Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/366 E. 2021/257 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/366 Esas
KARAR NO : 2021/257
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili olan şirketten kimyevi madde satın aldığını ve bedelini ödemediğini, davalı şirketin müvekkili olan davacı şirketten —– ürünü aldığını, buna ilişkin —– irsaliye nolu ———fatura tanzim edildiğini ve e- fatura yolu ile davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketçe hiçbir surette malların karşılığı bedelin ödenmediğini, müvekkili olan davacının alacağını tahsili amacı ile —– sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, yapılan icra takibinin yetkisizlik kararı verildiğini ve ——– dosyası ile icra takibine devam edildiğini, davalı şirket tarafından itiraz edilmesi nedeni ile icra takibinin durduğunu dermeyan etmiş, haksız ve dayanaksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldığından; HMK. m.128/1 uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamının davalı tarafından inkâr edildiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
——- sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir — yılına ait — celp edilmiştir.
— tarihli Ön inceleme duruşması —- ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında taraflara —– yılına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi — bilirkişisine verilmiş, —— bilirkişinin, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzimi için ara karar tesis edilmiştir.
Ara karara ve ara kararın davalı şirkete tebliğine rağmen, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmamıştır. Ara karara rağmen ticari defterlerini dosyaya sunmayan davalı, HMK. m. 222/3 uyarınca davacının ticari defter içeriğini kabul etmiş sayılacaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): ———Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların —– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş,——– tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu ve ek raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; “.. davacı——– mükellefi olduğu, davacı şirket defterlerinde davalı şirketin — kod ile takip edildiği, takip tarihi olan —- alacaklı olduğu, davalı şirketin de e-fatura mükellefi olduğu, davacı yanca keşide edilen satış faturalarının davalı şirkete—– portal üzerinden elektronik olarak iletildiği, davacı yanca fatura içeriği ürünlerin davalı şirket yetkililerine tesliminin gerçekleştiği, davalının yasal süresinde ya da sonrasında ayıp ihbarında bulunmadığı, keşide edilen faturalara itiraz etmediği ya da iade faturasının düzenlenmediği, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı ve tarafların cari hesaba dayalı olarak çalıştıkları, davacı şirketçe ibraz edilen yasal defterlerin e-defter olduğu, sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacı yanca keşide edilen faturaların içeriği ürünlerinin davalı şirket yetkililerine teslim edildiği, ilgili sevk irsaliyeleri üzerinde şirket yetkililerine ait isim ve imza yer aldığı, davacı yanca keşide edilen faturaların e-fatura olduğu, davalı yanın da e-fatura mükellefi olduğu ve davalı yana bu faturaların —– portaldan elektronik ortamdan iletildiği, davalı yanca yasal süresinde ya da sonrasında faturalara itiraz edilmediği gibi davacının iddialarını da cevap vermediği, incelenmek üzere defter ve belge sunmadığı, davacı yasal defterlerine göre davalıdan takip tarihi olan —— alacaklı olduğu, takip tarihine kadar geçen süre için alacak bakiyesinin muaccel hale geldiği tarihten takip tarihine kadar —anapara için —– faiz talep edebileceği…” belirtilmiştir.
Ek raporda özetle “.. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı ve tarafların cari hesaba dayalı olarak çalıştıkları, davacı yanca keşide edilen faturaların içeriği ürünlerin davalı şirket yetkililerine teslim edildiği, ilgili sevk irsaliyeleri üzerinde şikayet yetkililerine ait isim ve imzanın yer aldığı, davacı yanca keşide edilen faturaların e-fatura olduğu, davalı yanın da e-fatura mükellefi olduğu ve davalı yana bu faturaların —– elektronik ortamdan iletildiği, davalı yanca yasal süresinde ya da sonrasında faturalara itiraz edilmediği gibi davacının iddialarına da cevap vermediği, davalının incelenmek üzere defter ve belge sunmadığı ancak davacı şirket ile davalı şirketin —- formlarında mutabık oldukları, davacının keşide ettiği her faturanın davalıya tebliğ edildiği, davacı yasal defterlerine göre davalıdan takip tarihi olan —- alacaklı olduğu, takip tarihine kadar geçen süre için alacak bakiyesinin muaccel hale geldiği tarihten takip tarihine kadar —— faiz talep edebileceği …” belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, davacı tarafın ticari defter içeriği, icra dosyasında yer alan faturalar, tanzim edilmiş mübrez bilirkişi kök ve ek raporu dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı tarafından davalıya satılan ürüne ilişkin fatura örneklerinin icra dosyasına sunulduğu, bahsekonu faturaların davacı ticari defterlerinde yer aldığı, davalının tesis edilen ara karara, ihtarata ve tebligata rağmen ticari defterlerini Mahkememize sunmadığı, davacının ve davalının e-defter mükellefi olduğu, davacı tarafından düzenlenen e-faturaların —- üzerinden elektronik ortamda bir e-defter mükellefi olan davalıya iletildiği, davalının tarafına gönderilen bahsekonu e-fatruralara itiraz etmediği, bu sebeple itiraz edilmeyen faturanın kesinleştiği, hâlböyleyken ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için Mahkememize sunmayan davalının davacı tarafın ticari defter içeriğini HMK. m. 222/3 uyarınca kabul etmiş sayıldığı, davacının ticari defterine göre davacının davalıdan —– alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının ticari defter ve kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının para alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak—— üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)—– sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —-üzerinden ticari avans faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 1.035,56-TL harçtan peşin alınan 167,28-TL harcın mahsubu ile bakiye 868,28-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 229,48-TL harç ile 638,50-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 867,98-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2021