Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/371 E. 2020/318 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/371 Esas
KARAR NO : 2020/318

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının Yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 20.02.2020 tarihli dava dilekçesinde; Davalı … ile müvekkili arasında ——imzalandığını davalının hizmet akdine istinaden müvekkiline ait işyerinde 11.09.2012 -30.04.2015 tarihleri arasında çalıştığını, davalının 30.04.2015 tarihinde istifa dilekçesiyle müvekkilinin işyerinden ayrıldığını, davalı——– her iki sözleşmede yer alan açık hükümlere aykırı surette ———————–icari faaliyete geçildiğini ve davalı ..——- bu şirketin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olarak atandığını, bu durumun müvekkil şirket tarafından öğrenildiğini, davalı ….————-konusunun kapsamları itibariyle müvekkil şirket ile rekabet etmemem yükümlülüğüne aykırı olarak davalının müvekkil şirket ile doğrudan rekabet içerisinde bulunduğunu, müvekkil şirket ile aralarında imzalanmış bulunan —– sözleşmenin 10. Maddesinde kararlaştırılan rekabet etmeme yasağına aykırı davranması nedeniyle cezai şart olarak kararlaştırılan 50.000 ABD dolarına 15 gün içerisinde müvekkil şirkete ödemesi konusunda ihtarname keşide olduğunu, davalı —————- tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesi sonucu düzenlenen tutanak kapsamında tarafların anlaşmaya varamadıklarını, sözleşmenin 10. Maddesinde yazılı bulunan 50.000 ABD doları cezai şartın kendisine keşide olan ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava edilmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde; ——– hizmet akdine bağlı olarak çalışması kapsamında; ————– yazıcı satın almış olan mevcut müşterilerin, bu makinelerde kullanacakları sarf malzemelerinin satışı ve yıllık bakım satışı hizmeti verdiğini, Müvekkilin davacı işveren hizmetinde, görev tanımında belirtilen dışında bir görevi olmadığını, müvekkilin davacı şirket bünyesinde iken elde etmiş olduğu bilgilerin davacı şirketin sekreterinin dahi bilebileceği düzeydeki bilgiler olduğunu, anılan bilgilerin davacı şirketin iş ve üretim sırlarına ilişkin bilgiler olmadığını, müvekkilin çalıştığı pozisyon da iş ve üretim sırlarını edinebileceği bir pozisyon olmadığını, hükümde cezai şart olarak belirlenen rakamın ———- olduğu ve bu rakamın davalının ekonomik olarak mahvına sebep olacak derecede ağır ve yüksek olmasının da ahlaka ve adaba aykırı sayılarak iptalinin gerektiğini, davacının sözleşmenin ihlal edildiğine dair herhangi bir iddiada bulunmadığını, Rekabet yasağı sözleşmesinin ihlal edildiğinin davacı tarafça ispatı gerektiğini, Davacı şirketin davalının ———————kurarak rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasıyla ve iddia ettiği bu aykırılığın gerçekleştiği tarihin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra bu davayı açtığını, bu sebeple öncelikle davadaki taleplerin zamanaşımına uğramış olması sebebi ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki iş akdinin sona ermesinden sonra, davalı işçi tarafından 05/12/2016 tarihli belirsiz süreli iş akdine aykırı davranıldığı iddiasıyla talep edilen haksız rekabetten kaynaklanan tazminat ve cezai şart alacağından kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında 11/09/2012 tarihinde kurulan bir iş akdi ile davalının davacı yanda çalışmaya başladığı ve 30/04/2015 tarihinde iş akdinin sona erdiği dosya kapsamında bulunan bilgilerden anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan işbu davada TBK 444 ila 447 maddelerinde düzenlenmiş uyuşmazlıkların mutlak ticari dava olup bu tür dava ve uyuşmazlıklarına ticaret mahkemelerinin görevli olduğu 6102 sayılı TTK’nın 4/1-c maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.Y erleşik yargıtay içtihatlarına göre iş akdinin feshinden sonra, işçi tarafından gerçekleştirilen haksız rekabet davalarında Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğun kabul edilmekteydi. (Yargıtay ——. Hukuk Dairesi’nin ——— karar sayılı ilamı vb) . İş akdi devam ederken işçinin, işverene karşı haksız rekabete dayalı eylemi nedeniyle sorumluluğuna ilişkin talepler yönünden 5021 sayılı yasanın 1 ve 7036 sayılı yasanın 5. Maddesindeki iş mahkemelerinin görevi ilişkin düzenlemeler kapsamında , iş akdi devame derken oluşan rekabet yasağının İş Kanunu 25/2 b,d ve e bentleri gereğince doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunulması sadakat borcunun ihlali olarak kabul edilmiş ve bu halde işverenin iş akdini feshedebileceği gibi tazminat da isteyebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca taraflar sözleşmenin bitiminden sonra da işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hüküm, sözleşme koyabilecekleri gibi, bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) de yapabilirler. İş kadi sona erdikten sonra , işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığında söz konusu olabileceği açıktır.
