Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/353 E. 2021/682 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/353 Esas
KARAR NO : 2021/682
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı müvekkili — eğitimini sağlamak aamacıyla —- döneminde davalı eğitim kurumlarına kaydının yaptırıldığını, kayıtla birlikte yıllık eğitim ve öğretim ücreti olan ——– ödeme sözleşmesi imzalandığını, ödeme planı çerçevesinde davacı müvekkilinin davalı eğitim kurumuna sekiz taksitle senetleri imzalayarak teslim ettiğini, fakat eğitim dönemi başlamadan okulun kapandığını, bunun üzerine davacı müvekkilinin çocuğunu bir başka eğitim kurumuna kaydının yaptırdığını, davacı müvekkilinin —— feshini ve iadesini talep ettiğini, davalı kurumun davacıya sekizinci senedi iade ettiğini ancak diğer senetleri —–borçları karşılığı verildiğinden iade edilemeyeceklerini söylendiğini, toplamı — bugüne kadar iade edilmediğinden bahisle dava konusu— iptalini, ödeme ve protesto işleminin durdurulmasını için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve —– olarak davaya devam edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dosyaya sunulan fakirlik belgesi gereğince davacı vekilinin adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava,Taraflar arasında düzenlenen —- sözleşme akdedildiği, davacı tarafın sözleşme gereğince davalıya çocuğunun eğitimi için verilen —- olup olmadığının tespitine ve okulun kapanması nedeni ile davalıların sözleşme gereği edimlerini yerine getirip getirmediğine ilişkin uyuşmazlık olduğu anlaşılmaktadır.
—- hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunu—– kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır.Mutlak ticari davalar, —– gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz.—-sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır.—– maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. —- uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. — ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. —- yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür
Somut olaya gelindiğinde taraflar arasında yapılan sözleşmenin —–olmadığı, nispi ticari dava olmadığı anlaşılmakla , Alacağa yönelik bonolar eğitim bedelinden kaynaklı sıralı olarak davalı eğitim kurumuna verilmiştir. Dava konusu alacak temelinde ticari bir ilişkiye dayalı olmadığı gibi davalı da ticari bir ilişkiden kaynaklı olarak alacağa konu senetleri davacıya vermemiştir.Taraflar arasındaki ilişki ise —– maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmakta olup tüketici mahkemesi görevlidir.—- tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, ——- bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış, anılan kanunun —– doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkkate alınmalıdır.
Somut olayda iki tarafın arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğu anlaşılmakla; Tarafların sıfatı, davanın niteliği ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun nedeniyle, istemi inceleyip karara bağlama görevinin ticaret mahkemesinin görevinde bulunmadığı, tüketici mahkemesi görevinde bulunduğu anlaşıldığından talebin görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya—- Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli —-Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili huzurunda davalıların yokluğunda HMK 345/1. Maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren iki (2) hafta içerisinde —–Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere, karar verildi.30/09/2021