Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/360 E. 2020/100 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/360 Esas
KARAR NO: 2020/100
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ: 24/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı velileri tarafından davacının eğitimi için davalıya———–TL peşin ödeme yapıldığını, davalı tarafından hiçbir eğitim hizmeti verilmemiş olmasına karşın peşin alınan eğitim ücretinin iade edilmediğini, davalının aldığı ancak iade etmediği eğitim hizmet bedeli için —— Noterliğinin —-tarihli ———-yevmiyeli ihtarnamesinin davalı tarafa gönderildiğini, davalı tarafından ——— tarihinde ihtarname tebliğ alınmış olmasına rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı aleyhine ——- İcra Dairesinin ———- Esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, icra takibine itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, Mahkemece her türlü hak ve alacakların tespit edilerek taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154),——— Kanunu (m.31), ———- Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması ——-yeterli görülmüştür.
Eğitim hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmeler, Türk Ticaret Kanunu ve diğer hususi kanunlar kapsamında, mutlak bir ticari dava olarak düzenlenmemiştir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, eldeki dava mutlak ticari dava değildir.
Huzurdaki dosyada; davacı gerçek kişidir. Davacı küçüğün, davalı şirketin okulunda eğitim görmesi amacıyla taraflar arasında bir hukuki ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Davacı küçük tacir değildir ve dava, davacı küçüğün ticari işletmesinden kaynaklanmamaktadır. Bu yönüyle eldeki uyuşmazlık, bir nispi ticari davaya vücut vermemektedir. Halböyleyken, ihtisas Mahkemesi olan Asliye Ticaret Mahkemesinde işbu davanın açılmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
6502 sayılı Kanun’un 3/1 maddesine göre;
k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir.
Buradan hareketle; davacı küçük bir tüketici olup eğitim verilmesi işlemi de bir tüketici işlemidir. Ortada, tüketici ve bir tüketici işlemi var olduğunda davanın 6502 sayılı Kanun’un 73/1 maddesi uyarınca ihtisas Mahkemesi olan Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacı küçük bir tüketici olup eğitim verilmesine dair bir tüketici işlemi sözkonusudur. Bu sebeple işbu davada ———- Tüketici Mahkemeleri görevli ve yetkilidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya————— Tüketici Mahkemeleri’nin GÖREVLİ ve YETKİLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ve yetkili nöbetçi ———– Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında görevli Mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar verildi. 24/02/2020