Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/476 E. 2021/885 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/476 Esas
KARAR NO: 2021/885
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/05/2020
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının —- tarihli faturada belirtilen —- yaptığını ve teslim edildiğini, davalıya yapılan satış işlemine dair —- fatura düzenlendiğini, faturada satışı yapılan ürünün —-belirtildiğini, davalının borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine—— dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazında herhangi bir sebep belirtmeyen davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek davanın kabulu ile davalının icra dosyasına vaki itirazının iptaliyle takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından verilmiş cevap dilekçesi bulunmamaktadır. HMK. m. 128/1 uyarınca, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İcra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—- dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– celp edilmiştir.
— tarihli ön inceleme duruşması — numaralı ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. madde uyarınca taraflara — ait ticari defterlerini sunmaları için süre verilmesine, ticari defterler üzerinde —– tarafından davaya konu uyuşmazlıkla ilgili rapor tanzim edilmesine, tarafların ticari defterlerini sunmadığı veya ticari defterlerin bulunduğu yeri bildirmediği takdirde ticari defterlerini sunan tarafın defter içeriğinin kendi lehine delil olabileceğinin ayrıca ihtarına dair ara karar tesis edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
———–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
—-Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
—–Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların — yılına ait ticari defterleri üzerinde re’sen seçilecek bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş,—-tarafından düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; “..takip konusu faturanın tarafların —- yer aldığı, davacı şirketin uyuşmazlık yılında yevmiye ve defterikebir kayıtlarının —–sisteminde tutulduğu, bu defterlerin e-beratlarının mevcut ve mevzuata uygun bulunduğu, yasal defter ve kayıtların sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacının davalıdan icra takip tarihi — alacaklı olduğu, taraflar arasındaki işlemin ticari nitelik taşıdığı, dolayısıyla takip tarihinden itibaren alacağın tahsil ve tasfiye edileceği tarihe kadar avans faizi —— talep edebileceği, davalı takip borçlusunun takipte talep edilen bu tutarın tamamına itirazda bulunduğu,” belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından——bedelli faturaya dayalı alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın —– üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Açılan davaya davalı tarafından cevap verilmediği, icra takibine faturaya dayalı borcun bulunmadığı gerekçesiyle borca, faize ve fer’ilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
—celp edilen belgelerden, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu takip dayanağı faturanın taraflara ait —- yılına ilişkin —-yer aldığı anlaşılmıştır.
—tarihli ön inceleme duruşması—- numaralı taraflara ait ticari defterlerin incelenmesine dair HMK 222. Madde ihtarını içeren ara kararın davalı tarafa tebliğ edildiği, buna karşın davalı tarafından ticari defterler sunulmadığı ya da ticari defterlerin bulunduğu yerin bildirmediği anlaşılmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesiyle icra takibine konu —- bedelli faturanın davacı ve davalı tarafından — beyan edildiği, davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtların sahibi lehine delil niteliği taşıdığı ve ticari defterlerinde davacının davalıdan icra takip tarihi —–alacaklı olduğunun tespit edildiği” yönünde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, taraflara ait —— bedelli faturanın taraflarca beyan edildiği, davalının resmi kuruma yapmış olduğu beyanının kendisini bağlayacağı ve —- bildirimi yapılan faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, HMK 222. Madde kapsamında Mahkememizce yapılan ihtara rağmen davalı tarafından ticari defter ve belgelerin sunulmadığı, davacı tarafa ait usulüne uygun şekilde tutulduğu anlaşılan ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Mahkememizce re’sen seçilen —- bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının davalıdan takibe konu faturaya dayalı alacağının bulunduğunun tespit edildiği, aksi yönde bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, dolayısıyla davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazının haksız olduğu, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının ——takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20 si tutarında olan 3.000-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Alınması gereken 1.024,650-TL harçtan, peşin alınan 181,170-TL harcın mahsubu ile bakiye 843,480 -TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6. Maddesi uyarınca 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 243,37 -TL harç ile iş bu dosyada yapılan 900,50-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.143,870-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde — Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/12/2021