Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/436 E. 2020/171 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/436 Esas
KARAR NO : 2020/171

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/03/2020

Mahkememize ——. Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı ile gönderilen dosyanın incelenmesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin idaresinde olan —— tarihinde — — İstanbul otobanı istikametinde seyir halinde iken sol şeritte ilerleyen — sevk ve idaresinde olan — plakalı aracın kusurlu bir şekilde trafik kurallarını hiçe sayarak üstelik ehliyeti olmadığı halde aniden şerit değiştirerek müvekkiline ait —— plakalı araca çarptığını, çarpmanın etkisi ile bariyerlere vurduğunu hem maddi hem de yaralamalı kaza meydana geldiğini, kazaya ait kamera kayıtlarının da yer aldığını, buna rağmen görevli polis memurun tutanağı yanlış tutması sonucu müvekkilinin sigortadan parasını alamadığını, —zararı olan bu olayda müvekkilinin sehven tutulan tutanak sebebi ile % 50 kusurlu sayıldığını belirterek, tespit tutanağına itiraz ettiğini, kazaya sebebiyet veren —- plakalı araç sürücüsünün kusur tespitinin yapılmasını ve raporun yeniden düzenlenmesini bu surette zararın davalıdan alınması sureti ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstanbul Anadolu —-. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın usûlden reddine, hüküm kısmının ikinci fıkrasıyla dosyanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup tevzi bürosunca dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Eldeki davada, davacı ve davalının karıştığı trafik kazası sebebiyle oluşan zararın tazmini talep edilmektedir.
Haksız fiilden kaynaklı zararın tazminine ilişkin işbu dava, TTK ve diğer özel Kanunlar kapsamında mutlak bir ticari dava değildir.
Davacı ve davalı gerçek kişidir. Davacı ve davalının birer gerçek kişi tacir olduğu ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu yönüyle de nispi ticari davadan söz etmek mümkün değildir.
Hâlböyleyken huzurdaki davanın bir ihtisas Mahkemesi olan Asliye Ticaret Mahkemesinde görülme imkânı yoktur. Somut uyuşmazlıkta, genel görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Davaya bakmaya İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-)Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.