Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/48 E. 2022/286 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/48 Esas
KARAR NO: 2022/286
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının, davalı taraftan —– anlaşmasına ve bununla ifa edilen işyeri hekimliği ile işyeri iş güvenliği uzmanlığı hizmetlerinden doğan fatura alacağının tahsili için —– ile takip başlatıldığını, bu takibe davalı tarafından haksız şekilde itiraz edildiğini, davalının borca itiraz sırasında yetki itirazında bulunduğunu, bu itirazının haksız olduğunu, taraflar arasında imzalanmış —–başlığı ile taraflar arasında HMK m. 17 uyarınca yetki sözleşmesi yapıldığını ve —— anlaşmazlıklarda yetkili yer olarak belirlendiğini, tarafların ikisinin de tacir olup yetki sözleşmesinin bu şartlarıyla geçerli olduğunu, davacının iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösteren; bu faaliyeti kapsamında yaptığı sözleşmelerle iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hekimliği uzmanlığı hizmetleri vermekte olan bir şirket olduğunu,—— yıllarında işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanı hizmetleri verildiğini, davalının ödemelerini düzensiz şekilde gerçekleştirdiğini ve fatura borçlarından kaynaklanan ——- tarihli faturalara tekabül eden tutarları davalının ödemediğini ve işbu faturalara davalı borçlu tarafından — günlük sürelerde itirazda bulunulmadığını, davalının borcunu ödememesi sebebi ile ——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı söz konusu borca, faize ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının icra takibine itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek —–sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan yetki itirazının ve borca ve ferilerine itirazın iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa ——- belirlenen reeskont avans faizi işletilmesine, alacağın likit olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine ve ayrıca öncelikle İİK m. 257 uyarınca ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—— sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanak aslı dosya içerisinde mübrezdir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir — yıllarına —– formları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
—-tarihli, —- tarihli, ———tarihli cevabi yazıları dosya içerisinde mübrezdir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; —- tarihli yazı cevabında davalının —– yılından itibaren bilanço esasına göre defter tuttuğu beliritldiğinden tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
—- tarihli ön inceleme duruşması — numaralı ara kararı ile; Tarafların —- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde —-bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. —- tarafından sunulan —- tarihli raporunda özetle; — davacı yanca davalı adına — verildiği,Davacı tarafından incelenmesi üzere ibraz edilen defterlerin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu,Davacı şirket yasal defterlerine göre takip tarihi olan ——- tarihinde davalıdan olan alacağının — olduğu,Davacı yanca yapılan takipte —– faiz talebinde bulunulduğu ancak davalının temerrüde düşürülmediğinde faiz talep edemeyeceği…”belirtilmiştir.
Davalı vekili olarak — tarafından vekaletname —- sistemi üzerinden —- tarihinde Mahkememize sunulmuştur.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, bilirkişi raporuna karşı davacı vekilince sunulan beyan dilekçesi dosyada mübrezdir.
Mahkememizin —- tarihli celse — numaralı ara kararı ile davalının uyuşmazlığa ait ticari defterleri üzerinde —— bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere talimat yazılmasına karar verildiği, talimat mahkemesince davalıya çıkarılan tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği, verilen kesin sürenin —- tarihi itibariyle dolduğu, davalının verilen kesin süre içerisinde dosyaya defter ve kayıtlarını sunmadığından bahisle talimat evrakının iade edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin — tarihli celsesinde ; davacının — tutarında toplam –adet fatura keşide ettiği, —- yılında davacı yanca davalının ödeme yapmayıp—— bedelli verilen çek ile bakiye alacağın davacı yanca tahsil edilmiş olduğunun bildirildiği, raporun gerekçe ve sonuç bölümlerinde çelişki bulunduğu düşünüldüğünden çelişkinin giderilmesi bakımından ek rapor tanzimi için dosyanın daha önce rapor sunan bilirkişi ——- tevdiine karar verilmiş, tanzim edilen ek rapor Mahkememize sunulmuştur. Ek raporda özetle; ”…Kök raporda da yer verildiği üzere davacının davalıya verdiği ve hizmet sunduğu dönemlere ilişkin yapılan incelemede; davacı şirketin, iş güvenliği hizmetine ilişkin noter onaylı tespit öneri defterine şirket uzmanının yapmış olduğu ziyaretlerde girdiği önerilerin yer aldığı defter de incelenmesi üzere ibraz edildiği, —- tarihinde —– da imzasının yer aldığı görüş ve öneri