Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/37 E. 2021/263 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/37 Esas
KARAR NO : 2021/263
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; icra takibinin dayanağı teşkil eden ve cari hesap ekstresinde gözüken faturalara konu mallar, fatura ve sevk irsaliyeleri ile birlikte davalı şirkete teslim edildiğini, ancak cari hesap ekstresinde yer alan bakiye borç müvekkil şirkete ödenmediğini, faturalar açık fatura niteliğinde olduğunu, cari hesap ekstresi ve tarafların banka kayıtları ile de ödeme yapılmadığını, davalı şirket malları teslim alıp, satış bedellerini ödemesine ve ödeme emri içeriğinde tarih ve sıra numaraları yazan ve ödeme emri ekinde kendisine gönderilen cari hesap ekstresine rağmen takibe itiraz ettiğini, davalı borçlunun haksız itirazının asıl alacak olan —– yönünden iptali ile icra takibinin asıl alacak üzerinden (takip sonrası işlemiş faiz ve masraflar dahil olmak üzere devamına %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda; davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıya —— fatura düzenlendiği, davalı tarafın davacı tarafa —– fatura düzenlendiği neticesinde takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten kaydi —— alacaklı olduğu, davalının ilgili faturalara yasal süre içerisinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği, davacının icra takibini asıl alacak üzerinden açtığı işlemiş faiz talep etmediği ayrıca dava dosyasında davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmadığını içerir rapor ibraz ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında yer alan ticari ilişki nedeniyle fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —-dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından —- tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —— tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davanın faturadan kaynaklı para alacağına ilişkin olduğu, fatura alacağı için davacının ilâmsız icra takibi başlattığı ve davalı-borçlu şirketin takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. Para borçları, alacaklının yerleşim yerinde ifa edilir. Ortada bir para alacağı varsa davacı-alacaklının yerleşim yerinde icra takibi başlatmasında ve dava açmasında usûle aykırı bir yön görülmediğinden davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraz reddedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davaya Konu Alacakların Tesbiti Yönünden İnceleme;
Davaya konu alacağın varlığını ve faturaya konu mal ve hizmetin sağlandığını davacı tarafından ispat edilmesi gerekir, davalı süresinde cevap dilekçesi sunmadığından davacının iddialarını inkar etmiş varsayılmıştır
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde ; Davacının —- vergi dairesi kayıtları ile davalının —– uyumlu olduğu, davalının süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı , süresi içinde ticari defterlerini incelemeye sunmadığı , davacının davalı adına düzenlemiş olduğu tüm faturaları davalının vergi dairesine bildirdiği ve itiraz ve iade faturası düzenlemediği, davacının ticari defterleri bir bütün olarak incelendiğinde davacının davalı şirketten kaydi —– alacaklı olduğu ve davalının itirazının yersiz olduğu anlaşılarak itirazın iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının ——- sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin —–asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-Fazlaya yönelik talebinin reddine,
2-İtiraz haksız ve alacak likit bulunduğundan takdiren kabul edilen alacağın %20 oranında hesaplanan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 1.768,29 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan —- harçtan mahsubu ile bakiye —— harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 823,40 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 749,30 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 340,29 TL harç gideri toplamı 1.089,59 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021