette alınan karar gereği şirket müdürünün değiştiğini ancak yetkili müdür tarafından bu durumun ———ettirilmediği beyanla, davalı şirketteki müdürlük görevinin sona erdiğinin tespiti, tescili ve ilanı ile davalı şirkette müdür olarak ..—– atandığının tespiti talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı taraflar, verdiği cevap dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 14/2 maddesinde ” Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” şeklinde yetkiye ilişkin düzenleme mevcut olup dava , bu düzenlemeye uygun olarak celp edilen ———kayıtlarına göre İstanbul ——-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- günlü yetkisizlik kararını 30/06/2020 tarihinde kesinleşerek dosyanın mahkememize intikal ettiği, dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından dosyaya sunulan deliller ve celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre;
Dava dışı ——– sicil nosunda kayıtlı—– payına sahip ve 31/01/2002 tarihinde 5 yıllığına şirket müdür atanan davacı …’nun şirketteki hissesini Edirne —–.Noterliğinin ——- yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile …’a devrettiği ve işbu şirketin ortaklar kurulunun —— sayılı Edirne——. Noterliği’nin —-gün ve—- yevmiye numaralı kararı ile, “Şirket müdürü …’nun şirket müdürlüğünden azline ve bugüne kadar yaptığı işlemlerin ibrasına, yeni şirket müdürü olarak … ‘un 5 yıllığına atanmasına” karar verildiği, bu karar öncesinde şirket müdürlüğüne bizzat davacının 25/12/2002 tarihinde sunduğu istifa dilekçesi bulunduğu, ancak şirket müdürü … tarafından azil ve istifanın—– bildirilmediği, 29/03/2003 ———- sadece hisse devrine ilişkin tescil ve ilanın yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ———müdür olarak gözükmeye devam ettiği için, dava dışı ——– olduğu İstanbul ——– . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —————————–karar, yine aynı mahkemenin ——Esas—————- Karar dosyalarından —– tarafından düzenlenen harç tahsil müzekkerelerine karşı davacının —– Esas sayılı dosyada açtığı davanın, davacının şirket müdürlüğü görevinin devam ettiği bu hususun aksini kanıtlayan—- dosyaya sunulmadığından, vergi borcundan sorumlu olmadığının tespit ve ödeme emrinin iptali talebinin reddedildiği ve davacının mal varlığının bu nedenle haczedildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle davacının şirketteki müdürlük görevinin sona erdiğini tespitini talep etmesinde hukuki menfaati bulunmaktadır.
Mahkememiz tarafından davacı , dava dışı şirkete 31/01/2002 tarihinde müdür olarak 5 yıllığına atanmış ve bu dönemde şirketin ortağı ve müdürü sıfatıyla görev yapan tek müdürü iken, hisse devri sonrasında 26/12/2002 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürlüğünden azli ve yeni müdür atanmasına rağmen, ticaret sicil gazetesinde yeni müdürün işbu kararı tescil ve ilan ettirme hak ve yetkisi bulunmasına rağmen, tüm kayıt ve defterler kendisine teslim edilmesine rağmen, yeni müdürün görevini yapmayarak bahsi geçen ortaklar kurulu kararının sicilden tescil ve ilanının istenmediği anlaşılmaktadır.Oysa TTK 623. Maddesi gereğince şirket müdürünün en az birinin şirket ortağı olduğuna ilişkin emredici düzenleme bulunması nedeniyle yasa gereği davacının şirket müdürlüğü görevinin sona erdiği , işbu durumun sicile tescil ve ilan edilmemesinin, şirketteki davacının müdürlük görevinin sona ermesine ilişkin hukuki sonucu ortadan kaldırmayacağı, sadece iyi niyetli 3. Kişilere karşı davacının sorumlu olup- olmayacağının tartışılması gerektiği, vergi borçları ve harçlardan sorumluluğun , hisse devri ve davacının öncelikli istifası ve sonrasında 26/12/2002 tarihindeki azli ile sona erdiği, mahkememizce benimsenmiş, istifanın tek yanlı sonuç doğuran bir işlem olması ve azil kararının devir sonrasında şirketin ortaklar kurulunun oy birliği ile alınmış olduğu, hukuken geçerli işbu kararın bu nedenle 26/02/2002 tarihinden itibaren hukuki sonuçları doğurduğu mahkememizce benimsenmiştir.
Davacı aynı zamanda şirketin müdürünü … olduğunun tespitini talep etmişse de , dosyaya sunulan 26/12/2002 tarihli ortaklar kurulu kararı ilke şirket müdürünün … olduğu sabit olup bunun tescil ve ilan edilmemiş olması, işbu müdürün müdür olarak 26/12/2002 tarihinden itibaren görev yapmasına engel değildir. Davacı yönünden …’un şirketin müdürü olduğunun tespitinde bu nedenle hukuki menfaati bulunmadığı kendisini şirket müdürlüğü görevinin sonra erdiği görevinde hukuki menfaati olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, davanın kısmen kabulü ile davacının dava dışı ———— sicil nosunda kayıtlı —– — müdürlük görevinin , davacının işbu görevden azil tarihi olan 26/12/2002 tarihi itibariyle sona erdiğinin tespit ve —— tesciline , fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davacının dava dışı ——sicil nosunda kayıtlı—————- müdürlük görevinin , davacının işbu görevden azil tarihi olan ——- tarihi itibariyle sona erdiğinin TESPİT VE ———-TESCİLİNE,
2-İşbu hükmün özetinin —- gazetesinde İLANINA,
3-Fazlaya ilişkin istemin hukuki menfaati yokluğu nedeniyle REDDİNE,
4-Alınması gerekli olan 54,40.-TL ilam harcından peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubu ile kalan 10.-TL harcın davalı —– alınarak hazineye irad KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 233,65.- TL yargılama gideri ile 95.20 TL harç olmak üzere toplam 328,85.- TL yargılama giderinin davalı .—– tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6————–uyarınca davacı lehine takdir olunan 3.400,00.- TL vekalet ücretinin davalı .——alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, işbu kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul BAM Hukuk Dairesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.