Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/482 E. 2022/8 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/482 Esas
KARAR NO: 2022/8
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2020
KARAR TARİHİ: 11/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket aleyhine davalı tarafından —-ile icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin iptali istemiyle —- dosyasıyla şikayet yoluna başvurduklarını ve Mahkemesince—-tarihli kararıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, taraflarınca—- tarihli dosya hesabına istinaden aynı tarihte dosya borcunun kapatıldığını,—- tarihli kararında hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsili amacıyla —- sayılı dosyası ile karşı yan aleyhine icra takibi başlatıldığını ve —- tarihinde karşı yan tarafından kanaatlerince sehven —- hesabına yatırıldığını, bu hususun fark edilmesini takiben karşı yan vekilinin bilgilendirildiğini, —– tarihinde ilgili meblağın taraflarınca icra müdürlüğü hesabına iade edildiğini, icra müdürlüğünce paranın tekrar kendilerine gönderilmesi sebebiyle karşı yan vekili ile iletişime geçildiğini ve karşı yan şirket hesabına iade edilip bilgilendirildiğini, müvekkili olan davacı şirketin yeni bir abonelik talebinde bulunulduğunda karşı yan tarafından müvekkili olan davacı şirketin —– sayılı dosyasından dolayı borcu olduğundan bahisle yeni abonelik açılmayacağı, borcunun da herhangi hukuki sebebi olmaksızın—- dosyasının çok üzerinde —-olduğunun belirtildiğini, iletişime geçilmiş olmasına rağmen bu sorunun çözülemediğini, müvekkili olan davacı şirketin davalı yana herhangi bir borcu olmamasına karşın davalı yanın sebepsiz borç girişleri ve elektrik dağıtımındaki tekelini açıkça kötüye kullanılması nedeniyle —- ödemeyi daha fazla üretim kaybı yaşamamak adına mecburen ödediklerini, davalının elektrik dağıtımı konusunda tekelini kötüye kullanması sebebiyle yapılan ödemenin iadesini sağlamak amacıyla —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna başvurduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İcra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—— Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)—–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
—– tarihli ön inceleme duruşması —— numaralı ara kararı ile ; Dosya içeriğine göre davacı tarafın alacak kaleminin tespiti ve hesaplanması için dosyanın nitelikli hesaplamalar alanında uzman bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Dosyanın tevdi edildiği bilirkişi tarafından rapor tanzim edilerek dosyaya sunulmuştur.—- tarafından sunulan bilirkişi raporunda özetle; ”—- Davalı tarafından ibraz edilen defterlerin e-defter olduğu, davalı yasal defterlerinde davacıdan tahsil edilen ve edilmeyen bedellerin olduğunun görüldüğü, tahsili gerçekleşmeyen toplam bakiyenin — olduğu, bu borcun yıllar itibariyle ise dağılımının — yılında davalı hesabında ödenmemiş borç tutarının — yılında davalı hesabında ödenmemiş borç tutarının— olduğu, —- yılında davalı hesabında ödenmemiş borç tutarının — olduğu, —- yılında davalı hesabında ödenmemiş borç tutarının— olduğu, davacının takip talebinde — işlemiş faiz talep ettiği, buna göre —ödemenin kime ait olduğu tahsilat makbuzu tarihi olan —– tarihinden takip tarihi —- tarihine kadar geçen süre için——- hesaplama yapıldığında —-faiz talep edebileceği, davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin davalı defterlerinde bulunmadığı, davacı tarafından yapılan ödeme bedelinin— olduğu, ödeme tarihinden takip tarihine kadar geçen süre için ——talep edebileceği…” belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekilinin—-Tarihli dilekçesi ile rapora karşı beyan ve itirazlarını sunmuş olduğu, davalı tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmadığı, davalı vekilince — tarihli celsede bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerine dair beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin —– numaralı ara kararı ile Davalı şirkete müzekkere yazılarak; davacı şirket ile aralarındaki —- yıllarına ilişkin varsa yazışma, belge aktarımı, borç ibra senedi, borç tahakkuk belgesi ile ilgili dökümanların birer örneğinin gönderilmesi, — uyarınca davacı yönünden—-istinabe yazılarak uyuşmazlığa konu ticari defterler üzerinde inceleme yaptırılması—– davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
—-aracılığı ile davacı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış ve istinabe Mahkemesince görevlendirilen— tarafından tanzim edilen —– tarihli rapor Mahkememize gönderilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı tarafın şirketten takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, davacının davalıya takip tarihi itibariyle —ödeme yaptığı, davalının alacaklı olduğu —- dosya içeriğinde herhangi bir cevap dilekçesi bulunmadığı ve davalı tarafça takas defi ileri sürülmediği dikkate alındığında, dosya içeriğinde göre bu meblağın mahsubunun hukuken mümkün olmadığı, davacı şirket tarafından yapılan —– davacının beyanı ile davalıya sehven gönderilen ödemenin iadesi niteliğinde olduğu dikkate alınarak davalının— dönemi ve —– herhangi bir hukuki dayanağının olmadığı, temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren takip tarihi olan —– avans faizi yönünden davalının borçlu olduğunun tespit edildiği, icra inkar tazminatı hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu …” belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından—- üzerinden gönderilen —- tarihli dilekçe ile rapora karşı beyanlarını içeren dilekçe sunulduğu , davalı vekili tarafından —- tarihli duruşmada bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerine yönelik beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından huzurdaki dava ile, taraflar arasında daha önce cereyan eden ve alacaklısının davalı olduğu —- sayılı dosyası ve bu takip ile bağlantılı olarak davacı tarafından açılan —-dava dosyalarının bulunduğu, davacı tarafından — tarihinde icra dosya borcunun kapatıldığı,—- kararında işbu dosya davacısı lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsili amacıyla —- Esas sayılı dosyası ile karşı yan aleyhine icra takibi başlatıldığı ve —tarihinde davalı tarafından dosya borcu olan —- icra dosyasına yatırıldığı, davalı tarafından — tarihinde kanaatlerince sehven —– tarihinde ilgili meblağın taraflarınca icra müdürlüğü hesabına iade edildiği, ancak icra müdürlüğünce paranın tekrar kendilerine gönderilmesi sebebiyle karşı yan vekili ile iletişime geçildiği ve karşı yan şirket hesabına iade edilip bilgilendirildiği ve davacı şirketin yeni abonelik talebinde bulunduğunda karşı yan tarafından davacı şirketin —– sayılı dosyasından dolayı borcu olduğundan bahisle yeni abonelik açılmayacağı ve borcun da herhangi hukuki sebebi olmaksızın— dosyasının çok üzerinde olarak — olduğunun belirtildiği, —- ödemeyi daha fazla üretim kaybı yaşamamak adına mecburen ödedikleri iddiasıyla yapılan ödemenin iadesini sağlamak amacıyla başlatılan —- dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
—sistemi üzerinden celp edilerek incelenen—- dosyasında; Alacaklı tarafın —- borçlusunun —- gösterildiği, takip dayanağının — alacak olarak gösterilip takip çıkış miktarının —- olduğu, — tarihinde icra müdürlüğünce dosya kapak hesabı ile borç miktarının —- olarak hesaplandığı ve aynı tarihte borçlu tarafından icra müdürlüğü banka hesabına ödendiğine ilişkin tahsilat makbuzunun dosya içinde yer aldığı,
Yine — sistemi üzerinden celp edilerek incelenen —-dosyasında ise; Alacaklının —— borçlunun —- tarihinde icra müdürlüğünce yapılan dosya kapak hesabında borç miktarının — olarak hesaplandığı,— tarihinde icra dosyasına belirtilen miktarda borç tahsilatının ve devamında reddiyata ilişkin dekont suretlerinin dosya içinde yer aldığı, alacaklı vekili tarafından —– şirketi tarafından sehven 2. Kez para yatırıldığı ve bu nedenle yatan paranın icra dosyasına iade ettikleri ve paranın —şirketi vekili hesabına gönderilmesi yönünde yazılı talep dilekçesi ile —- tarihli tahsilat makbuzunun dosya içinde bulunduğu,
— tarihli —- dönemine ilişkin kapanış fatura bedeli— olmak üzere—- olduğu,
Taraflar arasındaki —- görüşme dökümlerinin davacı vekili tarafından dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Davacı tarafından — sayılı icra dosyasından —– asıl alacak üzerinden alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın —– üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Açılan davaya davalı tarafından cevap verilmediği, icra takip dosyasında borçlu tarafından borca, faize ve fer’ilerine itiraz edildiği, duruşmalara iştirak edilen davalı vekilince rapordaki aleyhe hususları kabul etmedikleri ile davanın reddine karar verilmesi yönünde savunmada bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından verilmiş cevap dilekçesi bulunmadığından 6100 sayılı HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davalı şirket tarafından—- icra dosyasından —- aleyhinde icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak — asıl alacak olarak gösterildiği, —- tarihli icra müdürlüğü dosya kapsak hesabına göre hesabı yapılan — borç miktarının aynı tarihte borçlu tarafından icra müdürlüğü banka hesabına ödendiği, — göre davacı tarafından —- ödeme yapıldığı, makbuz içeriğine göre tahakkuk ettirilen bedelin/borç sebebinin — Dönem olarak belirtildiği, makbuz içeriğinde fatura bedeli açıklamasıyla gösterilen —karşılık geldiği ve bu bedelin —– Esas sayılı dosyasına konu asıl alacak bedeliyle örtüştüğü, makbuz içerisinde yer alan diğer bedellerin faize ve—-ilişkin olduğu, ilgili icra dosyaları ve ödemeler bakımından taraflar arasında cereyan ettiği anlaşılan —– görüşme kayıtlarının dosya içerisinde bulunduğu, Mahkememizce re’sen seçilen ve istinabe Mahkemesi aracılığı ile seçilen bilirkişi raporlarının birbiriyle uyumlu, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduklarının anlaşıldığı, aksi yönde bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, — tarihinde davalı tarafından tahsil edilen —- hukuki dayanağının bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının ——- sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan 619,99-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Alınması gereken 212,48-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 158,08-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 -2 Maddesi uyarınca 3.110,49-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvuru harcı ile 7,80-TL vekalet harcı toplamı olan 116,60 -TL harç ile iş bu dosyada yapılan 1.099-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.215,6-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin e-duruşma yolu ile yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.11/01/2022