Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/349 E. 2021/947 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/349 Esas
KARAR NO: 2021/947
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/02/2020
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde meydana gelen bakiye alacağın tahsili amacıyla —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine durduğunu, cari hesap özetinden de görüleceği üzere cari ilişkide davacının—-borcu bulunduğunu, dosya alacağı için —- harici ödeme yapıldığını, ödenmeyen miktar için itirazın iptali talebi ihdas edildiğini, taraflar arasında onaylandığını, mutabakat mektubu bulunmadığını, alacak likit olup icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, —– faturanın müvekkili firma bu fatura karşılığını da tahsil edemediğini, itirazın iptaline takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,—– bedelli fatura kapsamındaki alacağın faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermemiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
1)Davacının delil vasfı taşıyan tıcarj defter ve açık hesap kayıtlarına, taraflar arasındaki açık hesap mutabakat yazılarına ve taraflara ait —–göre taraflar arasında yazılı olmasa da sözlü bir sözleşmenin bulunduğu, taraflar arasında ticari İlişkinin olduğu, taraflar arasında açık hesap ilişkisinde bulunulduğu,
2)İtirazın iptali davasına konu alacakla ilgili olarak;
Davacının —takip tarihi itibariyle — tutarlı alacağını teşkil eden davacının davalı adına düzenlediği —- bedelli fatura davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı ofup: davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacının davalıdan — takip tarihi itibariyle—–bedelli faturadan açık hesap ilişkisi içinde —– alacaklı gözüktüğü,
Davalı taraf ticari defter ve kayıt ibrazından kaçınmış olup değerlendirmesinin —— takdirlerinde bulunduğunu,
Taraflar arasında —- tarihli cari hesap mutabakatı mektubunun imzalandığı ve bu mutabakat formunda davalı tarafından davacıya — tarihi itibariyle — borçlu bulunulduğunun bildirildiği, davalının davacıya —- borçlu olduğunu kabul etttiği,
Davalının — incelenmesinde de, davacının — takip tarihi itibariyle — tutarlı alacağını teşkil eden davacının davalı adına düzenlediği —- bedelli faturanın davalının —- kayıtlı olduğu tespit edilmiş olunup, faturanın davalı tarafından bağlı bulunulan———- olunduğunun ve faturanın davalının ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğunun anlaşıldığını,
Yukarıdaki tespitler sonucunda, açık hesap ilişkisi içinde davacının — takip tarihi itibariyle —tutarlı alacağını teşkil eden davacının davalı adına düzenlediği —-bedelli faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği, fatura konusu ———- tarafından davalıya verildiği, davacı—- davalı —– takip tarihi itibariyle açık hesap ilişkisi içinde —– alacaklı olduğu,
Davalının — takıp tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacının— tutarındaki alacağına —- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi hükmü gereğince —– yıl vadeli mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faiz oranı— üzerinden faiz talep edilebileceği,
Davalı tarafın takip tarihi ile dava tarihi arasında icra dairesine —- kısmi ödemede bulunduğu, bu ödeme sonucunda davacının davalıdan —- işlemiş faiz olmak üzere toplam—- olarak hesaplandığı,
Davacının —– üzerinden itirazın iptali davası açtığı, değerlendirmesinin Yüce Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu,
3- Davacının davalıdan—dava tarihi itibariyle —- alacağı ile ilgili olarak;
Davacının davalı adına düzenlediği — bedelli faturanın davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olduğu, davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacının davalıdan ——alacaklı gözüktüğü,
Davalı taraf ticari defter ve kayıt ibrazından kaçınmış olup değerlendirmesinin —— takdirlerinde bulunduğu,
—- üzeri alış ve satışları kapsadığından dava konusu fatura —- tutarlı olduğundan taraflara ait — gözükmediği,
Davacının davalı adına düzenlediği dava konusu —- bedelli faturanın fotokopisi üzerinden yapılan incelemelerde; düzenlenen faturanın proje bedeli ile ilgili olarak tanzim edildiği, faturanın alacaklısının davacı — faturanın borçlusunun ise davalı —- olduğu, faturanın bedeli ödenmemiş açık fatura ——– olarak düzenlendiği, dava dosyasında dava konusu faturanın davacı tarafından davalıya gönderildiğine ve tebliğ edildiğine ilişkin olarak herhangi bir belge bulunmadığı gibi, davacı tarafından dava konusu faturaya konu proje hizmetinin davalıya verildiğine ilişkin belgelerin de dava dosyasında bulunmadığı, salt fatura tanzim edilerek kayıtlara alınması proje hizmeti yapıldığını ispata yeterli olmadığından ihtilaf vukuunda faturaya konu proje hizmeti ifa edildiğinin ve faturanın tebliğ edildiğinin usulen davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, davacının davalıya davaya konu faturayı tebliğ ettiğini, faturaya konu proje hizmetini verdiğini davacının somut belgelerle ispatlayamadığı, bu konudaki ispat yükünün faturayı düzenleyen davacıya ait olduğu,