Dava konusu olayda taraflar arasındaki sözleşmeyle , işçinin işten ayrıldıktan sonra oluşan rekabet yasağına dayalı olarak TBK 444 ve devam maddelerinde düzenlenen sözleşmeyle kararlaştırılan ceza koşulunun tahsili istenmektedir.
Mahkememizde açılan işbu dava, 11/09/2012 tarihli sözleşmenin 10. Maddesinde kararlaştırılan rekabet etmeme yasağına aykırı davranması nedeniyle cezai şart olarak kararlaştırılan ——- dolarının davalıdan tahsili istemiyle dava açılmıştır.
Bu nedenle 25/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 2. Kısmının 6. Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarını iş mahkemelerinde bakılır.” hükmünden sonra; taraflar arasındaki iş akdi ve rekabet – gizlilik sözleşmesinden kaynaklanan tüm davalarda, bu eylemler akdin feshinden sonra gerçekleşse dahi, görevli mahkemeler iş mahkemeleri haline gelmiştir. Yeter ki, iş akdinin feshi bu yasanın yürürlüğe girdiği 25/10/2017 tarihinden sonra gerçekleşmiş olsun.
Mahkememizce de tespit edildiği gibi 6102 sayılı TTK’nın 4/1-c maddesi gereğince , TBK’ya yapılan atıf nedeniyle , TBK 444 ila 447 maddelerinde düzenlenmiş olan rekabet yasağına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan davalarda , ticaret mahkemeleri mutlak görevli mahkeme olduğu , yeni iş kanununun yürürlüğe girmesinden önce tartışmasız olarak yargı içtihatlarında kabul görmekteydi. Ancak davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı yasanın 5/1 . Maddesine göre , “6098 sayılı TBK’nın 2. Kısmının 6 . Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasındaki, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır.” şeklinde düzenleme getirilmiş olup bu düzenleme karşısında, işçi-işveren ilişkileriyle ilgili TTK’nın yürürlük tarihinde sonra yürürlüğe giren ve yeni yasada yapılan düzenlenmelerin TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi iş akdiyle getirilen rekabet yasağına ilişkin düzenlemeleri kapsamayacağı, yani işçi yönünden rekabet yasağına aykırılıklara ilişkin 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5/1-a maddesinin uygulanmasının gerektiği, bu kanun yürürlüğünden önceki iş akdinin feshinden önce oluşan olaylar nedeniyle bahsi geçen yukarıdaki Yargıtay kararlarının hukuki uygulanılırlığını yitirdiği mahkememizce benimsenmiştir.
Bu nedenle olayımızda da, taraflar arasındaki iş akdi 15/12/2017 tarihinde sona erdiğinden, o tarih itibariyle 7036 sayılı yasa yürürlükte olduğundan, Mahkememizce İstanbul BAM ——. Hukuk Dairesi’nin —-Esas ——- Karar sayılı hükmünde vurgulandığı gibi, görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda izah edilen nedenlerle,
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığı anlaşıldığından, İş Mahkemeleri Kanunun 5/1-a ve HMK. Nun 114/1-c ve 115/1 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli İstanbul Anadolu İş Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla; DOSYANIN ANADOLU NÖBETÇİ—- MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi —- Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNE,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.