raporunun ilgili defterde — sayfada,—- tarihinde —- da imzasının yer aldığı görüş ve öneri raporunun ilgili defterde—- tarihinde —– imzasının yer aldığı görüş ve öneri raporunun ilgili defterde —- tarihinde İşveren—– imzasının yer aldığı görüş ve öneri raporunun ilgili defterde —-tarihinde İşveren —— imzasının yer aldığı görüş ve öneri raporunun ilgili defterde —- tarihinde İşveren —- da imzasının yer aldığı görüş ve öneri raporunun ilgili defterde —- tarihinde ——— imzasının yer aldığı görüş ve öneri raporunun ilgili defterde —- yer aldığı, Davacı şirket yasal defterlerine göre; davacının —- tutarında toplam —- fatura keşide ettiği, —- yılında davalı yanca hiç ödeme yapılmadığı, —– bedelli verilen çek ile bakiye alacağın davacı yanca tahsil edildiği ve bu tarih sonrası yine — adet fatura keşide edildiği ve davalı yanca herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediği, takip tarihi olan —-tarihinde davalıdan olan alacağının — olduğu , tarafların (davacı yan yasal defterlerine göre) —- yılından bu yana çalıştıkları,— yılında davalıya verlen hizmet sebebi ile — değerinde toplam—- adet ve —- konu olamayacak kadar——– satış faturaları keşide edildiği, —- yılında davalının bu borca istinaden —– tarihli ve borç bedeli kadar yani —-değerinde çek vererek davacıya olan borcunu kapattığı, Bu ödeme sonrası —– adet satış faturası keşide edildiği, bu faturalar toplamının dava değeri olan ——-olduğu ve davalı tarafından bu bakiye borca ait bir ödeme gerçekleştirilmediği,—- tarihinde davalı aleyhine takip başlatan davacının davalıdan olan alacak bakiyesinin ——— olduğu ve bu bakiye bedel için her ne kadar faiz talep etmişse de temerrüde düşürülmeyen davalıdan faiz talebinde bulunamayacağı…” belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekilinin ——Tarihli dilekçesi ile rapora karşı beyan ve itirazlarını sunmuş olduğu görülmüştür.
—- Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Davacı tarafından —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —— üzerinden davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresi içinde icra müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve faiz oranına itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 114/1. maddesinde dava şartları tek tek düzenlenmiş olup, 114/2. Maddesinde “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir. İtirazın iptali davaları da HMK 114/1 maddesinde belirtilen genel dava şartları yanında; Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, Borçlunun geçerli bir itirazının bulunması, Davanın süresinde açılmış olması, Hukuki yarar bulunması, Takibi geçersiz kılacak diğer sebeplerin bulunmaması şeklinde özel dava şartlarına tabidir. Bu nedenle, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin yada edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerekmektedir.
Davalı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı incelendiğinde; Taraflar tacir olup aralarındaki sözleşmede yetki şartına ilişkin düzenleme bulunduğu, 6100 sayılı HMK 17. Madde kapsamında davalının yetki itirazının usulüne uygun olmadığı, icra takibinin yetkili icra müdürlüğü nezdinde yapıldığı anlaşılmakla, Mahkememizin ——- tarihli celsesinde davalının icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında—- tarihli —— bulunduğu, —- maddesinde hizmet bedelinin ——- olarak belirlendiği, sözleşmede ödeme gününe ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, davacı tarafından sunulan hizmete ilişkin öneri defterinde hizmet aylarında işveren imzası bulunmakla faturalara konu hizmetin davalıya verildiğinin kabul edilmesi gerektiği, HMK 222. madde ihtarını içeren tebliğe karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, sözleşme tarihinden önce de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve takibe konu asıl alacağın varlığının tespit edildiği, dosya kapsamında aksi bir delil bulunmadığı, bu halde takibe konu asıl alacağa yönelik davalı itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede ödeme gününe ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ve davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından davacı tarafın takipten önce işlemiş faiz alacağına yönelik talebinin yerinde olmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —– Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin —— asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Takibe, takip talebindeki talebi aşmamak kaydıyla değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 1.032,32-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 352,59-TL harçtan peşin alınan 62,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 290,53-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 213,86-TL harç ve 1.371,70-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.585,56‬‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 26/04/2022