Davacı tarafından davalı adına düzenlenen davaya konu —— bedelli faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve faturaya konu proje hizmetinin davacı tarafından davalıya verilmiş olunduğu davacı tarafından somut belgelerle ispatlanamamış olmakla birlikte, davacı tarafından davalı adına düzenlenen dava konusu —-bedelli faturanın davacının delil vasfı taşıyan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olmasının, davacı ticari defter ve cari hesap kayıtlarında davacının davalıdan davaya konu faturadan —–alacaklı gözükmesinin, davalının da ticari defter ve kaydı ibrazından kaçınmasının, incelemenin davacı defterleri ile sınırlı olarak yapılmasının HMK. 219. 220. ve 222. Maddeleri uyarınca değerlendirilmesinin münhasıran Yüce Mahkemenizin takdirlerinde bulunduğu, bu kapsamda davacının iddiasını ispat etmiş olduğunun kabulü halinde;
Davacı —- davalı —-İşlemiş faiz olmak üzere toplam — dava tarihinden itibaren—- değişen oranlarda avans faizi talebinde bulunulabileceğini bildirir görüş ibraz etmiştir.
DELİLLER
—- sayılı icra dosyası
*Davacı—-
*Taraf şirketlere—-
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacının fatura karşılığı alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu alacaklarının bulunup bulunmadığı, ayrıca davacının takibe konu olmayan ancak dava ile talep edilen fatura alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı aleyhine— tarihinde——– asıl alacak üzerinden icra takibinde bulunduğu , davalının itirazı ile takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, bu çerçevede açık hesap alacağının ve mutabakat mektubu gereğince takibe konu miktar ve takibe konu edilmeyen fatura nedeni ile davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Davacı iki talebi aynı davada konu etmiş ve HMK 110 maddesi uyarınca davaların yığılması sözkonusu olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı ise davaya cevap vermemiş inkar etmiş sayılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş ve yapılan incelemede davacı davasını —- yıllık dava açma süresinde açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflara ait uyuşmazlık yıllarına ilişkin vergi dairesi kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacının alacağının olup olmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin delil olarak dayanıldığı anlaşılmış ve mahkememizce taraflara ticari defterlerini incelemek üzere bilirkişi inceleme yaptırıldığı, davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalı şirketin ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1):—– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir ——
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacının lehine delil kabiliyeti bulunan ticari defterlerinden ver tarafların vergi dairesi kayıtlarından anlaşıldığı üzere taraflar arasında ticari bulunduğu, davacının ticari defterlerinde takibe konu—- tutarlı alacağını teşkil eden davacının davalı adına düzenlediği —- bedelli faturanın davalının Ba formunda kayıtlı olduğu tespit edildiği, faturanın davalı tarafından ticari defterlerine kaydettiği anlaşıldığı, ayrıca davacının davaya konu ettiği diğer talebinin —- bedelli fatura nedeni ile alacaklı olduğu olduğu , dava konusu edilen —- bedelli faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu , açık fatura olduğu davalının ticari defterlerini süresinde sunmadığı ve incelenmesine engel olduğu, ödemeye ilişkin bir itiraz ve belge sunmadığı anlaşıldığından davacının taleplerinin ispat edildiği, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı ve HMK 219, 220, 222 maddeleri uyarınca davacının taleple bağlı kalınarak davalıdan——- alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu nakdi kredi alacağı likit (belirlenebilir) olup hükme esas alınan miktar üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir —-
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
A-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin —— işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle DEVAMINA,
-Hükmedilen asıl alacağın takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanmak suretiyle %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B—– alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde alınması gerekli 3.866,96 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 371,66 TL (icra müd yatırılan 179,59 TL) toplamı 551,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.315,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.047,90 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 371,66 TL harç toplamı 1.419,56 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.159,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı davalı yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde———Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2021