Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2021/372 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2021/372

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortalısı ————– 15/12/2015 tarihinde muhtelif hasarlar oluştuğunu, şirketi tarafından sigortalı mahalde meydana gelen hasarın tespiti amacıyla ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, müvekkili şirkete sunulan ekspertiz raporunda sigortalı — hasar tespit edildiğini, bu tutar—- tarihinde ödendiğini, sigortalı ile müvekkili şirket arasında —- ve bir delil anlaşması mahiyetinde olan sigorta poliçesi —-ve TTK nun 1472 md. Amir hükmüne göre müvekkil şirketin hasar bedelini ödedikten sonra sigortalısının haklarına kanunen halef olduğunu, müvekkil şirkete ödenmesi gereken 620,00 TL için davalı aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile borçlu davalının yaptığı itirazın iptali ile icra takibinin 620,00 TL asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, haksız itiraz nedeniyle alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —–adresindeki ——-ile sigortalandığını, bu dairenin ——–tarihinde muhtelif zararlar oluşturulduğu iddia edildiğini, taşınmazda 620,00 TL hasar tespit edildiğini, İAA ——. İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, hakkında açılan bu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin—- Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, taşınmazda 12/12/2015 tarihinde meydana gelen hasarlardan dolayı aleyhine dava açılmasının hukuken yerinde olmadığını, 3 ay önce satın almanın yanı sıra bu süre zarfında meydana geldiğine ilişkin bir ihbarın tarafına yapılmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLER
*İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğünün———Esas sayılı icra dosyası
*—- — Başkanlığı, —- Müdürlüğüne,——Başkanlığına yazılan müzekkere cevapları,
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle rücuen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı … şirketinin dava dışı sigortalısı ile aralarında — Poliçesinin yer aldığı, davacının sigortalı dairenin— numaralı daireden—- nedeniyle sigortalı dairede hasarlar oluştuğu, sigorta şirketinin bu hasarları sigortalısına ödediği, sigortalısının yerine geçerek —- rücuen tahsili için icra takibine giriştiği , davalının takibe itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Dava açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra yargılamanın her aşamasında reesen değerlendirilebilecek dava şartları ve özellikle göreve ilişkin hususlar öncelikle incelenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Sigortacının —- dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; — tarih, —Esas,—- tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu sigortalı dairenin ev olduğu, işyeri olmadığı, ticari vasıfta olmadığından davacının halefi bulunduğu dairenin ev olduğu ve davalıların da gerçek kişi olduğu anlaşıldığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde olmadığını, başka bir ifadeyle davacı ile davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki eylemin ticari dava olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle davalılara gerçek kişilere yöneltilen dava, ticari dava olmadığı anlaşılmakla; nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı dolayısıyla HMK’nın 4(1)/a maddesi uyarınca mahkememiz görevsiz olup, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olduğu, görevin dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya——–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
7-Sair hususların ayrıntılı kararda açıklanmasına,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda, HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.